Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Koronavirüs Ve Beslenme

Oluşturulma tarihi: 27.01.2025 23:08    Güncellendi: 27.01.2025 23:08

Bildiğimiz üzere mevsim geçişlerinde sıkça rastlanılan ve oldukça bulaşıcı olan virüsler vücuda girerek nezle burun akıntısı boğazda yanma hafif ateş ve eklem ağrılarına neden olur. Bir viral enfeksiyon olan koronavirüs bazı bireylerde benzer etkiler bazı bireylerde ise daha şiddetli etkiler göstererek hepimizi tehdit altına almış durumda. Bize düşen hijyen kurallarına uymak mesafemizi korumak ve tüm bu enfeksiyonlara karşı vücudumuzu koruyan bağışıklık sistemimizi güçlendirmek. Bu konuda öncelikle bağışıklık güçlendiren sihirli besinler aramak yerine bağışıklığımızı düşüren alışkanlıklarımızı gözden geçirelim. Bu konuda birkaç örnek vermek istiyorum;

Yemek hazırlarken sıkça yaptığımız yağın kızdırılması besinlerin kızartılması ve kavrulması işlemi yağın trans formuna geçerek inflamasyon öncülü hale gelmesine ve karsinojen madde oluşumuna kızartılan ve kavrulan gıdalarda besin kayıplarına neden olur.

Yüksek ısıda uzun süre pişirme işlemi besinlerde vitamin ve mineral kayıplarına neden olur.

Gereksinimden az beslenmek enerji kayıplarına; fazla beslenmek ise yağlanmaya neden olarak bağışıklığımızı olumsuz etkiler.

Fazlaca tükettiğimiz endüstriyel ürünler hem trans yağ hem saf şeker hem de birçok katkı maddesini yüksek oranda içerir. Bu besinler uzun dönemde dokularımıza ciddi zararlar verir. Ayrıca bu ürünlerde yetişkinler için ayarlanan porsiyonlama çocuklarımıza fazla gelmekte ve güvenilir dozu aşmaktadır.

Bunlara karşın oldukça kolay birkaç değişiklikle bağışıklığımızı güçlendirebilir sağlığımızı koruyabiliriz:

Dengeli beslenmeye özen gösterelim; dengeli bir ana öğün et süt tahıl ve sebze grubunu beraber içeren öğündür.

Günlük 2-3 porsiyon süt ürünleri 2-3 porsiyon sebze 2-3 porsiyon meyve tüketmeye özen gösterelim.

İşlenerek vitamin-mineral içeriği azaltılmış boş enerji kaynaklarından uzak duralım yerine sağlıklı alternatiflerini tüketelim. Örneğin; beyaz ekmek yerine tam buğday tam tahıl çavdar ekmeği; pirinç yerine bulgur; sade makarna yerine kepekli makarna tüketelim.

Su tüketimimize dikkat edelim. Susamak vücudumuzun verdiği son belirtidir tüketim miktarımızı susama hissine göre belirlemeyelim. Su kabımızı her an görebileceğimiz bir yerde tutalım ve günlük en az bir buçuk litre tüketmeye özen gösterelim.

Ve gelelim en çok zorlandığımız bir türlü yapmak istemediğimiz ama en çok ihtiyacımız olan alışkanlığa; düzenli fiziksel aktivite. Fiziksel aktivite kalp kasının gücünü solunum kapasitesini dokuların duyarlılığını artırarak ve bağışıklığı güçlendirerek birçok hastalığa karşı korur. Dünya Sağlık Örgütü yetişkinlerin haftalık 150 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapmasını öneriyor.