Metamfetaminin içinde bulunduğu amfetamin tipi uyarıcılar (ATU), dünya genelinde ikinci en yaygın bağımlılık yapan madde çeşididir. Amfetamin tipi uyarıcıların 2. Dünya Savaşı`na uzanan bir geçmişi vardır. Askerlerin iştahını bastırmak ve yorgunluğu azaltmak amacıyla kullanılan ATU’lar daha sonraki yıllarda depresyon ve obezite için reçete edilmiştir. Giderek artan ATU kullanımı, tıbbi kullanıma getirilen sınırlamalar nedeniyle düşse de ilerleyen yıllarda çarpıcı bir şekilde artış göstermiştir. Bununla birlikte amfetamin tipi uyarıcıların kullanımı ve buna bağlı gelişen rahatsızlıklar, sağlık maliyetleri açısından bireylere ve topluma ekonomik yük oluşturur.
Amfetamin tipi uyarıcılar arasında metamfetamin, diğer maddelere göre kan-beyin bariyerine daha fazla nüfuz eder. Bu yönü nedeniyle oldukça güçlü bir maddedir. Metamfetamin, bireyler üzerinde fiziksel, bilişsel ve davranışsal olarak önemli etkiler bırakır. İştahı baskıladığı, uyanıklık halini ve fiziksel aktiviteyi arttırdığı bilinir. Kişide dopamin, seratonin ve nöradrenalin seviyelerini arttırarak yoğun haz ve mutluluk verdiğinden kötüye kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır.
Metamfetamin (METH), tüm dünyada kötüye kullanımı yaygınlaşan yasadışı bir uyarıcıdır. Psikoaktif ilaçların amfetamin sınıfından bir çeşididir. N-metilamfetamin, metilamfetamin ve desoksiefedrin olarak da bilinirler. Saf kristal, toz veya hap şeklinde bulunur ve kristal formu genellikle “buz”,”ice” ve “kristal meth” olarak adlandırılır. Kristal metamfetaminin, diğer formlara kıyasla bağımlılık yapma özelliği yüksektir. Metamfetamin, sigara gibi tüttürülür, dil altında çözündürülür veya yutulur, burundan çekilir veya damardan enjekte edilebilir. En yaygın uygulama yolu olanı tüttürerek içmek ve damardan enjekte etmek, diğer yollara göre daha kısa sürer ve neredeyse anında yüksek hazla (öfori) sonuçlanır. Bunun aksine pik noktaya ulaşmak burundan alınarak 5 dakika; ağızdan alınarak 20 dakika sürer ve bu etki 8-12 saati bulabilmektedir. Metamfetaminin etkileri kokainden çok daha uzun sürebilmektedir. Bu sebeple oldukça yaygın kullanılır.
Metamfetamin büyük ölçüde karaciğerde metabolize edilir. Çoğunluğu (%30-50) yapısı değişmemiş halde böbreklerle atılır, sadece az bir kısmı (%10-15) vücutta metabolize olur. Tek bir dozun yaklaşık %70`i 24 saat içinde vücuttan atılır. Eğer tekrarlı dozlar şeklinde alınırsa metamfetamin idrarda birikebilir. Bazı çalışmalar, dört günlük 10 mg ağızdan doz alımından yedi gün sonra tespit edildiğini gösterir. Klinik çalışmalarda metamfetaminin değerlendirilmesi, 3-4 günlük aralıklarla (haftada iki defa) verilen idrar tahlilleriyle yapılır.
Metamfetamin, merkezi sinir sisteminden salınan, mutluluk hormonları olarak bilinen ve iyi hissetmenize neden olan dopamin, serotonin ve noradrenalini güçlü bir şekilde uyarır. Etkilenen sinir sistemi, ağrı algısı, cinsel dürtüler, solunum ve üst düzey bilişsel işlevleri yeniden düzenler. Bu etkilerin merkezi sinir sistemi boyunca dağılımı sistemler üzerinde karmaşıklığa neden olur. Sonuç olarak kişiye yüksek haz veren etkiler ortaya çıkar.
