Su çiçeği, DNA virüsü olan Herpes virüs grubundan varicella-zoster virüsünden kaynaklanan akut bulaşıcı bir hastalıktır. Bu virüs birincil enfeksiyon olarak kişide suçiçeği hastalığına neden olur. Suçiçeği hastalığının en belirgin belirtileri kırmızı, küçük ve içi sıvı dolu kaşıntılı lezyonlardır. Bu döküntülere ateş, halsizlik, öksürük ve iştah kaybı da eşlik eder. Suçiçeği solunum yoluyla kolayca bulaşabilir.
Suçiçeği, varicella-zoster virüsünün neden olduğu, vücudun birçok yerinde kırmızı, küçük ve içi sıvı dolu kaşıntılı lezyonların meydana geldiği bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle çocukluk çağında görülen su çiçeği, 11 ila 21 gün sonrasında kendine has kırmızı ve kaşıntılı deri döküntüsü, ateş, baş ve boğaz ağrısı gibi belirtiler ile ortaya çıkar.
Deride oluşan kaşıntılı lezyonlar nedeniyle çocuklarda huzursuzluğa ve ağlama nöbetlerine yol açabilen suçiçeği çoğu zaman iyi seyirli olarak bilinse de farklı immün sistem hastalığı yani bağışıklık yetersizliği olan hastalarda görüldüğünde ciddi sonuçlara neden olabilmektedir. Aynı zamanda suçiçeği geçirmiş çocuklarda dahi ilerleyen dönemlerde hava ve temas yoluyla tekrar suçiçeğine yakalanma ve suçiçeği geçirme olasılığı mevcuttur.
Su çiçeğinde belirtiler varicella virüsünün vücuda girmesinden yaklaşık 3 hafta içinde ortaya çıkar. Burun akıntısı, ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, yorgunluk ve su çiçeği hastalığının tipik semptomu olan kaşıntılı, kırmızı ve içi sıvı dolu kabarcıklar içeren deri döküntüleri su çiçeğinin yaygın belirtileridir. Döküntüler genellikle gövdede başlayarak yüzde, kafa derisinde, koltuk altlarında, üst kollarda, bacaklarda ve hatta ağız içinde de kendini gösterebilir.
Genel olarak su çiçeği hastalığında görülen belirtiler şunlardır:
Su içeğinin en tipik belirtisi kaşıntı yapan, renk olarak kırmızı ve içi sıvı dolu kabarcıklar içeren deri döküntüleridir. Bu döküntüler varicella virüsünün vücuda girmesi sonucunda meydana gelir. Süre olarak ise virüs vücuda girdikten yaklaşık 3 hafta içinde ortaya çıkar. Ortaya çıkan döküntüler genellikle gövdede başlayarak yüzde, kafa derisinde, koltuk altlarında, üst kollarda, bacaklarda ve hatta ağız içinde de kendini gösterebilir.
Varicella virüsünün vücuda girmesinden yaklaşık 3 hafta içinde deri döküntüleri ortaya çıkmaya başlar. Kaşıntılı, kırmızı ve içi sıvı dolu kabarcıklar içeren bu deri döküntüleri aynı zamanda papül adı verilen şişliklere de dönüşebilir.
Ateş, suçiçeği hastalığının döküntüler görülmeden önce ortaya çıkan belirtisidir. İlk olarak hafif bir şekilde başlayan ateş zaman geçtikçe 38 derecenin üstüne çıkabilir ve döküntülerle birlikte vücut sıcaklığı da ciddi oranda artabilir.
Ateşle birlikte baş ağrısı da suçiçeği hastalığında görülen tipik belirtiler arasında yer alır.
Ateş ve baş ağrısının yanında boğaz ağrısı da özellikle döküntüler ortaya çıkmadan meydana gelen suçiçeği belirtileri arasında bulunur.
Suçiçeği aynı zamanda lenf bezlerinde şişme de meydana getirebilir. Çok yaygın görülen bir belirti olmasa da bazı suçiçeği vakalarının lenf bezlerinde şişme yarattığı görülmüştür.
Varicella virüsünün vücutta ortaya çıkardığı grip benzeri belirtilerden biri de yorgunluktur. Özellikle çocukluk dönemi hastalıklarından biri olan suçiçeği çocukları yorgun ve bitkin düşürür.
Suçiçeği hastalığı bazı vakalarda hareket edilmesini ve yemek yenmesini bile engelleyecek şiddette karın ağrısı meydana getirebilir.
Suçiçeğinde, hafif ateş, burun akıntısı ve halsizlik bulgularından bir iki gün sonra da deri döküntüleri gözükmeye başlar. Ciltte kaşıntılı kızarıklıklar şeklinde başlayan döküntüler 24-48 saat sonra, hafif kabarıklaşarak, berrak, içi sıvı dolu kabarcıklar haline gelir ve kabuklanmaya başlar. İlk oluşan döküntüler kabuklanmaya başlarken yaklaşık 5-7 güne kadar yeni döküntüler ortaya çıkar. Döküntüler saçlı deriden başlayarak yüz ve gövdeye doğru yayılır. Bacak ve kollarda daha az döküntü izlenir. Döküntüler ilk hafta daha yoğundur, ilerleyen haftalarda ise hekim kontrolleri ve uygun görülen tedavi eşliğinde azalmaktadır.
Suçiçeği, sivilce veya böcek ısırığı gibi görünen birçok küçük kırmızı şişlikle başlar ve 2-4 gün içinde yayılarak içi sıvıyla dolu ince duvarlı kabarcıklara dönüşürler. Bu kabarcıklar zamanla patlar, yaralara ve sonunda kabuklanıp kuru, kahverengi kabuklara dönüşür.
