Baş ağrısı bölgeleri ve sebepleri konusu en çok merak edilen ve araştırılan sağlık konularından biri. Çünkü nüfusun ortalama %50’si farklı sebeplerle baş ağrısı yaşar.
Baş ağrısı sorunu yaş ve cinsiyet farkı gözetmeden birçok kişide, hayatın çeşitli zamanlarında ortaya çıkar. Genelde çok ciddi sağlık sorunlarına yol açmasa da baş ağrısı yaşamak can sıkıcı bir durumdur.
Baş ağrılarının bölgeleri ve şiddeti kişiden kişiye değişebilir. Vakaların çoğunda stres, endişe, yoğun hayat temposu, az su tüketimi gibi sebepler öne çıkar. Az sayıdaki, ciddi baş ağrılarında ise hayati tehlikeye varan durumlar oluşabilir.
Baş ağrısı denince akla hemen beyin gelir. Aslında beyinde ağrı duyarlı sinirler yoktur yani beyinde ağrı olmaz. Ağrı duyarlı sinir uçları tetikleyicilere tepki verir ve ağrı mesajı beyine gider. Mesaj işlenirken başta ağrı hissi ortaya çıkar. Baş ağrılarının bölgeleri ve sebepleri araştırmaları 150’den fazla ağrı türünü inceler.
Baş ağrılarının bölgeleri tek taraflı olabildiği gibi başın çevresi gibi spesifik yerler de olabilir. Bazı baş ağrısı türlerinde rahatsızlık enseye ve boyun bölümüne de vurur. Baş ağrısı bölgeleri ve sebepleri birlikte incelenince çözüme hızlı ulaşılabilir.
Az su tüketimi, açlık, yetersiz uyku, regl gibi sebepler geçici ve telafi edilebilir olurken bazı hastalıklarla ilgili olan ciddi baş ağrıları için özel tedavi uygulamaları gerekebilir. Baş ağrıları iki türe ayrılır.
Birincil baş ağrılarında kök nedende bir hastalık yoktur. Gerilim tipi baş ağrısı, migren ve küme tipi baş ağrıları bu grupta yer alır.
İkincil gruptaki baş ağrılarının sebebinde ise bazı hastalıklar vardır. Sinüzit, diş sorunları, kulak enfeksiyonları, soğuk algınlığı, glokom, beyin sorunları, tümörler, hipertansiyon, kafa çarpması gibi nedenlerle baş ağrısı yaşanabilir.
Baş ağrısı bölgeleri neresi sorusuna hasta özellikle şakakları gösteriyorsa temporal tipi baş ağrısından şüphelenilir. Şakak bölgesinden iltihaplanmayla ortaya çıkan ağrı daha çok yaşlılarda görülür. Net tanı için biyopsiye başvurulabilir. Tedavi uzman kontrolünde uygun ilaçlarla yapılır.
Baş ağrısı bölgeleri ve sebepleri araştırmaları göstermektedir ki baş ağrısı bazen baş dışındaki vücut bölümlerini de içerebilir. Sinüs tipi baş ağrısında nefes kanallarında sıkışıklık hissedilir. Alerji ve sinüzit problemi olanlarda sinüs tipi baş ağrısı görülür. Sıcak su torbası veya sıcak duş rahatlatıcı etki yaratabilir.
Küme tipi baş ağrısında ağrı genelde tek taraflı olur ve ağrılar ilkbahar ve sonbahar döneminde ortaya çıkar. Göz yaşarması ve sabah uyandıran ağrı varsa küme tipi baş ağrısı olma olasılığı yüksektir. İlaç tedavisi, ağrıyı tetikleyen stres gibi sebeplerin minimuma inmesi için egersizler, oksijen uygulaması kullanılan tedavi yöntemleri arasındadır.
En sık görülen baş ağrısı çeşitleri arasında gerilim tipinde baş ağrısı vardır. Gerilim tipinde baş ağrısı tüm başı kapsamakla birlikte özellikle baş çevresinde bir çember sıkılıyor hissi oluşabilir. Başta ağırlık hissi, boyun ve omuz ağrısı, ışık ve sese karşı hassasiyet diğer belirtiler arasındadır. Ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler rahatlama sağlayabilir. Kök sebebi bulmak için psikoterapiye başvurulur.
Baş ağrılarının bölgeleri bazen vücutta farklı bölümleri de etkisi altına alabilir. Boyun ağrısıyla birlikte seyreden boyun tipi baş ağrısı ilaç tedavisi, fizyoterapi ve radyofrekans termokoagülasyon gibi yöntemlerle tedavi edilir. Boyun tipi baş ağrısı bazen boyundan başa bazen de tersi istikamette ilerler.
