D vitamini insan vücudunda kemikler, kaslar, bağışıklık sistemi ve sinirsel aktiviteler gibi pek çok alanda önemli görevleri bulunan vitamin türlerinden bir tanesidir. Besinlerin içeriğinde az miktarda bulunan D vitamininin büyük bir kısmı güneş ışığından alınır. D vitamini eksikliği ülkemizde ve dünyada çok yaygın görülmekle birlikte D vitamini fazlalığı ise nadir görülen ancak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durumdur. Bu nedenle vitamin D eksikliği kadar dikkat edilmesi gereken bir diğer durum da aşırı D vitamini alımından kaçınmaktır.
D vitamini fazlalığı, hipervitaminoz D ve D vitamini toksisitesi olarak adlandırılabilen bir durumdur. Belirli bir süre boyunca aşırı miktarda D vitamini alımı sonucunda gelişen D vitamini fazlalığı genellikle vitamin takviyelerinin fazla kullanımına bağlı olarak ortaya çıkar. D vitamini toksisitesi vücutta çeşitli semptomlarla kendini gösterebilir. Ancak bu semptomların büyük bir kısmı uzun süre boyunca düzenli olarak fazla D vitamini alımının ardından gelişir. Dolayısıyla vitamin D takviyeleri alan bireylerin belirli aralıklarla kandaki vitamin düzeylerini yeniden kontrol ettirmeleri, ayrıca D vitamini hipervitaminozunun belirtileri konusunda da bilgi sahibi olmaları gerekir.
D vitamini fazlalığı belirtileri, kandaki D vitamini düzeyinin ne kadar yüksek olduğuna bağlı olarak şiddeti değişen birtakım olumsuzlukları içerebilir. Bunlardan en yaygınları ise şu şekilde sıralanabilir:
D vitamini, böbreklerden kalsiyumun geri emilimini sağladığından kandaki seviyesi yükseldiğinde kalsiyum düzeyinde de artışa (hiperkalsemi) yol açar. Bu nedenle D vitamini toksisitesinde görülen belirtilerin bir kısmı da kalsiyum yüksekliğinden kaynaklanır ve kalsiyum yüksekliği ile ortak belirtiler içerir.
Vitamin D besinlerde çok az miktarda bulunan bir vitamin türüdür. Somon, uskumru gibi yağlı balıklar, yumurta sarısı gibi bazı besin değeri yüksek gıdalar belirli miktarda D vitamini içerse de diyetle bu besinlerin fazla tüketimi, hipervitaminoz D oluşumuna yol açacak boyutta bir D vitamini alımı sağlayamaz. Bununla birlikte vitaminin bir diğer kaynağı olan güneş ışınları da D vitamini fazlalığına doğrudan yol açmaz.
D vitamininin en yaygın ve en temel nedeni vitamin takviyeleridir. Sağlıklı ve dengeli beslenen, yeteri kadar güneş ışığı almaya özen gösteren bir kişinin bilinçsiz olarak fazladan D vitamini takviyesi alması D vitamini fazlalığına yol açabilir. Ayrıca D vitamini eksikliği bulunan kişilerde dahi D vitamini damlalarında doz aşımına gidilmesi ya da eksikliğin giderilmesine rağmen takviye alımının devam etmesi durumlarında hipervitaminoz gelişebilir. Dolayısıyla D vitamini takviyeleri yalnızca vitamin eksikliği durumunda doktor kontrolünde, doktorun önerdiği doz ve kullanım süresi uyarınca kullanılmalıdır.
D vitamini alımının optimum düzeyde olması, günlük gereksinimin karşılandığı dozlarda vitamin alımı ile mümkündür. Kan testleri ile basit bir şekilde ölçülebilen D vitamininin referans değeri 50 nmol/L ve üzeri ya da 20 ng/mL ve üzeri olarak kabul edilir. Özellikle 125-150 nmol/L’den yüksek ya da 50-60 ng/mL’den yüksek olduğu görülen D vitamini düzeyleri toksisiteye bağlı potansiyel yan etkileri beraberinde getirir.
