Hemoroidler makat üzerinde ve rektumun (bağırsak çıkışının) alt bölümünde bulunan şişkin kan damarlarıdır. Bu damarların genişlemesi kaşıntı, kanama, ağrı gibi şikayetlere neden olur ve bu durum oldukça yaygın görülür. Bazı hastalarda makatta bulunan hemoroidler dışarıdan görülebilir veya hissedilebilirken diğer hastalarda rektum içinde gizlendiği için fark edilemeyebilir. Halk arasında basur olarak da bilinen bu hastalığı olan kişilerde, makatta kanama ya da dışkıda katran benzeri görünüm olması durumunda mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır. Özellikle makatta kanamanın görülmesi, basur dışında birçok ciddi hastalık nedeniyle oluşabildiği için göz ardı edilmemelidir. Basur oluşması durumunda hekimler çeşitli tedavi seçeneklerini hastaya sunarken evde uygulanabilecek bazı yöntemler ile bu hastalıkta şikayetlerin iyileşmesi mümkündür. Özellikle kabızlıktan korunmak amacıyla bol meyve, sebze ve lifli gıdaların tüketilmesi ve düzenli tuvalet alışkanlığının kazanılması, tedavi için önemlidir. Bunun dışında dışkıyı yumuşatan laktüloz içerikli ilaçlar da hekim önerisiyle kullanılabilir. Ayrıca sıcak su ile oturma banyosu da semptomların gerilemesinde önemli etkiye sahiptir. Ancak hemoroid derecesinin ilerlemesi durumunda tedavi amaçlı cerrahi operasyon da uygulanabilir.
Makatta kanama, kaşıntı ve ağrı gibi şikayeti olan birçok kişi, hemoroid nedir ve neden olur sorularının yanıtlarını merak ederek hekimlere başvurmaktadır. Hemoroidal damarlar, anatomik olarak makat çıkışında ve rektumun alt kısmında yer alan kan damarlarıdır. Her insanda bulunan bu kan damarlarının genişlemesi ve yastıkçık şeklinde şişkin hâl alması durumuna ise hemoroid ya da basur hastalığı denilir. Hemoroidler iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır. Genel olarak rektumun iç duvarında oluşan ve sol dış, sağ ön veya sağ arka lokasyonlarda görülen hemoroid yastıkçıkları, orta ve üst hemoroidal damarların uç noktalarıdır. Bu damarların genişlemesi sonucu iç hemoroid oluşur. Dış hemoroidler ise alt hemoroidal damar ağından kaynaklanır. Genellikle ileri yaş, ishal, gebelik, uzun süreli oturma, dışkı sırasında zorlanma veya ıkınma, kronik kabızlık, kalça bölgesinde oluşan tümörler ve kan sulandırıcı tedavi kullanan kişilerde hemoroid hastalığı daha sık görülür. Genellikle belirti göstermese de iç hemoroid yastıkçıklarının dışarı sarkması, ağrı ve rahatsızlık hissine yol açar. Bu belirtilerin görüldüğü iç hemoroid neden olur sorusunun cevabı hâlen net olarak bulunamamış olsa da damarları tutan bağ dokusunun bozulması ya da makatta bulunan kasların aşırı büyümesi ve dışkılama sırasında hemoroid yastıkçıklarını zorlaması nedeniyle olduğu düşünülmektedir.
Hemoroid (basur) hastalığına sahip olan kişilerin yaklaşık %40’ında herhangi bir belirti görülmez. Semptom görülen hastalar ise genellikle dışkıda parlak kırmızı renkli kanama, şişmiş ve tromboza uğramış (kan pıhtısı oluşmuş) hemoroidal damarlarda ağrı, makat çevresinde şiddetli kaşıntı ve rahatsızlık hissi nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvururlar. Hemoroidal damarlarda kanama şikayeti genellikle her zaman ağrısız ve dışkılama ile ilişkili olsa da bazen dışkılamadan bağımsız olarak da oluşabilir. Kan genellikle parlak kırmızı renklidir ve dışkının etrafında görülür. Bazı durumlarda dışkılamanın sonunda kan tuvalete damlayabilir. Kanama, çoğunlukla dışkıda zorlanma ve ıkınma nedeniyle oluşur. Nadiren de olsa kan kaybının kronikleşmesi, demir eksikliğine bağlı kansızlığa yol açabilir ve halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk gibi şikayetlere neden olabilir. Basur hastalarında makat çevresinde kaşıntı görülmesi yine sık görülen bir belirtidir. İç hemoroidler genellikle belirti göstermez. Ancak hemoroidal damarların makattan sarkması sonucu bazı şikayetler görülebilir. Bu durumda iç hemoroid belirtileri arasında kanama, kaşıntı ve ağrı şikayetlerine ek olarak makatta akıntı, ıslaklık, makat içerisinde dolgunluk ve rahatsızlık hissi de oluşabilir.
