Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Altıncı Hastalık Nedir? Altıncı Hastalık Belirtileri Nelerdir?

Oluşturulma tarihi: 27.02.2025 09:15    Güncellendi: 27.02.2025 09:15

Altıncı Hastalık Nedir? Altıncı Hastalık Belirtileri Nelerdir?

Altıncı hastalık, özellikle 6 ay-3 yaş arasındaki çocukları etkileyen viral bir enfeksiyondur. 6 aylıktan daha küçük çocuklar anneden geçen antikorlar nedeniyle altıncı hastalığa karşı bağışıktırlar. Roseola infantum olarak da isimlendirilen altıncı hastalıkta oluşan en ayırt edici belirti rahatsızlığın 3-7. günleri arasında yüksek ateş sonrası gelişen cilt döküntüsüdür. Bu döküntü yakından bakıldığında pembe veya kırmızı renkli küçük lekelerin kümeler halinde bir araya geliştirerek oluşturduğu yama şeklindeki lezyon olarak tespit edilebilir. Bazı olgularda ise Nagayama lekeleri olarak adlandırılan üst damak veya küçük dil üzerinde gelişen kırmızı renkli lezyonlar görülebilir.

Altıncı Hastalık Nedir?

Altıncı hastalık, özellikle 2 yaşından büyük çocuklarda sık görülen bir viral rahatsızlıktır. İnsandan insana bulaş şeklinde yayılan bu hastalık yüksek ateş ve sonrasında gelişen ağrısız, kaşıntısız cilt döküntüsü ile kendisini gösterir. Bu döküntü hastalığın bulaştığı dört kişiden birinde görülür.

Altıncı Hastalık Belirtileri Nelerdir?

Altıncı hastalık genellikle HHV-6 virüsü nedeniyle meydana gelir. Bu virüsün inkübasyon (kuluçka) süresi ise yaklaşık olarak 9-10 gündür. Bazı çocuklarda ise inkübasyon süresinden daha önce şikayetler meydana gelebileceği unutulmamalıdır. Hastalığın hiçbir belirti oluşturmadığı bir seyir de söz konusu olabilir.

Altıncı hastalık belirtileri arasında yer alan şikayetlerden bazıları şu şekilde özetlenebilir:

  • Yüksek ateş
  • Genellikle kaşıntısız olan cilt döküntüsü
  • Burun akıntısı
  • Boğaz ağrısı
  • Göz kapaklarında ödem
  • Lenf bezlerinde şişkinlik
  • İştah azalması

Altıncı Hastalık Neden Olur?

Altıncı hastalık, bu hastalığın etkeni olan HHV-6 veya HHV-7 virüsünün bulaştığı çocuklar ile temas sonrası bulaşır. Hastalığın yılın herhangi bir döneminde meydana gelebileceği unutulmamalıdır. HHV-6 virüsü, aktif hastalık döneminde solunum yolu sekresyonları aracılığıyla yayılır. Özellikle kreş gibi küçük yaştaki bireylerin bulunduğu kurumlarda hızlı bir yayılış gösterebilir.

HHV-6 Virüsünün Özellikleri Nelerdir?

HHV-6 virüsü Herpes virüs ailesinin altıncı üyesidir. 3 yaşına kadar olan süreçte çocukların yaklaşık olarak %90’ı bu virüsle karşılaşmış olur ve yetişkin bireylerin yaklaşık %95’i bu virüse yönelik yapılan tetkiklerde pozitif olarak saptanabilir.

HHV-6 iki tipi olan bir virüstür. HHV-6A ve HHV-6B olarak isimlendirilen varyantlardan HHV-6A, genellikle yetişkin olgularda tespit edilebilir. HHV-6B ise erken çocukluk çağında daha çok tespit edilen varyant olup altıncı hastalık dolayısıyla ortaya çıkan yüksek ateş ve döküntüden sorumludur.

HHV-6A ve HHV-6B gebelik sırasında anneden bebeğe geçebilen virüslerdir. Konjenital HHV-6 gebeliklerin yaklaşık olarak %1-2’sinde tespit edilebilir ve bulaş genellikle plasenta veya doğum sırasında meydana gelir. Her ne kadar çoğu yenidoğan HHV-6 ile temastan negatif şekilde etkilenmiyor olsa da nadir vakalarda ensefalit (beyin iltihabı) veya menenjit (beyin zarı iltihabı) gibi ciddi durumlar da görülebildiği için dikkatli olunmalıdır.

Altın Hastalık Tanısı Nasıl Konulur?

