Transvers kolon, kolonun uzun ve üst kısmını oluşturur. Transvers kolon, kolondaki sağ ile sol bölüm arasındaki bölgedir.
Kolonun sağ ve sol bölümünden enine doğru uzandığından transvers kolona enine kolon da denir. Transvers kolon öneminden dolayı sürekli oksijenli kana ihtiyaç duyar.
Transvers kolon, ve kolon kanserinin başlangıç evresinde oldukça hassas bir yapıya sahiptir.
Transvers kolonda meydana gelen polip ya da diğer anormal hücre büyümeleri önceden oluşmuş olabilir.
Transvers kolonda kanser belirtileri varsa kanserli dokuların çıkarılması gerekir.
Tüketilen yiyecekler ince bağırsaktan çıkarak kolonun çekum bölgesine gider. Vücutta sindirim devam ettikçe tüketilen besin maddeleri yükselen kolondan yukarı doğru transvers kolona hareket eder.
Transver kolonda, tüketilen besin maddeleri bakteriler aracılığı ile fermantasyon adı verilen bir işlemle yiyecek maddelerini parçalar. Su ve besinler bu parçalardan uzaklaştırılarak dışkı oluşturulur.
Transvers kolonda, kolon kanserine bağlı herhangi bir belirti fark edildiğinde zaman kaybedilmeden gerekli tanı ve tedavi işlemlerinin yapılması gerekir.
Kolon ve rektum kanserleri genellikle hastalığın erken evrelerinde semptomlar üretmez.
Kanserli hücrelerin büyümesi nedeniyle ortaya çıkan belirtiler kanserli tümörlerin bağırsaktaki yerine göre farklı olabilir.
olan hastalar bir ya da daha fazla belirti ortaya çıkarabilir.
Kolon kanseri belirtileri şu şekildedir;
Dışkıda belirgin kan ya da daha koyu renkli bağırsak hareketleri fark edebilir. Bu durum, bağırsak kanalında veya rektumda kanama olduğunu gösterebilir. Bazen kanama mevcut olabilir ancak görünür olmayabilir. Görünür olmayan bu kanamaya gizli kan denir. Gizli kan olması nedeniyle düşük kan hücrelerinin sayısı ancak kan testi yapılarak tespit edilir.
, kolon ya da rektal kanserinin belirtisi olabilir. Rektal kanama hemoroidlerden de kaynaklanabilir. Tipik olarak hastalar alevlenmelerle gelip giden semptomlar yaşar. Kolon kanserinden kaynaklanan rektal kanama ise genellikle devam ederek kötüleşir ve ağrıyla birlikte kanamanın meydana gelme olasılığı daha yüksektir.
Kolon kanserine neden olabilecek bağırsak alışkanlıklarındaki değişiklikleri şöyle sıralanabilir;
Kolon kanseri belirtileri olarak; midede şişkinlik, mide krampları, midede gerginlik, karında ve bağırsaklarda ağrı oluşabilir. Bu tür belirtiler beslenme alışkanlığı ile ilişkili sindirim sistemi sorunlarıdır. Crohn hastalığı ya da ülseratif kolit gibi çeşitli rahatsızlıklardan da kaynaklanabilen yaygın sağlık sorunlarıdır.
Kolon veya rektal kanseri olan hastalarda, bağırsak kanaması neden olabilir. Kanamanın kolon içindeki yerine bağlı olarak, anemi kan kaybının meydana geldiğinin ilk işareti olabilir. Kansızlığın yaygın belirtileri arasında ciltte solukluk, kalp atış hızında artış, yorgunluk, baş dönmesi ve adet düzensizliği yer alır.
Kilo vermek, iştah kaybı ya da bedensel zayıflık kolon kanserinin yanı sıra diğer pek çok sağlık sorunun da belirtisi olabilir. Kolon kanseri olan hastalarda, bu semptomlar ortaya çıkabilir. Sürekli ishal kilo kaybına neden olabilir. Mide ağrısı ve mide bulantısı iştahı azaltabilir. İştahsızlık sonucunda kilo seviyesini korumak için yeterli yiyecek tüketilemeyebilir. Tüm bu sorunlar, güçsüzlüğe yol açabilir.
