Raynaud Sendromu, Raynaud fenomeni veya Raynaud hastalığı olarak da bilinen bir tablodur. Toplumda oldukça sık olarak karşılaşılır. Erkeklere oranla kadınlarda görülmesi daha olasıdır. Genellikle soğuk iklimlerde yaşayan genç kadınlarda görülür. Çoğunlukla tedavi bile gerektirmeyen, kişinin kendini sıcak tutarak semptomları giderebildiği bir durumdur.
Raynaud Sendromu, stres durumunda veya soğuğa maruziyet durumunda vücudun bazı bölgelerinde uyuşma ve soğukluk olmasıdır. Vücutta en çok etkilenen bölgeler el ve ayak parmaklarıdır. Ancak bazı vakalarda burun, kulak, meme ucu, dudak veya diz bölgelerinin de etkilendiği saptanmıştır. Bu durumda el ve ayak parmaklarını besleyen küçük arterler soğuğa ve strese yanıt olarak daralır. Arterlerdeki bu daralma çoğunlukla geçicidir. Etkilenen bölgede kan akışı azalır. Buna vazospazm da denir.
Raynaud Sendromu, primer ve sekonder form olarak sınıflandırılabilir. Raynaud hastalığının kendiliğinden olması ve altta yatan başka bir sebep olmaması durumunda Raynaud hastalığı “primer” olarak adlandırılır. Raynaud hastalığının primer formu, sekonder formuna göre daha sık görülür. Primer formu, tipik olarak 15 ila 25 yaşları arasında ortaya çıkar. Ancak başta romatolojik hastalıklar olmak üzere, Raynaud Sendromu altta yatan başka bir hastalık kaynaklı görüldüğünde sekonder Raynaud Sendromu olarak adlandırılır. Sekonder Raynaud Sendromuna sebep olan hastalıklar çoğunlukla bağ dokusu hastalıkları veya otoimmün hastalıklardır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Sistemik Lupus Eritematozus (SLE)
- Skleroderma
- CREST sendromu
- Buerger Hastalığı (Tromboanjitis obliterans)
- Sjögren Sendromu
- Romatoid Artrit
- Ateroskleroz
- Polimiyozit
- Kriyoglobulinemi gibi kan hastalıkları
- Tiroid hastalıkları
- Pulmoner Hipertansiyon
Raynaud Sendromunun asıl sebebi tam olarak bilinmemektedir. Kan viskozitesini artıran trombositoz (trombosit sayısının normalden fazla olması) ve polisitemi (kırmızı kan hücre sayısının normalden fazla olması) tablolarının yanı sıra kan damarlarının daralıp genişlemesini kontrol eden özel reseptörlerdeki bir bozukluğun da Raynaud Sendromuna sebep olabildiği düşünülmektedir. Raynaud hastalığı riskini artıran bazı faktörler aşağıdaki gibidir:
- Bağ dokusu hastalıkları
- Otoimmün hastalıklar
- Kimyasal maddelere maruziyet
- Sigara içmek
- Travma
- Daktilo ve klavye kullanmak, hilti veya martopikör gibi sürekli titreyen aletler kullanmak gibi tekrarlayıcı hareketler
- Bazı ilaçlar
- Karpal tünel sendromu
Raynaud Sendromunun belirti ve bulguları soğuk hava veya stres gibi tetikleyici faktörler sonrası görülür. Stres kaynağı uzaklaştırıldıktan veya etkilenen bölge ısıtıldıktan sonra genellikle ortadan kaybolur. Sıklıkla görülen belirti ve bulgular şöyle sıralanabilir:
- Etkilenen bölgenin soğuk olması: Etkilenen bölge kan akışı azaldığından dolayı soğur.
- Üç fazlı renk değişimi: Etkilenen bölge önce beyazlar, sonra mavi-mor renk alır ve sonunda kızarır. Kan akışı azaldığından dolayı etkilenen bölge önce beyazlar. Daha sonra beslenemediği için oksijenden yoksun kalan bölge morarır. Bu tabloya siyanoz denir. Siyanoz durumunda parmaklar hem soğur hem de uyuşur. Etkilenen bölge tekrar kanlanmaya başladığında kızarmaya başlar. Raynaud atağı bittiğinde bölgede batıcı ve sızlayıcı tarzda ağrı olur. Raynaud atakları bir dakikadan az sürebildiği gibi saatlerce de devam edebilir.
- Uyuşma ve karıncalanma: Etkilenen bölgedeki sinir yapılarının beslenememesinden kaynaklanır.
- Şişkinlik: Raynaud atağı sonlandığında bölgenin yeniden kanlanmasıyla bazen şişkinlik olur.
