Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

👩‍⚕️ Hipovolemik Şok Nedir? Hipovolemik Şok Belirtileri Nelerdir?

Oluşturulma tarihi: 27.02.2025 09:15    Güncellendi: 27.02.2025 09:15



Hipovolemik şok, ani kan ve sıvı kaybıyla oluşan tıbbi bir sorundur. Derin yaralanmalar gibi sebeplerle oluşabilir. Vücutta şokun etkisiyle organların işlevlerinde sıkıntılar oluşabileceği için acil müdahale gerekir. Zamanında müdahale yapılmazsa organ yetmezliği gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir.

Hipovolemik Şok Nedir?

Hipovolemik şok, yüksek oranda sıvı ve kan kaybıyla bedende yeterli oksijenin devir daiminin olmaması durumudur. Azalan kanın akışı nabzı yavaşlatır, soluk alıp verme hızlanır ve bazı vakalarda bilinç kaybı oluşur. Kan miktarı azaldıkça oksijenin organlara ulaşması da zorlaşır bu da tüm vücut sağlığını etkiler.

Hipovolemik şokta dokulardaki metabolik atıkların vücuttan atılamadığı ve dolayısıyla hücre ve doku metabolizmalarının bozulduğu olumsuz bir tabloyu da yansıtır. 

Hipovolemik şokun yaşanması için özel durumların ortaya çıkması gerektiğinden, yaşanma ihtimali 1/1000 gibi küçük bir ihtimaldir. Gelişmemiş ülkelerde özellikle çocuklarda ishal sebebiyle ortaya çıkan bir durumdur. 

Hipovolemik Şok Belirtileri Nelerdir?

Hipovolemik şok belirtileri öncelikle ani ve çok miktarda kan ve sıvı kaybıyla nabzın zayıflaması ve vücudun soğumasıdır. Vücut oksijen önceliğini hayati organlar olan kalp ve beyine verdiği için kol ve bacaklara giden kan sınırlanır. Hipovolemik şokla birlikte tüm organlara ulaşan kan ciddi oranda azalır. Neticede organ yetmezliğine varabilecek olumsuz tablolar ortaya çıkabilir.

Diğer hipovolemik şok belirtileri için şöyle genel bir sıralama yapılabilir:

  • Kol ve bacaklarda üşüme
  • Hızlı soluk alıp verme
  • Halsizlik, baş dönmesi, bulantı
  • Susuzlukla ağızda kuruma
  • Dudak morarması
  • Düşük ateş, terleme
  • Tansiyonun düşmesi
  • Bayılma
  • Bilinç kaybı

Hipovolemik Şok Tanısı

Yoğun miktarda kan ve sıvı kaybında kişinin hipovolemik şoka girip girmediğini uzmanlar çeşitli taramalarla tespit eder. Yaşanan duruma göre değişebilen tetkikler şöyle sıralanabilir:

  • Fizik muayene ve tam kan sayımı yapılır.
  • Hemoglobin, hematokrit ve BUN değerlerine bakılır.
  • Sebep ciddi bir yanıksa hipernatremi (Serum sodyum (Na) seviyesinin 150 mEq/L'nin üzerinde olması) bulguları taranır.
  • Klinik net tanı için santral venöz basınç ölçümü (CVP) ve özellikler yaşlılar için pulmoner capiller wedge basıncı (PCWP) ölçümü yapılabilir.
  • Tanı için ekokardiyografi (EKO), elektrokardiyogram (EKG), bilgisayarlı tomografi (BT), swan-Ganz kateteri, ve endoskopi kullanılabilir.

Hipovolemik Şok Evreleri

Hipovolemik şokta vücutta kan ve sıvı ciddi miktarda azalınca üşümeyle birlikte aşama aşama sıkıntılar artar. Önce kan basıncı artarken sonra düşme gözlenir. Değişim süreci şöyle özetlenebilir:

  • Aşama 1: Kanda %15 kayıp olur. Kan basıncı hala normal seyrediyor olabilir.
  • Aşama 2: Kanda %15-%30 arası kayıp olur. Kalp atışı ve soluk hızlanır.
  • Aşama 3: Kanda %30-40 arası kayıp olur. Kan basıncı ciddi oranda düşer. İdrar üretimi azalır.
  • Aşama 4: Kanda %40'dan fazla kayıp olur. Kan basıncı minimuma düşer, kalp atışı iyice hızlanır.

Hipovolemik Şok Nedenleri

Hipovolemik şokun oluşması genelde ciddi yaralanmalarla olsa da farklı hipovolemik şok nedenleri arasında ishal, kusma gibi sebepler de vardır. Sebepler genel olarak şöyle sıralanabilir:

  • Hemoraji
  • Ciddi yaralanmalar
  • Bazı kırıklar
  • Dış gebelik
  • Ameliyatlar
  • Beyin anevrizması
  • Ülser gibi gastrointestinal problemler
  • Özofagus varis kanaması
  • Genital kanamalar
  • Vasküler kanamalar
  • Kusma, ishal
  • Geniş yanıklar
  • Çok sıcak iklimlerde aşırı sıvı kaybı

Hipovolemik Şokun Çeşitleri

Hipovolemik şoklar; hemorajik ve non hemorajik (metabolik) olmak üzere 2 gruba ayrılır.

