Şekersiz şeker hastalığı olarak da bilinen diabetes insipidus, vücuttaki antidiüretik veya vazopressin şeklinde adlandırılan ADH hormonunun üretimindeki sorundan kaynaklı böbreklerin çok fazla idrar üretmesine neden olan nadir bir hastalıktır. Diabetes insipidus’un en yaygın belirtisi sık idrara çıkmak ve çok fazla susamaktır. Normal diyabette yüksek kan şekeri söz konusu iken diabetes insipidus vakalarında kan şekeri yüksekliği olmaz.
Diabetes insipidus, hipofiz bezinin vazopressin salgılamasının yetersiz olması ya da böbreklerin dolaşımdaki su dengesini sağlamakla görevli vazopressin hormonuna yanıt vermemesi sonucu oluşan, aşırı susama ve aşırı idrar atılımıyla karakterize bir bozukluktur.
Diabetes insipidus, vücuttaki sıvı seviyeleri dengesizleştiğinde ortaya çıkar. Bu duruma neden olan durum böbreklerin su atılımını önleyememesidir. Genellikle, antidiüretik hormon (ADH) adı verilen bir ADH hormonundaki problem buna neden olur. Vücut yeterli ADH hormonu üretmez veya buna uygun şekilde yanıt vermez. Bunun sonucunda da kişi aşırı susuzluk hissi ve gün içinde sık idrara çıkmak gibi belirtiler yaşar.
Diabetes insipidus, normal diyabet olan diabetes mellitus'tan farklı şekilde seyreder. Diabetes mellitus, yüksek kan şekerini içerirken diabetes insipidus’ta kan şekeri yüksekliği yoktur. Burada sorun hormonal bir problemdir ve çözümü de bunu içerir.
Yetişkinlerde görülen en yaygın diabetes insipidus belirtisi gün içinde yoğun susuzluk hissi ve sık idrara çıkmaktır. Kişi bu hislerin önüne geçemez. Ayrıca bebekler veya çocuklarda da bazı belirtiler ortaya çıkabilir. Bunların başında bebeklerin altını sık ıslatması, uyumakta zorluk çekmesi, ateş, kusma ve kabızlık gelir.
Diğer adıyla şekersiz şeker hastalığı olan diabetes insipidus, ADH hormonunda meydana gelen problem sonucunda meydana gelir. Bu problemin ışığında vücuttaki sıvı seviyeleri dengesizleşir ve böbrekler su atılımını önleyemez. Bunun neticesinde de kişi aşırı susama ile birlikte sık idrara çıkar.
Kısaca ADH’yi de açıklamamız gerekirse ADH hormonu beynin hipotalamus adı verilen bir bölümünde üretilir. Daha sonra beynin tabanında bulunan küçük bir bez olan hipofiz bezinde depolanır. Beynin çok az ADH üretmesine neden olan durumlar veya ADH hormonunun etkisini engelleyen bozukluklar böbreklerin su atılımını önleyememesine yol açar ve vücut çok fazla idrar üretmeye yol açar. Yüksek kan şekerinden bağımsız olan bu durum diabetes insipidus olarak bilinir.
Diabetes insipidus’a yol açabileceği düşünülen risk faktörleri ise şöyledir:
Diabetes insipidus vakalarının kendi içinde dört farklı türü bulunur ve bunlar şöyle açıklanabilir:
Merkezi diabetes insipidus: Merkezi diabetes insipidus olarak adlandırılan bu tür, diabetes insipidus'un en yaygın türü olarak kabul edilir. Vücut yeterli antidiüretik hormona (ADH veya vazopressin) sahip olmadığında meydana gelir ve yoğun idrara yol açar.
Nefrojenik diabetes insipidus: Bu tip diabetes insipidus, hipofiz bezinin yeterli ADH hormonunu salgıladığında ancak böbreklerin buna düzgün tepki vermediğinde ve suyu tutamadığı zaman ortaya çıkar. Bu sorun da sık idrara çıkma problemiyle kendini gösterir.
Dipsojenik diabetes insipidus: Dipsojenik diabetes insipidus, ADH üretimiyle ilgisi olmamasına rağmen hipotalamustaki bir sorundan dolayı aşırı susuzluk hissi ile gelen daha fazla sıvı tüketme ihtiyacına neden olur. Bu nedenle kişi sık sık idrara çıkar.
Gestasyonel diabetes insipidus: Gestasyonel diabetes insipidus ise hamilelik sürecinde gelişebilen ancak nadir ve geçici bir durumdur. Gestasyonel diabetes insipidus, bebeğe besin sağlayan geçici bir organ olan plasentanın ADH hormonunu parçalayan bir enzimi çok fazla üretmesiyle oluşur.
Birden fazla bebeğe hamile olan kişilerde, daha fazla plasenta dokusu olduğu için bu durumu geliştirme olasılığı daha yüksek olarak değerlendirilir. Gestasyonel diabetes insipidus genellikle hamilelik bittikten kısa bir süre sonra geçer.
Diabetes insipidus’un yetişkinlerde görülen en karakteristik belirtileri aşırı susuzluk hissi, yoğun sıvı tüketimi ve sık sık idrara çıkmaktır. Bunların dışında bebeklerde de görülebilen diabetes insipidus bebeğin altını çok ıslatması, ateş, kusma, kilo kaybı ve kabızlık gibi belirtiler ortaya çıkarabilir.
Yetişkinlerde görülebilen diabetes insipidus belirtileri şöyledir:
Bebekler ve çocuklarda ortaya çıkabilecek belirtiler ise şunlar olabilir:
Diabetes insipidus vakalarının karakteristik belirtileri ve şikayetleri hastalık konusunda fikir verebilir ancak gerçek diyabetle karıştırılmaması için birtakım testler istenebilir. Bu testler arasında idrar tahlili, ADH hormonunun değerini belirlemek için kan testi, şeker seviyelerinin belirlenmesi ve hipotalamusta herhangi bir sorun olup olmadığını görmek için MR yer alır.
Diabetes insipidus vakalarında hastalığın türüne bağlı olarak bir tedavi programı belirlenir. Başlıca yöntem ise ilaç tedavisidir. Doktor, türe bağlı şekilde bir ilaç reçete edebilir.
Diabetes insipidus, böbreklerin kanı filtreleme işlemi sırasında suyu koruyamaması sonucu ortaya çıkan nadir bir rahatsızlıktır. Bu da genellikle ADH hormonunda meydana gelen bozukluktan kaynaklanır.
Sağlıklı bir kişi günde 2-2.5 litre idrar yapar. Şekersiz şeker tanısı konması için ise yetişkinlerde günde en az 3 litre idrar çıkışı görülmelidir. Bu miktarın bazı hastalarda 20 litreye kadar çıkabildiği görülür.
Sağlık Destek Sitesi tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 17 Temmuz 2024
Yayınlanma Tarihi: 17 Temmuz 2024
Sağlık Destek Sitesi
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.