Şu an için altıncı hastalığın tespitinde kullanılabilecek herhangi bir test olmasa da çeşitli kan tetkikleri ile vücutta bu rahatsızlığa karşı üretilen antikorların varlığı ortaya konulabilir. Hastalığın tanınmasında genellikle bu tetkiklere gerek kalmaz. Hekim başvurusu sonrasında hastalığa dair şikayetler ve döküntünün karakteristik yapısı göz önünde bulundurularak altıncı hastalık tanısı konulabilir.

Altıncı hastalıkta ateş genellikle tipik cilt döküntüsü öncesinde meydana gelir. Oluşan vücut sıcaklığı yüksekliği 40 dereceye kadar çıkabilir ve bu durum 3-5 gün devam edebilir. Ateşin olduğu bu dönem aynı zamanda hastalığın bulaşıcı olduğu dönemdir. Bu rahatsızlığa dair karakteristik döküntü, ateşin düşmesini takiben 12-24 saat arasında oluşur.

Roseola olarak tanımlanan altıncı hastalık döküntüsü hastanın cildinin melanin içeriğine göre değişkenlik gösterebilir. Genellikle pembe veya kırmız renkli olan bu döküntü cilt üzerinde düz veya ciltten kabarık olarak tespit edilebilir. Genellikle karın bölgesinde başlar ardından yüz, kol ve bacaklara yayılabilir. Döküntünün meydana gelmesi aynı zamanda viral etkenin seyrini tamamlandığına işaret eden bir bulgudur ve hastalık bu dönemde genellikle bulaşıcılığını yitirmiş vaziyettedir.

Altıncı Hastalık Kızamıktan Nasıl Ayırt Edilir?

Hastalığın başlangıcındaki semptomlar diğer bir çocukluk çağı hastalığı olan kızamık ile karıştırılabilir. Altıncı hastalıktaki cilt döküntüleri genellikle karın, göğüs veya sırt bölgesinde başlama eğilimindeyken kızamıkta meydana gelen ilk lezyonlar baş bölgesinde oluşur. Gerekli durumlarda hekimler, kan tetkikleri ile hastalığın kesin tanısının konmasını sağlayabilir.

Altıncı Hastalık Tedavisi Nasıldır?

Altıncı hastalık tedavisi amacıyla kullanılan özgün bir tedavi yöntemi mevcut değildir. Bu rahatsızlık genellikle herhangi bir tıbbi müdahale gerçekleştirilmese de kendiliğinden gerileme eğilimindedir. Hekimlerin bilgisi ve önerisi dahilinde kullanılabilecek semptomatik tedavi yöntemleri mevcuttur. Bu uygulamalardan bazıları şu şekilde özetlenebilir:

  • Anti-inflamatuar ilaçlar, bebeklik ve çocukluk dönemlerinde ateş gibi çeşitli semptomların baskılanmasını sağlayabilirler.
  • Virüs kaynaklı enfeksiyonlarda sıvı alımının artırılması ve besin desteğinin kesilmemesi oldukça önemlidir. Dehidrasyon (sıvı eksikliği) özellikle yüksek ateşin yan etkisi olarak ortaya çıkabilir.
  • Aşırı yükselen vücut ısısının düşürülmesi için çocuğun kalın giydirilmemesi ve kıyafetlerinin hava alan kumaşlardan tercih edilmesi fayda sağlayabilir.
  • Ilık banyo ve soğuk uygulamalar vücut ısısının kontrolünde katkı sağlayabilecek diğer yaklaşımlar arasında yer alır.

Asetil salisilik asit türevi olan ilaçların yaşça küçük bireylerde kullanımından kaçınılması oldukça önemli bir konudur. Çocuklarda viral enfeksiyonlar sırasında bu etken maddeyi içeren ilaçların kullanımı, ciddi bir hastalık olan Reye sendromuna neden olabilir.

Altıncı Hastalık Tedavisinde Antiviral İlaçlara Ne Zaman Başvurulur?

Bazı çocuklarda veya bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış yetişkin bireylerde altıncı hastalık tespit edildiğinde hekimler tarafından antiviral ajanların reçetelendirilebilir. Altıncı hastalık gibi viral etkenlerle meydana gelen rahatsızlıklarda antibiyotik kullanılmamalıdır. Antibiyotikler sadece bakteriyel kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılan ajanlardır. Küçük yaş gruplarında tedavi amacıyla kullanılacak ilaç seçiminde hekimlerin bilgisi ve önerisi dahilinde kalınması işlerin daha kötü bir hal almasını engellemek adına atılacak en önemli adımlardan birisidir.

Altıncı Hastalık Korunma Yolları Neledir?

Altıncı hastalıktan korunmayı sağlayabilecek bir aşı şu an için mevcut değildir. Hastalıktan korunmak için atılacak en temel adım enfekte olduğu tespit edilen bireylerden uzak durulmasıdır. Dolayısıyla özellikle çocukların bir arada bulunduğu ortamlarda ateşlenme olgularında dikkatli olunması önerilir.