Suçiçeği ciltte oluşan döküntüler sayesinde kolayca teşhis edilmektedir. Tüm bu belirtilere ek olarak döküntüden alınacak sürüntü ve kan testi ile suçiçeği tanısı konulabilir.
Suçiçeğinde spesifik bir tedavi seçeneği yoktur. Burada ortaya çıkan belirtilere ilişkin bazı ilaçlı tedaviler önerilmektedir. Ateş varsa hekimin uygun gördüğü ateş düşürücü ilaç önerilir. Vücutta oluşan döküntüler için ise yine aynı şekilde uygun kremler önerilmektedir. Farklı bir enfeksiyon ile karşılaşılmadığı sürece suçiçeği döküntüleri iz bırakmaz. Bu süreçte ilaçlarla birlikte hastalığın kendiliğinden geçmesi beklenmektedir. Döküntüler kabuklanarak ve kuruyarak geçecektir.
Suçiçeği, solunum yolu (öksürme, hapşırma veya tükürük damlacıklarını soluma) ve deri lezyonlarıyla doğrudan temas yoluyla bulaşır. Suçiçeği olan bir kişiyle temas halinde olunması bulaşması için yeterlidir.
Suçiçeğinden korunma yöntemleri şöyle sıralanmaktadır:
Ülkemizde aşı takviminde çocuklarda 12. ayda tek doz olarak suçiçeği aşısı uygulanmaktadır. Suçiçeği hastalığından korunmanın en önemli yolu aşılamadır. Ülkemiz takviminde yer almamakla birlikte 4-6 yaşlarında yapılan hatırlatma doz aşısı ile bağışıklık güçlendirilebilir. Eğer 12 yaşından büyük birine aşı yapılacaksa 1 ay ara ile yine 2 doz uygulanması gerekmektedir. Eğer çocuğunuz suçiçeği olan bir çocukla bulaşıcı olduğu bir dönemde temas ettiyse ilk 72 saat içinde aşı yaptırmak onu hastalıktan koruyabilir.
Suçiçeği bağışıklık sistemi düşük bireylerde sinir sistemi ile alakalı bazı problemlerin görülmesine neden olabilir. Suçiçeğinin en riskli olduğu dönemler şu şekilde sıralanabilir;
Deride görülen kabarcıkların kaşıntıya yol açması olağan sürecin bir parçasıdır. Bu sürede kaşımak o bölgeyi tahrip ederek iz kalmasına yol açabilir. Bundan dolayı kaşıntı sürecinde tırnakların kısa kesilmesi önerilir. Suçiçeğini kaşıyarak patlatmak enfeksiyon kapma gibi ciddi sağlık sorunlara yol açabilir. Kaşıntı için ise bazı yara üzerine sürülebilen kremler önerilmektedir. Reçetesiz ve bilinçsiz uygulanan el ve vücut kremleri lezyonların artmasına ve yara izi kalmasına neden olabilir.
Suçiçeği sonrası ikincil deri enfeksiyonları kişilerde ortaya çıkan sağlık sorunları arasında bulunur. Oluşan döküntüleri sert şekilde kaşımak mikrop kapmaya ve apse oluşumuyla birlikte cilt yaralarına sebep olabilir. Bu süreçte kaşınmanın etkisini azaltmak için sıcak ortamlardan uzak durarak ılık su ile banyo yapılması önerilir.
Su çiçeği hastalığının tipik belirtisi kaşıntılı, sıvı dolu kabarcıklara dönüşen ve sonunda kabuk halini alan döküntülerdir. Döküntü ilk olarak göğüste, sırtta veya yüzde ortaya çıkabilir. Daha sonra ise ağız içi, göz kapakları veya genital bölge dahil olmak üzere tüm vücuda yayılabilir.
Suçiçeği hastalığının özel bir tıbbi tedavisi yoktur. Hafif vakalarda döküntüler ve kaşıntılar zamanla kendiliğinden geçer ancak ateşin yükseldiği, kaşıntının arttığı durumlarda antiviral ve antihistaminik ilaçlar verilebilir. Ayrıca gün boyunca bol su içmek de vücuttaki enfeksiyonla mücadele konusunda işe yarayabilir.
Zona hastalığına neden olan virüs, suçiçeği hastalığına neden olan Varicella-zoster virüstür. Çocukluk evresinde suçiçeği geçirilmiş olması yetişkinlik döneminde zona hastalığına yakalanma ihtimalini artırır. Döküntüler açısından suçiçeği ile benzerlik gösteren zonada deri döküntüleri belli bir alanda kısıtlıdır ve bu bölgedeki döküntülere ağrı eşlik etmektedir.
Suçiçeğinin ilk belirtileri hafif ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, yorgunluk ve karın ağrısıdır. Ciltteki kırmızılı, kaşıntılı deri döküntüleri daha sonra kendini gösterir. Bu döküntüler içi sıvı dolu kabarcıklar şeklindedir ve zaman ilerledikçe kabuklaşır.
Çoğu çocukta aşıdan kaynaklanan bir yan etki görülmezken bazı çocuklarda aşı yapılan bölgede kızarıklık ya da şişlik, ateş, hafif döküntü gibi yan etkiler görülebilmektedir.
Suçiçeği enfeksiyonu virüse maruz kaldıktan 7 ile 21 gün sonra ortaya çıkar. İlk oluşan döküntüler kabuklanmaya başlarken yaklaşık 5-7 güne kadar yeni döküntüler ortaya çıkar. İlk çıkan lezyonlar kabuklanırken yeni lezyon oluşmaya devam ettiği için tüm döküntülerin kabuklanması 2 haftayı bulmaktadır.
Sağlık Destek Sitesi tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 24 Aralık 2024
Yayınlanma Tarihi: 5 Eylül 2024
Sağlık Destek Sitesi
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.