Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), kısıtlı hava akışına ve solunum sorunlarına neden olan bir akciğer hastalığıdır. Akciğer damarlarının kronik tıkanıklığı ile karakterizedir. KOAH, öksürük, balgam çıkarma ve özellikle efor sarf etmekle beraber oluşan nefes darlığı şeklinde ortaya çıkar. Sigara, çevre ve hava kirliliği, ısınmak ya da yemek pişirmek için kullanılan biyoyakıtların gazları KOAH’ın sebepleri arasında yer alır. Akciğer enfeksiyonları KOAH'lı kişilerde ciddi sorunlara neden olabilir. Grip ve pnömoni aşıları gibi bazı aşılar özellikle KOAH'lı kişiler için önemlidir.
Kronik obstrüktif akciğer hastalığının kısaltması olan KOAH, hava kesecikleri olan bronşların daralması sonucu akciğerde elastikiyet kaybı, nefes darlığı, öksürük ve hava akımının kısıtlanması ile karakterize kronik inflamatuar bir akciğer hastalığıdır. KOAH, amfizem ve kronik obstrüktif bronşiti de içerir. Kronik bronşit, en az iki yıl üst üste görülen ve bu iki yılın en az üç ayında semptomları ilerleyici bir rahatsızlık olarak bilinir. Amfizem ise, kana oksijen taşınmasını sağlayan hava keseciklerinin esnekliğini kaybetmesine neden olan bir hastalıktır. Bunun sonucunda akciğerde elastikiyet kaybı ve nefes darlığı görülür.
KOAH yalnızca akciğerleri değil tüm vücut sistemini olumsuz etkileyen önemli bir hastalıktır. Diyabet, kemik erimesi, kalp damar tıkanıklıkları, kaslarda enfeksiyon dışı iltihaplar gibi sorunlar KOAH ile birlikte görülebilmektedir. KOAH akciğer yaşlanmasını hızlandıran önemli bir hastalıktır.
KOAH’ın en yaygın nedeni sigara olarak bilinir. Bunun yanından kişinin mesleki açıdan ciğeri etkileyen durumlara maruz kalması ve çevresel faktörler gibi durumlar da KOAH nedeni olarak bilinir. Hastalığın sinsi bir şekilde ilerlemesinden dolayı teşhisi de bu noktada zorlaşabilir. Birçok kişi akciğer kapasitesinin büyük bir kısmını kaybetmesiyle beraber KOAH olduğunun farkına varabilir.
KOAH, 40 yaş üstü her 5 yetişkinden birinde görülen bir hastalıktır. KOAH teşhisi alanların büyük çoğunluğu sigara içen veya çok uzun süre sigara içmiş ve bırakmış kişilerdir.
Yapılan araştırmalar kadınların tütün dumanına daha duyarlı olduğu ve erkeklerle eşit miktarda sigara içmelerine rağmen daha şiddetli hastalık geliştiği göstermektedir.
Hastalık sinsi ilerlediği için ve sigara bağımlıları öksürük, balgam çıkarma gibi şikayetleri önemsemediklerinden hastalık teşhisi konulduğunda, hastalar akciğer kapasitelerinin önemli kısmını kaybetmiş olmaktadır.
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı yani KOAH, dört farklı evrede incelenen ilerleyici bir hastalık türüdür. Hastalığın her bir evresi kişinin maruz kaldığı faktörlere, akciğer kaybının derecesine göre farklılık gösterebilir. Sinsi bir hastalık olan KOAH erken dönemde fark edilmeyebilir. Fakat hastalığın ilerlemesiyle beraber solunum zorluğu, öksürük, balgam üretimi semptomlar daha belirgin bir hale gelebilir. KOAH evrelerinin belirlenmesi, hastalığın yönetimi ve semptomların yönetimi açısından önemlidir.