Toplumun Raynaud Sendromu hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olduğu söylenemez. Hatta toplumda Raynaud Sendromunun bilinirliği de çok azdır. Raynaud Sendromu hakkında bilinen çoğu bilginin ise insanları yanlış yönlendirdiği söylenebilir. Peki, Raynaud Sendromu hakkında doğru bilinen yanlışlar nelerdir? Bunlardan en yaygın olanları şu şekilde sıralanabilir:
Raynaud Sendromu tedavisi esas olarak atakların şiddetini ve sıklığını azaltmayı, el ve ayak parmaklarında doku hasarı ve kaybını önlemeyi hedefler. Hastalığın primer formu görülen hastalarda genellikle ilaç tedavisine ihtiyaç duyulmaz iken sekonder formdaki hastalarda ilaç tedavisine de başlanabilir. Raynaud Sendromunun tedavisi için ilaç tedavisi dışında yapılabilecekler aşağıda listelenmiştir:
- Raynaud atağı sırasında proaktif olun: Raynaud atakları göz ardı edilmemeli. Uygun önlemlerle atağın hem süresi hem de şiddeti azaltılabilir. Yapılacak en uygun ilk adım, el ve ayakları ısıtmaktır. Atak sırasında soğuk havada bulunulmamalı, mümkünse içeri girilmelidir. Etkilenen bölgeyi ısıtmak için el ve ayaklar ılık suya tutulmalı, aşırı sıcaklardan kaçınılmalıdır.
- Kendinizi sıcak tutun: Sadece el ve ayaklar değil genel olarak tüm vücut soğuk maruziyetine karşı korunmalıdır. Mevsime ve ortama uygun giyinilmeli, soğuk havalarda bere veya şapka takılmalıdır. Bilindiği üzere vücut sıcaklığının en çok kaybedildiği yerlerden biri de kafa derisidir.
- Nemlendirin: Deri kuruluğundan ve kuruluğun yol açtığı çatlaklardan korunmak için vücut nemlendirilmelidir.
- Sigara içmeyin: Sigarada bulunan nikotin maddesi damarların kasılmasına ve vücut sıcaklığının düşmesine neden olur. Bir atağın tetikleyicisi olabilir. Sigara içiliyorsa mutlaka bırakılmalıdır.
- Stres yönetimini öğrenin: Stres, Raynaud ataklarını tetikleyen en önemli faktörlerden biridir. Stres kaynağı olabilecek durumları tanımak ve kaçınmak atak sayısını azaltmada yardımcı olur.
- Düzenli egzersiz yapın: Yapılan birçok çalışmada Raynaud sendromu tedavisi için düzenli egzersizin önemli bir yer teşkil ettiği belirtilmiştir. Soğuk havada egzersiz yapılmamasına dikkat edilmelidir. Düzenli egzersiz genel olarak vücudun tam bir iyilik halinde olmasına yardımcı olur.
Sekonder Raynaud Sendromunda hastalara ilaç tedavisine de başlanması gerekir. Raynaud Sendromu tedavisi için en etkili ve güvenli bulunan ilaç grubu kalsiyum kanal blokerleri olarak bilinen ilaç grubudur; küçük arterlerin genişlemesini sağlar. Aynı zamanda Raynaud Sendromu komplikasyonu olarak hastalarda ortaya çıkabilecek el ve ayak ülserlerinin iyileşmesinde de rol alır.
Raynaud Sendromuyla yaşayan kişilerin yaşam tarzında dikkat etmesi gereken bir diğer önemli nokta beslenmedir. Daima dengeli ve düzenli beslenilmeli. Kafein, nikotin ve alkol gibi maddelerden uzak durulmalı. Çuha çiçeği yağı, ginkgo biloba ve balık yağları Raynaud sendromunu iyileştirmeye katkıda bulunabilir. Zencefil, sarımsak ve baharatlı yiyecekler de Raynaud ataklarından korunmaya yardımcı olabilir. Sağlık için en temel besin gruplarından biri olan proteinler ise dokuyu güçlendirir ve hasarlı dokuları onarır. Diyetle alınan protein miktarının artırılması, Raynaud Sendromunun yol açtığı el ve ayak parmaklarındaki ülserlerin iyileşme sürecini hızlandırabilir. Tüm bu gıdaların doktor kontrolünde ve önerisiyle tüketilmesi gerektiği unutulmamalı.
Raynaud ataklarının çoğu masum görünse de doku hasarı ve kaybına yol açtıkları da rapor edilmiştir. Çok sık Raynaud atağı geçiriyorsanız, ataklar uzun sürüyorsa, ataklar enfeksiyon ve yaralara sebep oluyorsa veya ilk atağınız 25 yaşından sonra olduysa mutlaka doktora başvurunuz ve sağlığınızı ihmal etmeyiniz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.