Hormonlar çeşitli doku ve organlar tarafından üretilen düzenleyici role sahip organik ürünlerdir. Salgılandığı dokudan kan yoluyla hedef organa ulaşır ve burada vücut içi dengenin sağlanmasına yönelik uyarılarda bulunur. Bazı hormonlar spesifik görevlere sahipken diğerleri birden fazla işleve sahip olabilir.
Aldosteron, birçok görevde rol alan bir böbrek üstü bezi hormonudur. Böbrek üstü bezleri her iki böbreğin üstünde yer alan ve birtakım hormonları üreten yapılardır. Aldosteron böbrek üstü bezlerinin korteks (kabuk) bölgesinden salgılanır. Kolesterolden oluşan steroid yapılı hormonlardan biridir. Aldosteron homronu üretimi büyük oranda böbrek ve kan dolaşımı homeostazisine bağlıdır.
Homeostazinin sağlanmasında ve organların aktivitesinde mineraller hayati öneme sahiptir. Önemli minerallerden olan sodyum ve potasyum başlıca kan basıncı, kan hacmi, asit-baz dengesi ve vücutta su tutulumu gibi faaliyetlerde görev alır. Sodyum böbreklerden kanın süzülmesi sırasında ihtiyaç dahilinde vücuda bir miktar geri emilir. Potasyumun ise ihtiyacın fazlası kadarı vücuttan idrar yoluyla atılır.
Vücut içi dengesi bozulduğunda elektrolitlerin seviyeleri değişebilir. Bu durumda böbrek üstü bezlerden üretilen aldosteron bu dengenin tekrar sağlanmasında etkinlik gösterir. Aldosteron hormonu görevi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için yazının devamını okuyabilirsiniz.
Aldosteron adrenal bezlerden salınan ana hormonlardan biridir. Vücudun ihtiyacına göre salınımı artar veya azalır. Yetişkinlerde günlük yaklaşık 20-200 mikrogram düzeyinde üretilebilir. Esas olarak su, tuz, asit ve baz düzeylerinden sorumludur. Bu işlevlerinden dolayı aldosteron “mineralokortikoid” olarak adlandırılabilir.
Aldosteron hormonunun üretilmesinde renin-anjiyotensin sistem söz sahibidir. Renin-anjiyotensin sistemi kan basıncının düşmesi ile harekete geçen ve aldosteron hormonu üretimini tetikleyen bir uyarı sistemidir. Uyarılan adrenal bezler ve aldosteron hormonu kan basıncının yeniden yükseltilmesini sağlayabilir. Bununla birlikte karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasının yürütülmesinde daha az olmakla birlikte etkinlik gösterebilir.
Çeşitli nedenlere bağlı olarak kan basıncında düşüş görülebilir. Bu durumda böbreklere giden sinyaller sonucu renin salınımı başlar. Renin kanda bulunan proteinlere etki ederek aldosteron hormonu salınımını tetikler.
Adrenal bezlerden üretilen aldosteron kana verilir ve hormon böbreklere ulaşarak sodyum ve tuzun geri emilimini arttırır. Bununla birlikte potasyumun geri emilimini azaltarak vücuttan atılmasını sağlar. Dolayısıyla kana geçen su ve sodyum kan hacmini arttırır ve kan basıncı yeniden yükselir.
Aldosteron beraberinde diğer organ ve dokuları uyararak sistemsel bir faaliyet gösterir. Kan dolaşımı ve böbrekler aldosteronun işlev göstermesinde temel birimlerdir. Dolayısıyla yerine getirilen bu eylemler homeostazın kontrol edilmesine yöneliktir.
Aldosteron hormonu görevi başlıca şu şekilde verilebilir:
Böbrekler asit ve baz dengesini sağlayamadığında adrenal bezleri uyararak aldosteronun plazma dengesini yeniden kurması amaçlanır. Aldosteron görevi dahilinde üriner, kas, dolaşım ve endokrin sistemini etkileyebilir.
Aldosteron düşüklüğü normal kabul edilen aralıkların altında hormon düzeyi anlamına gelir. Tıpta “hipoaldosteronizm” olarak da bilinir. Genellikle böbrek üstü bezlerinde meydana gelen tahribatlar sonucu görülen bir tablodur. Bu tahribatlar birçok tıbbi sorun ile bağlantılı olabilir.
Hipoaldosteronizm varlığında böbreklerden emilmesi gereken su ve sodyum emilemez, atılması gereken potasyum ise atılamaz. Dolayısıyla plazmada normalden düşük sodyum ve yüksek potasyum seviyeleri görülebilir. Anormal elektrolit seviyeleri bazı sistemleri olumsuz etkileyebilir.
Tuz yeme isteği, kalp bloğu, halsizlik ve postural hipotansiyon (aniden ayağa kalkma ile oluşan tansiyon düşüklüğü) hipoaldosteronizmin sonuçlarından olabilir. Aldosteron seviyelerinin azalması ile ilişkilendirilen faktörler şunları kapsar:
Hormon düşüklüğü durumunda hayati tehlikenin önlenmesi amacıyla rutin kontrol ve teşhisin sağlanması gerekir.
Hipoaldosteronizm hormon üretiminin azalması veya dokularda aldosterona karşı direnç oluşması şeklinde gerçekleşebilir. İhtiyaç duyulandan daha az aldosteron birçok metabolik yolakta değişikliklere neden olabilir. Aldosteron düşüklüğü plazmada olması gerekenden daha fazla asidik madde olmasını kapsar.
Asit ve baz ayarının bozulması ve asiditenin artması “metabolik asidoz” olarak adlandırılabilir. Sodyum ve potasyumun doğrudan etkilediği kalp ve damar sisteminde anormallikler meydana gelebilir. Ek olarak böbrek ve kas faaliyetleri sekteye uğrayabilir, protein, yağ ve karbonhidrat metabolizmasında aksaklıklar görülebilir.
