Demir eksikliğinin zararları herkeste farklı olarak ortaya çıkmaktadır. Her yaş grubunda ve iki cinsiyette de görülebilir. Vücutta çok büyük önem taşıyan bu mineralin eksikliği kişiyi birçok yönden olumsuz etkiler ve çeşitli hastalıklara yol açar. Saç ve cilt problemleri görülür. Genelde bu eksikliği olan kişilerin saçları dökülür. Ciltte kuruluk ve çatlaklar oluşur.
Bu mineralin eksikliği sadece hastalık olarak değil psikolojik olarak da olumsuz etkiler. Duygu durum bozuklukları, gibi problemlerle karşılaşılması olasıdır.
Hamilelikte bebeğe zarar verir mi sorusu, oldukça merak edilen bir konudur. Hamilelik boyunca demir eksikliği yaşanması anemi riskini ortaya çıkartır. Yeterli oksijen taşınamadığından dolayı hem anne hem de bebek bu durumdan olumsuz etkilenir. Demir sinir sistemi gelişimi için kritik bir rol oynadığından bebeğin gelişimini etkiler.
Annede bu mineralin eksikliği riskini de taşır. Hem anne hem de bebek için oldukça önemli olan demir, ek takviyelerle veya tüketilmesi ile depolanabilir. Hamilelikte demir eksikliği bebeğe zarar verir mi, sorusu için kesin olarak evet yanıtı verilebilir. Hem annenin hem de bebeğin sağlığı için doktor tavsiyesinde ek takviye alınabilir.
Demir, vücutta çeşitli organ ve sistemlerde önemli rol oynayan bir mineraldir. Eksikliği durumunda bu organ ve sistemlerde çeşitli zararlar ve sorunlar meydana gelir.
Kanda demir eksikliğinin zararları çeşitli hastalıklara neden olabilir. Bu hastalıklar arasında en yaygını ise anemidir. , kırmızı kan hücrelerinin veya hemoglobin seviyelerinin düşük olmasına verilen isimdir.
Demir minerali vücutta eksik olduğu zamanda kişinin bağışıklığı olumsuz etkilenir. Bağışıklığı düşük olan kişiler de enfeksiyonlara direnç gösteremeyeceğinden birçok hastalığa hemen yakalanabilir.
Yetersiz demir seviyesi kişinin sürekli yorgun ve enerjisiz olmasına yol açar. Böyle bir durumda da kişinin halsiz ve hasta hissedebilir. Böylelikle kişinin bağışıklığı düşer ve çeşitli hastalıklara yakalanması kolaylaşır. Bağırsaklarda yeterli demir düzgün emilmediğinde gastrointestinal gibi sindirim sistemi hastalıklarına neden olur.
Kanda demir eksikliğinin zararları ciddi oranda etkilemeye başlamadan çeşitli yöntemlerle bu eksiklik giderilebilir. Kalsiyum demir emilimini olumsuz etkiler. Bu yüzden demir eksikliği olan kişilerin kalsiyum takviyesi almaması, alıyorsa da dikkat etmesi gerekir. Düzgün beslenerek demir minerali içeren besinlerin sıklıkla tüketilmesi ve buna uygun diyet yapılması gerekmektedir.
Çay ve kahve gibi içecekler vücutta bu mineralin eksikliğine neden olur. Bu yüzden kişinin bu içecekleri sınırlı tüketmesi gerekir. Özellikle yiyeceklerle tüketilmesi demir alımını engelleyeceğinden sade içilmesi gerekir. Ayrıca aşırı süt tüketimi kalsiyumun demir alımını olumsuz etkilemesinden dolayı zararlıdır.
Demir eksikliğinin zararları nelerdir sorusundan sonra nasıl tedavi edilir noktası merak uyandırır. Bunun için en sık kullanılan yöntem takviye yöntemiyle eksikliğin giderilmesidir. Ancak kişinin kendi kendine takviye alması zararlı olabilir.
