Derin ven trombozu (DVT), vücuttaki bir veya daha fazla derin damarda tromboz (kan pıhtısı) toplanmasıdır. Bu durum genellikle bacaklarda görülür, ancak kollar veya nadir durumlarda vücudun diğer bölgelerinde de ortaya çıkabilir. Derin ven trombozu bacaklarda ağrı, şişme, sıcaklık ve damar görünümüne yol açabilir veya bazen belirgin bir semptoma sebep olmayabilir. Uzun süre hareketsiz kalma, yatarak tedavi, uzun bir seyahat veya genetik yatkınlıklar yaygın görülen nedenler arasında yer alabilir. DVT’nin bazı ilerlemiş durumlarında, damarlarda biriken kan pıhtıları gevşeyip akciğer arterlerine ulaşabilir ve pulmoner emboli denen ciddi komplikasyonlara sebep olabilir. DVT tedavisi, kişinin bireysel durumuna ve semptomların şiddetine göre değişmekle birlikte, daha fazla hareket etmek, ilaç tedavisi, damar açıcı iğneler veya cerrahi müdahaleleri içerebilir.
Derin ven trombozu belirtileri herkes için aynı olmayabilir ve farklı şekilde ortaya çıkabilir. Bazı kişilerde bacaklarda ağrı, şişme, morarma olurken bazı kişilerde akciğerde hava akışını engelleyen bir boyuta kadar varabilir. DVT’nin yaygın görülen belirtilerinden bazıları şu şekilde sıralanabilir:
DVT belirtilerinin şiddeti kişiden kişiye farklı derecelerde seyredebilir ve bazı kişilerde hafif olurken bazı kişilerde şiddetli olabilir. Bu sebeple herhangi bir belirti yaşanması durumunda daha ciddi semptomların önüne geçmek için bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekebilir.
DVT’nin ana nedeni, derin damarlardaki kan akışı engellenmesi ve pıhtılaşma problemidir. Bu duruma etki eden bir dizi faktör olabilir, ancak başta gelen nedenler arasında, bacakların bir ameliyat ya da enfeksiyon sonucu hasarlanmasıdır. Aşağıdaki maddelerde bu durumun bazı nedenlerine yer verilmiştir:
Bazı kişilerde herhangi bir neden veya risk faktörü olmadan da DVT görülebilir. Böyle bir durum, venöz tromboembolizm veya provoke edilmiş pıhtılaşma olarak da değerlendirilebilir.
Gebelik sırasında bacaklarda şişme ve ağrı olması yaygın bir durumdur ve normal kabul edilir. Ancak bazı gebelerde derin ven trombozunu işaret edebilecek semptomlar ortaya çıkabilir. Bu duruma, gebelikte olan hormonal değişiklikler ile artan kan hacmi ve kan basıncı etki edebilir. Hamilelik döneminde uterusun büyümesi, pelvis ve bacaklardaki baskıyı artırdığından DVT riskini ortaya çıkabilir. DVT, hamileliğin herhangi bir döneminde başlayıp doğumdan yaklaşık olarak 6 hafta sonraya kadar devam edebilir. Gebelikte DVT riski, kalıtsal pıhtılaşma bozukluğu olan kadınlarda daha yüksek olabilir. Bu duruma etki edebilecek bazı etkenler ise şöyledir:
Bahsedilen maddeler hamilelikte DVT olma riskini yükseltebilir. Bu durumlara sahip olan kişilerin hamileliği takip eden doktora danışmaları ve doktorun önerilerini uygulamaları gerekir.
Derin ven trombozu tedavisi pıhtılaşmanın çözülmesi, önlenmesi ve bacak ağrısı, şişmesi gibi komplikasyonların azaltılmasını içerir. Tedavi genellikle kan sulandırıcı olarak bilinen antikoagülan ilaçların kullanılmasını, bazı yaşam tarzı değişikliklerini veya cerrahi müdahaleyi gerektirebilir. Genel olarak DVT tedavisinde kullanılan bazı yaklaşımlar şöyledir:
Derin ven trombozu tedavi yöntemi ve süresi, pıhtılaşmanın büyüklüğü, semptomların şiddeti ve hastanın duruma göre bireysel olarak belirlenir. Tedavi süresi boyunca doktor önerilerine ve düzenli kontrollere uymak daha hızlı iyileşme için önem teşkil eder.
Derin ven trombozunun riskini ve komplikasyonlarını azaltabilecek bazı yöntemler uygulanabilir. Bazı öneriler ise aşağıdaki gibi belirtilmiştir:
Derin ven trombozu hastalığının tamamen engellenmesi mümkün olmasa da, görülme riski aza indirilebilir. DVT riski yüksek olan kişilerin düzenli olarak doktor kontrolleri yaptırması gerektiği unutulmamalıdır.
Derin ven trombozu durumunda erken teşhis ve tedavi semptomların ilerlemesini önleyebilir ve daha ciddi komplikasyonların önüne geçebilir. Sizde DVT belirtileri yaşıyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurabilirsiniz. Sağlık Destek Sitesi Hastanelerinde derin ven trombozu tedavisi verilmektedir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.