Tıbbi adı lenfödem olan ve halk arasında fil hastalığı olarak bilinen durum, son yıllarda görülme sıklığında artış gözlenen hastalıklardan bir tanesidir. Lenfödem nedir sorusunun kısa yanıtı olarak genellikle kol veya bacaklardan birinde, bazen de her ikisinde birden görülebilen şişkinlik ile kendisini belli eden bir durumdur denebilir.
Estetik görüntüyü bozması ve günlük yaşamı olumsuz etkilemesi nedeniyle fil hastalığı hastaları sosyal, fizyolojik ve psikolojik anlamda etkileyen bir hastalıktır. Bu nedenle teşhis edildiği andan itibaren tedavi süreci başlatılarak hastalığın yol açtığı şişliklerin ortadan kaldırılması hedeflenir. Tedavinin geciktirilmesi hastalarda daha ciddi komplikasyonların gelişimine zemin hazırlayabilir.
Kol ve bacakların şişmesi ile kendini belli eden fil hastalığı (lenfödem), bağışıklık sisteminin bir parçası olan lenf bezlerinde oluşan tıkanmalara bağlı olarak ortaya çıkar. Hücreler arası boşlukları dolduran sıvının miktar olarak dengede kalabilmesi için sürekli olarak süzülmesi ve kan dolaşımına karışması gerekir.
Lenf sıvısı olarak adlandırılan bu sıvı lenf sistemi tarafından kontrol edilir. Lenf bezleri, kanalları veya düğümlerinde oluşan hasarlara ve doğumsal anomalilere bağlı olarak hücreler arası sıvı miktarının dengesinde bozulmalar oluşabilir.
Lenf bezlerinde oluşan tıkanıklıklar lenf sıvısının boşaltılmasını olumsuz etkileyerek kol ve bacaklarda sıvı birikimine, dolayısıyla da şişliklere neden olur. Bu durum fil hastalığı olarak adlandırılır. Lenfatik sistemin düzgün çalışmaması sonucunda oluşan lenfödem kronik uzun süreli bir durumdur. Belirtilerin ortaya çıkışından sonra kısa bir süre içerisinde teşhis edilerek tedaviye başlanmaması durumunda hastalık kötüleşebilir.
Lenfödemin en belirgin semptomu olan şişlik, vücudun birçok bölgesinde ortaya çıkabilse de genellikle kol ve bacakları etkiler. Bu nedenle her zaman kullanılan giysiler, ayakkabılar, yüzük ve kol saatlerinin dar gelmesi lenfödem hastalarında en yaygın görülen sorundur.
Ortaya çıkan şişlikler hastalığın başlangıç aşamalarında geçici olabilir, gün içerisinde etkisi artıp azalabilir. Fakat tedavinin geciktirilmesi durumunda belirtiler de ağırlaşarak oluşan şişlikler daha kalıcı ve rahatsız edici hale gelebilir.
En temel lenfödem belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Lenfödeme bağlı olarak oluşan şişlikler, kişiyi çok fazla etkilemeyen değişikliklerden uzuvların hareket kabiliyetinin tamamını kısıtlayabilecek ciddi boyutlara kadar ulaşabilir. Belirtilerin şiddeti hastadan hastaya değişkenlik gösterir.
Fil hastalığı temelde lenf sıvısının kan dolaşımına girmek yerine çeşitli nedenlerle deri altına yayılması sonucunda oluşur. En yaygın oluşum nedeni lenf bezlerinin kanser tedavisinin bir parçası olarak çıkarılmış olmasıdır.
Kanser hastalarında kötü huylu hücrelerin oluşturduğu tümörlerin lenfatik damarları tıkaması sonucunda lenf sıvısının akışının engellenmesi ile de lenfödem tablosu ortaya çıkabilir. Bunun dışında fil hastalığının oluşumunda rol oynayan faktörler şunlardır:
Fil hastalığı oluşum nedenine göre primer lenfödem ve sekonder lenfödem olmak üzere ikiye ayrılır:
Kollarında veya bacaklarında şişlik sorunu yaşayan tüm bireylerin birinci basamak sağlık hizmeti verilen aile hekimliklerine başvurmasında fayda vardır. Burada yapılacak olan muayene ve takip sonucunda fil hastalığı şüphesi bulunan hastalar detaylı tetkik ve uzman kontrolü için bir üst basamak olan hastanelere yönlendirilir.