KOAH evreleri şöyle sıralanabilir:
KOAH’ın ilk evresinde akciğer fonksiyonlarında azalmalar ortaya çıkabilir. Bu durum genellikle kişinin günlük aktivitelerini etkileyerek, nefes darlığı gibi belirtilerin oluşmasına neden olabilir. KOAH 1.evre belirtileri şöyle sıralanabilir:
KOAH’ın 2.evresinde ise kişinin akciğer fonksiyonları daha azalarak belirtilerin arttığı görülür. Kişi bu evrede günlük aktivitelerini yapmakta güçlük çekebilir. Semptomların rahatsız etmesiyle beraber kişi bu süreçte doktora başvurabilir. KOAH 2.evre belirtileri şöyle sıralanabilir:
Bu evrede hastalığın ciddi bir boyuta ulaştığı görülür. KOAH 3.evrede kişinin solunum kapasitesi ciddi oranda azalır. Bunun yanında günlük yaşam aktivitelerinin zorlaştığı görülür. Ataklar da daha bu süreçte dahil olarak kişiyi önemli oranda etkiler. KOAH 3.evre belirtileri şöyle sıralanabilir:
KOAH 4.evre hastalığın son evresi olarak bilinir. Bu evrede akciğerler ciddi oranda hasar gördüğünden kişi günlük aktivitelerini yerine getirmede güçlük çekebilir. 4.evre KOAH durumunda kişinin yaşam kalitesinin önemli oranda etkileyerek oksijen tedavisini gereklilik haline getirebilir. KOAH 4.evre belirtileri şöyle sıralanabilir:
KOAH, belirtilerini göstermesinin ardından erken teşhis ve tedavi sayesinde kontrol altına alınabilir. Kişinin sigarayı bırakması, düzenli olarak egzersiz yapması ve buna bağlı olarak sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi önemlidir. Bu durum hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir.
Fiziksel aktiviteler ile ortaya çıkan nefes darlığı, balgamlı öksürük, göğüste sıkışma ve rahatsızlık hissi, hırıltılı nefes alma, genel halsizlik ve enerji eksikliği, plansız kilo kaybı, akciğerlerde sık enfeksiyon yaşanması ve bacak ve ayaklarda şişlik (ödem) KOAH belirtileridir.
KOAH hastalığında görülen belirtiler şunlardır:
Gençlerde, akciğer kapasitesinin yeterli olması nedeniyle günlük yaşamları bu belirtiler yüzünden olumsuz etkilenmemektedir. Oysa ki bu şikayetlerin iki sene üst üste en az 3 ay süreyle yaşanması, mutlaka doktora başvurmayı gerektirir. Eğer sigara içmeye devam edilirse ve hastalık ilerlerse öksürük şiddetlenir ve balgam miktarı gittikçe artar. Hastalar günün her saatinde balgam çıkarmaya başlar. Bazen boğulacak kadar şiddetle öksürükler oluşabilir.
Koah’ın son evresi 4.evre olarak bilinir. KOAH hastalığında son evrede şu belirtileri ortaya çıkabilir:
KOAH genellikle "sigara içenlerin hastalığı" olarak bilinir fakat sigara içmek KOAH gelişimi için ana risk faktörlerinden biri olmasına rağmen, hiç sigara içmeyen kişilerde de KOAH oluşabilir. Kronik obstrüktif akciğer hastalığının en yaygın görülen risk faktörleri şunlardır:
Sigara kullanımının yanında, KOAH gelişme riskinin artmasının bazı nedenleri, iç ve dış ortam kirliliğine maruz kalma, mesleki maruziyet ve sağlık hizmetlerine erişim eksikliğini içerebilir.
KOAH hastalığında erken tanı ve müdahale, hastalığın ilerleyişini durdurabilir ya da yavaşlatabilir. Tanıda öncelikle hastanın şikayetleri değerlendirilmekte ve solunum fonksiyon testleri ile akciğer grafisi gibi tetkiklerden yararlanılmaktadır. Solunum kapasitesi, hastanın yaşı, cinsiyeti ve kilosuna göre olması gereken fonksiyon hedef alınıp ölçülmektedir. Solunum testi ile hem KOAH teşhisi konur hem de hastalığın şiddeti belirlenir. Kan oksijen seviyesi ölçümü, bazı kan ve egzersiz testleri diğer yardımcı tetkiklerdir.
KOAH tedavisinde ilk yöntem bronşları genişleterek oksijen alımını artırmayı sağlayan bronkodilatör ilaç kullanımı olup, sigaranın bırakılması, tozlu ve dumanlı ortamlarda bulunmamak temel tedavi girişimleridir.
Sigara bırakıldığı zaman hava yollarında ve akciğerdeki hava keseciklerindeki bozulmaların şiddeti de yavaşlamaktadır. KOAH’ta ana tedavi var olan veya daralmış olan hava yollarını açan ilaçlardır. Ayrıca balgam sökücü bir takım ilaçlar, enfeksiyon oluşursa antibiyotikler tedavi kapsamında verilmektedir. İlaçlar düzenli kullanılmazsa hastalık ilerler, sürekli nükseder ve hastane yatışları artarak birçok yan etkiler gelişebilir. Son yıllarda özellikle KOAH’ın amfizem ve kronik bronşit formları bronkoskopik, volüm azaltıcı metotlarla tedavi edilebilmektedir.
