Koronavirüs, 2019 Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkması ile birlikte, 3 yıl süre ile tüm Dünya'yı etkisi altına alan ve pandemiye neden olan SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu kaynaklı bulaşıcı bir hastalıktır. Covid-19'un en yaygın belirtileri ateş, öksürük, yorgunluk, kas ağrıları, baş ağrısı, iştahsızlık ve tat veya koku kaybıdır.
Koronavirüs (corona virüsü), SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu, soğuk algınlığı, grip veya zatürre gibi hissettirebilen solunum semptomları ve yüksek ateş gibi belirtiler ile ortaya çıkan oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Covid-19 kaynaklı ortaya çıkan koronavirüs belirtileri vücutta kırgınlık hissi, öksürük, yüksek ateş, nefes darlığı, aşırı halsizlik, kas ve eklem ağrıları, burun akıntısı veya tıkanıklığı ile tat ve koku kaybıdır. Koronavirüs özellikle kronik hastalığı olanlar kişilerde ciddi solunum sorunlarına neden olabilmektedir.
Koronavirüs'ün yakın temas ve damlacık yoluyla kişiden kişiye bulaştığı bilinir. Bu sebeple hastalık şüphesi taşıyan kişilerle yakın temas kurmamak, aynı ortamda bulunma mecburiyeti olsa bile maske takılması büyük önem taşır.
Virüse yakalanan ve covid olan çoğu kişi genellikle hastalığı hafif geçirir. Hafif geçirilmesinin yanında orta şiddette solunum yolu hastalığı da yaşanabilir ancak genel olarak özel tedavi gerektirmeden iyileşme yaşanır. Ancak bazı kişiler covid'i daha şiddetli bir şekilde yaşar. Bunun sebebi başta bağışıklık sisteminin düşük olmasıyla birlikte kronik hastalıklara sahip olunmasıdır. Özellikle 65 yaş üstü kişiler, yaşlılar, kardiyovasküler hastalıkları olanlar, KOAH hastaları, diyabet ve kronik solunum yolu hastalığı veya kanser gibi altta yatan tıbbi rahatsızlıkları olanların koronavirüs'ü ağır semptomlarla geçirme riski yüksektir. Bu kişilerin gerekirse hastane ortamında tıbbi tedavi alması gerekir.
Koronavirüs, COVID-19, Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu'nu (SARS) içeren geniş bir solunum yolu virüsü ailesine ait bir hastalıktır. Belirtileri grip ve soğuk algınlığı ile benzerlik gösteren covid vakalarında özellikle kronik hastalıkları olan kişilerin hastalığı ağır geçirme riski daha fazladır.
Virüs, enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması, konuşması, şarkı söylemesi veya nefes alması sırasında küçük sıvı parçacıkları halinde ağız veya burnundan başka bir kişiye geçerek bulaşabilir. Bu parçacıklar daha büyük solunum damlacıklarından daha küçük aerosollere kadar değişir. Örneğin bükülmüş bir dirseğe öksürerek solunum kurallarını uygulamak ve kendinizi iyi hissetmiyorsanız iyileşene kadar evde kalıp kendinizi izole etmek önemlidir. Bu izolasyon özellikle virüsün başka insanlara bulaşmasını engellemeye yardımcı olur. İzole olunmasa bile kişinin bulunduğu ortamlarda maske takması da faydalı bir önlemdir.
Covid-19'a neden olan SARS-CoV-2 virüsü devamlı olarak mutasyona uğradığı çok için çok sayıda varyant türemektedir. Varyantlar genel olarak omicron varyantının soyundan gelişmektedir. Dikkata değer, yaygınlığı bulunan covid varyantları şu şekildedir:
Mu varyantı ilk kez tarihler Ocak 2021’i gösterdiğinde Kolombiya’da tespit edildi. Dünya Sağlık Örgütü MU varyantının bilimsel olarak B.1.621 olarak adlandırdı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün haftalık bülteninde ‘bağışıklık kaçışının potansiyel özelliklerini gösteren bir mutasyonlar kümesine sahip’ olarak tanımlanmaktadır. Mu varyantının Kolombiya ve Ekvador'da vakaların yüzde 39 ve yüzde 13'ünü oluşturduğu bu ülkelerde zemin kazandığı görülmektedir.
Public Health England tarafından tarafından Ağustos ayında yayınlanan Mu varyantına ilişkin bir risk değerlendirmesinde, MU varyantının aşılamadan kaynaklanan bağışıklığa karşı en az Beta varyantı kadar dirençli olduğunu gösteren laboratuvar çalışması sonuçlarının altı çizilse de bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç görülmektedir.