Aldosteron düşüklüğü belirtileri başlıca şunları içerebilir:
Hipoaldosteronizm aynı zamanda farklı semptomlara sebebiyet verebilir. Adrenal bezler tahrip olduğunda aldosteron ile birlikte kortizol hormonu düşüklüğü oluşabilir. Bu durum hipoglisemi (düşük kan şekeri) ve deri kıvrımlarında koyu renk görülmesi ile sonuçlanabilir.
Aldosteron yüksekliği normalden daha fazla hormon üretilmesi olarak açıklanır. Bu durum “hiperaldosteronizm” olarak bilinir. Düşük seviyelerde olduğu gibi aşırı aldosteron hormonu çeşitli dokularda olumsuz etkiler gösterebilir. Aldosteron yüksekliğinin temel nedeni Conn sendromu olarak gösterilir.
Conn sendromu veya “primer aldosteronizm” bir veya iki adrenal bezin aşırı hormon salgılaması ile karakterizedir. Böbrek üstü bezlerde gelişen tümörler Conn sendromunun sorumlusu olarak kabul edilebilir. Aldosteron normalden daha fazla üretildiğinde böbreklerde daha fazla su ve sodyum emilimi gerçekleşir. Bununla birlikte daha fazla potasyum atılımı oluşur. Uzun süreli elektrolit dengesizliğinin oluşması hayati tehlikeye yol açabilir.
Hiperaldosteronizm belirtileri yaygın olarak şu şekilde görülür:
Semptomlar genellikle birbiri ile bağlantılı olarak gelişme gösterir. Aynı zamanda hiperaldosteronizm birtakım komplikasyonlara neden olabilir. Böbrekte fonksiyon bozuklukları, oksidatif stres, inflamasyon, fibrozis ve koroner arter hastalığı olası komplikasyonlar arasında yer alabilir.
Aldosteron seviyeleri kan ve idrar örnekleri ile ölçülebilir değerlerdir. Ancak hormon normal değerleri laboratuvarlar arasında değişkenlik gösterebilir. Aynı zamanda normal kabul edilen değerler yaşa bağlı olarak farklılık gösterebilir.
Aldosteron hormonu düzeyinin <15 ng/dL olması genellikle sağlıklı bireyler için normal kabul edilir. Bu düzeyin değişmesinde vücut pozisyon değişiklikleri, fiziksel aktivite ve günün hangi saati olduğu etkili olabilir.
Genel olarak olması gereken seviyeler şu şekildedir:
Adrenal bez bozuklukları ve hasarı ALD testi ile teşhis edilebilir. Bunun yanı sıra ek testler birlikte değerlendirilebilir. Mevcut olarak bulunan diğer sağlık sorunlarının adrenal bezleri etkileyip etkilemediği kontrol edilebilir. ALD testi renin ölçümünü de sağlayan aldosteron-renin oranı testi şeklinde uygulanabilir.
Hormonlar doku ve sistemlerin doğru şekilde çalışmasını sağlayan organik ürünlerdir. Hayati önem arz eden hormonlardan biri olan aldosteron bazı durumlarda az veya fazla üretilebilir. Bu kapsamda “Aldosteron nedir?” ve “Aldosteron ne işe yarar?” gibi en çok merak edilen soruları ve cevaplarını görmek için yazının devamını okuyabilirsiniz.
Vücutta aldosteron görevi başlıca sodyum, potasyum, klorür, bikarbonat ve sıvı dengesinin kontrol edilmesi ve ideal değerlerin sürdürülmesidir. Bu kan hacmi ve basıncı, asit-baz düzeylerinin ideal seviyelerde tutulmasına yardımcıdır. Diğer bir görevi karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasının desteklenmesidir.
Kan ve idrar örneklerinin alınarak laboratuvar ortamında plazma aldosteron düzeylerinin ölçülmesi işlemidir. İdeal aralıklar laboratuvar koşullarına göre farklılık gösterebilir. ALD testinden önce tansiyon, kalp, ülser ve antiasit ilaçlar, NSAİİ ve diüretik ilaçların kullanımı bırakılmalıdır. Ayrıca hamilelik, yoğun egzersiz, stres ve diyet ALD testi sonuçlarını etkileyebilir.
ALD testi genellikle damardan kan örneğinin alınması ve laboratuvarda incelenmesi şekilde yürütülür. Aldosteron seviyeleri ile renin de kontrol edilebilir. Bazı vakalarda kan tahlili ile birlikte idrar tahlili de istenebilir.
Aldosteron yüksekliği veya “hiperaldosteronizm” adrenal bezlerden aşırı üretilen hormon değerleri ile açıklanabilir. Adrenal bezde benign (iyi huylu tümörler), Conn sendromu veya adrenal bez bozuklukları sonucu görülebilir. Yüksek tansiyon, aşırı susama, baş ağrısı, sık idrara çıkma vb. belirti ve semptomlara neden olabilir.
Aldosteron hormonu eksikliğinde sodyum ve klorür düşüklüğü, potasyum ve bikarbonat yüksekliği, metabolik asidoz, tansiyon düşüklüğü, taşikardi (kalp çarpıntısı) ve aritmi, kaslarda güçsüzlük hali meydana gelebilir. Bu komplikasyonlar tedavi edilmediğinde hayati tehlikeye neden olabilir.
Hormon ve genel sağlık durumunuz için kontrollerinizi ihmal etmeyiniz. Sağlık Destek Sitesi Hastanelerinde aldosteron hormonu hastalıklarına yönelik hizmetler verilmektedir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.