Topuk dikeni, topuk kemiği ile taban çukuru arasında oluşan kemik benzeri kalsiyum birikintisidir. Sıklıkla topuğun önünde başlar ve daha sonra ayağın diğer kısımlarını etkiler. Genellikle yaklaşık 0,5 cm boyundadır. Bu yüzden her zaman çıplak gözle görülmez. Tıp literatüründe osteofit olarak isimlendirilen topuk dikeni tanısı bazen zor olabilir. Sıklıkla kas ve bağ dokusunda görülen uzun süreli gerginliğin sonucudur. Sert yüzeylerde yürümek, koşmak veya zıplamaktan kaynaklanan tekrarlayıcı stres, topuk dikeninin yaygın bir nedenidir. Topuğun ön kısmında ağrı, şişlik, ısı artışı gibi iltihap belirtileri görülür. Bununla birlikte her zaman ağrıya neden olmaz ve her topuk ağrısı topuk dikeni kaynaklı değildir. İltihap giderici ilaçlar, ortezler ve yeniden yaralanmayı önleyen önlemler ile tedavi edilir.
Topuk dikeni, topuk kemiğinde gelişen sivri uçlu kemik büyümeleridir. Kalkaneus olarak adlandırılan topuk kemiğinin altında kalsiyum birikintilerinin oluşturduğu yapılardır. Röntgen filminde, topuk dikeni 1 - 1,5 cm kadar çıkıntı şekilde görülebilir. Röntgende görünür kanıt olmadığında durum bazen "topuk dikeni sendromu" olarak isimlendirilebilir.
Topuk dikeni altta yatan bir sağlık sorununa bağlı olarak gelişebileceği gibi bağımsız olarak da görülebilir. Topuğun önünde ayak kemerinin hemen altında ya da topuğun arkasında bulunabilir. Topuğun arkasında gelişen topuk dikeni sıklıkla aşil tendonunun iltihaplanması ile ilişkilendirilir. Aşil tendiniti olarak bilinen bu iltihabi durumda ayağın ön kısmına basınç uygulanması hassasiyet ve topuk ağrısında artışa neden olur. Topuğun ön kısmında görülen topuk dikeni ise sıklıkla plantar fasiit ile ilişkilidir. Plantar fasiit, ayağın altından geçen ve topuk kemiğini ayak parmaklarına bağlayarak plantar fasya adı verilen fibröz bağ dokusunun ağrılı bir iltihabıdır.
Topuk mahmuzları, topuk kemiğinin alt kısmında birkaç ay boyunca kalsiyum birikmesi meydana gelince oluşur.
Yumuşak doku tendonları, kaslar veya plantar fasyanın kronik olarak gerilmesi ve tekrar tekrar yırtılması sonucu oluşan lokal iltihabi süreç, kalsiyum birikmesinin yaygın bir nedenidir. Plantar fasya topuk kemiğini ayak parmaklarına bağlayan bağ dokusu şerididir. Topuk dikeni, özellikle uzun koşu ve atlama yapan sporcular arasında yaygındır.
Topuk dikeni için risk faktörleri şunları içerir:
Plantar fasiit ile ilişkili diğer risk faktörleri şunlardır:
Topuk dikenine neden olabilecek bazı tıbbi durumlar da vardır. Bu durumlar şunları kapsar:
Topuk dikeni sıklıkla herhangi bir belirti vermez. En sık görülen şikâyetler aralıklı veya kronik ağrıdır. Özellikle topuk dikeninin oluşum noktasında iltihaplanma meydana gelirse özellikle yürürken ya da koşarken ağrı görülebilir. Genel olarak, ağrının nedeni topuk dikeni değil, bununla ilişkili olan yumuşak doku yaralanmasıdır.
Birçok insan, topuk dikeni ve plantar fasiitte görülen ağrıları sabah ilk ayağa kalktıklarında ayak tabanlarına bıçak saplanması veya iğne batması şeklinde tarif eder. Ağrı daha sonra rahatsız edici bir acıya dönüşür. Genellikle uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkıldığında keskin ağrı geri döner. Topuk dikeninde görülen diğer belirtiler şunları içerebilir:
Topuk dikeni olduğu düşünülen belirti ve şikâyetlerle sahip bireylerde tanı için ayak röntgeni çekilebilir. Kemik çıkıntının röntgen filminde görülmesi, topuk dikeni varlığından emin olmanın tek yoludur. Bazı insanlarda hiçbir belirti görülmediği için, topuk dikeni sadece başka bir nedenden dolayı röntgen çekilmesiyle keşfedilir.
Topuk dikeni tedavisinde amaç ayağa binen basıncı azaltmak, ağrı ve iltihabı kontrol altına almak, doku iyileşmesini teşvik etmek ve yumuşak dokuların esnekliğini artırmaktır. Topuk dikeni için yapılan tedaviler şunları içerebilir:
Topuk dikeni iltihaplı bir artrit türü nedeniyle gelişmişse, altta yatan durumun tedavisi ile şikâyetler gerileyebilir.
Topuk dikeni için geliştirilmiş özel bir ilaç yoktur. Tedavide kullanılan ilaçlar iltihabi süreci baskılayarak ve doku iyileşmesini hızlandırarak şikâyetleri kontrol altına almaya yardım eder. Bu amaçla kullanılan ilaçlar şunları içerir:
Hastaların %90'ından fazlası cerrahi olmayan tedavilerle iyileşir. Diğer tedaviler 9 ila 12 aylık sürenin sonunda şikâyetleri tedavi edemezse, ağrıyı hafifletmek ve hareket kabiliyetini iyileştirmek için ameliyat gerekebilir. Cerrahi teknikler şunları içerir:
Ameliyat için uygun adayları belirlemek için ameliyat öncesi muayene ve testler yapılır. Ameliyat sonrası ise istirahat, buz tatbiki, ayağın yükseltilmesi gibi doktorun talimatlarına uyulması gerekir. Bazı durumlarda, hastaların ameliyat sonrası bandaj, atel, atma, cerrahi ayakkabı, koltuk değneği veya baston kullanması gerekebilir. Topuk dikeni ameliyatının olası komplikasyonları arasında sinir ağrısı, tekrarlayan topuk ağrısı, alada kalıcı uyuşukluk, enfeksiyon ve skar adı verilen sert yara izi bulunur. Ek olarak, plantar fasya serbestleştirilme işlemi sonrası ayak krampları, stres kırıkları ve tendinit riski vardır.
Topuk dikeni ayak ve baldırdaki kas ve bağların kısa olması nedeniyle kronik gerilmeye maruz kalmalarının bir sonucudur. Bu nedenle bölgede bulunan yumuşak dokuların uzaması ve esnemesine yardımcı olacak egzersizler şikâyetlerin azaltılmasında etkilidir. Bu nedenle topuk dikeni tedavisine yardımcı olması için düzenli olarak ayak ve baldır germe egzersizleri yapılabilir. Bu amaçla yapılabilecek bazı egzersizler şunlardır:
Topuk dikeni tedavisi için uygulanabilen çeşitli doğal tedavi seçenekleri vardır. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.