Form devre dışı bırakıldı
Kemik iliği nakli (transplantasyonu), bir kişiden alınan sağlıklı kan hücrelerini oluşturan kök hücrelerin aynı kişiye veya başka birisine aktarılmasıdır.
Bu nakil aynı zamanda kök hücre nakli olarak da adlandırılır. Kök hücreler, kemik iliği tarafından üretilen özel hücrelerdir.
Vücudun her yerine oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerine (eritrositler), enfeksiyonla mücadele eden beyaz kan hücrelerine (lökositler) ve kanamanın durmasına yardım eden kan pulcuklarına (trombositler) dönüşebilirler.
Kemik iliği naklinin, otolog kemik iliği nakli ve allojenik kemik iliği nakli olmak üzere iki çeşidi vardır.
Otolog kemik iliği naklinde donör (kemik iliği vericisi), hastanın kendisidir. Hastadan alınan kök hücreler, doğrudan veya belirli bazı prosedürlerden sonra hastanın kendisine aktarılır.
Allojenik kemik iliği naklinde ise kemik iliği, hastanın kendisinden değil başka bir donörden alınır. Alınan kök hücreleri hastaya aktarılır.
Kemik iliği nakli, hastanın kemik iliği hasar görmüşse veya artık sağlıklı kan hücreleri oluşturamıyorsa yapılan bir işlemdir. Kemik iliği nakli, genellikle diğer tedavi seçenekleri başarısız olmuşsa yapılır.
Hastanın kemik iliği naklinden sonra karşılaşabileceği komplikasyonlar göz önüne alınarak bu karar verilir.
Tedaviden sağlanacak fayda, oluşabilecek komplikasyonların boyutuyla karşılaştırılır. Kemik iliği naklinin yapıldığı durumlar, kansere bağlı sebepler ve kansere bağlı olmayan sebepler olarak ikiye ayrılır.
Kansere bağlı olan durumlarda en sık sebep, lösemi ve lenfomadır. Diğer sebeplerden bazıları şunlardır:
Kanser dışında bazı hastalıklar da kemik iliği nakli gerektirebilir:
Kemik iliği nakli bazı rahatsızlıkların tedavisinde son derece önemli bir yer tutar.
Ancak hem altta yatan hastalığın kendisinden hem de kemik iliği nakli sırasında ve sonrasında kullanılan bağışıklığı baskılayıcı ilaçlardan dolayı dikkate alınması gereken bazı durumlar mevcuttur.
Kemik iliği nakline hazırlık döneminde alıcılara yoğun kemoterapi ve radyoterapi yapılabilir. Hazırlık döneminde bağışıklık, yetersiz baskılanırsa hastanın bağışıklık hücreleri nakledilen kemik iliğini reddedebilir.
Bağışıklığı baskılayıcı ilaçlar, bağışıklık sisteminin yanıtını zayıflatarak nakledilen kemik iliğinin vücut tarafından reddedilmesini önler. Ancak bağışıklığı baskılayıcı ilaçlar, hastanın enfeksiyonlara karşı daha açık hale gelmesine neden olur. Nakilden sonra bağışıklığın düzelmesi genellikle 3-12 ay kadar sürer. Bu süreçte yapılan kan tetkikleri ile bağışıklık sistemi yanıtı düzenli olarak takip edilir. Bağışıklık sistemi yanıtı iyileşene kadar kişi, artmış enfeksiyon riski ile karşı karşıyadır. Bu durumda alınabilecek bazı önlemler aşağıdaki gibidir:
Kişisel hijyene dikkat etmek.
Kemik iliği nakline hazırlık sürecinde uygulanan yoğun kemoterapi ve radyoterapiden dolayı kişi bazı yan etkilerle karşılaşabilir:
Özellikle allojenik kemik iliği nakillerinde kişiyi nakil reddinden korumak ve Graft versus host hastalığını önlemek için bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanılır. Bu ilaçların düzenli kullanılması gerekir. Nakilden sonra enfeksiyon riski arttığından dolayı kişiyi bu dönemde enfeksiyondan korumak için antibiyotik tedavisi verilebilir. Bu antibiyotiklerin de düzenli kullanılması gerekir.