5 Ekim 2020'de Hindistan'da tespit edilen, SARS-CoV-2'nin mutasyona uğramış, diğer covid-19 varyantlarından daha bulaşıcı olan B.1.617.2 (Delta) varyantıdır.
Şubat 2023'te tespit edilen, DSÖ tarafından izlenen varyantlar listesinde 5. sırada konumlanan eris varyantı koronavirüs'ün omicron varyantının mutasyona uğramış türüdür. EG.5.1 olarak da bilinmektedir. Eylül 2023'de Türkiye'de de 9 kişide görüldüğü açıklanmıştır.
Pirola varyantı, daha hızlı bulaşabilen ve aşıdan kaçma olasılığı olan BA.2.86 adı verilen omicron varyantının mutasyona uğramış halidir.
İlk olarak ABD'de ortaya çıkan JN1 varyantı, BA.2.86 varyantının spike proteininde türeyen, covid-19'un mutasyona uğramış yeni varyantıdır.
İlk olarak Almanya'da ortaya çıkan XEC varyantı, KS.1.1 ve KP.3.3 varyantlarının bir kombinasyonu olan omicron varyantının alt soyudur. Havalar soğudukça daha baskın bir hal alabileceği değerlendirilmektedir.
Aşılar varyant değiştiren COVID-19 virüslerine karşı bile kişileri koruyabilmektedir. COVID-19 virüsünün etkili olduğu dönemde şu varyantları geliştirmiştir ve bunlar Alfa (İngiltere), beta (Güney Afrika), gama (Brezilya), delta (Hindistan) ve epsilon (Kaliforniya) olarak sınıflandırılmaktadır. Bu varyantlar diğer varyantlardan daha çabuk bulaştığı gözlemlenmiştir.
Koronavirüs (covid-19) için yaygın belirtiler tat-koku kaybı, boğaz ağrısı, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, vücut ağrısı, öksürük, nefes darlığı ve ishaldir. Koronavirüs hastalığında enfekte olma ile semptomları gösterme arasındaki süre genellikle 2-14 gün arasında değişir.
COVID-19 belirtileri şunları içerir:
Koronavirüste bulantı ve kusma, Burun tıkanıklığı veya akıntısı ve bilinç bulanıklığı da görülebilir. Ayrıca şiddetli vakalarda zatürre, ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve ölüm riski söz konusudur.
Koronavirüse yakalanan bazı kişilerde hastalık hafif bir şekilde görülürken bazılarında ise hiçbir belirti yaşanmadan virüs vücuda girer ve sonra kaybolur. Ancak bazı durumlarda COVID-19 solunum yetmezliğine, kalıcı akciğer ve kalp kası hasarına , sinir sistemi sorunlarına ve böbrek yetmezliğine veya ölüme yol açabilir.
Koronavirüs hastalığında kuluçka dönemi olarak bilinen, enfekte olma ile semptomları gösterme arasındaki süre, 2-14 gün arasında değişir. Semptomların ortaya çıkması süresi ortalama olarak 5 gündür. Ortaya çıkan bu semptomlar çok hafif veya şiddetli olarak seyredebilir. Hastaların yaklaşık %80'inde Covid-19 yalnızca hafif semptomlara neden olmaktadır.
Koronavirüsün yol açabildiği ciddi semptomlar ise şu şekilde sıralanabilir:
Koronavirüs için risk teşkil eden, en çok etkilenmesi muhtemel olanlar özellikle yaşlılar, kanser ya da bağışıklığı baskılayan hastalıkları olanlar ve akciğer hastalıkları bulunanlardır ve bu kişilerde hastalık ağır şekilde seyredebilir. Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin neredeyse tamamında altta yatan farklı hastalıkların varlığının söz konusu olduğu söylenebilir.
Koronavirus herkesi etkileyebilir ancak eldeki verilere göre koronavirüsün ciddi komplikasyonlarına en duyarlı olduğ belirlenen kişi grupları şunlardır:
Ortaya çıkan semptom ve şikayetler sonrasında doktor COVID-19 için bir teste ihtiyacınız olduğunu düşünürse kesin tanı için kişiye PCR testi yapılır. PCR testi için kişiden alınan sürüntü örneği incelenmek üzere laboratuvara gönderilir ve sonuç bekleniyor. PCR testi pizitif ise kişinin koronavirüs teşhisi kesinleşir.
