Göz kapağı düşüklüğü, göz çukurluğu, göz bebeğinde daralma ve yüzde bölgesel terleyememe gibi sorunlarla kendini gösteren Horner sendromu, birçok sağlık problemine bağlı olarak gelişebiliyor. Doğumsal olarak da görülebilen bu hastalık sonradan geliştiğinde altta yatan nedenin belirlenmesi ve tedavinin buna göre şekillenmesi önem taşıyor. Sağlık Destek Sitesi Bahçelievler Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Akalın, Horner sendromu (Claude Bernard-Horner sendromu) ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Göz bebeğini genişleten kasın felç olması halinde göz bebeği küçülür, buna göz kapağında yarı düşme, gözün göz çukurluğu içine doğru çekilmesi ve aynı tarafta yüzün yarısında terleme azlığı da eşlik eder. Bu tabloya Horner veya Claude Bernard-Horner sendromu adı verilmektedir.
Vücudumuzda birçok fonksiyon, kişinin bilinçli çabası olmadan otomatik olarak (otonom olarak) çalışır. Bunu sağlayan sinir sistemi bölümüne otonom sinir sistemi denir. Otonom sinir sistemi; kan damarları, kalp, mide, bağırsak, karaciğer, böbrekler, mesane, cinsel organlar, akciğerler, göz bebekleri, ter, tükürük ve sindirim bezleri dâhil olmak üzere iç organların ahenk içinde çalışmasını düzenleyen sinir sisteminin bir parçasıdır. Vücudun içinden veya dışından gelen uyarı ve isteklere bağlı olarak ilgili gerekli organ cevaplarını düzenler. Koşma veya heyecanlanma sırasında dokuların artan kan ihtiyacı için kalp ve solunum hızının artması, hava sıcaklığı yükseldiğinde vücut ısısını ayarlayabilmek için terleme, parlak ışıkta göz bebeklerinin küçülmesi veya karanlıkta göz bebeklerinin genişleyerek etrafın daha iyi görülmesinin sağlanmasının yanı sıra idrar yapma, dışkılama, cinsel tepki, tansiyon, sindirim, tükürük, ter ve gözyaşı üretimi bazı örneklerdendir.
Otonom sinir sistemi bozuklukları vücudun herhangi bir bölümünü veya sürecini etkileyebilir. Otonom bozukluklar geri dönüşümlü veya ilerleyici olabilir.
Horner sendromu otonom sinir sisteminin göz bebeği, göz kapağı ve terleme bezlerine gelen kısmının çalışmaması sonucu yüzün bir tarafını etkileyerek ortaya çıkar.
Horner Sendromunun tanısı fiziki muayene ve hastalık öyküsü dinlenerek konulur.
Tedavi, altında yatan nedene bağlıdır. Sebep olan hastalığın tedavisi yapılır. Horner sendromunun kendisi için bir tedavi yoktur. Kalıcı olması halinde eğer göz kapak düşüklüğü çok hafif ise ve görmeyi etkilemiyorsa hiçbir tedavi uygulanmayabilir. Kapak düşüklüğü göz bebeğini kapatarak görmeyi engellerse kozmetik cerrahi ile düzeltilebilir.
Horner sendromu her yaşta insanda gelişebilir.
Bu işlevleri sürdüren beyni göze ve yüze bağlayan otonom sinir liflerinin etkilenmesi sonucu olur. Gözleri ve beyni birbirine bağlayan bu otonom sinir lifleri dolambaçlı bir yol izler. Beyinden çıktıktan sonra omuriliğe inerler. Omuriliğin boyun parçasını geçtikten sonra göğüs omurlarının başlangıcı düzeyinde omurilikten çıkarlar, sonra karotis arterin (şah damarı) komşuluğunda boyuna doğru ilerleyip daha sonra kafatasından içeri girerek göze geri dönerler. Bu sinir liflerinin, yolları boyunca herhangi bir yerde etkilenmesi ile Horner sendromu ortaya çıkar.
Sinir liflerinin hasarı şunlardan kaynaklanabilir:
Bu hastalıkların kendine ait diğer özellikleri de vardır. Tek belirtileri Horner sendromu değildir. Başka belirtiler de birlikte olabilir. Örneğin akciğerin tepe tümörlerinden olan Pancoast tümörü olan hastada omuz ve kürek kemiği şiddetli ağrısı, kol ve göğüs duvarına yayılan ağrı, elde ve parmaklarda ağrı karıncalanma veya güçsüzlük olabilir. Kansere ilişkin halsizlik, kilo kaybı gibi diğer belirtiler eşlik eder. Horner sendromu da akciğerin tepesinden geçen otonomik liflerinin etkilenmesi sonucu ortaya çıkacaktır. Hastalığın seyri sırasında diğer belirtilerle beraber görülebilir.
Bir başka örnek de aniden gelişen bir Horner sendromunda ve bedenin bir tarafında güçsüzlük daha çok beyinde bir damar tıkanıklığını veya damar yaralanmasını düşündürmelidir. Aylar içinde yavaş ve sinsi gelişmesi tümör olasılığını akla getirmelidir.
Sağlık Destek Sitesi tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 18 Temmuz 2023
Yayınlanma Tarihi: 26 Ekim 2022
Sağlık Destek Sitesi
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.