Metamfetamin, çok güçlü bir merkezi sinir sistemi uyarıcısıdır. Dolayısıyla düşük veya orta dozlarda (5-30 mg) dahi vücutta birçok etkiye sebep olur. Bu etkiler şu şekilde olabilir:
Metamfetamin, sinir sistemine ve dolayısıyla bütün sistemlere etki gösterir. Bu etkiler ciddi ve kronik seyrederse hayati sonuçlara sebep olur.
Metamfetaminin yüksek dozlarda alınması, halüsinasyonlar, paranoya, anksiyete ve huzursuzluk- sinirlilik hissi (ajitasyon), saldırganlık, uyku bozukluğu gibi davranışları tetikler. Metamfetaminin kısa süreli etkileri hiperaktivite, iştahsızlık, artan güven ve haz hali, uyanıklık, atikliktir. Kısa süreli kullanımlarda mutluluk ve haz veren hormonların kullanımı artar ancak uzun süreli kullanımlarda sinir sistemi bozularak bu etki tersine döner. Kronik kullanımda metamfetamin sinir hücrelerinin yapısını değiştirerek hücre ölümlerine neden olur. Sonuç olarak bedensel ve bilişsel durumun gerilemesi, şiddet davranışları, kaygı ve depresyon görülür.
Metamfetamin önemli bir halk sağlığı sorunudur. Metamfetamin kullanım bozukluğu veya bağımlılığı, kontrolsüz ve olumsuz sonuçlar varlığında maddeye aşırı istek duyarak kontrol edilemeyen ve tekrarlanan kullanımıdır. Bağımlılığın getirdiği olumsuz sonuçlar arasında şunlar bulunur:
Metamfetamin özellikle atardamar ve diğer kan damarları üzerinde hem akut hem de kronik olarak olumsuz ve hayati sonuçlara neden olabilmektedir. Metamfetaminin aşırı dozunun ardından ikinci ölüm nedeni kalp ve damar hastalıklarıdır. Bu hastalıklar arasında akciğer hipertansiyonu, kan damarlarının daralması, kalp kası hastalıkları ve ritim bozuklukları bulunur. Metamfetamin akut kullanımı, genç hastalarda kalp damarlarının tıkanması ve kalp krizi risklerini arttırma eğilimi gösterir.
Metamfetamin bağımlılığından kaynaklanan spesifik etkiler özellikle nöbetler, şizofreni, inme ve psikotik hastalıklardır. Sinir sisteminde geri dönüşü olmayan kayıplar sık metamfetamin kullanıcıları arasında gözlenir. Sonucunda bireylerde dikkat ve hafıza eksiklikleri oluşur. Yüksek ve devamlı metamfetamin dozları ek olarak, sinir sisteminde dopamin ve serotonin sistemleri üzerinde toksik etki gösterir. Verilere göre metamfetamin bağımlılığı olan kişilerin Parkinson geliştirme riski, kullanmayan kişilere göre %75 daha yüksektir.
Metamfetaminin vücuda alınması kesildiğinde vücut, metamfetamin yoksunluğu yaşar. Metamfetamin yoksunluğu bağımlılar için hayati risk taşımaz ancak rahatsız edici etkileri vardır.
Bağımlılarda metamfetamin yoksunluğunda, sinirlilik ve saldırganlık, haz alamama, mutsuzluk, aşırı uyku isteği, yüksek kaygı ve metamfetamine yoğun istek veya aşerme görülür. Metamfetamin yoksunluğunun ayırt edici özelliği iki haftadan fazla süren depresif semptomlardır. Semptomların ciddiyeti, kullanım sıklığı ile ilişkili gibi görünür ancak genellikle yoksunluktan sonraki on dört gün içinde büyük ölçüde kendiliğinden düzelir. Metamfetamine duyulan istek veya aşerme, en az beş hafta sürer ve iyileşmeye engel olabilir. Ayrıca kişilerin kullanımı bıraktığı ilk 1-2 haftada tetiklenme ihtimali vardır.