Covid testi pozitif çıkan kişi için belirtilerin hafifletilmesi ve hastalığın atlatılması için viral ilaçlar verilir. İlaçların kullanılmıyla birlikte kişinin vücut direncini artırmak için de yapması gerekenler söz konusudur. Öncelikle hastalık süresince bol su içilmelidir. Özellikle vücutta biriken toksinleri atmak için sıvı alımı önemlidir. Koronavirüs tedavisi süresince C vitamini zengini limon, portakal, greyfurt, mandalina ve kivi gibi bağışıklık sistemini güçlendiren meyveler tüketilmelidir.
Doğal tüketimin yanı sıra vücut direncini artırmak ve bağışıklığı güçlendirmek için takviyeler de alınabilir. İlaç, doğal beslenme ve takviyelerle birlikte koronavirüs'ün vücuttan atılması söz konusu olabilir. Ancak kronik hastalıkları olan ve hastalığa yakalanmış kişiler için kimi zaman hastanede müdahale de gerekebilir. Bu kişiler için oksijen desteği gerekebilir ve süreç hastane ortamında takip edilir.
Bilinen koronavirüs önlemleri olan maske kurallarına uyulması, sosyal mesafe kurallarına dikkat edilmesi, düzenli el yıkanması, hijyen kurallarına uyulması, bağışıklığı güçlendirici sağlıklı besinler tüketilmesini içermektedir.
Koronavirüs (covid-19) için Türkiye'de dahil olmak üzere pek çok ülkede aşı geliştirilmiştir. Yaygın olarak bilinen ve kullanılan aşılar şunlardır:
Koronavirüs için eski teknoloji ile üretilen ve yeni teknoloji ile üretilen aşılar bulunmaktadır. Eski tip teknoloji ile üretilenler inaktif aşılardır. Bunlar çok uzun yıllardır aşina olduğumuz aşılardır. Sinovac aşısı böyle inaktif bir aşıdır. Bunun kendine göre pek çok kolaylığı bulunmaktadır. Örneğin buzdolabında saklanabilir. Bu sayede transferi kolaydır. En ücra kasabalara, köylere kadar gönderilebilir. Dayanıklılığı yüksektir. Bildiğimiz bir teknik olduğundan daha güvenilir ve yan etkileri daha azdır. Olumsuz tarafı ise hazırlaması uzun ve zahmetlidir. İnaktif bir aşı üretmek için virüsün önce laboratuvarda çoğaltılması ve daha sonra inaktive edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla laboratuvarda bulaş riski ile birlikte daha uzun sürede daha az sayıda aşı üretilmesi gibi bazı dezavantajları bulunmaktadır. Bunun yanında daha yeni teknoloji aşılar ise mesajcı RNA aşılarıdır. Dünyada kullanılan Pfizer/BioNTech ve Moderna aşılarıdır. Yine Oxford- AstraZeneca aşısı ve Rusya’nın Sputnik V’si gibi benzer aşılar vardır. Bütün bu aşıların etkinlik açısından birbirine bir üstünlükleri bulunmamaktadır. Etkinlik açısından birbirine yakın sonuçlar verdiklerini söylemek mümkündür.
Covid-19 hastalığında semptomlar genelde tüm varyantlarda benzerdir. Koronavirüs belirtilerinde varyanta göre semptomların şiddeti değişkenlik gösterebilmekle birlikte, yaygın covid-19 belirtileri, ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı veya burun akıntısı, tat ve koku kaybı, baş ağrıs, ishal, halsiz hissetme ile kas ve vücut ağrılarıdır.
Koronavirüs genel olarak tat-koku kaybı, öksürük, nefes darlığı, halsizlik, kas ağrıları ve burun akıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bu belirtiler covid-19'un en yaygın belirtileri olarak görülür. Ancak kronik akciğer hastalığı veya KOAH olanlarla birlikte kronik kalp hastalığına sahip bireylerde daha şiddetli semptomlar ortaya çıkabilir.
Koronavirüste nefes darlığı, şiddetli öksürük, yüksek ateş, tat ve koku kaybı, ishal, bitkinlik, yoğun kas ve vücut ağrıları gibi belirtiler yaygındır. Gripte ise tat ve koku kaybı ve nefes darlığı çok daha nadirdir ya da hiç bu semptomlar yaşanmaz.