D vitamini fazlalığı teşhisinde kullanılabilecek bir diğer parametre de kandaki kalsiyum seviyesidir. D vitamini yüksekliği, kalsiyum yüksekliğine (hiperkalemi) neden olur. Bu nedenle kan kalsiyumunun yetişkinlerdeki normal değer aralığı olan 8,5-10,8 mg/dL’den daha yüksek olduğu durumlarda D vitamini toksisitesi de şüphe duyulması gereken olasılıklar arasında yer alabilir.
Sağlıklı bir vücut için D vitamini gereksiniminin tam olarak karşılanması oldukça önemlidir. Ancak aşırı dozda D vitamini alımı durumunda oluşacak olan toksisite durumu da vitamin eksikliği kadar tehlikelidir. Gereksinimin üzerindeki miktarlarda vücuda alınan D vitamininin vücuttaki en büyük zararı kalsiyum düzeyindeki aşırı yükselme olacaktır. Bu durumda oluşabilecek potansiyel zararlı etkiler arasında ise şunlar yer alır:
D vitamini fazlalığı zararları D vitamini alımının dengede tutulması ile önlenebilir. D vitamini eksikliği görülen durumlarda vitamin takviyeleri hekimin önerdiği doz ve sıklıkta kullanılmalı, kullanım sürecinde ise belirli aralıklarla kan testleri yapılarak vitamin düzeyi kontrol edilmelidir.
D vitamini fazlalığının kontrol altına alınmaması, fark edilmemesi ve uzun süre boyunca devam etmesi durumunda çeşitli hastalıkların görülme olasılığı yüksektir. D vitamini fazlalığında görülen hastalıklar arasında en önemlileri ise şunlardır:
D vitamini fazlalığının birincil tedavisi kandaki D vitamini düzeyinin bir an önce kontrol altına alınmasıdır. Kişide D vitamini içeren bir multivitaminin veya D vitamini damlalarının kullanımı söz konusu ise bunların doktor önerisi ile ve yine doktor kontrolünde bırakılması gerekir. Gerekli görülmesi halinde besinlerle birlikte alınan D vitamininin de sınırlanması gerekebilir. Bazı durumlarda özellikle de dehidrasyon gelişmişse damar yoluyla sıvı takviyelerine ihtiyaç duyulabilir. Vitamin yüksekliği ve hiperkalseminin vücuttaki etkilerine bağlı olarak bazı ilaç tedavilerine başvurmak gerekebilir. Eğer böbreklerde akut veya kronik bir fonksiyon bozukluğu söz konusu ise hemodiyaliz tedavisine başlanmalıdır. Bu sayede yeterli düzeyde çalışmayan böbreklerin kandan süzülmesi gereken fazla su ve atıklar vücuttan uzaklaştırılır.
Çoğu durumda D vitamini toksisitesine bağlı olumsuzluklar uygulanacak tedavi ile kalıcı bir hasar olmadan tedavi edilebilir ve kandaki vitamin düzeyi de kontrol altına alınabilir. Bundan sonraki düzeyde vitamin alımı konusunda daha dikkatli olmaya yönelik gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır. Uzun süre devam etmiş vitamin toksisitelerinde ise daha ciddi sağlık sorunları gelişmiş olabilir. Böyle durumlarda ise vitamin toksisitesi kontrol altına alındıktan sonra hastalıklara yönelik olarak ayrıca bir tedavi planı belirlenmelidir.
Siz de D vitamini takviyesi kullanıyorsanız hekiminizin önerdiği doza ve kullanım süresine bağlı kalmaya özen göstermenizde fayda vardır. Bunun haricinde hekim önerisi olmadan vitamin ve mineral takviyesi kullanmaktan kaçınarak bu gibi olumsuzlukların önüne geçebilir, sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.