Son yıllarda gittikçe artan işlenmiş gıdalardan dolayı insanlar yedikleri besinler konusunda daha endişeli hale gelmiştir. Obezite, kalp-damar hastalıkları, diyabet, kabızlık gibi başlıca hastalıklar da bu durumu ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle yulaf; doğal bir diyet içeriğinde olması, yapısındaki beta glukan ve amino asit çeşitliliği gibi özelliklerinden dolayı bu ihtiyaçlara cevap verebilen önemli bir gıda olarak insanların tercihi olmuştur.
Yulaf özellikle ekmek yapımına, ekmeğin sağlıklı bir besin oluşumuna katkı sağlar. Ürünlerin içerisinde daha fazla yer alması ve daha sağlıklı ürünler ortaya çıkması için yulaf araştırmalarda önemli bir konu haline gelmiştir.
Yulaf, serin iklim tahılları grubunda bulunan en yüksek yağ, lif ve beta glukan içeriğine sahiptir. Yulaf tanesinin içinde endosperm (çiçekli bitkilerin tohumunda bulunan bir besin dokusu), kavuz (buğdaygillerde çiçeği saran kabuk), nişasta ve embriyo bulunur. Çok uzun geçmişi bulunan yulafın hayvan beslenmesinin yanında insan beslenmesinde de önemi büyüktür. Hem yeşil ot hem de sap, saman ve kavuzların sağlık açısından değerinin yüksek olmasından dolayı yem sanayisinde önemli bir ham madde olarak bilinir.
Yulaf samanının sapları yumuşak, bol yapraklı olması; mineral ve vitamin yönünden yüksek bir değerde olması nedeniyle buğday ve arpa samanından daha çok tercih edilir. Doymamış yağ asitlerini içeriğinde bulundurmasından dolayı süt yağını ve verimini artırmak için süt hayvanların besinlerinde bulunur.
Yem sanayisinde önemli bir ham madde olarak bilinen yulaf, son yıllarda insan beslenmesinde kullanılır. Ekmek, bisküvi, bebek maması, probiyotik içeceklerin içerisinde var olması ve tok tutmayı sağlamasıyla yulaf gevreği tüketimi artmıştır.
Yulafın içinde var olan diyet lifleri, beta glukan ve avenin maddeleri günlük diyette kullanılmasıyla insan hayatında karşılaşılan obezite, diyabet, kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve kolesterol gibi rahatsızlıkları engellenmiştir. Bu nedenle insan besini olarak sağlığa faydalı olmasından dolayı yulaf tüketimi artmıştır.
Yulaf; kan kolesterolünü, şeker seviyelerini ve yüksek tansiyonu düşürme, çocukluk astımını kontrol etmeye, bağışıklık sistemini güçlendirmeye, vücut ağırlığını azaltma ve ayrıca antioksidan (bir ilaç türü) ve kan damarlarında daralmayı engelleme etkilerine sahip önemli bir gıda olarak bilinir. Yulafın diğer bir kullanım alanı da enerji sektörüdür. Yulaftan oluşan biyokütle termokimyasal çevrim yöntemleri ile sıvı ve katı yakıt üretilmesi gerçekleşir. Yulafın besin içeriği şunlardır:
Antioksidanlar ve diğer bitkisel kimyasallarla birleşen diyet lifi, kişiyi kardiyovasküler hastalıklardan ve bazı kanser türlerinden koruyabilir. Buğday kepeğinin safra asidi ve sterol (bir alkol bileşeni türü) atımına etkisi tam bilinmese de yulaf kepeğinin diğer suda çözünür lifler gibi serum kolesterol düzeyini önemli bir ölçüde azalttığı bilinir.
Buğdayın gliadin (bir protein türü), çavdar, arpa ve yulafın protein içeriğini kabul etmemesi sonucunda ortaya çıkan çölyak hastalığı, tıp alanında ince bağırsak mukozasının ve emilimin zarar görmesiyle ortaya çıkan ve hassas olan bir hastalıktır türüdür. Birçok çölyak hastası yulaf tüketmesine rağmen yulafın var olan gıda kuralına gıda maddesine göre glutensiz olduğu düşünülemez.