Kolon kanseri olan hastalarda pelvik bölgede oluşan ağrılar yaygın görülmez. Eğer bu bölgede ağrı meydana gelirse, kanserin pelvik bölgeye yayıldığını gösterebilir.
Kolon kanseri ya da rektal kanser geliştirmenin bazı risk faktörleri vardır. Bu risk faktörlerine sahip olmak kolon kanseri geliştirme ihtimalini de artırmaktadır.
Yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, sağlık koşulları ve genetik (aile geçmişi) gibi faktörler kolon kanseri geliştirme riskini etkileyebilir.
Hastaların genetik yapısı değişmese de, kilo vermek ya da sigarayı bırakmak gibi yaşamsal koşullar kolon kanseri ve rektal kanser geliştirme riskini düşürmekte etkili olabilir.
Kolon kanserinin gelişmesine etki eden risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir;
Yaşlandıkça kolon veya yakalanma riski artar. Elli yaşın üzerindeki kişilerin kolon kanseri geliştirme riski yüksektir.
Genç yetişkinlerde kolorektal kanserin görülme sıklığı son yıllarda istikrarlı bir şekilde artmasına rağmen gençlerde hala çok nadir görülen bir hastalıktır.
Yaşam tarzı faktörleri kolon veya rektum kanserine yakalanma riskini artırabilir. Yaşam tarzı faktörleri şu şekildedir;
Aileden biri (özellikle ebeveyn, kardeş ya da çocuk gibi yakın bir aile üyesi) kolon veya rektum kanseri geçirmişse, kanser geliştirme riski daha yüksek olabilmektedir. Bunun nedeni genetik yatkınlığının olması ya da aynı ortama maruz kalmak olabilir.
Rahim kanseri ve yumurtalık kanseri, belirli genetik sendromlarda kolon ve rektum kanserleriyle ilişkilendirilebilir. Ailenizde hem kolon ya da rektum kanseri hem de rahim ya da yumurtalık kanseri vakaları varsa bir genetik uzmanına danışmanız önemlidir.
Kolon ve rektumda oluşabilen ve kanser oluşturmayan büyümelere kolorektal polip denir. Kanser olmasalar da, polipler gelecekte kanserli hale gelebilecekleri için çıkarılmaları gerekir. Kolon veya rektal polipleri (özellikle çoklu polipler) olan kişilerde kolon kanseri riski daha yüksektir.
İnflamatuar bağırsak hastalığı (örneğin, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit ) olan bireyler, kronik inflamasyon nedeniyle bağırsakta hücresel değişiklikler yaşayabilir. Bu hücresel değişiklikler sonunda kansere dönüşebileceğinden, inflamatuar bağırsak hastalığı olan hastalar erken ve sık sık kolon kanseri taramasından geçmelidir.
Kolon ve rektum kanserlerinin yaklaşık yüzde 5 ila 10'u kalıtsal bir genetik sendromun sonucudur. Bu sendromlar, kolon veya rektum kanseriyle ilişkili bir genetik mutasyon bir ailenin genleri aracılığıyla aktarıldığında ortaya çıkar. Bu rahatsızlıkların en yaygın olanları; Lynch sendromu ve ailesel adenomatöz polipozistir (FAP) . Kolon veya rektum
Kolon kanserinin ilerlemesi her hastada farklılık gösterir. Gelişmesinin ve yayılması genellikle yıllar alır. Erken tanı konarak tedavisi yapılan kolon kanseri süreç içerisinde kontrol altına alınabilir.
Birçok hasta, 1. evrede kolon kanseri belirtileri yaşamaz. Ancak, bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler, rektal kanama, yorgunluk ve açıklanamayan kilo kaybı gibi belirtiler bu evrede ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin fark edilmesi halinde erken tanı ve tedavi ilkesiyle hareket etmek sağlık açısından son derece önemlidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.