Hemorajik hipovolemik şokun sebebi genellikle travmadır. Kök nedenler arasında yaygın olarak toraks travması, büyük damar yaralanmaları ve içinde belli bir lümeni (boşluğu) olmayan organların (karaciğer, dalak, böbrek) yaralanmaları bulunur. Gastrointestinal kanamalar, bazı kırıklar (pelvik, femur vb) ve jinekolojik hastalıklar da sebepler arasında görülür.

Non hemorajik hipovolemik şokta ise nedenler; gastrik kayıplar (kusma, ishal vb sebebiyle), yanıklar, pankre atit, diabetes insipidus, böbrekten tuz kaybı ve bağırsaksak tıkanmaları vardır.

Hipovolemik Şokta Ne Yapılır?

Hipovolemik şokta ne yapılır sorusunun cevabı şoku yaratan sebebe göre şekillenir. Genelde öncelikle akciğere hava giriş çıkışı kolaylaştırılır. Dış kanama varsa kanamanın durması için gerekenler yapılır.

Kusma ve ishal sebebiyle şok yaşanıyorsa ishali ve kusmayı kesecek ilaçlar devreye girer. Hipovolemik şokta doğru müdahale yapılmazsa ne yazık ki böbrek ve beyin başta olmak üzere organ hasarları, kangren, kalp krizi yaşanabilir.

Hipovolemik Şok Tedavisi

Hipovolemik şok tedavisi için acil durumlardaki ABC yani Airway-Breathing-Circulation (Hava Yolu, Solunum, Dolaşım) ilerleyişi uygulanır. Önce hava yolunun açılması ile ilgili acil müdahale yapılır, sonra solunum desteği sağlanır ve hemen dolaşım ile ilgili problemleri çözmek için gerekli prosedürler uygulanır.

  • Hava Yolunu Açma: Hipovolemik şok tedavisi solunum yolu düzenlenmesi ile başlar. Solunum kanalı temizlenir, gerekirse airway takılarak hastanın biraz rahatlaması sağlanır.
  • Solunum Kontrolü: Hipovolemik şok tedavisi yapılırken bazen nefes alış verişin desteklenmesi gerekebilir. Bu durumlarda suni solunum, ambulama, mekanik ventilasyonu yapılır ve oksijen akışı sağlanır.
  • Dolaşım Kontrolü: Açık ya da kapalı kanamalar ve sıvı kayıplarına göre farklı adımlar izlenir. Hastanın kan kaybı varsa uygun şekilde kan verilir. Gerekliyse kaybedilen sıvının yerine konması adına idame sıvı tedavisi gerçekleştirilerek hipovolemik şok sıvı tedavisi uygulanır.

Hipovolemik Şok Riski Nasıl Azaltılır?

Yaralanma gibi ne zaman başınıza geleceği belli olmayan durumlar nedeniyle oluşan hipovolemik şokun riskini azaltmak elbette mümkün değildir. Diğer sebeplerde oluşabilecek hipovolemik şokun riskini azaltmak için şunları yapabilirsiniz:

  • Diüretik ilaç kullanıyorsanız doz konusunda dikkatli olun ve bol bol su için.
  • İshal ya da kusma durumlarında tuzlu-şekerli su ya da elektrolit solüsyonu için.
  • Çok terleyen bir yapınız varsa terle kaybedilen sıvıyı yerine koymak için su ve sıvı alımına özen gösterin.

Hipovolemik Şok Atlattıktan Sonra Öz Bakım Nasıl Olmalı?

Tedavi sayesinde hipovolemik şoku atlattıysanız sonraki sürecin de önemli olduğunu unutmamalısınız. Hastaneden eve dönmeden önce doktorunuzla şokun nasıl etkileri olabileceğini danışmak, ne zaman tamamen eski sağlığa geri dönülebileceğini sormak, ilaç kullanımı hakkında detaylı bilgi almak iyi olur.

Vücutta büyük bir sorun yaşandığı için bir süre dinlenmek, verilen ilaçları kullanmak ve eğer yara varsa iyileşmeyi iyi takip etmek gerekir. Hipovolemik şokun sebebine göre iyileşme sürecinde kontrolleri aksatmamak ve özellikle şoku yaşayan kişinin yaşı küçükse psikolojik destek de almak önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Hipovolemik şokta hangi ilaç kullanılır?

Hipovolemik şokta serum fizyolojik ve ringer laktat gibi kullanıma hazır, alerjik reaksiyon oluşturmayan sıvılar vücut etkinliği artırmak için kullanılabilir.

Şok durumunda ilk yardım uygulamaları nelerdir?

Genel olarak şok durumunda olan hasta ya da yaralı sıcak tutulmalı ve hareket ettirilmemelidir. 112’yi arayarak hastanın sağlık kuruluşuna ulaşması sağlanır. Psikolojik ilk yardım ve hastanın rahat edebileceği bir alan yaratmak da önemlidir.

Şok çeşitleri nelerdir?

İnsanlarda kan dolaşımı sağlıklı şekilde ilerlemediğinde şok belirtileri ortaya çıkar. Dolaşım yetmezliğiyle ortaya çıkan şok durumu vücudun uyarı mekanizmasıdır. Şokla birlikte tansiyon düşebilir ve birçok farklı sorun ortaya çıkabilir. Sebebe bağlı olarak şok durumları 4 başlıkta toplanır.

  • Kardiyojenik şok (Kalp kökenlidir)
  • Hipovolemik şok (Kan ve sıvı kaybı kökenlidir)
  • Toksik şok (Zehirlenmeyle ilgilidir)
  • Anaflaktik şok (Alerjiktir)






Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.