Diyafram göğüs kafesiyle batın arasındaki yer alan solunumda çok önemli bir kastır. Bazı durumlarda akciğer şişer ve diyafram aşağıda, kasılıp akciğeri pasif hale getirebilir. Bu metotlarla şişkin olan bölgelerin volümü azaltılarak akciğerin sağlam kısımlarının solunuma katkısı artırılmaktadır. Uygulama sonrası ciddi şekilde nefes darlığı çeken hastalar nefeslerini rahatça alarak daha konforlu hayata kavuşabilmektedir.
KOAH hastalığından korunmak ve kontrol altında tutmak için sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturmak gerekir. Bu da doğru beslenme, doktor kontrolünde olan egzersiz programıyla, düzenli uyku ve sigaradan uzak durmayla gerçekleşir. Bunun yanında KOAH’tan korunma yöntemleri şöyle sıralanır:
Sigara içmek, KOAH’ın en büyük nedenlerinden biri olduğu için sigarının tamamen bırakılması önemlidir. Özellikle pasif içici durumundaysanız, KOAH riskini artırabileceğinden o ortamdan uzaklaşmanız önerilir.
Kişinin düzenli olarak egzersiz ve yürüyüş yapması akciğer kapasitesini artırarak genel sağlık durumunun iyileşmesine destek olur. Özellikle hafif ve tempolu yürüyüşler, akciğeri zorlamayan egzersizler tercih edilebilir.
Soğuk hava ve hava kirliliği KOAH semptomlarının kötüleşmesine neden olabilir. Bu nedenle dışarı çıkarken dikkatli olunması gerekir. Ağzı ve burnu kapatacak şekilde atkılar kullanılması önerilir.
Gün içerisinde yaşanan ya da genel stres kişinin nefes darlığını artırarak KOAH krizlerinin tetiklenmesine neden olabilir. Bu sebeple nefes egzersizleri yapmak, meditasyon ve rahatlatıcı aktivitelerden yararlanmak gerekebilir.
KOAH’a karşı önlem almak için kişinin vücuduna yeterli miktarda vitamin ve mineral alması gerekir. Bu durum bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlayarak enfeksiyon riskini azaltır. Bunun yanında günlük su tüketimine dikkat ederek balgamın kolay bir şekilde atılması amaçlanır.
KOAH hastalığının yol açabildiği semptomlarınızı hafifletmek, yaşam kalitesini artırmak için aşağıdaki önerilere dikkat edilmelidir:
KOAH krizi, hastalığın akut evresinde gelişerek alevlenme dönemi olarak isimlendirilir. Bu kriz anında kişide öksürük, nefes darlığı ve balgam gibi belirtiler ortaya çıkar. Havanın kirliliği, enfeksiyon ve tütün dumanın gibi tetikleyiciler sebebiyle görülebilir. Kriz anında hastalar günlük aktivitelerini yerine getirmekte güçlük çeker. Ciddi solunum sıkıntısına neden olan bu durum karşısında müdahale edilmesi gerekebilir. KOAH krizleri akciğer fonksiyonlarının daha hızlı kaybına neden olabilir.
KOAH hastaları, beslenme düzenine dikkat ederek özellikle tuz ve sodyum içeren gıdalardan kaçınmaları gerekir. Bu tür besinlerin tüketilmesi kişinin vücudunda sıvı birikimine neden olabilir. Bunların yanında şeker ve rafine karbonhidratlar da akciğer fonksiyonlarını etkileyebileceğinden baklagiller, lahana, gazlı içecekler gibi karın bölgesinde basınca neden olarak solunum zorluğu yaşatacak besinlerin tüketilmemesi önerilir.
KOAH hastalığı tütün kullanımı, mesleki ve çevresel maruziyet, genetik faktörler gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığından bulaşıcı değildir. Fakat KOAH hastaları solunum yolu enfeksiyonlarını sık sık yaşadığı göz önünde bulundurulduğunda bu enfeksiyonların bulaşıcı olduğu söylenebilir. Bu nedenle hijyen kurallarına dikkat edilmesi ve temastan kaçınılması gerekir.
KOAH, akciğerlerde meydana gelen hasar ve hava yollarının daralması nedeniyle meydana gelen bir hastalık türüdür. Bu nedenle kanser türü olarak değerlendirilmemektedir. KOAH hastalarında akciğer kanseri görülme riski sağlıklı kişilere kıyasla daha yüksek olarak bilinir.
Koah, hava yollarının daralması ve tıkanması ile ortaya çıkan akciğer hastalığıdır.