Pfizer-Biontech aşısının hem ilk dozdan sonra koruyuculuğun başlaması hem de bulaşmayı engelleme açısından etkili olduğuna yönelik araştırma sonuçları mevcuttur.
Covid-19 testi pozitif olan kişilerde, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığınca karantina süresi 7 gün olarak belirlenmiştir. 7. günden sonra semptomları hafiflemişse ya da belirti kalmamışsa karanti sona ermektedir. Yine hastalığın 5. gününde test yaptırılır ve sonucu negatife çıkarsa izolasyon sona erer.
Covid-19 testi pozitif çıkan kişi ile temas sonrasında covid aşılarını olmuş kişiler için karantina uygulaması yoktur, bu kişiler maske takarak tedbirli olabilirler. Aşı olmamış temaslı kişiler için de karantina süresi yine covid-19 hastalarında olduğu gibi 7 gündür. Belirti olup olmadığını takip edilir, belirti yaşanmışsa 5. günde test yaptırır ve sonuç negatifse karantina sona erer.
Koronavirüsün atlatılması, covid-19 olan bir kişinin iyileşme süreci bağışıklığına, yaşına, cinsiyetine, altta eşlik eden hastalıklara göre değişmekle birlikte, ortalama olarak 10-14 günde iyileşir. Ancak özellikle altta kronik hastalıkları olanlarlarda koronavirüslerin yaklaşık %30’unda tamamen iyileşme sürecinin 3 aya, yaklaşık %10’unda ise 6 aya kadar sürebilmektedir.
Yeni tip Coronavirus (SARS-CoV-2) hamile kadınlar için daha riskli olduğuna dair bilimsel çalışmalar halen yeterli değildir; ancak hamile kadınlardaki immünolojik ve fizyolojik değişiklikler viral enfeksiyonlara karşı daha hassas olmalarına neden olmaktadır. Bu sebeple gebe kadınların viral enfeksiyonlara karşı (Corona virüsün yol açtığı daha önceki enfeksiyonlarda olduğu gibi) ağır hastalık, hayati tehlike açısından daha riskli grupta oldukları söylenebilir.
Geçmişteki Corona virüs çeşitleri (SARS ve MERS salgınlarında) ile olan hastalıklarda, düşükler ve ölü doğum vakaları bildirilmiştir. Fakat şimdiki salgına neden olan Corona virüsun (COVID-19 hastalığı) gebelik üzerine etkisi konusunda yayınlanan tek bilimsel makalede (LANCET 12 .O2.2020) enfeksiyonu kapmış anne adaylarının doğum sonrası bebeklerinde herhangi bir Corona virüse ait sağlık problemine rastlanılmamıştır.
Bununla ilgili yapılan tek vaka çalışmasında, COVID- 19 pozitif anneden doğan bebeklerde olumsuz durum olarak erken doğum ve buna bağlı bebekte olabilecek riskler saptanmıştır ama uzun dönemde çocuğun sağlığına etkisi ile ilişkili kesin bir bilgi yoktur.
Virüs enfeksiyonu yakın temasla insandan insana damlacık yoluyla geçen veya öksürme, hapşırma ile bulaşan bir enfeksiyondur. Tek vaka serisinde COVID-19 enfeksiyonu olan annenin sütünde virüse rastlanılmamıştır.
Bugüne kadar 3 farklı mutant varyant tespit edildi. Bunlar, İngiltere suşu, Brezilya suşu ve Güney Afrika suşudur. Bu varyantların %60 daha kolay yayıldığı bilinmektedir. Bugün dünyada yayılmakta olan bu varyantlardır. Ancak mortalitesinin daha yüksek olduğuna dair bir veri bulunmamaktadır. Genellikle minimal mutasyonlar, genetik değişiklikler virüsün davranışında bir farklılığa yol açmazlar. Ancak aynı anda birden fazla yerde çok fazla sayıda dizilim değişir ise bu, virüsün hem öldürme gücünü hem yayılma gücünü etkileyebilir.
Koronavirüs olan veya şüphesi taşıyan biriyle yakın temas kurduktan sonra tat-koku kaybı meydana geldiyse bu durum en belirgin covid semptomu olarak bilinir. Bunun akabinde şiddetli kas ağrıları, öksürük, nefes darlığı ve halsizlik de bu belirtiler arasında yer alır.
Evet, yakalanabilir. Hem aşılanan hem de daha önce koronavirüs geçirenler tekrar yeniden covid-19 enfeksiyonuna yakalanabilirler. Varyant suşa da yakalanabilirler. Antikorları düştüğü zaman yani hastanın virüse karşı bağışıklığı tekrar zayıfladığı zaman koronavirüse yakalanabilir.
