Bir tıbbi beslenme tedavisi olan karaciğer yağlanması diyeti, karaciğerde yağlanmaya bağlı oluşan komplikasyonların tedavisini gerçekleştirmek ve hastalığın ilerlemesini önlemek amacı ile uygulanır. Uzman hekimler ile diyetisyenlerin multidisipliner çalışması ile hastalara önerilir ve diyetisyenler tarafından takibi gerçekleştirilir.
Karaciğer, karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında önemli bir işleve sahip olan, safra üretimini ve salınımını gerçekleştiren, metabolizmanın atık ürünlerini ve diğer toksinleri etkisiz hale getiren organdır. Karaciğer hücrelerine (hepatositlere) ulaşan yağ asiti miktarında artış ile karakterize patolojik duruma karaciğer yağlanması adı verilir. Sağlıklı bir karaciğerde karaciğer lipitlerinin miktarı karaciğerin çok düşük bir ağırlığını oluştururken, karaciğer yağlanması durumunda %10’un üzerine çıkabilir.
Günümüzde tüm dünyada sedanter (hareketsiz) yaşam tarzında artış olması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle karaciğer yağlanması tanısı alan birey sayısı artış göstermektedir. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasının oluşumunda sıklıkla insülin direnci, obezite, diyabet gibi metabolik hastalıklar etki eder.
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasına (NAFLD) sebep olan beslenme alışkanlıkları ve buna bağlı oluşan durumlar arasında şunlar yer alır:
Karaciğer yağlanması progresif (ilerleyici) bir hastalıktır. Herhangi bir klinik semptom göstermeden karaciğer enzimlerinde yükseklik ile başlayan patolojik süreç, tedavi edilmediğinde karaciğer yetmezliğine neden olabilir. Alkolik olmayan karaciğer yağlanması hastalığı, siroz ve hepatosellüler karsinom için de önemli bir risk faktörü olarak değerlendirilir.
Karaciğerde yağlanma oluşma süreci tıp literatüründe çift vuruş hipotezi olarak bilinen bir patolojik sürece tabidir. Bu hipoteze göre ilk vuruş, yani karaciğerde meydana gelen ilk bozulma, genellikle insülin direncine bağlı olarak meydana gelen steatoz adı verilen durumdur. Bu evrede karaciğerde yağlanma başlar, fakat iltihabi süreç henüz bulunmaz. Bu nedenle steatoz iyileşme oranı yüksek, iyi seyirli bir hastalık olarak kabul edilebilir.
İkinci vuruş hipotezi adı altında tanımlanan patolojik sürece steatohepatit adı verilir. Bu evrede karaciğerde inflamasyon oluşur. İnflamatuar süreç boyunca oksidatif streste artış, mitokondriyal bozukluklar, bazı toksinlerin ve sitokinlerin artması, fibrozis ve apoptoz (hücre ölümü) gibi olaylar yer alır.
Karaciğer yağlanması tanısı alan kişilere diyetisyen danışmanlığında tıbbi beslenme tedavisi uygulanır. Hastaya verilen karaciğer yağlanması diyet listesi tamamen bireyseldir. Tıbbi öyküsü alınan ve antropometrik ölçümleri yapılan hastanın alması gereken enerji ve protein miktarı diyetisyen tarafından hesaplanır. Diyetisyen, hastanın yaşam tarzına en uygun beslenme programını oluşturur ve gerekli durumlarda hastaya beslenme eğitimi verir.
Karaciğer yağlanması diyeti ile birlikte önerilen yaşam tarzı değişiklikleri mutlaka dikkate alınmalıdır. Bu öneriler karaciğer sağlığını korumak adına büyük önem taşır. Verilen öneriler bireyseldir, fakat iyileşme sürecini hızlandırmak için hastaların dikkat etmeleri gereken genel maddeler aşağıdaki gibidir:
Karaciğer yağlanması diyeti, insan yaşamı için en sağlıklı diyet protokolleri arasında yer alan Akdeniz tipi beslenme modeli ile benzerlikler gösterir. Akdeniz diyetinin antioksidan vitaminlerden, minerallerden ve yağ asitlerinden zengin bir içeriğe sahip olması, çözünür ve çözünmez posa kaynaklarını içermesi karaciğer sağlığını destekleyen birçok besin öğesinin düzenli alınmasını sağlar. Ayrıca, zengin bir içeriğe sahip olan Akdeniz diyetinin enerji içeriği oldukça düşüktür. Bu sayede, kademeli kilo kaybını destekler. Akdeniz beslenme modelinde yer alan orta düzeyde alkol tüketimi alışkanlığı dışında diyetin içeriğine uygun beslenmek karaciğer sağlığını olumlu etkileyebilir.
