Atardamar içerisindeki basınca tansiyon adı verilir. Bu basıncın az olması durumunda düşük tansiyon ortaya çıkar. Vücuttaki tüm organların düzgün çalışabilmesi adına büyük tansiyonun 90 ila 120 mmHg, küçük tansiyonun ise 60 ila 90 mmHg aralığında olması gerekir.
Tansiyon ölçümü sonucunda 90/60 mmHg yani 9'a 6 altında bir rakam çıkarsa düşük tansiyon söz konusu olur. Bu durumun düzeltilmesi ve hemen gereken önlemlerin alınması gerekir.
Tansiyonun düşmesi özellikle de göz kararmasına neden olabilir. Düşmeyle beraber hasar alma riski söz konusu olduğu için kişinin en yakın yere oturması ve bir süre kalkmaması tavsiye edilir. Bu süreçte düşük tansiyonun zararları ile karşılaşmamak için hemen değerinin normale dönmesi için bir şeyler yapılması gerekir.
Düşük tansiyon kendi başına hastalık sayılmayan fakat herhangi bir hastalığın belirtisi olarak değerlendirilebilen bir rahatsızlıktır. Hayat kalitesini düşürerek kişinin çeşitli sorunlar yaşamasına sebep olur.
Tansiyon yüksekliği ne kadar tehlike arz ediyorsa düşük olması da aynı derece önemlidir ve gerekli tetkiklerin hekim tarafından yapılması gerekir. Aksi takdirde altında yatan önemli bir hastalık olabilir ve durum önemsenmediğinde hastalık ilerleyebilir.
Daha ileri vakalarda yolda yürürken aniden düşme ya da bayılma oluşabilir. Bu durum kişinin çarpma suretiyle farklı sorunlar yaşamasına da sebep olabilir. Tüm bu nedenlerden ötürü düşen tansiyonun arkasında yatan sebep araştırılıp tedavi edilmelidir.
Basit olarak nitelendirilen fakat önemli bir durum olan dehidrasyon düşük tansiyon sebepleri arasında yer alabilir. Bunun dışında çok daha büyük sorunlar da tansiyonun düşük seyretmesinin sebeplerinden olabilir. Tüm nedenleri ise şu şekilde sıralanabilir:
Çoğu zaman düşük tansiyon belirtileri kişiler tarafından hissedilmese de bazı belli başlı belirtileri vardır.
Düşük tansiyonun zararları nelerdir sorusuna verilecek farklı cevaplar bulunur. Tansiyon aniden düşerse ya da bulanık görme, yorgun hissetme, bulantı hali, sersemlik gibi belirtileri eşliğinde gelişirse sorunun altında yatan farklı bir hastalıktan şüphelenilir.
Vücudun tüm organları çok önemli olsa da beyin ayrı bir önem arz eder.
Beynin düzgün şekilde çalışıp gerekli oksijeni alabilmesi için tansiyonun belli bir değerin altında ya da üstünde olmaması gerekir. Aksi takdirde tansiyonun düşmesi beyin felci oluşumuna, böbrek yetmezliği rahatsızlığına, karaciğer hastalıklarına sebep olabilir.
Bunlar son derece ciddi sorunlardır. Geçmeyen düşük tansiyon sorununda mutlaka uzmana görünerek altında yatan sebebi öğrenmek ve uygun tedaviye başlamak gerekir.
Hamilelikte düşük tansiyon çok sık rastlanılan bir sorundur. Gebeyken kan basıncında gerçekleşen düşme genel anlamda bir probleme neden olmaz ve normal kabul edilir.
Bebeğe gerekli oksijeni ve besini sağlayabilmek için kan hacmi artmaya başlar. Bunun sonucunda damarlar genişler ve kan basıncı düşerek tansiyon düşüklüğünü ortaya çıkarır.
Bu durumun önüne geçmek için hamile kişilerin bol sıvı alması, doktorlarının önerdiği miktarda tuz kullanmaya dikkat etmesi, fazla karbonhidrattan uzak durması, kafeinden olabildiğinde kendini koruması tavsiye edilir.
Hamilelik döneminde bebeğe besin sağlamak dışında farklı sebeplerden de tansiyon düşüklüğü yaşanabilir. Örneğin bireyin stres içinde olması, değişen hormonlar, ikiz bebek beklemek, kaygı ve korku hisleri sonucunda tansiyonda oynamalar söz konusu olabilir.
Her ne sebepten olursa olsun hamile kişinin bu durum yaşandığında beklemeden doktoruyla paylaşması tavsiye edilir.
Çocuklarda düşük tansiyon görülebilir. Bu çeşitli nörolojik sorunlardan ötürü kaynaklanabileceği gibi farklı bir durumdan da oluşabilir. Kimi zaman belirti söz konusu değilse normal değerin altında olması anormal olarak nitelendirilmez.
