|
İnfertilite halk arasında bilinen ismiyle kısırlık, gebeliğin oluşmaması veya oluşan gebeliğin devam etmemesi durumudur. İnfertilitenin pek çok iç veya dış etkenli sebepleri vardır. Bu durum kadınlarda veya erkeklerde bazı belirtilerle kendini gösterebilir. Ancak son dönemlerde tüp bebek dahil pek çok tedavi ile bu problem çözülebilir. İnfertilite tanımı, nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi sahibi olmak için yazımızı okuyabilirsiniz.
İnfertilite, Dünya Sağlık Örgütü'nün tanımıyla bir yıl boyunca düzenli ve korunmaksızın cinsel ilişkiye girilmesine rağmen gebeliğin oluşmamasıdır. Bu süre 35 yaş üstü çiftlerde 6 ay olarak tanımlanabilir. Kısaca üreme fonksiyonlarının kadın veya erkek veya her ikisi açısından tam anlamıyla işlevini yerine getirememesidir. Dünyada infertilite, çiftlerin ortalama %30’unu etkiler.
Kısırlığın kadın ve erkek açısından farklı sebepleri bulunmakla birlikte ortak pek çok sebepleri de vardır. İnfertilitenin nedenleri kısaca şöyle sıralanabilir:
Erkek üreme sisteminde testosteron hormonu sperm üretimi için önemlidir. Sperm, cinsel ilişki tamamlandığında ortaya çıkan meni olarak tanımlanan sıvı içerisinde bulunur. Sağlıklı kişilerde mililitre başına ortalama 15 milyon sperm bulunur. Bu spermler kadın üreme sisteminde fallop tüplerinde üretilen yumurta ile birleştiğinde sağlıklı döllenme gerçekleşmiş olur. Ancak gebelik için yalnızca döllenmenin gerçekleşmesi yetmez. Döllenen bu yapının rahim içine sağlıklı bir tutunma gerçekleştirmesi gerekir.
Erkek infertilitesi, erkek üreme sisteminin herhangi bir yerinde aksaklıkların olması ve bu aksaklıkların devam etmesi ile görülebilir. Spermin sağlıklı bir şekilde üretilememesi, üretilen spermin sayısının ve kalitesinin düşük olması, hormonal bozukluklar, geçirilen bazı hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçlar, sigara-alkol kullanımı, obezite ve aşırı stres durumları erkeklerde infertiliteye sebep olabilir. Bu sebeplerin yanı sıra erkek üreme sisteminde genetik sebepli bir yapı bozukluğu da infertiliteye sebep olabilir.
Erkeklerde infertilite belirtileri şöyledir:
Kadın üreme sistemi karmaşık bir yapıya sahiptir. Erkek üreme sisteminde her cinsel ilişki sırasında meni içinde bulunan milyonlarca sperm sayısının aksine kadın üreme sisteminde ovulasyon yani yumurta üretimi ortalama 28 günlük bir üreme döngüsünde yalnızca bir adet üretilir. Bu yumurtanın üretiminden sorumlu hormonlar vardır. Yumurta hormonların etkisiyle sağlıklı bir şekilde üretilip fallop tüpüne bırakılır. Cinsel ilişki sırasında fallop tüpüne gelen spermlerden bir tanesi yumurtayı döller. Döllenen bu yapı sağlıklı bir şekilde gebelik için kalınlaşan rahim içine sağlıklı tutunduğunda sağlıklı gebelik başlamış olur.
Kadınlarda infertilite kadın üreme sisteminin herhangi bir yerinde bir aksaklık olması ve bu aksaklığın devam etmesi ile görülebilir. Kadınlarda infertiliteyi etkileyen sebeplerden bazıları şunlardır; obezite, hormon bozuklukları, polikistik over sendromu, vajinismus gibi bazı hastalıklar, üreme sistemini etkileyen bazı ilaçlar veya ilaçların yan etkileri, sigara-alkol kullanımı, aşırı stres infertiliteye sebep olabilir. Bu sebeplerin yanı sıra kadın üreme sisteminde genetik bir bozukluk da infertiliteye sebep olabilir.
Kadınlarda infertilite belirtileri şöyledir:
Bir çift gebelik olmaması ile alakalı bir sıkıntı yaşıyorsa kadın ve erkek ayrı ayrı muayene edilir.
Erkeklerde infertilite anlaşılabilmesi için ilk olarak fiziksel muayene yapılabilir. Sperm sayısı, kalitesi ve spermde bir bozukluk var mı anlaşılabilmesi için sperm testi, hormon testleri yapılarak tanı konulabilir. Kadınlarda infertilite teşhisi için ise öncelikle vajina ve rahim sağlığını teşhis etmek için jinekolojik muayene yapılır. Bunun yanında kan tetkikleri, ultrasonografi, radyolojik görüntüleme vs ile ayrıntılı takipler yapılır. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda infertilite teşhis edilebilir.