Akdeniz beslenme modelinin temel yağ kaynağı olan oleik asit, tekli doymamış yağ asididir. İnsan vücudunda kas ve karaciğer gibi dokuların membranlarında oleik asit oranı oldukça yüksektir. Doymuş yağlar yerine tekli doymamış yağ asitleri kaynaklarından zengin beslenme alışkanlığı oluşturmak karaciğer sağlığını destekler.
Zeytinyağı, iyi bir oleik asit kaynağıdır. Güçlü bir antioksidan vitamin olan E vitamininden zengin olması, zeytinyağını karaciğer yağlanması diyet listesinde tüketilebilecek önemli bir alternatif yapar.
Antienflamatuar olan omega-3 ve proinflamatuar olan omega-6 yağ asitleri, diyetle düzenli olarak alındığında karaciğer yağlanmasına katkıda bulunan obezite ve insülin direnci gibi metabolik sorunların önlenmesine katkı sağlar. Doymuş yağlar ile kıyaslandığında, doymamış yağların düzenli tüketimi kandaki total kolesterol, trigliserit ve LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein) kolesterol seviyelerini düşürebilir. Omega-3 yağ asitleri, düzenli olarak tüketildiğinde vücuttaki oksidatif stresi azaltabilir.
Balık ve diğer deniz ürünlerinde omega-3 çoklu doymamış yağ asidi bolca bulunur. Karaciğer yağlanması diyetinde ana protein kaynağı olarak zaman zaman balık tüketilebilir. Balığı pişirirken doğru yöntemlerin kullanılması da önemlidir.
Polifenoller, antioksidan ve antienflamatuar özellikleri sayesinde düzenli olarak vücuda alınması önerilen biyoaktif bileşiklerdir. Meyve ve sebzeler, tahıllar ve tüm baklagillerde bolca bulunurlar. Özellikle mor ve kırmızı meyveler polifenol bakımından zengindir. Bunun yanında siyah çay ve kahve gibi içeceklerde bulunurlar. Polifenolleri içeren besinlerin diyete düzenli olarak eklenmesi, karaciğer yağlanmasının ve vücuttaki iltihabi reaksiyonların azaltılmasında etkilidir.
Üzüm çekirdeğinde bol miktarda bulunan resveratrol, hücre yenilenmesini destekleyici etkisi ile bilinmektedir. Bazı hastalar için karaciğer yağlanması tedavisine yardımcı olabilecek bir besin desteği olarak tavsiye edilebilir. Karaciğer yağlanması diyet listesi içinde düzenli olarak sebze ve meyvelere yer verilerek polifenol bileşikler ve diğer antioksidanlardan zengin bir beslenme düzeni oluşturulmalıdır.
Karaciğer yağlanması olan hastalar, rafine karbonhidrat içeren gıdalardan uzak durmalıdırlar. Ayrıca, beslenme tedavisi boyunca yağ oranı düşük yiyecekler tercih etmelidirler. Günümüz beslenme alışkanlıklarına sahip bireylerin sıklıkla tükettikleri trans ve doymuş yağ kaynakları diyette mutlaka kısıtlanmalıdır. İşlenmiş yiyeceklerden (krema, mayonez, işlenmiş etler) de uzak durmalıdırlar.
Karaciğer, vücudun en önemli fonksiyonlarını yürüten hayati bir organdır. Buradaki bozulmalar, tüm vücudu olumsuz etkiler ve diğer hastalıklara zemin hazırlar. Siz de yağlı karaciğer hastalığınız olduğunu düşünüyorsanız ya da ideal beslenme alışkanlığı kazanmak, sağlıklı bir şekilde kilo vermek istiyorsanız hastanelerin önce dahiliye (iç hastalıkları) ardından beslenme ve diyet polikliniklerine başvurabilirsiniz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.