Tükürük bezi taşı tıp literatüründeki adıyla sialolitler tükürük bezi kanalında kalsiyum birikmesi sonucunda gelişen kalsifiye oluşumlardır. Zamanla bu kalsifiye oluşumlar tükürük kanalında birikerek tükürük salgılanmasını engelleyebilir. Tükürük bezi taşları genellikle basit operasyonlarla tedavi edilebilir. Tükürük bezi taşının nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri gibi konu hakkında merak edilenler yazının ilerleyen kısımlarında detaylı olarak ele alınmıştır.
Tükürük bezleri sindirim sistemine yardımcı organlar içerisinde yer alır. Ağız çevresinde bulunan tükürük bezlerinden salgılanan tükürük bileşiğinde bulunan enzimler ve koruyucu maddeler sayesinde sindirim sürecinde önemli rol oynar. Tükürüğün temel bileşenleri arasında su, elektrolitler, salgısal glikoproteinler, enzimler ve serum elementleri bulunur. Özellikle amilaz, muramidaz, laktoferrin ve maltaz gibi sindirim enzimleri besinlerin başlangıçta parçalanmasına yardımcı olur.
Tükürük aynı zamanda antimikrobiyal maddeler ve immünglobulinler gibi bağışıklık sistemi için önemli olan bileşenleri de içerir. Bu sayede enfeksiyonlara karşı korumaya yardımcı bir işlev görebilir. İnsanlarda bulunan tükürük bezlerinden günde yaklaşık 1 ila 1,5 litre tükürük salgılanır. Ancak bazı durumlarda tükürük bezi taşı gibi sebeplerle tükürük miktarında azalma meydana gelebilir.
Ağız boşluğunda küçük ve büyük pek çok tükürük bezi bulunur. Kulakların altında bulunan parotis bezler, çenenin altında bulunan submandibular bezler ve dilin altında bulunan sublingual bezler başlıca tükürük bezleri arasında yer alır. Tükürük taşları kalsiyum ve diğer minerallerin tükürük kanallarında birikmesi sonucunda oluşan küçük tortulardır. 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre tükürük taşlarının çoğu (%80'den fazlası) submandibular bezde oluşurken, %6-15'i parotis bezinde ve %2'si ise sublingual bezlerde ve minör tükürük bezlerinde görülmektedir.
Tükürük bezi taşlarının nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte uzmanlar bazı risk faktörlerinin tükürük bezi taşı oluşumuna zemin hazırlayabileceğini göstermektedir. Tükürük bezi taşının başlıca risk faktörleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Tükürük bezi taşı bazı durumlarda herhangi bir belirti göstermezken bazı hastalarda ağrı, tat alma duyusunda bozulma, ağız kuruluğu, yanakta ve çene altında şişlik gibi semptomlar görülebilir. Semptomların şiddeti taşın oluştuğu yere ve boyutuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Başlıca tükürük bezi taşı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Tükürük bezi taşı yani sialolitiazis tanısı genellikle alanında uzman bir diş hekimi tarafından yapılan rutin ağız ve diş muayenesi sırasında konulabilir. Diş hekimi yüz ve boyun bölgesini eliyle muayene eder. Ardından ağız içinde şişlik gibi herhangi bir semptom olup olmadığını inceler. Diş hekimi gerekli durumlarda tükürük bezi taşı tanısını doğrulamak veya tükürük bezi taşlarının yerini görmek için röntgen, MR gibi görüntüleme yöntemlerinden de faydalanabilir. Radyolojik görüntüleme yöntemlerinin kullanılması doğru teşhisi koymak ve uygun tedavi planını belirlemek açısından önemlidir.
Bazı durumlarda taşlar küçük parçalara ayrılarak kendiliğinden tükürük bezinden dışarı atılabilir veya tükürük bezinde meydana gelen bir enfeksiyona bağlı olarak oluşan şişlik taşları dışarı atabilir. Bununla birlikte taşların kendiliğinden iyileşmesi nadir rastlanan bir durumdur ve tükürük bezi taşları çoğu zaman tıbbi müdahale gerektiren oluşumlardır.
Tedavi genellikle taşların operasyonla çıkarılmasını içerir. Küçük taşlar genellikle sialendoskopi adı verilen minimal invaziv (küçük kesi kullanılarak) bir yöntemle çıkarılabilir. Bu işlemde taşın olduğu bölgeye özel aletler yerleştirilir ve taş dikkatlice çıkarılır. Orta veya büyük boyuttaki taşlar ise lazer veya cerrahi müdahale ile parçalanmasının ardından çıkarılabilir. Bazı durumlarda, robotik cerrahi de kullanılabilir.
Tükürük bezi taşı ameliyatı sonrası hastalar genellikle hızlı bir iyileşme süreci geçirir. Hangi tedavinin kullanılacağına uzman diş hekimi taşın boyutuna, konumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bakarak karar verir.
Tükürük bezi taşları çoğu zaman evde uygulanabilecek bazı yöntemlerle kendiliğinden geçebilir. Bol miktarda su içmek, bölgeye ısı uygulamak veya masaj yapmak taşın tükürük kanalından çıkmasına yardımcı olabilir. Tükürük bezi taşı masajı yaparken tükürük bezlerinin tükürük üretimini uyarmak için iki parmak çenenin altına yerleştirilir ve yana doğru hareket ettirilir. Bu işlem tükürük salgısının artmasına ve tükürük taşının kanaldan atılmasına yardımcı olabilir. Bununla birlikte tükürük bezinde bulunan büyük taşların evde uygulanan yöntemlerle tedavisi çoğu zaman mümkün olmaz. Bu nedenle tükürük bezi taşından şüphelenilen durumlarda uzman bir diş hekimine danışılması önemlidir.
Tükürük bezi taşları tükürük kanalında çeşitli nedenlere bağlı olarak kalsiyum birikmesi sonucunda oluşan küçük tortulardır. Konu hakkında sıklıkla merak edilen sorulardan bazıları aşağıda detaylandırılmıştır.
Tükürük bezi taşı tükürük bezi kanallarında kalsiyum gibi minerallerin birikmesi sonucunda oluşan küçük tortulardır.
Tükürük bezi taşının teşhisi için uzman diş hekimi öncelikle ağız içinde veya boyun çevresinde şişlik gibi belirtiler olup olmadığını inceler. Bunun yanı sıra bazı durumlarda BT taraması, MR gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanarak tükürük bezi taşının boyutu ve konumunu belirleyebilir.
Büyük tükürük bezi taşlarının uzman bir diş hekimi tarafından operasyonla çıkarılması gerekir. Bununla birlikte bazı durumlarda limon gibi asitli gıdaların tüketimi tükürük bezlerinde salgı üretimini artırmaya katkı sağlayarak tükürük bezi taşlarının kendiliğinden iyileşmesine yardımcı olabilir.
Tükürük bezi taşları tedavi edilmediğinde tükürük bezi kanalında tıkanmaya neden olabilir. Bu nedenle siz de tükürük salgısında azalma, ağızda tat bozukluğu, yüzde şişlik gibi belirtiler yaşıyorsanız vakit kaybetmeden uzman bir diş hekiminden randevu almayı ihmal etmeyin. Sağlık Destek Sitesi hastanelerinde tükürük bezi taşı tanı ve tedavisi dahil olmak üzere ağız ve diş sağlığı hizmetleri alanında uzman hekimler tarafından verilmektedir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.