Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Gebelik Kolestazı Nedir?

Oluşturulma tarihi: 27.02.2025 09:15    Güncellendi: 27.02.2025 09:15



Gebelik kolestazı, hamilelik sırasında karaciğerin safra akışını düzenleyememesi sonucu gelişen bir sağlık problemidir.

Bu durum, özellikle gebeliğin üçüncü trimesterinde ortaya çıkar ve hem anne hem de bebek için riskler oluşturabilir.

Safra akışının yavaşlaması, safra asitlerinin kanda birikmesine neden olarak şiddetli kaşıntı ve diğer semptomlarla kendini gösterir.

Erken teşhis ve doğru yönetim, gebelik kolestazının etkilerini en aza indirmenin anahtarıdır.

Gebelik Kolestazı Nedir? 

Gebelik kolestazı, karaciğerin safra akışını yeterince düzenleyemediği, bunun sonucunda safra asitlerinin kanda biriktiği bir durumdur.

Normalde karaciğer tarafından üretilen safra, yağların sindirimi için bağırsağa gönderilir.

Ancak gebelik sırasında artan hormonlar, özellikle östrojen ve progesteron, bu süreci olumsuz etkileyebilir.

Bu durum genellikle gebeliğin son dönemlerinde, 28. haftadan sonra belirginleşir.

Genetik yatkınlığı olan kadınlar, çoklu gebelik yaşayanlar (ikiz veya üçüz gibi), veya geçmişte gebelik kolestazı geçirenler, bu hastalığı yaşama riski altındadır.

Gebelik Kolestazı Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Gebelik Kolestazı Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Gebelik kolestazı belirtileri, en sık olarak ellerde ve ayaklarda şiddetli kaşıntıyla kendini gösterir.

Bu kaşıntı, gece saatlerinde artabilir ve zamanla vücudun diğer bölgelerine de yayılabilir. Diğer belirtiler şunlardır:

Kaşıntı: Gebelik kolestazının en yaygın ve belirgin semptomudur.

Sarılık: Bazı durumlarda cilt ve gözlerde sararma görülebilir.

Koyu renkli idrar: Karaciğerin işlev bozukluğu nedeniyle idrar renginde koyulaşma meydana gelebilir.

Açık renkli dışkı: Safra akışındaki sorun dışkının rengini etkileyebilir.

Yorgunluk ve halsizlik: Vücutta safra asitlerinin birikmesi enerji seviyelerini düşürebilir.

Eğer bu belirtilerden herhangi biri yaşanıyorsa, doktorunuz kan testleri ve ultrason gibi yöntemlerle teşhis koyacaktır.

Gebelik Kolestazı Bebeği Nasıl Etkiler?

Gebelik kolestazının bebek üzerindeki etkileri ciddi olabilir. Gebelik kolestazı bebeğe zararları arasında şunlar bulunur:

Erken Doğum Riski: Safra asitlerinin yüksek seviyeleri, erken doğumu tetikleyebilir.

Anne Karnında Stres: Safra asitleri, bebeğin plasenta yoluyla oksijen ve besin alımını etkileyebilir.

Mekonyum Aspirasyonu: Bebeğin doğum öncesinde mekonyum denilen ilk dışkısını yapması ve bunu soluması riski artar.

Bebeğin Anne Karnında Kaybı: Nadir de olsa, gebelik kolestazı bu riski taşır. Bu nedenle durumun yakından izlenmesi gerekir.

Bebek için bu tür riskler göz önüne alındığında, doktorlar genellikle doğumu 37. haftadan önce planlayarak riskleri azaltmayı hedefler.

Gebelik Kolestazı Neden Olur?

Gebelik kolestazının kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, en yaygın nedenler hormonlar ve genetik faktörlerdir:

Hormonlar: Gebelik sırasında yükselen östrojen ve progesteron seviyeleri, karaciğerin safra akışını düzenleme yeteneğini etkiler.

Genetik Yatkınlık: Ailede daha önce gebelik kolestazı geçiren kişiler varsa, bu durumun tekrar ortaya çıkma riski artar.

Çevresel Faktörler: Bazı çalışmalar, beslenme ve çevresel toksinlerin de etkili olabileceğini göstermektedir.

Gebelik Kolestazı Bebeğe Zararları Neler?

Gebelik kolestazı bebeğe zararları, kandaki safra asitlerinin seviyelerine bağlı olarak artabilir.

