İltihaplı romatizma olarak da bilinen romatoid artrit, bağışıklık sisteminin yanlış reaksiyon gösterip, eklemi çevreleyen ve eklemlerin hareketine yardımcı olan sinovyum dokusuna saldırdığı otoimmün bir hastalıktır. Romatoid artrit tüm eklemleri etkileyebilse de genellikle vücudun her iki tarafında elleri, dizleri veya ayak bileklerini etkiler. Romatoid artritin neden olduğu yaygın belirtiler eklemlerde ağrı, şişlik, sertlik ve işlev kaybıdır. Vücudun diğer kısımlarını da etkileyebilen romatoid artrit, yaşam tarzı değişiklikleri, fizik tedavi, ilaç ya da ameliyat ile iltihaplı romatizma olarak da isimlendirilen romaoit artrit tedavi edilebilir.
İltihaplı romatizma (Romatoid artrit), bağışıklık sisteminin eklem içerisinde yer alan sinovyum dokularına saldırarak iltihaba neden olduğu, eklemlerde ağrı, şişme, ısı artışı ve sertlik ile karakterize bir hastalıktır. En çok etkilenen eklemler eller, bilekler, ayaklar, ayak bilekleri, dizler, omuzlar ve dirseklerdir. Küçük eklemler dışında organları ya da diğer eklemleri de hedef alabilir. Belirtileri arasında eklem ağrısı, eklemlerde sertlik, şişlik, yorgunluk veya ateş görülür.
En sık görülen artrit türlerinden biri olan iltihaplı romatizma ağrı ve şişlikten dolayı kişinin günlük hayatta hareketinin kısıtlanmasına neden olur. Tedavi edilmediği durumda ise eklemlerle kalıcı hasar oluşturabilir.
Romatoid artrit hastalığının gelişimi -kişisel farklılıklar göstermekle birlikte- bazı evreler içermektedir. Hastaların birçoğu bu evrelerde oluşan eklem ve bedensel değişimleri fark eder. Tüm hastaların bu evreleri yaşaması beklenmediği gibi, her aşamada uygulanacak tedavi yöntemleri de bazı farklılıklar içermektedir. Romatoid artrit tedavisinin ana hedefi; hastalık aktivitesinin kontrol altına alınarak, oluşabilecek kalıcı hasarların en aza indirilmesi olarak belirlenmiştir.
Romatoid hastalığın seyrinde semptomların belirgin şekilde azalma gösterdiği düşük hastalık aktivitesi veya remisyon olarak adlandırılan dönemler de görülebileceği gibi, çok yoğun ağrı ve klinik bulgular ile kötüleşen ve alevlenme olarak adlandırılan evreleri de gözlenebilmektedir.
Romatoid artrit, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi dokularına saldırması sonucu, salınan bazı enzim ve sitokinler aracılığı ile eklemleri kaplayan zar olan sinovyum dokusunun kalınlaşmasına, kıkırdak ve kemik dokusunda kayıp ve hasara neden olan bir hastalıktır. Bu durum eklemde yer alan kemik dokusunun yok olmasına ve zayıflamasına sebebiyet verir.
İltihaplı romatizma(romatoid artrit) belirtileri, eklemlerde ağrı, şişlik, sertlik ve hassasiyet ile birlikte kas ağrılarıdır. Romatoid artrit belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterir. Tutulumun yaygınlığı, başlangıç yaşı, eşlik eden diğer hastalıklar, klinik bulgular ve seyir üzerinde etkili olur.
Romatoid artrit belirtileri şunları içerir:
Romatoid artrit, halsizlik, yorgunluk, iştah kaybı ve bazı hastalarda ateş gibi genel semptomlara yol açabilir.
Romatoid artrit hastalığında, bağışıklık sisteminin hastanın dokularına reaksiyon göstererek saldırmasının altında yatan nedenler halen araştırılmaya devam etmektedir. Belirli genetik yatkınlıklar, kişilere ait özellikler, enfeksiyon, immüns sistem, tütün kullanımı ile birlikte çevresel faktörlerin romatoid artrit gelişiminde etkili olabileceği düşünülür.
Romatoid artrit her yaşta görülmekle birlikte, yaş arttıkça görülme riskinde de artış gözlenmektedir. Kadınlarda hastalık gelişme olasılığı erkeklere göre 2-3 kat daha fazladır.
Yapılan tıbbi çalışmalar, sigara içmenin bir kişide romatoid artrit görülme riskini artırdığını ve hastalığı daha da kötüleştirebileceğini göstermiştir. Özellikle belirli sınıf genleri taşıyan hastalarda sigara içmenin, riski önemli oranda artırabildiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle romatoid artrit hastalarının sigarayı bir an önce bırakmaları tavsiye edilmektedir.