Migren, baş ağrısı bölgeleri konusunda yapılan incelemelerde en yoğun ağrılar arasında gösterilir. Migren tipi baş ağrısı, zorlayıcı baş ağrısı çeşitleri arasındadır. Derin ve yoğun bir ağrı türüdür. Bazen günlerce bile sürebilir. Sese ve ışığa karşı ciddi bir duyarlılık oluşur. Mide bulantısı ve kusma yaşayan hastalar vardır.
Uyku problemleri, stres, az su içme, düzensiz beslenme, hormonel sorunlar migren tipi baş ağrısı tektikleri arasındadır. Fiziksel sebeplere bağlı olmayan veya dönemsel olarak geçmeyen migrenlerde psikolojik kök neden araştırılmalıdır.
Yüksek tansiyon, baş ağrısına neden olabilir. Tansiyon çok yükseldiğinde ortaya çıkan ağrı başın her iki tarafında da olur ve genelde harekete etmek ağrıyı çoğaltır. Ağrının geçmesi tansiyonun normale dönmesiyle paralel olur. Bu tip vakalarda tansiyon düzenleyici bir tedavi programı için uzmana başvurmak gerekir.
Trigeminal nevralji 1-2 saniyeliğine elektrik çarpma hissi gibi olan baş ağrısı türüdür. Başta yüzün hemen arka bölümünde göz çevresinde, dudak ve çenede ani hisler oluşabilir. Trigeminal nevralji farklı hastalıkların habercisi olabileceği için dikkatle incelenir. Genellikle ilaç tedavisi uygulanır.
Çocukluk döneminde baş ağrısının sebebini bulmak genelde zor olur. Gerilim tipi baş ağrısı ve migren çocuklarda en çok görülen baş ağrısı tipleridir. Gerilim tipinde baş ağrısı başın ön kısmında ağırlıkla yaşanırken migren başın tümünü etkileyebilir. Özellikle baş arkasındaki ağrılar daha ciddi olabilir. Çocuklarda yoğun süren ağrılarda hekime başvurmak gerekir.
Başın herhangi bir bölgesinde meydana gelen baş ağrısı, tüm insanlığın hayatının bir bölümünde tecrübe ettiği bir şikayettir. Acil servislere yapılan başvuru nedenleri arasında ise %3’lük dilimi kapsar.
Baş ağrılarının %96’sı iyi huylu karakterdedir ancak geri kalan kötü seyirli bağ ağrısı vakaları, erken müdahalenin hayat kurtarıcı olduğu acil durumlar arasındadır. Acil servis hekimleri bu tarz seyretme eğilimindeki vakaları dikkatlice analiz ederek hastanın tıbbi öyküsünü alır ve fizik muayenesini gerçekleştirir. Sonrasında altta yatan duruma dair bir fikir elde etmek amacıyla çeşitli laboratuvar tekniklerine ve radyolojik görüntüleme yöntemlerine başvurulur.
Uluslararası Baş Ağrısı Derneği, baş ağrılarını 14 ana grup ve yüzlerce alt grup halinde sınıflandırmıştır. Baş ağrıları altta yatan başka bir sağlık problemi nedeniyle oluşmuyor ve doğrudan doğruya baş ağrısı tablosuyla ortaya çıkıyorsa, buna primer baş ağrısı denir. En çok gözlenen tipleri migren, gerilim tipi ve küme baş ağrılarıdır.
Sekonder baş ağrıları ise yüzde 10 oranında görülen, nedeni belli bir hastalığa bağlı olarak, beyin damar hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, beyin tümörleri, göz hastalıkları, sinüzit, menenjit gibi hastalıkların seyri sırasında ortaya çıkan baş ağrılarıdır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), neredeyse herkesin hayatının bir bölümünde baş ağrısı yaşadığını belirtmektedir. Baş ağrısı her ne kadar “başın herhangi bir bölümünde meydana gelen ağrı hissi” olarak tanımlanıyor olsa da bu şikayetin ciddiyeti kişiden kişiye değişkenlik gösterir.
Bazı belirtilerin eşlik ettiği baş ağrıları acil müdahale gerektiren ağrılar olduğu için dikkatli olunması gerekir. Ense sertliği, deri döküntüsü, kusma, sersemlik, konuşma güçlüğü, 38 derece ve üzeri ateş, vücudun bir bölümünün felç olması veya görme kaybı gibi belirtilerin baş ağrısına eşlik etmesi, mevcut durumun acil müdahale edilmesi gerekebilen baş ağrısı olarak nitelendirilmesini sağlar.
Primer baş ağrıları hem bir belirti hem de tek başına birer olgu olarak kabul edilirler. Bu baş ağrılarında tetikleyici faktör herhangi bir hastalık ya da alerjik durum değildir. Primer baş ağrıları epizodik (ataklar şeklinde) veya kronik (uzun seyirli) olarak meydana gelebilir.