Altıncı hastalık ile temas sonrasında el hijyenine dikkat edilmeli ve eller sık olarak yıkanmalıdır. Bu ve benzeri hijyen yaklaşımlarının çocuklara küçük yaşta kazandırılması enfeksiyon riskinin en aza indirilmesinde katkı sağlayabilecek uygulamalar arasında yer alır.

Hapşırık ve öksürük esnasında mendil kullanılarak sekresyonların etrafa yayılımının engellenmesi, bu mendillerin direkt olarak kapalı çöp kutuları vasıtasıyla ortamdan uzaklaştırılması alınabilecek diğer önlemler arasındadır.

Bardak, tabak ve çatal kaşık gibi kişisel ürünlerin ortak kullanımından kaçınılması enfekte vücut sıvılarının kişiler arasında yayılımının engellenmesinde oldukça önemlidir.

Altıncı hastalık genellikle ağır seyretmez ve bir süre sonra kendiliğinden geriler. Bu rahatsızlık ile uzun vadede oluşabilecek istenmeyen olaylara oldukça nadir rastlanılır. Daha önce bu hastalık etkeni ile karşılaşmamış çocuklar veya çocukken hastalığı geçirmemiş bağışıklık sistemi zayıflamış yetişkinler altıncı hastalığa karşı risk altındadır.

Altıncı Hastalık Bulaşıcı Mıdır? 

Soğuk algınlığı ve diğer viral hastalıklar gibi altıncı hastalık da insandan insana bulaşır. Hasta bireyin solunum salgıları veya tükürüğüyle temas yoluyla insanlar arasında yayılır. Örneğin, bir bardağı roseola enfeksiyonu geçiren bir çocukla paylaşan sağlıklı bir çocuk virüsü kapabilir. Roseola döküntü orta çıkmadan önce de bulaşıcıdır. Hastalıklı bir çocuğun yalnızca ateşi olduğunda bile enfeksiyon diğer bireylere yayılır. Bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler altıncı hastalık enfeksiyonu geçiren biriyle temas etmişlerse hemen doktora başvurmalıdır. Çünkü vücut hastalıkla yeterli düzeyde savaşamayacağı için oldukça ağır bir tablo gelişebilir.

Altıncı hastalık; kızamık, kızamıkçık, su çiçeği gibi hızla yayılıp salgınlara neden olan diğer çocukluk çağı viral hastalıklarının aksine, nadiren topluluk çapında salgınlarla sonuçlanır.

Altıncı Hastalık İçin Risk Faktörleri Nelerdir? 

Çoğu çocuk küçük yaşta roseola ile temas eder. Bağışıklık sistemleri henüz virüse karşı savaşmak için yeterince antikor üretimi yapamadığı için 6 ila 15 aylık bebekler hastalığa maruz kaldığında belirtiler şiddetli olabilir. Bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler de risk grubunda yer alır. 6 aylıktan küçük bebekler, hamilelik sırasında annesinden kendisine geçen antikorları tarafından korunduğu için risk grubunda değildir.

Altıncı Hastalıktan Korunmak İçin Evde Yapılabilecekler Nelerdir?

Henüz roseola hastalığını önleyen herhangi bir aşı yoktur. Hastalıktan korunma , enfekte insanlarla temas etmekten kaçınmakla mümkündür. Bu nedenle, enfekte çocukların ateşi düşene kadar diğer çocuklarla ve kanser hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıf bireylerle temasını engellemek için evde istirahat etmeleri önerilir.

Roseola hastası çocuklarına bakım veren ve bu nedenle virüs ile temas halindeki insanlar, hastalığı özellikle de onunla savaşacak antikorları olmayan birine bulaştırmamak için ellerini sık sık yıkamalıdır. Ayrıca, evdeki yüzeyleri düzenli olarak antimikrobiyal spreylerle silmek iyi bir fikir olabilir.

Çocuklara hapşırırken ve öksürürken mendil kullanmak ve mendili hemen çöpe atmak gibi hijyenik uygulamaları öğreterek enfeksiyon riskini azaltmak mümkündür. Ayrıca, enfekte tükürüğe maruz kalmayı azaltmak için bardak, tabak veya kaşık gibi eşyaları başkalarıyla paylaşmalarına izin vermemek en doğrusudur. 

Altıncı hastalığa dair belirti ve bulguları kendinizde veya çevrenizde gözlemlemeniz halinde sağlık kuruluşlarına başvurarak hekimlerden destek almanız önerilir. Sağlık Destek Sitesi bünyesindeki sağlık kuruluşlarında viral rahatsızlıklara dair tetkik ve tedavi hizmetleri verilmektedir.







Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.