İnfertilite tanısı alan kadın veya erkek bireyler en kısa zamanda alanında uzman bir doktora başvurmalıdır.
İnfertilitede hamile kalma olasılığını artıran destekleyici tedavilerin ilki IVF(in vitro fertilizasyon), halk arasında bilinen ismiyle Tüp bebek tedavisidir. Bu tedavi çeşidinde ilk olarak yumurtanın döllenmeye hazır olması için ilaç veya iğne yoluyla ovulasyon indüklenir yani yumurtalıklar yumurta üretimi için uyarılır. Sonrasında OPU (yumurta toplama işlemi) ile büyüyen yumurta toplanır. Bu işlemden sonra yumurta ve spermin laboratuvar ortamında döllenmesi ve hücresel çoğalması sağlanır. Embriyo boyutuna ulaştığında kadının rahmine yerleştirilir. Daha sonra embriyonun rahime tutunması ve gebeliğin sağlıklı devam etmesi takip edilir.
Bir diğer tedavi çeşidi IVM (in vitro maturasyon) yani vücut dışında olgunlaştırma tedavisi olarak bilinir. Bu tedavi çeşidinde kadının ovulasyon dönemi öncesinde yumurtanın tam olgunlaşması beklenmeden yumurta hücresi alınır. Laboratuvar ortamında yumurtanın olgunlaşması sağlanır. Sonra uygun boyuta geldiğinde sperm ile döllenme sağlanır. Embriyo şeklini aldığında ise rahime yerleştirilerek takibi sağlanır.
Tedavi çeşitlerinden birisi de ICSI (intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu) olarak adlandırılan mikroenjeksiyon uygulamasıdır. Bu uygulamada erkekten alınan spermlerden en kaliteli olanları seçilerek alınır. Yumurta içerisine direk sperm enjekte edilir ve döllenmesi sağlanır. Döllenen hücreler anne rahmini taklit eden bir ortamda bekletilir ve hücrelerin üremesi gözlemlendiğinde embriyo anne rahmine yerleştirilir.
Destek tedavilerinden bir diğeri kadınlarda ilerleyen zamanlarda tekrar döllenme amacıyla kadın yumurtalığından alınan yumurtaların dondurularak saklanması işlemidir. Genellikle infertilite tedavilerinde vücut dışında döllenme işlemi için yumurtanın hazır bulundurulması amacıyla saklanabilir. Dondurma işlemi benzer şekilde sperm ve döllenen embriyo için de uygulanabilir.
İnfertilite hem fizyolojik hem de sosyolojik olarak çiftlerin sıkıntı yaşadığı bir durum olabilir. Bu yüzden infertilite yaşayan çiftlerin kadın veya erkeğin veya her ikisinin de infertilite sebepleri araştırılmalı ve problemler çözülerek tedavi edilmelidir. Bu amaçla alanında uzman bir doktorun takibinde olmak önemlidir.
İnfertilite tanısı alan çiftler genellike çözümü geleneksel tıpta ararlar. Halk arasındaki çeşitli inanışlar olmakla beraber sıklıkla bazı bitki veya bitki karışımları kullanılabilir. Genellikle kullanılan bitkiler Kırmızı yonca, ginseng, karayılan otu, demirdikeni, ısırgan otu, ginseng, meryem ana eli otu gibi pek çok bitkiler infertilitenin geleneksel tedavilerinde kullanılır. Bu bitkilerin modern tıptaki tedavilerle paralel kullanılması gebe kalma riskini artırabilir. Ancak kontrolsüz kullanım, aşırı tüketim gibi sakıncalı durumlar da olabilir. Doktor önerisi olmadan herhangi bir bitki kontrolsüz kullanılmamalıdır.
Günlük hayatta infertiliteye sebep olan bazı durumlar vardır. Bu durumların önlenmesi infertilite ile karşılaşma riskini düşürebilir.
Yaş, bunlardan ilk basamaktır. Yaş itibariyle sperm ve yumurta kalitesi düşer ve sayılarında azalma gerçekleşebilir. Bir diğer risk faktörü fazla kilodur. Obezitenin üreme hormonlarını, organlarını etkileyerek infertiliteye sebep olduğuna dair araştırmalar vardır. Üçüncü sırada olan sigara ve alkol kullanımı infertilite oluşumunda risk faktörlerinden sayılabilir. Normalden fazla kafein tüketimi, aşırı stres de üreme kalitesini düşürebilir.
İnfertilite riskini azaltmak için;
Bazı besinler yumurta sayısında artış, bebeğin rahime tutunma oranında artış ya da sperm sayısında artış, spermin kalitesinde artmayı destekleyebilir. Bu besinler keçiboynuzu, hurma, zencefil, çörek otu, mahlep, ceviz, susam, biberiye, safran, karanfil, ısırgan otu olarak sıralanabilir. Bu besinlere normal beslenmede yer verilebilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.