Yapılan çalışmalar hastaların %80’ini en az 3-6 ay koruduğunu göstermektedir. Ardından antikorlar süratle azalmaktadır. Ancak antikor seviyeleri düşse dahi belirli bir düzeyde koruyuculuğun devam ettiğine inanılmaktadır.
Evet, bulaşabilmektedir. Bu nedenle Covid-19 atlatan kişiler de maske takmak, sosyal mesafeyi korumak gibi korunma önlemlerine dikkat etmeye özen göstermelidir.
Aşıdan doz aşıdan yaklaşık 2 hafta sonra antikorlar oluşmaya başlar. Bu günden önce bulaş mümkündür ancak aşıdan 2 hafta sonra antikorlar oluşmaya başladığı için bulaş riski çok daha düşüktür. Antikorlar azalmaya başladığında bulaş riski tekrar artmaktadır. Aşı virüsün bulaşmasını ya da bir başka kişiye bulaştırılmasını önlememektedir. Bulaştığı kişide hastalığın ağır seyretmemesini sağlamaktadır.
Bazı hastalarda 4-6 hafta, bazı hastalarda 12 haftaya kadar uzamaktadır. Ancak çok az bir kısmında 6 ay kadar sürmekle beraber hastaların büyük bir çoğunluğunda 1-3 ay arasında geçmektedir.
Bugüne kadar bebeğe zarar verdiğini açıklayan bir çalışma yoktur. Hamilelikte de normal hamile olmayan bir kişiye göre daha ağır seyrettiğine dair bir veri elimizde henüz bulunmamaktadır.
İlaç kullanmayan hastaların bebeğini emzirmesi önerilmektedir. Covid-19 tedavisine yönelik olarak uzman doktorun kararına göre emzirmeye engel teşkil etmeyecek farklı bir tedavi de uygulanabilir.
İkisi aslında oldukça farklı. Alerjisi olan bir kişide hapşırık ön plandadır. Burun akıntısı, göz yaşarması, göz sulanması yaşanır. Semptomları olan bir Covid hastasında ise bu belirtilerden ziyade genellikle; ateş, yaygın kas eklem ağrısı, ishal, koku ve tat almada bozukluk gibi belirtiler vardır. Ancak elbette ki Covid hastalarının yaklaşık yarısının hiç şikayeti olmadan yani asemptomatik olarak ayakta geçirdikleri ve çevrelerine bulaştırabildikleri unutulmamalıdır.
Cinsel yolla bulaşmaz ancak cinsel temas sırasında yaşanan yakın temasla bulaşır. Artık hava yolu ve damlacık yoluyla bulaştığı çalışmalarla ispatlanmıştır.
Hayır, Covid-19 hastalığı atlatan kişilerde kısırlık görüldüğüne dair bir veri bulunmamaktadır. İnfertilite sorununun Covid-19 ile herhangi bir ilgisi bulunduğuna dair bir çalışma yoktur. İnfertilite tedavisi görmek isteyen kişiler bir Tüp Bebek uzmanı ve merkezinden randevu alarak bebek sahibi olma hayallerine kavuşabilirler.
Bütün organların yetmezliğine yol açabilir. Ciddi bir Covid-19 enfeksiyonu böbrekleri, beyni, kalbi, karaciğeri ve akciğeri etkilemektedir. Ağır seyirli hastalarda da bu organların yetmezliğine yol açabilir.
Covid-19 saç dökülmesine sebep olabilir. Bu nedenle Covid-19 geçiren kimselerin muhakkak saç dökülmesini önleyen şampuanları ve serumları kullanması, bunun yanında biyotin tablet alması önerilmektedir.
Maymun çiçeği virüsü hastalığı yani monkeypox dünyayı etkilediği için küresel halk sağlığı açısından önemi olan bir hastalıktır. Afrika'nın dışında ilk monkeypox salgını 2003 yılında Amerika'da görülmüştür. Bu salgında da 70’in üstünde vaka görülmüştür. Son dönemlerde de Avrupa ülkelerinde virüsün yayıldığı bildirilmektedir. Bu durum Dünya Sağlık Örgütü tarafından takip edilmektedir.
Sağlık Destek Sitesi tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 13 Şubat 2025
Yayınlanma Tarihi: 20 Eylül 2024
Sağlık Destek Sitesi
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.