Çeşitli sağlık sorunları nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvurduğumuzda kan testleri rutin olarak istenir. Bu kan testleri arasında hemen her zaman yer alan tetkiklerden biri de tam kan sayımı (hemogram) tetkikidir. Tam kan sayımı ile, kan sıvısında yer alan kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin sayısı, kan pulcuklarının sayısı ile beraber bir takım biyokimyasal hesaplamalar da yer alır. Kısaca RDW, HCT, MCHC gibi harflerle ifade edilen bu parametrelerden biri de HGB, yani hemoglobin parametresidir.
Kısaca HGB olarak kısaltılan hemoglobin, kan sıvısında kırmızı kan hücrelerinin içinde yer alan bir proteindir. Yapısında demir iyonuyla beraber dört adet protein vardır. Demir iyonu sayesinde yerine getirdiği temel görevi, akciğerler vasıtasıyla alınan oksijenin kan içerisinde taşınarak diğer dokulara ulaştırılması ve aynı şekilde dokularda üretilen zararlı karbondioksitin akciğerlerden atılmak üzere taşınmasını gerçekleştirmektir. Bu anlamda vücut için hayati ve vazgeçilmez olduğu söylenebilir.
Hemoglobin doğrudan vücuttaki demir miktarı ve oksijen taşıma yetisiyle ilişkilidir. Bu nedenle, özellikle kansızlık şikayetinde ve kansızlık tedavisinin başarısını ölçmede ilk bakılan değerlerden biridir. Aynı şekilde, cerrahi operasyon öncesinde vücudun kan miktarı, yani kandaki hemoglobin değeri üzerinden oksijen taşıma yetisi, bu parametre üzerinden değerlendirilir. Yine operasyon sonrası kan miktarındaki kayıp ve bunun vücut üzerindeki muhtemel etkileri de rutin olarak HGB değeri ile takip edilir. HGB değerindeki ciddi düşüşler, vücudun oksijen taşıma yeteneğini, dolayısıyla sağlığını ciddi olarak olumsuz etkileyeceğinden mutlaka tedavi edilir. Gerekirse HGB değerine göre hastaya kan verme işlemi kararı alınabilir. Hemoglobin vücuttaki demir depolarından biri olduğundan, demir eksikliğine bağlı aneminin değerlendirilmesinde oldukça önemlidir.
Hemoglobinin düşüklüğü veya normalden yüksek olması bazı sağlık problemlerinin işaretidir ve düşüklüğün seviyesine göre tedavi şeklini belirler. Hemoglobinin sağlıklı vücutta olması gereken normal aralığı yaş ve cinsiyete; ayrıca genetik yapı, hormonal durum ve vücut yapısına göre değişiklik arz eder. Bu nedenle, rutin uygulanan tam kan sayımında belirtilen normal aralık değerleri her hasta için gerçeği yansıtmamaktadır. Hemoglobin düşüklüğünün veya yüksekliğinin en doğru şekilde değerlendirilebilmesi bir uzman hekimin görüşüne bağlı olmaktadır.
Bununla birlikte; yaş ve cinsiyete göre hemoglobin değer aralıkları şu şekilde kabul edilir:
Hemoglobin değeri bu referans değerlerin altında saptanırsa, kansızlık (anemi) olarak yorumlanır. Bu durumda aneminin neden meydana geldiği tespit edilmeye çalışılır ve soruna göre tedavi yaklaşımı belirlenir. Yine bu referans aralığının üzerinde saptanan hemoglobin değerlerinde vücutta kan üretiminin fazlalığından bahsedilebilir. Bu durumda ek bazı parametrelerin değerlendirilmesi sonucu bazı hematolojik hastalıklar saptanabilir veya fizyolojik olarak tespit edilen kan fazlalığından söz edilebilir.
Özellikle operasyon öncesi ve sonrası, gerekirse operasyon esnasında hastanın kan durumu ile oksijen taşıma yetisinin değerlendirilmesi için, ayrıca hemoglobin düşüklüğüne bağlı çarpıntı, yorgunluk, solukluk gibi belirtileri olan kişilerde öncelikle bakılır. Ayrıca, rutin muayenelerde belirti vermeden var olan hafif hemoglobin düşüklüklerinin tespit edilebilmesi için de, tam kan sayımı rutin olarak bakılır. Yine çeşitli kan hastalıkları nedeniyle takipte olan kişiler ile kansızlık nedeniyle tedavi altına alınmış kişilerde tedavi etkinliğinin değerlendirilebilmesi için de HGB takip edilir.
Hemoglobin düşüklüğünün nedenleri sıklıkla anemi sebepleri ile açıklanabilir. Bunun dışında hemoglobin yapısının doğuştan bozuk izlendiği Akdeniz anemisi veya talasemi olarak isimlendirilen bazı genetik anemi türleri ile orak hücreli anemi hastalığı gibi hematolojik hastalıklarda da hemoglobin düşüklüğü izlenebilir. Bu anlamda hemoglobin düşüklüğü yapan durumlar şu şekilde özetlenebilir:
Genellikle, hafif HGB düşüklüğü tespit edildiğinde hastanın herhangi bir şikayeti olmamaktadır. Sıklıkla, rutin kan tetkikleri sırasında HGB düşüklüğü tanısı konur. Bununla beraber, bazı belirtilerin varlığı, hemoglobin düşüklüğüne, dolayısıyla anemi varlığına işaret edebilir. Bu belirtiler şöyle sıralanabilir:
Hemoglobin düşüklüğe neden olan altta yatan hastalığın doğru tespit edilmesi, başarılı bir tedavi yapılabilmesinin gereğidir. Kaynağa göre tedavi planlaması yapılacağından, hemoglobin düşüklüğü saptandığında uzman bir hekimin değerlendirmesine başvurulmalıdır.
Altta yatan sebep kan kaybı olarak belirlendiğinde, kan kaybının nereden kaynaklandığı, miktarı, doğası ve altta yatan sağlık sorununun tespit edilmesine yönelik ileri tetkiklere başvurulur. Buna göre tedavi planlanır.
Eğer anemi olarak yorumlanırsa, hangi anemi türünün etkili olduğuna yönelik tespit çalışmaları yapılır. Demir eksikliği veya vitamin eksikliğine bağlı olan anemi türlerinde, eksik olan maddenin desteğine başlanırken; yapısal veya genetik hastalıklarda ilaç tedavisi ağırlıklı bir yaklaşım sergilenir.
Tüm bunlarla birlikte, HGB değeri ciddi bir eşiğin altında tespit edilirse (< 7 gr/dl), daha agresif tedavi yöntemlerine başvurulması gerekebilir. Vücudun oksijen taşıma yeteneği bu seviyede ciddi olarak baskılandığından, hızlı bir tedaviye ihtiyaç doğmaktadır. Bu durumda genellikle, HGB değeri daha kontrol edilebilir bir seviyeye çıkarılana kadar, hastaya uygun kan nakli yapılması kararı alınabilir.
Sizin de kan testlerinizde hemoglobin düşüklüğü saptandıysa, altta yatan problemin tespit edilerek doğru tedavi yönteminin belirlenebilmesi için, uzman bir hekimin yer aldığı bir sağlık kuruluşuna başvurmanız yerinde olacaktır. Sağlıklı günler dileriz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.