Haşimato beslenme kronikleşen hastalığın semptomlarının azalmasında ve kişinin hayat kalitesinin artmasında destekleyicidir. Bu nedenle haşimato beslenme listesinin doğru bir şekilde düzenlenmesi kişinin fiziksel ve zihinsel performansını arttırabilir. Aynı zamanda bir hastalık olmasında dolayı kişiye uygun yiyeceklerin ve içeceklerin tüketilmesi semptomların ağırlaşmasını da engeller.
Tüm bu süreçte kişinin sağlık profili, yaşı, kilosu ya da diğer genetik faktörler göz önüne alınarak diyetisyen kontrolünde süreç yönetilebilir. Bunun yanında evde beslenme tariflerine göre beslenme listesi de çıkarılarak yaşam şekli değiştirilebilir.
Haşimato beslenme kişinin ana ve ara öğünlerinin düzenlenmesiyle pratik bir şekilde gerçekleştirilebilir. Burada kişi hastalığının nasıl ilerlediği hakkında bilgi sahibi olursa içecek, yiyecek ve takviye edici ürün desteğini daha iyi planlayabilir. Bu rahatsızlık tiroidlerin fonksiyonun bozulması sonucu tiroksin uyarıcı hormonun (TSH) yeterli salınmaması ile ilişkilidir. Bu durum hipotiroidi olarak bilinse de hastalığın kaynağında bağışıklık sisteminin bozulması yatar.
Bağışıklık sistemini destekleyici ve kronik iltihaplanmayı azaltacak besin grupları tüketmek de önemlidir. Buradan hareketle haşimato beslenmenin önemi anlaşıldığında kişinin gün boyu yorgunluk ve halsizlik gibi belirtileri de minimum düzeye inebilir. Böylece seçilecek besin grupları arasında vitamin, mineral, temel yağ asitleri ve bazı fonksiyonel maddelerin olması haşimato hastalığının yan etkileri azalmasında yardımcı rol üstlenebilir.
Haşimato beslenmenin temel amaçları arasında hastalığa yakalanma riskini önleme ve hastalık belirtilerini azaltma vardır.
Bu doğrultuda sağlıklı beslenme programlarında uygulanan bu yöntemlerin amaçları aşağıdaki gibi listelenebilir:
Tüm bu bilgiler ışığında tiroid için beslenme önerilerinde tam sonuç alınabilmesi için kişinin gereksinimlerini bilmesi çok önemlidir. Bu bağlamda kişiden kişiye göre değişebilecek haşimato beslenme ana hatları profesyonel bir sağlık uzmanı tarafından belirlenebilir.
Haşimato beslenmede hem tiroid fonksiyonlarının dengelenmesi hem de vücut iltihabının azaltılması hedeflenir. Vücut iltihabının azalması ise diğer otoimmun hastalıklara yakalanma riskini de azaltabilir. Genel olarak bakıldığında hastalarının doğru beslenmediğinde stresinin yoğunlaşması ya da toksinlerin birikmesi vücut iltihabını yükseltebilir. Bu durumda ise iltihaplı eklem romatizması, , peptit ülser, multipli skleroz gibi ek rahatsızlıklara davetiye çıkarabilir.
Özellikle bağışıklık sisteminin bozulduğu bu rahatsızlıklarda kontrolsüz şekilde üretilen antikor cevabına karşı kesin bir tıbbi tedavi bulunmaması bazı önlemlerin alınmasını zorunlu kılar. Antioksidan ve anti-inflamatuar özellikli etken maddelerin tüketilmesi bu vücut yanmasının kontrol altına alınmasında en iyi çözümlerden biridir. Bu nedenle haşimato beslenme sayesinde hastalığın yan etkileri minimize edilerek başka hastalıklara yakalanma riski azaltılmasına destek olunabilir.
Vücudun iltihap düzeyini attırabilecek içeceklerin ya da besinlerin haşimato beslenme dahilinde tüketilmemesi tavsiye edilir. Bu anlamda kafein içerikli kahveler, tein içeriğine sahip çay, , alkol, trans yağlar iltihap düzeyini en çok yükselten maddelerdir. Paketli, dolgu ya da katkı maddeli ürünlerin tüketimi de toksin birikimini artırarak hücresel stres oluşturabilir. Bu durum zamanla hücrelerde atıkların birikmesine ve zamanla kan düzeyinde iltihaplanmanın oluşmasına zemin hazırlayabilir.
Haşimato beslenme listesinde alerjen etki oluşturabilecek besinlerin de dahil edilmemesi kritiktir. Alerjen maddeler bağışıklık sistemine ekstra yük bindirdiği için antikor değerlerini yükseltebilir, böylece organa spesifik olan düzeyleri de negatif etkilenebilir. Bu tarz durumlarda bağırsak hassas bir hale geldiği için glutene ya da süte karşı alerji de gelişebilir.
Kişiler yöntemine başvurabilir. Özellikle hamur işleri, bazı tahıl ürünleri ve ekmek başta olmak üzere bu ürünler listeye eklenmeyebilir. Bunu yanında tiroid bezinin hormon salgılanması için gereken minerali de gereğinden fazla tüketilmemesi önerilir.
Gereğinden fazla iyot alınırsa iltihap mekanizması tetikleyerek hastalığın semptomları artabilir. Vücutta serbest radikalleri arttıran alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıklardan uzak kalınması da bağışıklık sistemini koruyabilir. Bu sebeple bu hastalığı olan kişilerin serbest radikal oluşumu arttıracak tütün, kontrolsüz ağrı kesici gibi ilaçlar ya da alkol gibi içeceklerden uzak durması önemlidir.
Haşimato beslenmede yeşil sebzeler, , temel yağ asitleri, vitamin ve mineral açısından zengin gıdalar öğünlere eklenebilir. Protein kaynağı olarak , beyaz et, balık ya da süt tercih edilebilir, bu besin gruplarının sindirimi de kolay olması avantaj sağlayabilir. Bununla birlikte balık ürünlerinde omega 3 yağ asitlerinin alınması büyük katkı sağlar.
Sebze ve meyvelerden A,C, alınarak bağışıklığın güçlenmesi için destek verilebilir. Tiroid iltihabının önlenmesi adına selenyum ve çinko mineralleri öne çıkar ve bu minerallerin için kuruyemişler öğünlere eklenebilir. Bağırsak hareketlerini hızlandırmak adına lif içeriği yüksek maydanoz ve semizotu, , mandalina gibi narenciyeler, karpuz, havuç gibi gıdalar tüketilebilir.
Genel olarak bu gıdaların haşimato beslenme işlevleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Kafein alımı vücutta arttıran bir etki oluşturur. Vücudun stres yükünün artması ise iltihaplanma düzeyini tetiklediği için hastalığın semptomlarını arttırabilir. Bu nedenle hastalığa özel diyet yaparken özellikle içecek olarak fazla kullanımı tavsiye edilmez.
Otoimmun hastalıklarda iltihap düzeyini düşürücü yiyecek ya da içeceklerle beslenme yaşam kalitesine katkı sağlayabilir. Ancak diyetle hastalığın tamamen geçmesi çok olası değildir, doktor kontrolünde tıbbi tedavilerle desteklenerek yardımcı bir süreç izlenebilir.
Günümüzde bu rahatsızlığın çocuklarda yanlış gıda tüketimi ve genetik faktöre bağlı görüldüğü uzmanlar tarafından ifade edilir. Eğer rahatsızlığın teşhisi koyulmuşsa doğru gıda ve içecek tüketimi çocuklar için de sağlanabilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.