Bu gıda maddesinin insan sağlığına zarar verme durumuna göre, yulaf hem tanede kişisel bör görüş olarak düşük miktarda protein (prolamin) içerdiği hem de yulaf prolaminleri az da olsa buğday prolaminlerine benzer bir halde olduğundan dolayı yulafın da zararlı bir besin olduğu düşünülmüştür. Yulaf günlük olarak 50 gr sınırında tüketilirse çölyak hastaları için zararlı olmayacağı belirtilmiştir.
Bazı hastalıklara karşı yulaf tüketimine dikkat edilmelidir. Bunlar:
Yulaf hakkında genel bir bilgi vermiş olsak da kullanıcıların sıkça sorduğu soruları aşağıda bulabilirsiniz.
Yulaf sağlıklı ve diyet için yararlı bir besin kaynağıdır. 100 gramında ortalama 370 kalori bulunan yulaf içerikli gıdaların içinde karbonhidrat ve protein bulunduğu için fazla tüketilmediği sürece kilo aldırmaz.
Yulaf ununun içeriğinde yüksek bir oranda mineral ve vitamin bulunur. Bu sayede vücudun sistemli çalışmasında rolü olan önemli bir gıda maddesidir. Ayrıca yulaf unu, bağırsaklarınızın düzenli çalışmasına ve içeriğinde bulunan kalsiyum miktarı sayesinde kas ve kemik gelişimine katkı sağlar ve kabızlık rahatsızlığına iyi geldiği gibi bu rahatsızlığın oluşmasını da engeller.
Yulaf ezmesi düşük kalorili olduğu ve içeriğinde B1 ve B5 vitaminlerinin yanında demir, magnezyum, çinko, folik asit ve fosfor bulunduğu için sağlık açısından önemli bir besin kaynağıdır. Bu yüzden birçok konuda faydalıdır. Faydaları şöyle sıralanabilir:
Yulaf ezmesi çoğunlukla faydalı bir besin olsa da bazı hastalıklarda tercih edilmeyebilir. Özellikle içerisinde bulunan glutenden dolayı çölyak hastalığına ve buna benzer hastalıklara karşı olumsuz bir tepki verebilir. Bu yüzden tüketmeden önce uzman doktora başvurabilirsiniz.
Yulaf ezmesi faydalı olduğu kadar yoğurtla beraber tüketilmesi de önerilebilir. Yoğurtlu yulafın uyku sorunu yaşayan bireyler için uyku düzenine yarar sağladığı ve kas gelişiminde de faydalı olduğu görülür. Özellikle gelişim çağındaki çocuklar tüketebilir.
Bireyde herhangi bir rahatsızlık olmadığı sürece günde en fazla 50 gr yulaf tüketiminde herhangi bir sakınca yoktur. Hatta düzenli bir tüketimle yulafın diyet olarak kilo kontrolüne ve metabolizma sağlığına katkı sağladığı söylenebilir.
Yulaf sütünün yapımı şöyledir: Yulaf ezmesi ve su karıştırılır. Yapılan karışım yaklaşık on saat boyunca buzdolabında bekletilir. Yulaf ne kadar suda bekletilirse hem daha yumuşak olur hem de sindirimi daha kolay bir besin olur.
Yulaf diğer tahıllarla bir araya gelmediği ve işlem görmediği sürece içeriğinde gluten bulunma ihtimali yok denecek kadar azdır.
Yulaf cildi yumuşatan bir madde türüdür. Bunun nedeni içeriğinde bulunan mineraller, proteinler, vitaminler ve yağların var olmasıdır. Ciltte bir koruma kalkanı olarak görev alan yulaf, ciltte var olan tahriş yapan maddeleri ciltten uzaklaştırır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.