Epizodik baş ağrıları ara sıra belirgenleşip sonra kaybolma eğiliminde olan ağrılardır. Epizodik baş ağrılarının süresi 30 dakika ile birkaç saat arasında değişiklik gösterir. Kronik baş ağrıları devamlı ağrılardır. Genellikle bir ayın çoğu gününde mevcut olan bu ağrılar günlerce sürebilir. Bu tarz baş ağrılarının tedavisinde ağrı kontrol yöntemlerine başvurulması esastır.
Birçok farklı türde baş ağrısı mevcuttur:
En sık karşılaşılan baş ağrısı türü gerilim tipi baş ağrısıdır ve bu durum genellikle 20 yaş üzerindeki kadınları etkiler. Hastalar gerilim tipi baş ağrısınının başın etrafında sıkı bir şekilde bant varmış gibi hissettirdiğini ifade eder. Gerilim tipi baş ağrıları boyun ve kafatasında yer alan kasların gerilmesi sonucu meydana gelebilir. Vücudun yanlış pozisyonda uzun süre tutulması ya da stres gibi durumlar gerilim tipi baş ağrısı için kolaylaştırıcı faktörler arasında değerlendirilir.
Küme tipi baş ağrısı, zonklayıcı türde olmayan ancak yüzün bir tarafında veya göz arkasında belirgin yanıcı tarzda ağrı ile karakterizedir. Bu tip baş ağrıları ortaya çıktıktan sonra gözlerde sulanma ve burun akıntısı gibi belirtiler baş ağrısına eşlik eder. Uzun bir süre boyunca devam etme eğiliminde olan küme tipi baş ağrısında bu süreç bazen 6 hafta sürer. Küme tipi baş ağrıları haftanın her günü ve bazen günde bir kezden fazla sayıda ortaya çıkabilir. Ortaya çıkmasının altında yatan neden tam olarak anlaşılamamış olsa da, bu nadir tipteki baş ağrılarından en çok 20 ile 40 yaş arasındaki erkekler etkilenir.
Küme tipi baş ağrıları ataklar şeklinde meydana gelir. Bu atakların süresi ise kişiden kişiye değişmekle birlikte 15 dakika ile 3 saat arasındadır. Çoğu hastada ortalama olarak günde 1-4 arası sayıda atak meydana gelir. Bu ataklar genellikle günün aynı saatinde oluşma eğilimindedir. Bir atağın bitiminin ardından diğeri oluşarak kümelenme gösterirler.
Ciddi seyirli bir baş ağrısı türü olan migren, genellikle yüzün sadece bir yarısında ortaya çıkan zonklayıcı tarzda baş ağrısıdır. Migren kendi içerisinde birçok alt türe ayrılır. Kronik migren baş ağrısı bu alt türlerden biridir ve bir aylık sürenin en az 15 gününde ortaya çıkar. Bir diğer migren türü olan hemiplejik migrende ise inme benzeri şikayetler meydana gelir. Bu tip bir migren hastasında baş ağrısı olmadan bulantı, görme sorunları ve sersemlik gibi belirtiler oluşur.
Bazı migren hastalarında baş ağrısına çeşitli görsel belirtiler de eşlik edebilir. Bu durum bu hasta grubunda yaklaşık olarak her 5 kişiden 1’ini etkiler ve bu belirtiler baş ağrısı oluşmadan önce meydana gelme eğilimindedir. Aura dönemi olarak adlandırılan bu süreçte kişiler, yanıp sönen ışıklar, parıltılar, çapraz çizgiler, yıldız ya da kör nokta gibi görsel problemler yaşadıklarını tarif etmektedir. Aura döneminde, yüzün ya da vücudun bir bölümünde meydana gelen karıncalanma ya da konuşma güçlüğü gibi belirtiler de semptomlar arasında yer alabilir. Ancak bu migren belirtileri ile inme belirtilerinin benzerlik göstermesi nedeniyle bu tarz şikayeti bulunan kişilerin en kısa sürede sağlık kuruluşlarına başvurması önerilir.
Migren baş ağrısı ailesel geçiş gösteriyor olabilir bu nedenle çeşitli sinir sistemi durumları ile ilişkili olabileceği düşünülür. Kadınlar erkeklere göre migrene yaklaşık olarak 3 kat daha yatkındır.
Gök gürültüsü baş ağrısı, aniden ortaya çıkan, beklenmedik ve ciddi seyirli bir baş ağrısı tipidir. Hiçbir uyarıcı bulgu olmadan sinsice başlar ve yaklaşık 5 dakika boyunca devam eder. Bu baş ağrısı özellikle beyindeki kan damarlarını ilgilendiren ve en kısa sürede müdahale edilmesi gereken problemlere bağlı olarak oluşur.
