Bu yazımda barsak florasını desteklemek için alınması gereken probiyotik ve prebiyotiklerden bahsedeceğim. Çünkü hem probiyotikler hem de prebiyotikler barsak sağlığımız açısından çok önem taşımaktalar. 

Öncelikle prebiyotik ve probiyotik nedir açıklayarak başlayacağım yazıma. Aslında ikisi de aynı şeymiş gibi görünse de görevleri açısından birbirlerinden çok farklı şeylerdir. Probiyotikler   yaşayan ve barsaklarımız için çok faydalı olan bakterilerin genel adıdır. Prebiyotikler ise barsak florası üzerindeki olumlu etkileri ile bu faydalı bakterilerin düzenini olumlu yönde etkileyen sindirilemeyen besin ögelerine verilen isimdir. Yani basit anlamda probiyotikler barsaklar için yararlı bakteriler prebiyotikler de bu bakterilerin besinleridir diyebiliriz.

Sindirim sistemimizde iki tip bakteri bulunabilmektedir. Bunlardan biri insan sağlığına olumsuz etki eden zararlı bakterilerdir. Diğerleri ise insan sağlığını olumlu yönde etkeleyen ve bağışıklığı artıran bakterilerdir. Bu bakterilere probiyotik denir.  Yapılan araştırmalarda kolon kanserini önleyici etki gösterdiği mesane kanserinde de olumlu etkileri görülmüştür. Ayrıca antibiyotiğin zararlı etkilerini de azaltabilmektedir. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği gibi enfeksiyonlardan da koruyabilmektedir. Yine sindirime yardımcı oldukları gibi bazı vitamin ve minerallerin emilimine de olumlu etki sağlarlar. Ayrıca barsakta zararlı bakterilerin oluşup çoğalmasını engellerler. Ama en önemli özelliği barsak florasını düzenlemeleridir.

Probiyotikler ( yani yararlı bakteriler ) ağızdan alındıktan sonra midede asidik ortamda bir miktar kayba uğrarlar. Daha sonra barsağa geçen bu bakteriler yaşamalarına uygun yerlere yerleşirler. Prebiyotikler ise ağız yoluyla alındıktan sonra sindirim kanalında hiçbir değişime uğramadan barsaklara gelirler  ve probiyotiklerle beraber mayalanırlar. Bu da probiyotiklerin çoğalmasına ve yayılmasına yardım eder.

Yararlı bakteri olan probiyotiklerin çoğu laktik asit bakterileri grubundandır. En önemlileri laktobasilluslar ve bifidobakteriumlardır. Probiyotik bakterilerini içeren en önemli besinler yoğurt kefir boza ve tarhanadır. Prebiyotik bileşenleri ise daha çok karbonhidrat grubunda bulunan ve genellikle çözünür lif işlevi görüp barsak aktivitesini olumlu yönde etkileyerek barsak hareketlerini düzenlemekte kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin emilimini ve yararlılığını artırmaktadır. Yani prebiyotikler sindirilemeyen ancak barsakta fermente olan ve barsaktaki bakterilerin çoğalmasını sağlayan besin ögeleridir. Ancak bütün lif içeren besinler prebiyotik değildir. Prebiyotiklerin başlıca kaynakları; soğan sarımsak enginar hindiba tam tahıllı besinler kurubaklagiller pırasa yer elması turşu suyu ve muzdur. Bu besinlerde bulunan prebiyotiklerin glisemik indeksi düşüktür az enerji verirler ve ayrıca dışkı hacmi ve sıklığını artırarak barsak sağlığına önemli bir katkıda bulunurlar.

Bunların dışında hem probiyotik  hem de prebiyotiklerin beraber bulunduğu besinler de vardır. Bu gibi besinlere sinbiyotik besinler denir. En iyi örneği ise yoğurttur. Günde 2 kase tüketmek barsak sağlığı açısından  büyük önem taşımaktadır.

SAĞLIKLA KALIN……