Baş ağrısı; üzerinde herkesin bir tanım yapabileceği, herkesin en az hayatında bir kez dahi olsa şikayet ettiği bir hastalık. Pek çok türü var doğru tedavi ile bir kısmını atlatmak mümkün.
Küme baş ağrısı nadir görülen; ancak yeryüzündeki en şiddetli kabul edilen ağrı tiplerinden biridir. Ağrının şiddeti o kadar fazladır ki hasta başını duvarlara vurmak ister, cinnet geçirebilir. Bundan dolayı intihar ettiren baş ağrısı olarak da adlandırılmaktadır.
Maddelerle küme baş ağrısı:
Klasik küme baş ağrısı sıklıkla erkeklerde 20-40 yaş arasında görülmektedir. Erkek kadın oranı 9/1'dir. Bu hastaların normal popülasyonla karşılaştırıldığında daha fazla alkol ve sigara kullandıkları saptanmıştır; ancak hastaların alkol ve sigarayı bıraktıktan sonra da ataklarının aynı sıklıkta devam ettiği gözlenmiştir. Küme baş ağrısından yakınan hastalarda gözle görülür fiziki değişiklikler de görülebilmektedir.
Ağrıya mutlaka aynı taraftaki göz yaşarması, burun tıkanıklığı, gözde kızarma, göz ve çevresinde şişlik, burunda tıkanıklık burun akması, ağrıyan taraf alın ve yüzde terleme, gözde küçülme, göz kapağında düşüklük bulgularından bir veya birkaçı eşlik edebilmektedir. Küme baş ağrısı atağında ağrılı bölgede damarlarda genişleme, kan dönüşünde belirgin zorlanma ve buna bağlı şişme ve beraberinde o bölge sempatik sinir ağının belirgin basısı ve aksaması vardır. Tüm bu değişimler hastalardaki ağrıya ve kızarıklık, şişme ve akıntı benzeri yakınmalara da neden olur. Bu değişimlerin temelinde otonom sinir sisteminin o bölgedeki geçici aksaması vardır.
Sıklıkla migrenle karıştırılan bu ağrıyı çeken hastalar başını soğuk suya sokmak ister, buz koyar ama ağrı geçmez hastayı huzursuz eder; hasta yerinde duramaz, durmak istemez sürekli dolaşmak ister. Dönemsel oluşu, atakların süresi, sıklığı, eşlik eden bulgular (göz bulguları, terleme, sıkıntı, vb…) kendi içinde ritminin olmasıyla migrenden ayrılan taraflarıdır.
Klasik nörolojik yaklaşımda bu durumu tetikleyen alt yapıda ne olduğu bilinmemektedir. Nöral terapide ise küme baş ağrılarının nedeni ortaya konulmakta ve tedavi edilebilmektedir. Bu nedenle ağrı kaynağı baş bölgesindedir. Bölgesel uyaran kaynağı genelde dişler ve sinüsler olmaktadır. Özellikle sorunlu yerleşimli 20 yaş dişleri, o bölgede yanlış ve kötü yapılmış köprü ve kanal tedavileri, diş çekimleri kaynak olabilmektedir. Bu tip baş ağrıları aylarca senelerce, devam edebilmektedir. Tedavisinde oksijen ve çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Atak döneminde ve ataklar arasında verilen ilaç tedavisi ve nöral terapi gibi yöntemlerle başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.