Metamfetamin bağımlılığı, klinik olarak bir dizi uyumsuz davranışla karakterize karmaşık bir durumu gösterir. Amerikan Psikiyatri Birliği'ne göre bağımlılık ölçütleri şunları kapsar:
Bu durumlar bağımlılıkla paralel olarak ilerler ve aynı şekilde tedavilerle birlikte kademeli olarak azalır.
Güncel olarak, ABD Gıda ve İlaç Dairesi`nin metamfetamin bağımlılığında kullanılmak üzere onayladığı herhangi bir ilaç bulunmamaktadır. Küçük klinik çalışmalar, çeşitli ilaçların etkileri üzerinde çalışmalar yapmaktadır ancak henüz kesin bir ilaç tedavisi yoktur. Metamfetamin kullanım bozukluğu için araştırılan ilaçlar arasında antidepresanlar, antiepileptik ilaçlar, antipsikotik ilaçlar, kas gevşeticiler, opioid antagonistleri ve psikostimülanlar bulunur. Tedavi potansiyeli taşıyan ilaçlar sıklıkla dopamin ve serotonin yollarını hedef alır. Ek olarak bilişsel güçlendirici ilaçlar, bilişsel eksiklikler üzerinde kullanılabilen ilaçlardır.
Psikoz, depresif sendromlar, anksiyete ve uyku bozuklukları gibi metamfetaminin neden olduğu veya eşlik eden sendromların tedavisi, genellikle semptom odaklıdır. Bu bilgiler bazında bazı ilaçların, yoksunluk sendromlarını azaltma potansiyeli taşıyabileceği gösterilmiştir. İkame tedavi olarak dekstroamfetamin kullanımı, yoksunluk sendromlarını azaltmaya yardımcıdır ancak metamfetamin alımını azaltmadığı bilinmektedir. Hastada sinirlilik, huzursuzluk ve agresiflik varsa bu semptomları tedavi etmek amacıyla depresyon ilaç sınıfından bazı ilaçlar kullanılabilmektedir.
Bilişsel tedavi, ruh sağlığı bozukluklarının yanı sıra madde bağımlılığı için de başvurulan bir tedavidir. Madde bağımlılığının yol açtığı depresyon, anksiyete gibi psikolojik etkilerin giderilmesinde faydalı sonuçlar elde edilmektedir. Amfetamin bağımlılığında da semptomların şiddeti değişmediği zaman antipsikotik ilaçlara başvurulabilir. Bu süreçte bilişsel ve davranışsal tedavinin de eş zamanlı yürütülmesi önerilir. Bununla birlikte ilaç uygulamasının, mutlaka bir sağlık profesyoneli tarafından başlatılması, dikkatli bir şekilde yapılması ve izlenmesi önemlidir.
Metamfetamin bağımlılığı tedavisinde bilişsel davranışçı terapileri daha iyi klinik sonuçlara götürmede etkilidir. Ancak tedaviye başlama ve devam ettirme süreçlerinde aksama olmasu durumunda tedavi risk altındadır. Ayrıca bu süreçte metamfetaminle ilişkili bilişsel eksikliklerin, potansiyel olarak ağır bilişsel temelli tedavilerin etkisini azaltma riski olabilir.
Bilişsel davranışçı tedaviler dışında motivasyonel görüşmeler, kabul ve kararlılık terapisi, psikoeğitim, toplum ve aile temelli eğitimler de bağımlılık için etkili yaklaşımlardır. Tetiklemenin önüne geçmek için hastalar en az 1 yıl olmak üzere bu süreçte takip edilmelidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.