Form devre dışı bırakıldı
Rahim ağzı kanseri, kadınlarda görülen kanserler arasında 6. sırada ve ölüm nedeni olarak 10. sıradadır. Erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak, birden fazla seksüel partner, düşük sosyoekonomik düzey, HPV enfeksiyonu, düşük A vitamini düzeyi ve sigara kullanımı rahim ağzı kanseri riskini artırır. Smear testi ( Pap smear) rahim ağzı kanserini taramaya yönelik yapılan, pek çok ülkede kullanılan basit bir testtir.
Pap smear (Pap test) kadınların servikal kanser (rahim ağzı) ya da prekanser (kanser öncüsü) taranmasında kullanılan bir testtir . Pap smear, prekanseröz ya da kanseröz lezyonları henüz tedavi edilebilecekleri aşamalarda yakalamayı sağlar.
Smear testi basit ve ağrısızdır. Test adet zamanı yapılmamalıdır, en iyi zaman adetten 10-20 gün sonrasıdır. Önce rahim ağzının (serviksin) görülebilmesi için, vajinaya bir spekulum (muayene aleti) yerleştirilir. Ardından küçük bir fırça rahim ağzına sürülerek hücre örnekleri toplanır ve cam üzerine yayılır. Patolog tarafından bu hücreler mikroskop altında incelenerek anormal gelişim olup olmadığına bakılır. Asıl hedef olası bir kanseri saptamanın yanı sıra, kanser olmayan ancak kansere dönüşüm olasılığı olan ve tedavi edilebilen “prekanseröz” lezyonları yakalamaktır. Testin pozitif olması yani anormal hücreler içermesi durumunda hekim HPV testi ve kolposkopi isteyebilir.
Smear alınmadan önce 48 saat içinde cinsel ilişki kurulmamış olması, vajinanın yıkanmamış olması, vajina içine ilaç, krem gibi uygulamaların yapılmamış olması gereklidir. Genital enfeksiyon varsa tedavi edilmeli daha sonra smear alınmalıdır.
Smear testi ilk cinsel ilişkiden 3 yıl sonra ya da 21 yaşından sonra yapılmaya başlanmalıdır. 30 yaşından küçük kadınlara yılda bir defa smear yapılmalı, 30 yaşından büyüklere ise 3 kez ardışık smear sonucu negatif ise 2-3 yılda bir smear testi tekrarlanmalıdır. Ancak HIV pozitif olanlar, bağışıklık sistemi yetersiz olanlar, östrojen kullananlar, organ transplantasyonu yapılanlar, kemoterapi ve kortizon tedavisi alanlarda tarama sıklığı artırılmalıdır.
Pap smear testi sonuçlarını raporlarken Bethesta sistemi kullanılır.
Her testte olduğu gibi Pap smear testinde de yanılma olasılığı vardır. Testin düzenli olarak tekrarlanması yanılma olasılığını düşürür.
HPV’nin birçok farklı türü vardır. Aşı bazı türlere karşı etkilidir. En sık görülen tipler olan 6-11-16-18 aşının kapsama alanı içindedir, ancak nadiren diğer türlerle de lezyon oluşabilir. Bu nedenle aşılı kişilerde Pap smear testi yapılmalıdır.
Smear testi bir tarama testi olduğundan şüpheli sonuç geldiğinde kolposkopi, biyopsi ve servikal küretaj gerekebilir. Kolposkopi, spekulum kullanılarak vajinanın genişletilmesi ve vajinanın üst kısmı ile serviksin bir mikroskop yardımı ile detaylı incelenmesidir. Bundan önce hastaya HPV testi istenebilir. Kolposkopi esnasında servikste anormal alanlar tespit edilirse biyopsi alınabilir. Alınan biyopsi incelenmek üzere patologa gönderilir.
Kolposkopi esnasında şüpheli alanlar dondurularak ya da lazer kullanılarak çıkarılır. Bu tedaviler kanser öncesi belirtilerin yok edilmesinde ve kanserin önlenmesinde etkilidir. Ardından hasta düzenli takibe alınır.
Serviks kanserinin (ya da servikal kanser) nerede yerleştiğinin anlaşılması için serviks hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Serviks, rahmin alt kısmına verilen isimdir. Rahim ve vajinayı birleştirir. Serviks kanseri birden bire değil sonradan kansere dönüşecek olan bazı kanser öncesi değişiklikleri takiben ve genellikle yıllar sonra oluşur. Bu kanser öncesi değişiklikler için CİN ( servikal intraepitalyal neoplazi) ya da skuamoz intraepitalyal lezyon terimleri kullanılır. Çoğu kadında bu kanser öncesi değişiklikler kaybolur ya da değişmeden kalır. Yine de tedavi edildiklerinde hemen hemen tüm servikal kanserler önlenmiş olacaklardır.
Serviks kanseri tüm kadınlarda kanserden ölümlerin başlıca nedenlerinden biridir. Bu kanserin taranmasında kullanılan smear testinin yaygınlaşması ile servikal kanserden ölüm oranları belirgin azalmıştır.
Smear testinin rutin olarak kullanılmadığı ülkelerde servikal kanserler hala çok sık görülmektedir. Servikal kanser düzenli tarama ile önlenebilen tek jinekolojik kanserdir. Pap smear testi ile serviksdeki henüz kansere dönüşmemiş ancak kanser öncüsü olan hücreler saptanır.
Serviks kanseri ortalama 35-55 yaş arasında görülür. 20 yaş altında nadirdir. Ancak 65 yaş üzerinde de hastalık görülebildiğinden cinsel aktif tüm kadınlara 70 yaşına kadar düzenli Pap smear testi önerilmektedir. Servikal kanserli kadınların tamamına yakınında HPV saptanır. Bu virüs cinsel yolla bulaşır. Günümüzde bu virüse karşı geliştirilmiş aşı bulunmaktadır.
Serviks (rahim ağzı kanseri) ve öncü lezyonlar için risk faktörleri:
Serviks kanseri risk faktörlerinin bir kısmının bireyin kendi kontrolünde olması, tarama testinin olması ve bugün en yaygın HPV tiplerine karşı aşı geliştirilmiş olması nedeni ile kanserin en önlenebilir türlerinden biridir. Bu kanserden korunmada risk faktörleri ve bunlardan kaçınma yolları bilinmeli, düzenli olarak pelvik muayene ve smear testi yaptırılmalıdır. Tarama testleri hiçbir bulgusu olmayan kişilerde kanser işaretlerini aramak için kullanılır. Serviks kanseri için tarama son derece başarılıdır. Servikal kanseri erken yakalamanın en iyi yolu düzenli smear testi yaptırmaktır.
Alınabilecek önlemler arasında sigarayı bırakmak, çok erken cinsel ilişkiden kaçınmak, ilişki esnasında prezervatif kullanmak, aşırı kilolu olmamak, dengeli beslenmek , cinsel partner sayısını azaltmak sayılabilir.
Kanser öncesi lezyonlar bulgu vermezler. Bu durum smear testinin önemini göstermektedir. Hastalık kansere dönüşünce bulgu vermeye başlar. Kanlı, kötü kokulu vajinal akıntı, cinsel ilişki esnasında veya adet kanamaları arasında görülen anormal kanamalar, adet kanamalarının normalden uzun sürmesi ve cinsel ilişki esnasında ağrı hissedilmesi belirtilerin başlıcalarıdır.
Rahim ağzı kanserinden korunmak için düzenli olarak smear testi yaptırmak büyük önem taşır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.