Form devre dışı bırakıldı
Çocuklarda kanal tedavisi, problemli pulpa yapısının çıkarıldığı ve dişin kalan kısmının korunduğu cerrahi bir işlemdir. Süt dişleri, çocukların beslenmelerinde ve konuşmalarında önemli rollere sahiptir. Kalıcı dişlerin yerlerinde gelişmesi ve düzgün hizalanabilmesi için rehber olarak görev yapan süt dişleri, çürük ya da başka nedenlerle kaybedilirse kalıcı problemlere yol açabilir. Süt dişlerinin yerine kalıcı dişler geleceğinden, süt dişlerine gerekli özen ve hassasiyet gösterilmemesi durumunda, kalıcı dişler sağlıklı gelişmeyecek ve çocuklarda beslenme, konuşma fonksiyonları geri kalacaktır. Sağlıklı diş ve ağız yapısına sahip olmanın anahtarı süt dişlere iyi bakmak, çürük ya da diğer diş problemlerinde gerekli tedavileri uygulamaktır. Çocuklarda süt dişi kanal tedavisi, kanal tedavisinin diş çekiminden daha faydalı bir seçenek olduğu durumlar ve kanal tedavisi ile ilgili ayrıntılara içeriğin devamında yer verilmiştir.
Pedodonti, latince kökenli bir kelimedir ve çocuk dişleri anlamını taşır. Diş hekimliği yan dalları arasında yer alan pedodonti, doğumdan itibaren tüm dişlerin yenilendiği 12-13 yaş dahil çocukluk döneminde, süt dişleriyle birlikte kalıcı dişlerin de korunması, bakımı ve tedavi planlaması ile ilgilenir. Pedodontistler, diş gelişiminin takibi ile birlikte ağız, çene ve yüz gelişimini de genel hatlarıyla muayene eder. Gerekli durumlarda önleyici ve koruyucu tedavi planlamaları da yapar. Pedodontislerin ilgi alanları değişken olmakla birlikte danışmanlık verdikleri alanlardan bazıları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Çürük ya da kavite (boşluk) olarak bilinen diş çürükleri, dişlerin sabit kısımlarında delik oluşması ve oluşan deliklerden kaynaklı kalıcı hasarların oluşması anlamına gelir. Bakteriler, mantarlar, paketli ve koruyucu madde içeren gıdalar, şekerli yiyecek ve içecekler, yoğun karbonhidrat tüketimi, asitli içecekler, çok sık atıştırma ve yetersiz ağız bakımı ve hijyeni diş çürüklerinin gelişmesinde sorumlu tutulan faktörler arasındadır. Diş çürükleri yetişkinlerde olduğu gibi çocuk ve bebeklerde de sıkça rastlanan bir problemdir. Bebeklerde diş çürükleri görülebilir ve tedavide geç kalındığı ya da yetersiz tedavi uygulandığı durumlarda ilerleyici çürükler oluşabilir. Dişlerde meydana gelen delik ve çukurlar diş katmanının derinliklerine kadar ilerlediğinde şiddetli diş ağrıları, dirençli ve yayılım gösterebilen enfeksiyonlar ve diş kayıpları gibi ciddi sonuçlar ile karşılaşılabilir.
Bebeklerde ve çocuklarda diş çürümesinin önüne geçmek için tercih edilen en etkili ve güvenilir yol ağız hijyenine dikkat etmektir. Sağlıklı ve etkili fırçalama, diş ipi kullanma alışkanlığı edinme ve özellikle bebeklerde ağızda süt kalıntılarıyla uyumanın önüne geçme, alınması gereken önlemler arasındadır. Diş çürüklerinden korunmanın önemli yollarından biri de düzenli olarak belirli periyotlarda diş hekimi kontrolüne gitmektir. Çocuk ile diş hekimi arasında erken yaşlarda başlatılan sağlıklı iletişim ve düzenli ziyaretler, çocukların yaşamlarının devamında da diş sağlığına gösterecekleri hassasiyeti artıracaktır. Çocuk ve bebeklerde ağız bakımı alışkanlığı kazandırmak için ebeveynlerin zaman ayırmaları önem taşır.
Süt dişleri, embriyonik süreçte gelişmeye başlayan ve genellikle doğumu takiben 6.ayda çıkmaya başlayan dişleri tanımlamak amacıyla kullanılan bir terimdir. Süt dişlerin sayısı, her çocukta alt ve üst çenede 10’ar olmak üzere toplam 20 adettir. Çocuk 2 buçuk yaş civarındayken sıklıkla çoğu patlar. İlk gelen diş çoğu bebekte alt çenede bulunan merkezi kesici diştir. İkinci olarak gelen diş ise sıklıkla ilk çıkan dişin hemen yanında yer alır. Yetişkinlik döneminde 20 bebek dişinin yerini 32 kalıcı diş alır. Dişlerin gelişiminin tamamlanması süreci hemen her çocukta farklı şekilde gelişim gösterebilir. Bazı çocuklarda süt dişleri daha erken ya da daha geç çıkabilir. Bebeğin diş gelişimi ile ilgili endişe duyulduğunda, kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek yerine bir diş hekimine danışılması önerilir. Bebeklerin ilk diş muayenesi, normal koşullarda 1 yaştan önce, ilk dişlerin çıkmasıyla birlikte 6 ay içerisinde yapılabilir.