Bu yüzden doktor tarafından tavsiye edildiği sürece kullanılması önerilir. Çünkü mineral eksikliği kimi zaman uygun bir diyet ile tedavi edilebileceğinden dolayı takviyeye gerek kalmayabilir.
Demir seviyesinin ne kadar olduğunu öğrenmek için belirli aralıklarla kan testi verilebilir. Her belirti demir eksikliğinin belirtisi olmayacağından dolayı kişinin kesin tanı için mutlaka doktorla görüşmesi gerekir. Eksikliğin oranına ve ciddiyetine göre takviye alınabilir veya sadece besinlerle bu eksiklik giderilebilir.
Demir minerali birçok yiyecekte bolca bulunur. Demir eksikliğinin zararları çeşitli besinler sayesinde engellenebilir. Kırmızı et, tavuk, balık, kabuklu yemişler, baklagiller ve yeşil yapraklı besinler bol bol demir içerir. Kırmızı et ile birlikte soğan sarımsak tüketmek mineral alımı açısından faydalıdır. demir alımını kolaylaştırır portakal, mandalina gibi meyveler tüketilmesi sağlıklıdır.
Demirin heme demir ve non-heme demir olarak iki adet formu bulunmaktadır. Heme demir hayvansal gıdalardan alınmaktadır. Dana eti, kuzu eti, tavuk ve balık. Non-heme demir içeren bitkisel besinler arasında ıspanak, brokoli, kuru meyveler yer alır. Kırmızı ve yeşil mercimek, fasulye, nohut gibi baklagiller de non-heme demir kaynağıdır. Tam buğday unu ile yapılmış olan ekmekler de bu kategoride yer alır.
Demirin çok daha hızlı ve etkili olması için hayvansal gıdaların tüketilmesi önerilir. Çünkü bitkisel besinlere kıyasla hayvansal gıdalarda bu mineral daha yüksek oranda bulunur ve vücut tarafından daha rahat emilir.
Bu mineral vücutta eksik olduğunda bazı olası belirtiler ortaya çıkar.
Çay, kahve, süt ve bazı tahılları çok tüketen kişilerde demir eksikliği görülür. Meyve ve sebzelerde her ne kadar demir bulunuyor olsa da hayvansal gıdalardan da bu mineral çok daha rahat alınır. Bu yüzden vejetaryen ve vegan beslenme tarzı bu riskin artmasına neden olur. Demir eksikliğinin zararlarının en aza inmesi için hayvansal gıda tüketilmesi gerekir. Yetersiz beslenme bu durumu tetikler.
Aşırı egzersiz ve spor yapmak zararlıdır. Çok fazla hareket eden vücut daha fazla demire ihtiyaç duyacağından eksiklikler meydana gelebilir. Bağışıklık problemleri ve bazı enfeksiyonlar vücutta demir minerali eksikliğine yol açar. Güneş vücutta demir sentezlenmesi için gereklidir. Bu yüzden güneşten uzak kalmak düşük oranda da olsa demir eksikliğini etkileyebilir.
Demir eksikliğinin zararları arasında psikolojik durumlar da söz konusudur. Demir eksikliği anemisi yaşayan kişilerde sıklıkla irritabilite ve genel ruh hali bozukluklarına karşılaşılır. İrritabilite kişinin huzursuz, sabırsız, sinirli gibi olumsuz hisler yaşadığı duruma verilen isimdir.
Demir eksikliğinde kanda yeterli oksijen taşınmaması beyne yeterli oksijenin gitmesini engeller. Böyle bir durumda da beyin yeterli enerji üretemez. Enerji üretemeyen beyin vücudun halsiz ve yorgun hissetmesine yol açar.
Kişi halsiz ve yorgun olduğu zamanda sinirlenmesi olası bir durumdur. Sinirlilik gibi bazı psikolojik duygu durum bozukluklarının nedeni de buradan kaynaklanır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.