Çoğu durumda lenfödem hastalığı alanında uzman bir hekim tarafından hastanın detaylı şekilde öyküsünün alınması ve fiziki muayene yapılması sonucunda teşhis edilebilmektedir. Gerekli görülürse şişliğin belirlenebilmesi için etkilenen uzuvdan ölçümler alınarak değerlendirilebilir veya kan testleri de uygulanabilir.
Lenfödem teşhisinde kullanılabilen bir diğer teknik olan biyo-empedans uygulaması ile vücudun belirli bölgelerine elektrot adı verilen küçük metal aygıtlar yerleştirilir. Bu küçük elektrotlar kişinin fark edemeyeceği hafif elektrik akımlarını vücuda vererek akımdaki değişimleri ölçer ve dokularda biriken sıvı miktarı hakkında bilgi verir.
Bazı tıbbi görüntüleme teknikleri de fil hastalığının teşhisinde kullanılabilmektedir. Lenfosintigram adlı yöntemle özel bir tarayıcı yardımıyla vücuda radyoaktif olarak işaretlenmiş bir boyar madde enjekte edilir. Bu sayede boyanın lenf sistemi içerisindeki hareketleri incelenerek lenf tıkanıklığının olduğu bölgeler ve sıvı miktarı hakkında bilgi sahibi olmak mümkün hale gelir.
Manyetik rezonans (MR), bilgisayarlı tomografi (BT) ve ultrasonografi ise hastalığın teşhisinde yol gösterici olarak kullanılabilecek diğer görüntüleme teknikleridir. Yapılacak tüm bu incelemeler hastalıktan etkilenen bölgenin net bir şekilde görüntülenebilmesi ve buna uygun tedavinin belirlenmesi açısından çok önemlidir.
Fil hastalığı teşhisi koyulan bireylerde hastanın yaşı, hastalığın düzeyi ve günlük hayatta neden olduğu olumsuzluklar bir arada değerlendirilerek lenfödem tedavisi için süreç planlanır.
Lenfödem hastalığının bugüne dek belirlenmiş net bir tedavisi yoktur. Fakat hücreler arasında sıvı birikimini en aza indirmek, lenfatik sistem içerisindeki sıvının akışını kolaylaştırmak ve teşvik etmek gibi amaçlarla tedavi uygulayarak hastalığın yol açabileceği ciddi sorunları önlemek mümkündür. Bu amaçla uygulanan tedavi, dekonjestik lenfatik tedavi olarak adlandırılır.
Fil hastalığı tedavisi olarak tanımlayabileceğimiz bu uygulama lenfödem hastalığının ortadan kaldırılmasına yönelik bir uygulama olmayıp lenfödemin yol açtığı komplikasyonların kontrol altına alınabilmesini sağlar. Sıkıştırma (kompresyon) giysileri yardımıyla sıvının hastalıktan etkilenmiş olan uzuvdan uzaklaştırılması ve şişliğin azaltılması sağlanır.
Tedavi sürecinde bir cildiye uzmanından da destek alınarak gerekli cilt bakımı ve temizliği yapılmalıdır. Bu sayede lenfödemin şiddetini artırabilecek enfeksiyonların söz konusu olduğu kişilerde bunlar ortadan kaldırılır, diğer bireylerde ise enfeksiyonlara karşı koruyucu tedavi uygulanır.
Düzenli egzersiz ile etkilenen uzuvlardaki kasların sürekli çalıştırılmasıyla lenf drenajı daha iyi bir şekilde gerçekleştirilir. Hastanın yaşına uygun bir egzersiz planı belirlenerek buna uyum sağlaması önerilir. Manuel lenfatik drenaj olarak da adlandırılan özel masaj teknikleri yardımıyla lenfatik sistemdeki sıvı akımı uyarılarak şişliğin giderilmesi sağlanabilir.
Tüm bu teknikler, hastanın günlük hayatını kolaylaştıracak ve daha konforlu bir yaşam sürmesini sağlayacaktır. Hastalığın yol açtığı estetik olmayan görüntü, birçok hastada psikolojik sorunları da beraberinde getirdiğinden hekim tarafından gerekli görüldüğü durumlarda hastalar psikiyatrist ve psikologlara yönlendirilmelidir.
Eğer siz de lenfödem hastalığının belirtilerine benzer sorunlar yaşıyorsanız derhal bir sağlık kuruluşuna başvurarak detaylı muayeneden geçmelisiniz. Hastalığın teşhis edilmesi durumunda hekiminizin önereceği tedavi sürecindeki gereklilikleri yerine getirerek daha ciddi sorunlar oluşmadan hastalığınızı geride bırakabilirsiniz.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.