Kolesistit olarak da bilinen safra kesesi iltihabı, genellikle safra kesesinin taşlar ile tıkanması sonucu kesenin iltihaplaması ile ortaya çıkan bir durumdur. Safra kesesini tıkayan taşların neden olduğu ödemlenme ile ortaya çıkan safra kesesi iltihabı bilhassa öğünlerden sonra karın bölgesinde sağ üst tarafta ve sırta vuran ağrı ile kendini gösterir. Bu durum genellikle tedavisiz bir şekilde kendiliğinden geçer ancak en sık nedeni safra kesesi taşları olduğu için taşlar durduğu sürece enfeksiyon atakları tekrarlar. Safra kesesi iltihabının tekrarlayan durumlarında tablo her zaman bir öncekinden daha kötü olur. Bu nedenle safra kesesi iltihabının kesin tedavisi safra kesesinin varsa taşlarla beraber tamamının alındığı safra kesesi ameliyatıdır.
Safra kesesi iltihabı (kolesistit), safra kesesinin cidarının iltihaplanması ve ödemlenmesidir. Oluşan taşlar kesenin öğünler sırasında bazen safra kesesi çıkışını bazen de safranın on iki parmak bağırsağına döküldüğü safra yollarını tıkamak suretiyle tam boşalmasını engeller ve bu kısır döngü neticesinde bir süre sonra safra kesesi iltihabı gelişir. Safra kesesi iltihaplarının diğer nedenleri arasında safra kesesinin iyi huylu veya kötü huylu tümörleri, on iki parmak bağırsağı tümörleri veya pankreas başı tümörleri de gelmektedir. Ayrıca obezite, gebelik ve bazı karaciğer hastalıkları da safra kesesi iltihabına yatkınlığı arttıran faktörler arasındadır.
Safra kesesi iltihabının yaklaşık %95 sebebi safra kesesi taşlarıdır. Safra akımında yavaşlamaya neden olan durumlar neticesinde safra kesesi içindeki safrayı tam olarak boşaltamaz ve içinde safra kalır. Kalan bu safra nasıl olduğu tam olarak bilinmemekle beraber çeşitli (genetik – ilaçlar – kronik hastalıklar vb.) faktörlerden dolayı taşlaşır.
Özellikle yemeklerden sonra olan karnın sağ üst bölgesindeki şiddetli karın ağrısı yaşanması, ağrının sırta kadar yayılması, mide bulantısı, kusma, hazımsızlık ve ateş safra kesesi iltihabının belirtileridir.
Safra kesesi iltihabı belirtileri genel olarak şunlardır:
Öncelikle fizik muayene ile birçok hastanın tanısı konulabilmekle beraber günümüzde yoğun bir şekilde radyolojik ve biyokimyasal yardımcı tanı tetkikleri yapılmaktadır. Karın muayenesinden hastanın sağ üst kadran muayenesinde nefesinin kesilmesi belirgin bir muayene bulgusudur. Radyolojik tetkiklerden öncelikle radyasyon içermediği için ultrasonografi tercih edilir. Sadece ultrasonografi ile safra kesesi taşlarının neden olduğu safra kesesi iltihaplarının tanısı çoğunlukla konur.
Safra yollarını ilgilendiren bazı hastalıkların da benzer muayene bulgularına yol açabileceği düşünüldüğünde ayırıcı tanı amacıyla gerektiğinde bilgisayarlı tomografi ve Manyetik rezonanstan da faydalanılabilir. Biyokimyasal tetkiklerden tam kan sayımında lökosit (WBC) değerinin yüksek olması, kanda iltihabı düşündüren akut faz reaktanlarından CRP değerinin yükselmesi, karaciğer ve safra yolları enzim değerlerinin yükselmesi tanıda yardımcı olur.
Sarılığı gösteren total bilirubin değerinin 5mg/dl ye kadar çıkması normal olarak değerlendirilir. Daha yüksek değerler akut safra kesesi iltihabına eşil eden safra yollarının iltihabı olan kolanjit veya ana safra yolu olan koledok tıkanıklığına işaret edebilir. Böyle bir durumda safra yollarına ait hastalıkları atlamamak adına öncelikle manyetik rezonans ile daha detaylı bir inceleme yapılmalıdır. Eğer safra yollarına ait bulgular var ise safra kesesi iltihabına müdahale etmeden önce hastanın endoskop ile yapılan ve safra yolları hastalıklarında bir tanı ve tedavi aracı olan ERCP uygulamasına yönlendirilmesi gerekebilir.
Günümüzde safra kesesi iltihabının altın standart tedavisi ameliyat ile safra kesesinin tamamen alınmasıdır. Açık veya kapalı (laparoskopik) yöntem ile kolesistektomi ameliyatı yapılmaktadır. Açık ve kapalı safra kesesi ameliyatlarını karşılaştıracak olursak birçok açıdan kapalı ( laparoskopik) yöntem üstün gelmektedir. Farklarına değinmek gerekirse açık ameliyatta ortalama 20 – 25 cm’lik bir kesi sağ taraftaki kaburgaların altından yapılır. Ameliyat ve anestezi süresini uzatan bu yöntemde kesiye bağlı ağrı şikayeti daha fazla olur, bu kesinin iyileşmesi daha uzun sürer, yara yeri enfeksiyonu ve ameliyat kesi yerinde fıtık oluşması gibi komplikasyonlar çok daha fazla görülür.