Hem bağışıklık sistemi yanıtının yeterli olmamasından hem de bu dönemde alınan yoğun kemoterapi ve radyoterapiden dolayı hastanın ikincil kanser riski artmış durumdadır. İkincil kanser riskini arttıran bir diğer sebep sigaradır. Kişi sigara içiyorsa hemen bırakmalıdır. Dışarı çıkıldığında güneş kremi sürülerek deri, korunmalıdır. Doktor tarafından tavsiye edilen kanser tarama programları düzenli olarak takip edilmeli ve bu programlara uyulmalıdır.
Nakil sonrası kişinin, sağlıklı beslenmesi ve aşırı kilo alımının önlenmesi önemlidir. Kemoterapi ve radyoterapinin sık görülen yan etkilerinden biri olan bulantı ve kusma göz önüne alınarak beslenme şekli ayarlanabilir. Yiyecek kaynaklı enfeksiyonlardan korunmak amacıyla gıda güvenlik rehberleri takip edilebilir. Kişinin diyeti, tüm besin öğelerini dengeli bir şekilde içermelidir. Tuz alımı kısıtlanmalıdır. Greyfurt ve greyfurt suyu gibi ilaçlarla etkileşen yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır. Gerekli durumlarda diyetisyenlerden destek alınabilir.
Kemik iliği naklinden sonraki dönemde yapılan düzenli egzersizin birçok faydası vardır. Bu dönemde yapılan egzersiz kilo kontrolünü sağlar; kemiklerin güçlenmesine, kas kuvveti ve dayanıklılığın artırılmasına, kalp sağlığının korunmasına yardımcı olur. Kişi iyileştikçe fiziksel aktivite, egzersiz süresi ve şiddeti artırılabilir.
Kemik iliği naklinden sonra kemik iliği asıl fonksiyonunu göstermeye başlayana kadarki süreçte kan hücreleri yeteri kadar sentezlenmeyebilir. Kan hücrelerinden biri de kanamayı durdurmayı ve kanın pıhtılaşmasını sağlayan trombositlerdir. Trombosit düzeyi yeterli olmadığında kişinin kanama riski artar. Bu kanamalar kendini, diş eti kanaması, burun kanaması ve ciltte olan kanamalar şeklinde gösterebilir. Ayrıca bir yerlere çarpma sonucunda oluşan morarmalar da bu duruma bağlı olarak oluşabilir. Hekim önermediği sürece kan sulandırıcı etkisi olan ilaçlar kullanılmamalıdır.
Nakil sonrası, hücre üretimi ve hücre büyümesi hızlanır. Bu sebeple erken dönemlerde vücudun enerji gereksinimi artar. Kişi bu dönemde kendini halsiz hissedebilir, kolay yorulabilir. Ancak kişi, iyileşme dönemiyle beraber yorgunluğunun ve halsizliğinin geçeceğini ve bu durumun geçici olduğunun bilincinde olmalıdır. Fiziksel aktivitelerin süresi ve şiddeti iyileşme dönemiyle beraber yavaş bir şekilde, kişinin genel durumuna uygun olarak artırılmalıdır.
Yapılan allojenik nakil sonrası kişide GVHH gelişme riski vardır. Nakilden sonra donörün kemik iliği, artık alıcının yeni bağışıklık sistemi hücrelerini üretmeye başlar. Oluşan bağışıklık sistemi hücreleri, alıcının doku ve organlarını yabancı olarak algılayıp doku ve organlara saldırabilir. Graft versus host hastalığı, nakilden sonraki herhangi bir dönemde gelişebilir. Alıcı ve verici arasındaki biyolojik yakınlık azaldıkça GVHH gelişme riski artsa da, hastalık bir noktada yakınlık derecesi fark etmeksizin de gelişebilir.
Graft versus host hastalığı akut ve kronik olmak üzere iki tiptir. Akut graft versus host hastalığı daha erken gelişir. Nakil sonrası ilk aylarda olma olasılığı daha yüksektir. Tipik olarak cildi, sindirim sistemini ve karaciğeri tutar. Kronik graft versus host hastalığı ise herhangi bir organı tutarak bazı belirtilere yol açabilir. Bu belirtilerden bazıları şunlar olabilir:
Kişi, kemik iliği naklinden sonra görülebilen ve ciddi bir komplikasyon olan graft versus host hastalığının bilincinde olmalıdır. Vücudunda gelişen değişiklikleri takip ederek gerekli durumda hastaneye başvurmalıdır.
Eğer size ya da bir yakınınıza kemik iliği nakli önerildiyse ayrıntılı bilgi için en yakın sağlık kuruluşuna başvurabilirsiniz.
Sağlıklı günler dileriz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.