Safra asitleri, bebeğin anne karnındaki sağlıklı gelişimini etkileyebilir. Özellikle yüksek seviyelerde riskler şunları içerir:

Plasenta İşlevinde Azalma: Bebeğe yeterli oksijen ve besin gitmesini engelleyebilir.

Kalp Hızı Sorunları: Bebeğin kalp atış hızında anormal dalgalanmalara yol açabilir.

Erken Doğum ve Komplikasyonlar: Erken doğan bebeklerde solunum problemleri ve düşük doğum ağırlığı görülebilir.

Gebelik Kolestazı Kan Değerleri Kaç Olmalı?

Gebelik kolestazı teşhisi konulabilmesi için safra asit düzeyleri ve karaciğer fonksiyon testleri değerlendirilir. Aşağıdaki kan değerleri önemlidir:

Safra Asitleri: 10 µmol/L'nin altındaki seviyeler normal kabul edilir. Gebelik kolestazında bu değer genellikle 40 µmol/L'nin üzerindedir.

ALT (Alanin Aminotransferaz) ve AST (Aspartat Aminotransferaz): Karaciğer hasarını gösteren enzimlerdir ve genellikle yüksektir.

Bilirubin Seviyesi: Sarılık gelişimini değerlendirmek için ölçülür.

Bu değerler, tanı koymada ve tedaviye yön vermede kritik rol oynar.

Gebelik Kolestazı Nasıl Geçer?

Gebelik Kolestazı Nasıl Geçer?

Gebelik kolestazını tamamen geçirebilecek bir tedavi olmamasına rağmen, semptomların yönetimi ve bebeğin sağlığının korunması için çeşitli yöntemler uygulanır:

İlaç Tedavisi: Ursodeoksikolik asit, safra asitlerinin seviyesini düşürmek ve kaşıntıyı hafifletmek için yaygın olarak kullanılır.

Diyet ve Beslenme: Gebelik kolestazı diyeti genellikle düşük yağ içeriğine sahiptir. Ayrıca kızartmalar ve ağır gebelik kolestazı yenmemesi gerekenler arasındadır.

Yakın Takip: Doktor kontrollerinde düzenli olarak kan değerleri izlenir.

Doğum Planlaması: Riskleri en aza indirmek için doğum genellikle 37. haftada veya öncesinde gerçekleştirilir.

Gebelik Kolestazında Hangi Değerlere Bakılır?

Gebelik kolestazını teşhis etmek ve yönetmek için şu değerlere bakılır:

Safra Asit Seviyeleri: En önemli belirleyicidir.

Karaciğer Enzimleri: ALT ve AST seviyeleri karaciğerin genel sağlık durumunu gösterir.

Bilirubin: Karaciğerin safra metabolizmasını düzenleyip düzenlemediğini anlamak için kontrol edilir.

Gebelik Kolestazı Geçirenler Tekrar Yaşar mı?

Gebelik kolestazı daha önce bu durumu yaşamış kadınlarda tekrar ortaya çıkma riski oldukça yüksektir.

İstatistiklere göre, ilk gebeliğinde kolestaz teşhisi konulan kadınların %60-70’i, sonraki gebeliklerinde de aynı sorunla karşılaşabilir.

Bu durum, kolestazın genetik yatkınlık ve hormonal değişimlere duyarlılıkla ilişkili olmasından kaynaklanır.

Gebelik kolestazının tekrarlama riski, birkaç temel faktöre bağlıdır:

Genetik Yatkınlık: Eğer ailede gebelik kolestazı öyküsü varsa, bu durumun tekrarlama olasılığı artar. Genetik faktörler, karaciğerin safra akışını düzenleme kapasitesini etkileyebilir.

Hormonal Hassasiyet: Gebelik sırasında yükselen östrojen ve progesteron hormonlarına karşı duyarlılık, tekrar eden kolestaz riskini artırır. Bu hormonlar safra akışını yavaşlatabilir ve karaciğer fonksiyonlarını zorlayabilir.

Karaciğer Sağlığı: Daha önce kolestaz geçirmiş kadınlarda, karaciğerin hassasiyeti nedeniyle bir sonraki gebelikte aynı durum gelişebilir.