Anüs etrafındaki damarlar baskı altında esneyerek şişmeye yatkındır. Hemoroid hastalığı rektumun alt bölgesinde basıncın artmasına bağlı damarların şişmesi ile oluşur. Bunun sebebi ise genellikle dışkılama sırasında zorlanma, tuvalette uzun süre boyunca oturma, kronik ishal ya da kabızlık, aşırı kilo veya obezite, gebelik, liften fakir beslenme şekli ve sürekli ağırlık kaldırmaktır. Ayrıca ileri yaşlarda da basur hastalığı görülme riski artar. Yaşlandıkça rektum ve makattaki damarları tutan ve destekleyen dokular zayıfladığı ve gevşediği için basur hastalığı oluşur. Bu durum gebelik sürecinde de görülebilir. Gebe kadınlarda bebeğin ağırlığı nedeniyle rektum üzerinde oluşan basınç, hemoroide neden olur Bu süreçte hemoroidden korunmak için beslenme şekline dikkat edilmesi, özellikle diyette lif içeren besinler ile meyve ve sebze tüketiminin artırılarak kabızlığın önlenmesi önemlidir.
Hemoroid hastalığı iç, dış, sarkmış (prolapse) ve tromboze (pıhtılaşmış) olmak üzere dörde ayrılır. Hemoroid çeşitleri, belirtilerine, bulunduğu konuma göre gruplandırılır. Bağırsakların çıkış noktası olan ve dışkının geçici olarak depolandığı rektum isimli kanalda oluşan basur hastalığı, iç hemoroid olarak adlandırılır. İç hemoroidler rektumda bulunan ve anüs ile bağırsak dokusunun ayrıldığı dentat çizgi isimli hattın üstünde kalır. Bu çizginin altında kalan bölgede oluşan basur hastalığı ise dış hemoroiddir. Dış hemoroid hastalığının herhangi bir çeşidi bulunmazken iç hemoroidler makat dışına olan sarkmasına göre dört farklı kategoride incelenir.
Semptom görülen basur hastalığında, makatta kaşıntı ve ağrı, rektumda parlak kırmızı renkli kan görülmesi nedeniyle bazı tanı yöntemlerine başvurulur. Hemoroidin neden olduğu şikayetler Crohn hastalığı, ülseratif kolit, kolon veya rektum kanseri gibi ciddi hastalıklarda da oluşabildiği için öncelikle bu hastalıkların olmadığının kanıtlanması gereklidir. Hemoroidin kesin tanısı bu hastalıkların dışlanması ve hemoroid yastıkçıklarının görüntülenmesi ile konulur. Bu nedenle yukarıdaki şikayetleri oluşan kişilerin genel cerrahi bölümüne başvurmaları gereklidir. Genel cerrahi uzmanı hekim tarafından yapılan muayenede, dış hemoroidler ve sarkmış hemoroidler açısından makat incelenir. Aynı zamanda makat çevresindeki cilt fissür, fistül, apse ve diğer bozukluklar açısından değerlendirilir. Ayrıca parmakla rektum muayenesi yapılarak ileri tetkiklerin gerekip gerekmediğine karar verilir. Genellikle rektumun alt kısmında bulunan iç hemoroidler yumuşak olduğu için muayenede tespit edilemeyebilir. Bu hemoroidlerin tespit edilmesi ve şikayetlere neden olabilecek diğer hastalıkların dışlanması için kolonoskopi yapılabilir. Kolonoskopik incelemede rektum ve kalın bağırsak, kamera bulunan bir alet yardımıyla incelenir. Bunun dışında sürekli kanama şikayeti olan kişilerde kan testi yapılarak demir eksikliğine bağlı kansızlık oluşup oluşmadığı da araştırılabilir.
Hemoroid hastalığında kullanılan tedavi yöntemi şikayetlere, hemoroidin bulunduğu konuma ve derecesine bağlı olarak değişebilse de genellikle tüm hastalara diyet ve yaşam tarzı değişikliği önerilir. Günlük 20-30 gram kadar lif tüketilmesi ve 1.5-2 litre su içilmesi, kabızlığın önlenmesi ve anal kanal üzerindeki basıncın azaltılarak şikayetlerin düzeltilmesinde önemlidir. Bunun dışında makatta kaşıntı olan kişilere ağrı kesici kremler reçete edilir ve oturma banyosu önerilir. Dış hemoroidler genellikle tromboze (pıhtılaşma) olmadığı müddetçe kanama oluşturmazlar. Kanama görülen hastalarda tedavi için kremler kullanılabilir. Sürekli kanamaya sebep olan iç basurda ise hemoroid tedavisi için band ligasyon yöntemi uygulanabilir. Band ligasyon yönteminde hemoroide sebep olan damarlar lastik bir bant yardımıyla boğularak düzeltilir. Özellikle 3. derece iç hemoroidlerde bu yöntem faydalıdır. Band ligasyon yöntemi ile düzeltilemeyen durumlarda ve 4. derece iç hemoroidlerde ise cerrahi tedavi uygulanır. Basur hastalığında tedavi yöntemleri, şikayetlere bağlı olarak değişebilmektedir. Bu nedenle makatta kanama, kaşıntı veya ağrı şikayetleri olan ve hemoroid nasıl geçer merak eden kişilerin sağlık kuruluşlarına başvurarak hekimlerden bilgi alması oldukça önemlidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.