Aşırı kilo da romatoid artrit gelişimini artırabilir. Bu hastalığın ortaya çıkmasında obezitenin rolünü inceleyen araştırmalar, bir kişi ne kadar fazla kiloluysa, romatoid artrit geliştirme riskinin de o kadar yüksek olduğunu ortaya koymuştur.
Romatoid artrit belirtileri ile başvuran kişilerin tanısı, fizik muayene doğrultusunda istenecek uygun laboratuvar testleri (örn: RF, Anti CCP) ile görüntü yöntemlerinin (röntgen, ultrasonografi ya da MR) birlikte değerlendirilmesi sonucu konulmaktadır. İltihaplı romatizmal hastalıkların bulguları benzerlikler gösterebileceğinden, romatoid artrit tanısını netleştirmek için bu konuda deneyimli uzman hekimlere veya tercihen romatoloji bölümüne başvurulması en doğru yaklaşım olacaktır.
Romatoid artrit hastalığının erken dönemde tanınması ve uygun tedaviye mümkün olabilen en erken sürede başlanılması; tedavi başarısında, hasta memnuniyetinin sağlanmasında ve oluşabilecek muhtemel komplikasyonların önlenmesinde en önemli etkendir. Kişinin yaşam tarzı değişiklikleri, sigara gibi alışkanlıklarını terk etmesi, uygun diyet ile birlikte fazla kilolarını vermesi ve tavsiye edilen egzersizlerini düzenli yapması ilaç tedavileri kadar önem taşır. Romatoid artrit tedavisi şunları içerir:
Romatoid artrit, eklem iltihabına ve ağrısına neden olan kronik bir otoimmün hastalıktır. Bağışıklık sisteminin sinovyum dokusuna saldırması sonucu eklem ve kemik yapısına zarar verdiği için eklemlerde kronik ağrı, zamanla eklemin doğal yapısında bozulma ve eklem hareketlerinde kısıtlılığa neden olan hastalık romatoid artrit olarak adlandırılır.
Romatoid artrit hastalığı kalıtsal bir hastalık olmamakla birlikte, kişinin taşıdığı bazı genetik özellikler hastalığın gelişme riskini artırabilir. Yapılan çalışmalar bu riski artıran bir dizi genetik göstergeyi ortaya koymuştur. Bağışıklık sistemi, kronik inflamasyon ve özellikle romatoid artrit ile ilişkili olduğu saptanan bu genetik göstergeleri taşımak mutlak anlamda romatoid artrit gelişeceği anlamı taşır.
Romatoid artrit hastalığı tanısı konulan hastaların tedavi konusunda bilinçli olmalarının yanı sıra, kronik bir hastalığa sahip olmaları nedeniyle sabırlı olmaları da gerekmektedir. Hastalık takiplerinin düzenli ve uygun aralıklar ile yapılması, tedavilerin aksatılmadan sürdürülmesi çok önem taşır. Romatoid artrit hastalarına günlük hayatlarında ve yaşam biçimlerinde bazı değişikliklere gitmeleri tavsiye edilir.
Düzenli fiziksel aktivite yapılması hastalık ile mücadelede sağlayacağı faydaların yanında kalp hastalığı, diyabet ve depresyon gibi diğer hastalıkların gelişme riskini de azaltır. Bu nedenle ideal olarak, yetişkinlerin haftada beş gün, günde 30 dakika yürüyüş, yüzme veya bisiklete binme gibi orta düzeyde fiziksel aktiviteler yaparak aktif kalmaları önerilir. Hastaların fazla kilolardan korunarak obezite ile mücadele etmeleri, uygun diyet yaparak sağlıklı beslenmeleri, sigarayı kesin bir şekilde bırakmaları da .nemle tavsiye edilmektedir.
Romatoid artrit hastalığı olan kadınların gebe kalmadan önce gerekli danışmanlık hizmetlerini almaları ve mümkünse hastalığın kontrol altına alındığı bir dönemde gebe kalmayı planlamaları önerilir. Hastalık tedavisinde kullanılan bazı ilaçların gebelikte kullanılmalarının kesinlikle yasak olduğu dikkate alındığında, gebelik öncesi ilaç tedavisinin gözden geçirilerek uygun tedavi planının belirlenmesi ve olası risklerin değerlendirilmesi oldukça önem taşır.
Yapılan gözlemsel çalışmalarda romatoid artrit hastalığının seyrinin gebelikte sıklıkla değişiklik gösterdiği saptanmıştır. Romatoid artrit hastası gebe kadınların yaklaşık %50'sinde düşük hastalık aktivitesi bulunurken, üçüncü trimesterde %20-40 hastada hastalığın sessiz seyrettiği remisyonun sağlanabildiği; bununla birlikte, hamilelik sırasında yaklaşık %20 hastada romatoid artrit aktivitesinde belirgin artışa yol açan alevlenmelerin gelişebildiği bildirilmiştir. Ayrıca bazı hasta serilerinde doğum sonrası hastalık alevlenme oranının %45'leri bulabildiği gözlenmiştir.