Çocuk rahatsızlık hissetmiyorsa, cilt solgunluğu ya da baş dönmesi gibi çeşitli sorunlar yoksa genellikle korkulacak bir şey olmadığı belirtilir. Yine de en kısa zamanda çocuk doktoru ile görüşülerek gerek görülürse tetkikler yapılmalıdır. Böylece altta yatan bir neden olup olmadığı netleştirilebilir.
Yaşlılarda düşük tansiyon fazla ayakta durulduğunda dahi yaşanabilecek bir durumdur. Özellikle 65 yaşını aşmış yaşlı bireylerde bu sıkça gözlemlenebilir. Bunun dışında kullanılan bazı ilaçlar da tetikleyebilir.
İleri yaş grubu düşük tansiyonun zararları ile daha fazla karşı karşıya kalır. Böyle bir durumda hangi ilacın tansiyonda oynamalara sebep olduğunu araştırmak yerinde bir hareket olabilir. Kişi bireysel olarak değil doktoruyla hareket etmelidir. Sonrasında da doktor kontrolünde daha az yan etkili bir ilac kullanılabilir.
Düşük tansiyonun zararları ile karşı karşıya kalmaktan kurtulmak adına bu sorunu tamamen çözüme kavuşturmak sağlıklı olacaktır. Aşırıya kaçmadan tuz kullanımı arttırılabilir. Tansiyonu en çabuk yükselten yiceklerden biri tuzdur. Aşırı miktarda tüketilirse bu sefer de tansiyon yüksekliği ortaya çıkabilir ve bu da son derece zararlı bir durum olmaktadır.
Bolca su tüketmek dehisrasyonu gidermede ve dengeyi sağlamada etkilidir. Ayakta uzun süre durmak tansiyonu düşürebilir. Bu yüzden oturmak, ara ara dinlenmeye özen göstermek düşük tansiyonu geçirebilir.
Ağır egzersizler kan basıncını etkilediği için kişi kendisine uygun olan egzersizlerle ilerlemelidir. Geçmeyen düşük tansiyon söz konusu olduğunda hekime başvurmak ve onun yönlendirmelerine uymak gerekir.
Düşük tansiyon uyuşukluk ya da uyku yapabilir. Kan basıncı düşük olduğu için gerekli oksijen organlara taşınamamış olur. Özellikle de beyin daha az oksijen aldığı için sersemlik veyahut uyuklama hali gözlemlenebilir.
Limon çok kuvvetli bir içeriğine sahiptir. Bundan dolayı da tansiyonu düzeltmek için yardımcı olabilir. Su ile karıştırılarak tüketilen limon vücutta sıvı dengesini düzenlemek için iyi bir seçim olabilir. Fakat her şey gibi limon tüketirken de aşırıya kaçmaktan uzak durmak önemlidir.
Gerekenden fazla seviyede C vitamini almak ishal gibi sindirim ve bağırsak sorunlarına yol açabilir. Düşük tansiyona sahip olan bireyler beslenme ve diyet planlarını hekime danışarak belirlemelidir.
Düşük tansiyonun zararları arasında bulunan baş dönmesi gibi etkilere en az seviyede maruz kalmak için tuzlu ayran tüketilebilir. Tuz, kan basıncını yükselten bir besindir. Eğer kişi böbrek hastası ise ya da normalde yüksek tansiyonu varsa doktora danışmadan tuzlu ayran içmemelidir. Aksi takdirde böbrekler zarara uğrayabilir ya da tansiyon aniden yükselerek farklı ve ağır problemlere yol açabilir.
Düşük tansiyon baygınlık ve sersemliğe yol açabilir. Eğer göz kararması söz konusuysa tansiyonun düşmesinden şüphelenilebilir. Böyle bir durumda hemen oturmak ve hatta ortam bunun için uygunsa uzanmak gerekir. Bu sayede tansiyonun dengelenmesi sağlanabilir. Birkaç dakika boyunca ayağa kalkmamak tavsiye edilir.
Düşük tansiyonun zararları ve faydaları incelendiğinde ikisinin de kişilere bağlı değişkenlik gösterdiği söylenebilir. Özellikle düzenli spor yapan kişilerin tansiyonunun düşük seyrettiği gözlemlenir.
Bu düşük değer yan etkiye sebep olmadığı sürece genellikle bir sorundan şüphelenilmez. Düşük tansiyon özellikle bazı rahatsızlıkları olan kişiler için son derece zararlı olabilir. Bununla alakalı net bir bilgiye ulaşabilmek için kişinin doktora muayene olması tavsiye edilir. Ancak böyle herhangi bir elzem durumun söz konusu olup olmadığı anlaşılabilir ve gerekli tedavi uygulanabilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.