Kapalı ameliyatta ise en büyüğü bir cm uzunluğunda olan sadece üç tane delikten ameliyat yapılır. Bu deliklerden özel kamera ve aletler kullanılarak ameliyat gerçekleştirilir. Ameliyat ve anestezi süresi açık yönteme göre çok daha kısa olup ameliyat sonrası ağrı çok daha azdır. Kapalı ameliyatın diğer avantajları ise, hastanede kalış süresinin daha kısa olması, hastanın günlük hayatına çok daha kısa sürede dönmesi ve ameliyat yerinde görülebilen komplikasyonlarının çok daha az olmasıdır. Bu nedenle günümüzde kapalı yöntem artık altın standart kabul edilmektedir ve kliniğimizde başarılı bir şekilde gerçekleştirilmektedir.
Ameliyat olamayacak kadar düşkün veya riskli hastalarda kolesistostomi (safra kesesi içine drenaj katateri konulması) yapılabilir. Safra kesesi iltihabında bazı klinikler soğutma tedavisi uygulamaktadırlar. Bu yaklaşımda önce antibiyotik tedavisi verilmekte ve 8 hafta sonrasında safra kesesi ameliyatını yapmaktadırlar. Ancak klinik çalışmalarla soğutma tedavisinin hastaların günlük hayat konforuna daha geç kavuşmasına, hastanede yatış süresinin uzamasına ve ekonomik olarak maliyetlerin artmasına sebep olduğu kanıtlandığından kliniğimizde kabul görmemektedir.
Safra kesesi, karaciğerin altında kendi boşluğunda yer alan ve karaciğer hücrelerinde üretilen safranın depolandığı organdır. Safra kesesinin normal şartlarda kapasitesi 30 ila 50 cc ve uzunluğu ortalama 7cm’dir. Karaciğer günlük olarak ortalama 500 cc ila 1000 cc arasında safra üretir. Üretilen bu safranın fonksiyonu, safra yolları aracılığı ile on iki parmak bağırsağına açılarak öğünlerin sindirimine yardımcı olmasıdır.
Öğünler arasında karaciğerden salgılanan safranın bağırsağa dökülmesi on iki parmak bağırsaktaki Oddi sfinkteri adı verilen bir kas ile engellenir ve geri akımla safra yolları ile bir kanal aracılığıyla bağlantılı olan safra kesesine dolar. Bu dönemde safra kesesi, safrayı 10 kata kadar konsantre ederek içinde depolar. Daha sonra öğünlerin bağırsağa geçmesi ile birlikte safra kesesi kasılır, depolanmış ve konsantre haldeki safra, safra yollarından ilerleyerek eş zamanlı Oddi sfinkterinin gevşemesi sayesinde on iki parmak bağırsağına dökülür.
Kolesistit, genellikle safra kesesi taşının kistik kanalı tıkaması sonucu oluşan safra kesesi iltihabıdır. Tipik belirtileri karın ağrısı, ateş ve mide bulantısıdır. Safra kesesinin iltihaplanması 4 şekilde görülmektedir. Bunlar, akut (aniden ortaya çıkan), kronik, safra kesesi taşlı ve safra kesesi taşsız şeklindedir.
Akut kolesistit, safra kesesinin iltihaplanmasıdır. Akut kolesistitin ana semptomu, karnın sağ üst tarafında aniden oluşan ve sağ omzuza doğru yayılan şiddetli ağrıdır.
Safra kesesi taşı, safra kesesi iltihabının nedenidir. Safra kesesi taşıNIN ince bağırsağa giden safra kanalını tıkaması, safra kesesinde safranın birikmesine ve iltihaplanarak ödemlenmesine neden olur. Bu duruma kolesistit denir.
Safra kesesinin kasılmasını en çok sağlayan yiyecekler yağlı yiyeceklerdir. Bu yüzden iltihabi durum sürecinde yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Yumurta yenmemelidir. Safra kesesi iltihabı gibi enfeksiyon ve enflamasyonlu durumlarda iyileşmeye yardımcı olan C vitamininden zengin yiyecek ve içeceklerin tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Ameliyat sonrasında ise iltihap durumu ortadan kalktığından rahatlıkla yağlı ve yumurtalı yiyecekler tüketilebilir.
Safra kesesinde taş oluştuktan sonra bu oluşumu geri çevirecek bir tedavi günümüzde mevcut değildir. Safra kesesinde taş oluşumunu engellemek için düzenli ve sağlıklı beslenmek, kilo alımına dikkat etmek, yeterli miktarda su tüketmek en önemli unsurlardır. Bunun yanında birçok ilacın karaciğerde yıkılarak etkisiz hale getirildiği göz önünde bulundurulursa gereksiz ilaç tüketimine dikkat edilmesi gerekir. Bu öneriler özellikle ailesinde safra kesesi taşı olan bireyler için normal topluma göre iki kat riskli olmaları nedeniyle önemlidir.
Halk arasında limon, maydanoz, zerdeçal gibi bazı yiyeceklerin safra kesesi iltihabına iyi geldiği söylenmekle beraber, bu konuda bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmış bir bilgi yoktur. Ancak bu yiyeceklerin ortak özellik olarak c vitamini ve antioksidan maddeler içeriyor olması açısından tüketilmeleri sakıncalı değildir.
Sağlık Destek Sitesi tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 2 Kasım 2024
Yayınlanma Tarihi: 1 Kasım 2024
Sağlık Destek Sitesi
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.