Yüksek tansiyon (kan basıncının yükselmesi), bazı kişilerde baş ağrısı şikayetinin oluşumuna neden olabilir. Tansiyona bağlı oluşan baş ağrısı tıbbi desteğe işaret eden alarm bulgulardan biri kabul edilir. Hipertansiyon baş ağrısı başın her iki tarafını da etkiler ve karakteristik olarak fiziksel aktivite sırasında kötüleşme eğilimindedir. Pulsatil (atım şeklinde) olarak oluşan ağrıya görme kaybı, uyuşukluk, burun kanaması, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi önemli belirtiler eşlik edebilir.
Baş ağrısının nedenleri nelerdir sorusuna verilecek cevap baş ağrısının tipine göre değişmektedir. Örneğin; primer tipi baş ağrılarında, genetik olarak yatkın kişilerde, çevresel faktörler beyinde bir aktivasyon yaratırlar. Bu aktivasyon, beyin damarlarında genişleme yapar ve kimyasal maddeler açığa çıkar. Bunlar sinirleri uyararak ağrıya neden olur.
Sekonder tip baş ağrılarının altında ise çok farklı neden olabilir. Örneğin enfeksiyonlar (sinüs, kulak, beyin zarı iltihapları), kan damarlarındaki hasarlar (anevrizma, malformasyonlar, damar tıkanıklıkları), tümörler, hipertansiyon nedenlerden sadece birkaç tanesidir.
Bu sebeple sekonder tip baş ağrılarının sebebinin belirlenmesi hayati önem taşır. Ayrıca kadınlarda adet sırasında baş ağrısı da görülebilir. Bunun haricinde stres de önemli bir tetikleyici faktördür.
Sekonder tip baş ağrısı nedenleri şu şekilde özetlenebilir:
Bu sebepler dışında yapılan bazı çalışmaların sonucunda kadınların yaklaşık olarak %39’unda doğumu takiben ilk bir hafta içerisinde baş ağrısı ortaya çıktığını tespit etmiştir. Postpartum baş ağrısı olarak tanımlanan bu durum östrojen seviyesindeki değişiklik nedeniyle ortaya çıkıyor olabilir.
Doğum sonrası östrojen seviyesinin düşmesi aynı zamanda depresyon gelişimi ile de sonuçlanabilir. Östrojen seviyesine ek olarak stres, uyku hijyeninin bozulması, halsizlik ve dehidratasyon gibi durumlar da postpartum baş ağrısı gelişiminde rol oynayan faktörler arasında yer alır.
Baş ağrısı ciddi boyut lara ulaştığında uzmanlar tarafından farklı tedaviler uygulanabilir. Grip, nezle gibi sebeplerde oluşan ve başın tümünde ağırlık yaratan baş ağrılarında önce hastalığın tedavisi yapılır.
Hastalık iyileşince baş ağrısı semptomu da ortadan kalkar. Migren gibi sebebi karmaşık olan durumlarda ise nörolojik inceleme yapılarak tedavi yöntemine karar verilir.
Baş ağrısı tedavisinde ağrının yol açtığı fiziksel rahatsızlığı hafifletmek ya da ağrıya neden olan kök nedeni çözebilmek için ilaç desteği de gerekebilir.
Günümüzde baş ağrıları için akupunktur, biofeedback, aromaterapi, kuru iğne tedavisi, tetik nokta enjeksiyonları, transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu, nefes çalışmaları gibi alternatif yöntemler de kullanılmaktadır.
Basit ve geçici baş ağrıları için ise hafif ağrı kesiciler ve masaj, sıcak duş gibi yöntemler rahatlatıcı olur.
Yaşam şeklinde bazı düzenlemeler baş ağrısı için önlem niteliğindedir:
Aniden giren bir baş ağrısında sonra bulantı, kusma, vücutta kuvvet kaybı, kafa karışıklığı, konuşma bozukluğu, yürümede dengesizlik, ateş ve bayılma gibi durumlar yaşanıyorsa ciddi bir rahatsızlığın sinyalleri ortaya çıkmış olabilir.
Stresten kaynaklı ağrılarda baş ağrılarının bölgeleri başın tamamını kapsar. Bazen alında, ensede yoğunlaşma hissedilebilir.
Hormon değişimlerinde baş ağrısı tetiklenebilir. Buna en yaygın örnek regl dönemi baş ağrılarıdır. Menstrüel migren yumurtlama veya regl sırasında ortaya çıkabilir.
Kafein beyin kimyasını değiştirebilir. Uzun süre, yoğun seviyede kafeine alışan bir kişi birden kafeinsiz hayata geçerse bağ ağrısı tetiklenebilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.