Romatoid artrit hastalığının tedavisinde etkinliği ispatlanmış ve günlük pratiğe girmiş bir bitkisel tedavisi henüz bulunmamaktadır. Ancak ümit vadeden ve halen devam etmekte olan çok sayıda bitkisel içerikli ilaç araştırmaları bulunmaktadır.
Romatoid artrit hastaları için önerilen en uygun beslenme şekli doymuş yağ içeriği düşük Akdeniz diyeti olarak kabul edilir. Akdeniz diyeti; taze sebze ve meyvenin bol kullanıldığı, daha sağlıklı olan balık ve tavuk eti gibi beyaz etin daha sık tüketildiği, kızartma ve ağır yemeklerin olmadığı, kalp ve damar sağlığını da koruyan bir beslenme şeklidir. Akdeniz diyeti tarzı beslenmenin, hastalığın semptomlarını iyileştirmede ve iltihabı baskılamada yardımcı olduğu bildirilmiştir. Hastalığın yol açtığı kronik iltihabi süreç hastalarda kilo kaybını, kas yıkımı ve buna bağlı protein ihtiyacını artırabilir. Bu nedenle hastaların yeterli enerji, protein ve kalsiyum gereksinimlerini almaları da çok önemlidir. D vitamini kas, iskelet ve bağışıklık sistemi için çok önemli bir vitamindir. Romatoid artrit hastalarında D vitamini eksikliğinin iltihaplı romatizma hastalığının sebeplerinden biri olabileceğine ya da hastalık ataklarını tetikleyebileceğine dair görüşler bulunmaktadır. Bu nedenle iltihaplı romatizma hastalarının güneşten olabildiğince faydalanmaları ve D vitamini düzeyleri düşük olan hastaların hekimlerine danışarak uygun D vitamini takviyesi kullanmaları önerilmektedir. Omega 3, folik asit ve curcumin (zerdeçal) içeren besin ya da ürünler, romatizma hastalıkları için önerilen ek gıda takviyeleri arasında yer almaktadır.
Bunun yanı sıra romatoid artrit hastalarının kızarmış et ve et dışı diğer kızarmış ürünlerden, şeker ve rafine karbonhidratlardan, koruyucu ve lezzet artırıcılardan, gluten ve alkol tüketiminden mümkün olduğunca kaçınmaları veya bunları çok az tüketmeleri tavsiye edilmektedir.
Çocuklarda juvenil idyopatik artrit (eski adı ile juvenil başlangıçlı romatoid artrit) en sık görülen iltihaplı eklem hastalığıdır. Tutulan eklem sayısına ve eşlik eden ateş, döküntü gibi sistemik semptomlara bağlı olarak tanımlanan formları bulunmaktadır. Poliartiküler formu erişkinlerde görülen romatoid artrit ile benzer kabul edilmektedir. Eklemlerde ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı ve kızarıklık gibi semptomlar gelişebilmektedir. Sistemik tutulumlu hastalık tipinde eklem dışında iç organlara ait tutulumlar görülebilmektedir. Oligoartiküler formunda ise üveit (gözün üvea bölgesinin iltihabı) gelişebilmektedir. Tüm hastalarda gerekli incelemelerin en erken sürede yapılarak tedaviye başlanması tedavi başarısı açısından önem taşımaktadır.
Günümüzde pandemiye yol açan salgın hastalıklar da dikkate alındığında romatoid artrit hastalarının hijyen kurallarına uygun şekilde yaşamaları, diş temizliği başta olmak üzere öz bakımlarına dikkat etmeleri, sağlıklarını tehdit edebilecek ortamlardan ve yaşam biçiminden uzak durmaları önerilmektedir. Özellikle Covid-19 salgını da yaşanan bu dönemde mümkün olduğunca kalabalık ve kapalı alanlarda bulunmamaları, zorunlu hallerde maske ve mesafe kuralına dikkat ederek en kısa sürede işlerini tamamlamaları enfeksiyona yakalanma riskini azaltacaktır. Bu dönemde doktor kontrollerinin düzenli yapılması ve kullanılan ilaçların hastanın sağlık durumuna göre güncellenmesi çok önem taşımaktadır. Tüm bu önlem ve tavsiyelerin romatoid artrit hastalığının tedavisinde başarıyı artırarak daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam kalitesi sunacağı unutulmamalıdır.
Sağlık Destek Sitesi tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 17 Şubat 2025
Yayınlanma Tarihi: 2 Kasım 2023
Sağlık Destek Sitesi
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.