Kök kanalları endodontik tedavi olarak da bilinir ve bakteriler gibi çeşitli mikroorganizmaları, ölü ya da canlı doku tabakalarını dişin derin kısımlarından uzak tutmak amacıyla geliştirilmiştir. Diş pulpası esas etkilenen bölgedir ve dişin en önemli fonksiyonlarının gerçekleştiği, hayati önem taşıyan bir kısımdır. Pulpa, mine tabakasının altında yer alır ve dişin merkezini oluşturur. Kan damarları, sinir ağı, bağ dokusu ve pulpa dişte canlılık gösteren fonksiyonel kısımdır. Ciddi şekilde enfekte olmuş, diş çekimi tedavisi planlanan dişler için alternatif olarak Pulpektomi (pulpa In çıkarılması) veya kanal tedavisi sıklıkla önerilir. Dişlerin kökleri, diş eti ve çene kemikleriyle sıkı bağlantı içerisinde olduğundan kanal tedavisi ile kurtarılabilecek bir dişin çekilmesi, çocuklarda ilerleyici ya da kalıcı diş eti ve çene yapısı hasarlarına yol açabilir. Kanal tedavisi sırasında dişin köklerine erişmek, temizliğini ve tedavisini sağlayabilmek için oldukça küçük aletler ile çalışılır.
Kök kanalları sanılanın aksine yalnızca yetişkinler için kullanılan bir prosedür değildir. Süt dişlerine de kanal tedavisi uygulanabilir. Özelliklle hasarın çok geniş olduğu durumlarda, her yaş grubuna uygulanabilecek olan kanal tedavisinde gereklilik kesin olarak belirlenemez. Tedavi kararı diş hekimleri tarafından, hastanın özelliklerine uygun şekilde kişiselleştirilmiş olarak uygulanır. Çocuklarda genellikle kök kanal prosedürlerine ihtiyaç duyulmaz. Çoğu zaman diş çekimleri çocukluk çağında diş problemlerinin yönetiminde daha iyi bir seçimdir; fakat bazı durumlarda kök kanalı tedavisi daha mantıklıdır ve daha iyi sonuçlar verir. Diş kaybının önlenmesi için kanal tedavisinin tercih edilebildiği başlıca durumlar aşağıdaki gibidir:
Kanal tedavisi yerine çocukların dişlerinin erken kaybedilmesinin sakıncalı olmadığı görüşü yaygın olabilir. Toplumun çoğunluğunda kaybedilen dişin yerini yeni dişin alacağı görüşü hakimdir; ancak süt dişleri; enfeksiyon, çürük ya da şiddetli travma gibi nedenlerle erken kaybedilirse bu,çocuklarda pek çok gelişimsel soruna zemin teşkil edebilir. Bu sorunlar başlıca
Çocuklarda büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkileyebilecek, özgüven problemlerine yol açabilecek bu gibi problemlerin önüne geçmek için pulpektomi ile dişin kurtarılması mümkündür. Kanal tedavisi ile dişin daha sonraki süreçte doğal olarak düşmesine olanak tanınmış olur.
Enfekte diş problemi olan çocuklarda çok şiddetli ağrı, diş hassasiyeti ve diş ile birlikte çevre dokularda iltihap görülebilir. Böyle durumlarda aşlıca yaklaşım ayrıntılı değerlendirme için bir diş hekimine başvurmak olmalıdır. Pediatrik diş hekimleri, çocuğun fizik muayenesi ile birlikte gözle görülür süt dişi enfeksiyonlarını araştırır. Bazı durumlarda diş röntgeni, tanı koymada başvurulan yöntemler arasındadır. Röntgen, enfeksiyonun derecesi ve pulpektominin derinliğinin belirlenmesinde daha net sonuçlar verir. Kök kanal tedavisi uygulanmasına karar verildiğinde hastanın takip etmesi gereken yönergeler bulunur. Bunlar arasında yumuşak ve çoğunlukla sıvı beslenmeye geçiş, asitli ve şekerli gıdalardan kaçınma ve kızarmış yiyecek tüketiminin azaltılması vardır. Enfeksiyon şiddetliyse ya da yayılma tehlikesi varsa çocuk diş doktoru tarafından bazen antibiyotikler reçete edilebilir.
Çocuklar için kanal tedavisi başlıca üç ana yaklaşıma sahiptir. Her çocuk için yaklaşım tedavi edilecek diş veya dişlerin duruma göre değişkenlik gösterebilir:
Çocuklarda ve bebeklerde diş problemlerinin tanı ve tedavisinde geç kalmak gelecek yaşamlarını etkileyebilecek sorunlara yol açabilir. Ağız ve diş ile ilgili semptomların varlığında bir sağlık kuruluşuna başvurulması, kapsamlı ağız ve diş muayenesinden geçilmesi önerilir.
Form devre dışı bırakıldı
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.