Tekrarlayan Gebelik Kolestazında Riskler

Gebelik kolestazının tekrar ortaya çıkması, hem anne hem de bebek için benzer riskleri beraberinde getirir:

Erken Doğum Riski: Safra asitlerinin kanda birikmesi, erken doğum ihtimalini artırabilir.

Anne Karnında Bebek Kaybı: Yüksek safra asit seviyeleri, nadir de olsa, fetüs üzerinde ölümcül etkiler yaratabilir.

Şiddetli Semptomlar: Daha önce kolestaz geçiren kadınlarda, semptomların (örneğin kaşıntı) daha erken haftalarda ve daha yoğun bir şekilde başlaması mümkündür.

Tekrarlama Riskini Azaltmak için Ne Yapılabilir?

Gebelik kolestazı öyküsü olan kadınların bir sonraki hamilelikte bu durumu yaşamamak veya etkilerini en aza indirmek için önleyici adımlar atması önemlidir:

Erken Takip: Gebeliğin başından itibaren düzenli olarak doktor kontrolünde olmak, kolestazın erken teşhisini sağlar.

Kan Testleri: Safra asit seviyeleri ve karaciğer enzimlerinin düzenli olarak kontrol edilmesi gerekir. Özellikle üçüncü trimesterde test sıklığı artırılabilir.

Diyet ve Yaşam Tarzı: Karaciğer sağlığını desteklemek için dengeli bir diyet uygulanmalı ve yağlı gıdalardan uzak durulmalıdır. Gebelik kolestazı diyeti, karaciğer üzerindeki yükü hafifletebilir.

İlaç Kullanımı: Gebelik sırasında doktorunuzun önerdiği ursodeoksikolik asit gibi ilaçlar, safra asitlerini düşürerek kolestazın etkilerini hafifletebilir.

Sık Sorulan Sorular

Gebelik Kolestazı Anneye Zarar Verir mi?

Gebelik kolestazı genellikle anne için hayati bir risk oluşturmaz. Ancak, sürekli kaşıntı gibi semptomlar yaşam kalitesini düşürebilir. Nadir durumlarda, karaciğer fonksiyonlarının ciddi şekilde bozulması anne sağlığını etkileyebilir.

Gebelik Kolestazı Doğum Kaçıncı Haftada Olur?

Gebelik kolestazı durumunda doğum genellikle 37. haftadan önce planlanır. Bu, bebeğin karşılaşabileceği riskleri azaltmak için yapılan bir önlemdir.

Gebelik Kolestazı Ne Zaman Başlar?

Gebelik kolestazı genellikle 28-32. haftalar arasında başlar. Ancak bazı kadınlarda daha erken veya daha geç gelişebilir. Kaşıntı belirtileri başladığında hemen doktora başvurmak önemlidir.

Gebelik kolestazı kaşıntı için ne yapılabilir?

Kaşıntıyı hafifletmek için cildi nemlendiren kremler kullanılabilir ve soğuk duş almak fayda sağlayabilir. Ancak bu yöntemler semptomları yalnızca geçici olarak hafifletir. Kaşıntının nedeni olan safra asitlerini düşürmek için doktorun önerdiği ilaçların düzenli kullanılması gerekir.

Gebelik kolestazı olanlar nelere dikkat etmelidir?

Gebelik kolestazı olanlar, doktor kontrolünde olmalı ve düzenli olarak kan değerlerini ölçtürmelidir. Ayrıca beslenmede dikkatli olunmalı ve yağlı gıdalardan kaçınılmalıdır. Gebelik kolestazı diyeti, semptomları hafifletmek ve karaciğerin yükünü azaltmak açısından önemlidir.

Gebelik kolestazı bebeği nasıl etkiler?

Gebelik kolestazı, bebeğin erken doğum riskini artırabilir ve anne karnında stres yaşamasına neden olabilir. Safra asitlerinin yüksek seviyeleri, bebeğin oksijen alımını etkileyerek komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle durumun dikkatle izlenmesi ve gerektiğinde erken doğum planlaması yapılması önemlidir.

Gebelik kolestazı geçirenler tekrar yaşar mı?

Evet, daha önce gebelik kolestazı geçiren kadınların, sonraki gebeliklerinde bu durumu tekrar yaşama ihtimali yüksektir. Bu nedenle daha önce kolestaz hikayesi olan kadınlar, gebelik boyunca daha sıkı bir şekilde takip edilmelidir.







Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.