KOAH hastaları kızarmış yiyecekleri sınırlamalı, tuz tüketimini azaltmalı, işlenmiş etleri yememeye dikkat etmeli, gazlı içecekler ve süt ürünleri kullanmamaya özen göstermeli, brokoli ve brüksel lahanası gibi turpgillerden uzak durmalıdır.
Koah hastaları protein açısından zengin olan yağsız kümes hayvanları, yumurta, yağsız kırmızı et, yağlı balıklar, bezelye, mercimek, kinoa ve fasulye gibi kompleks karbonhidratlar, avokado, domates, kuşkonmaz ve muz gibi potasyum açısından zengin gıdalar, zeytin yağı, hindistan cevizi yağı ve peynir gibi sağlıklı yağlarla beslenmeye dikkat etmelidir.
Şiddetli olmayan öksürük ile birlikte az miktarda balgam çıkarmak KOAH’ın erken habercisi olabilir. KOAH tanısında gecikilmesinin en önemli sebebi, sigara içenlerin öksürüğü ve balgamı normal kabul etmeleridir. Oysaki normal öksürük ya da normal balgam yoktur. KOAH’lı kişiler, öksürük ve balgam yakınmaları iyice artana kadar doktora gitmemektedir. Kişi sigara kullanıyorsa öksürük ve balgam şikayeti varsa mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurmalıdır.
Can kaybına yol açan hastalıklar arasında dünyada 4. Türkiye’de ise 3. sırada yer almaktadır. KOAH, tedavi edilmediği takdirde hayat kalitesini düşürür, işgücü kaybına neden olur ve kişiyi zamanla kendi bakımını bile gerçekleştiremeyecek hale getirebilmektedir.
KOAH önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Erken tanı ve teşhis tedavi edilebilmesi için çok değerlidir. KOAH’ın erken evrelerde teşhis edilmesi, sigaranın bırakılması ve ilaçların düzenli kullanılması hastalığın ilerlemesini engelleyebilmektedir. KOAH hangi seviyede olursa olsun, hasta sigarayı bıraktığında hastalığın seyri olumlu etkilenmektedir. Öyle ki hastanın sigarayı bırakmasından sonraki an az iki ay içinde solunum fonksiyonlarında % 10’luk bir iyileşme görülür. KOAH hastalarının akciğerlerinde ortaya çıkan geri dönüşümsüz form değişikliğinin ise herhangi bir seçenekle tedavisi yoktur.
Amfizemi olan kişilerde alveoller ve bronşlar hasar görür. Zayıflamış ve yırtılmış hava keseleri oksijeni havadan kana verimli bir şekilde taşıyamaz. Hastalık ilerledikçe ve daha fazla hava kesesine zarar verdikçe KOAH’lı kişi dinlenirken dahi nefes darlığı şikayeti yaşıyabilir. Bronşit, bronşların iltihabı anlamına gelir. Akciğerler normalde sağlıklı kalmak için az miktarda sıvı üretir, ancak kronik bronşit aşırı sıvı üretimine neden olur. Bu durum balgam üretiminin artmasına yol açar.
Sigara içmek KOAH’ın en önemli risk faktörüdür. Nitekim sigara içenlerin yaklaşık yüzde 20 ila 25'inde KOAH gelişebilir. KOAH, yalnızca sigaranın değil, aynı zamanda iç ve dış hava kirleticilerinin de rol oynadığı bir hastalıktır. Özellikle iç ortam kirleticileri, kırsal alanda insan sağlığını tehdit etmektedir. Biomas adı verilen organik yakıtlar; kömür, tezek, odun dumanına maruz kalan ve evlerinde tandır ya da şömine gibi ısınma araçları bulunan kişiler, KOAH tehdidi altındadır. KOAH oluşumunda, sigara kullanımının yanı sıra KOAH’a neden olabilecek çevresel faktörler ve zararlı etkenler ve genetik yatkınlığın da önemi vardır. KOAH hangi seviyede yakalanmış olursa olsun, hasta sigarayı bıraktığında hastalığın seyri olumlu etkilenmektedir. Hasta yalnızca sigarayı bıraktığında, tüm ilaçlarını kullandığı dönemdekinden çok daha yüksek performansta solunum kapasitesine sahip olmaktadır. Hastanın sigarayı bırakmasından sonraki an az iki ay içinde solunum fonksiyonlarında % 10’luk bir iyileşme görülür.
Sağlık Destek Sitesi tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 13 Ocak 2025
Yayınlanma Tarihi: 18 Ağustos 2023
Sağlık Destek Sitesi
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.