Kalkaneus kırığı, ayakta bulunan topuk kemiğinin kırılmasıyla oluşan ciddi ve genellikle karmaşık bir yaralanmadır. Topuk kemiği (kalkaneus), vücut ağırlığını taşıyan ve ayak hareketliliğini destekleyen önemli bir kemik olduğu için kırık sonrası tedavi ve iyileşme süreci dikkatle yönetilmelidir. Kalkaneus kırıkları çoğunlukla yüksekten düşme, trafik kazası gibi yüksek enerjili travmalarla meydana gelir ve ayağın işlevini büyük ölçüde etkiler. Doğru tedavi yöntemi kırığın türüne, şiddetine ve hastanın sağlık durumuna göre belirlenir.
Kalkaneus kırığı, topuk kemiği olarak bilinen kalkaneus kemiğinin kırılmasıdır. Kalkaneus, ayağın arka kısmında bulunan ve vücut ağırlığını taşıyan önemli bir kemiktir. Bu kırık türü genellikle yüksekten düşme, trafik kazası veya ağır bir darbe gibi yüksek enerjili travmalar sonucu meydana gelir.
Kalkaneus kırıkları çoğunlukla karmaşık ve zorlayıcıdır; kemiğin parçalanması, yer değiştirmesi veya eklem yüzeyinde bozulmalar şeklinde görülebilir. Kırığın türüne ve şiddetine bağlı olarak ağrı, şişlik, morarma ve ayağa yük verememe gibi belirtiler ortaya çıkar.
Kalkaneus kırığı tedavisi, kırığın türüne, kemiğin yer değiştirme durumuna, parçalı olup olmamasına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak cerrahi veya cerrahi olmayan yöntemlerle gerçekleştirilir.
Kırık stabil ve yer değiştirmemişse, cerrahi müdahale olmadan tedavi edilebilir. Bu durumda bacak alçıya veya atel ile sabitlenir. Hastanın ayağını tamamen hareketsiz bırakması ve dinlenmesi önemlidir.
Tedavi sürecinde ayağa yük verilmemesi gerekir. Hastanın kırığın iyileşme süreci boyunca koltuk değnekleri veya tekerlekli sandalye kullanması önerilir. Ayak kemiğine yük verilmemesi, kemiğin düzgün bir şekilde kaynamasını sağlar.
Cerrahi olmayan tedavi sürecinde ağrıyı yönetmek için doktor tarafından ağrı kesici ilaçlar reçete edilir. Ayrıca, ayağı yukarıda tutmak ve gerektiğinde soğuk kompres yapmak şişliğin azalmasına yardımcı olabilir.
Kırık kaynamaya başladıktan sonra, kısıtlı hareketlerle fizik tedavi sürecine başlanır. Bu süreçte kasların güçlenmesi, eklem hareketlerinin korunması ve esneklik kazandırılması amaçlanır. Tam yük verilmesi aşamalı olarak yapılır ve doktor kontrolünde olur.
Kalkaneus kırıkları genellikle karmaşık bir yapıya sahip olduğundan, parçalı ve yer değiştirmiş kırıklarda cerrahi tedavi gerekebilir. Cerrahi müdahale, kemiğin düzgün pozisyonda kaynamasını sağlamak ve eklem fonksiyonlarını korumak için yapılır.
Açık Redüksiyon ve İç Sabitleme (ORIF): En yaygın cerrahi yöntemlerden biridir. Kırık kemik parçaları yerine oturtulur ve plak, vida gibi sabitleyici malzemelerle stabilize edilir. Bu yöntem, kemiklerin doğru konumda kaynamasını sağlar.
Eksternal Fiksasyon (Dış Sabitleme): Kemiklerde ciddi ezilme veya enfeksiyon riski varsa, dış sabitleme yöntemi tercih edilebilir. Dışarıdan yerleştirilen metal çerçevelerle kemiğin sabit kalması sağlanır.
Minimally İnvaziv Teknikler: Bazı durumlarda, kemiğin küçük kesilerden yapılan müdahalelerle onarılması mümkün olabilir. Bu yöntem, ameliyat sonrası iyileşme süresini kısaltabilir.
Kalkaneus (topuk) kemiği kırığı sonrası iyileşme süreci, kırığın şiddetine, tedavi yöntemine (cerrahi veya cerrahi olmayan) ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişir. Bu sürecin başarılı bir şekilde tamamlanabilmesi için belirli aşamalara dikkat edilir. Kalkaneus kırığı sonrası yürüme süreci tamamen sağlıklı olabilmesi için 4 temel aşama vardır.
Ameliyat sonrası veya alçı uygulamasının ardından ilk 6 hafta boyunca ayağa yük verilmemesi önemlidir. Bu süreçte bacağın sabit kalması ve iyileşme için gereken stabil ortam sağlanır.
İlk dönemde şişlik ve ağrıyı kontrol etmek için bacak mümkün olduğunca yukarıda tutulur. Bu, kan akışını düzenleyerek şişliğin azalmasına yardımcı olur. Ağrı yönetimi için doktor tarafından reçete edilen ağrı kesiciler kullanılır.
Bu dönemde hastanın kırık bölgeye baskı yapmaması için koltuk değneği veya tekerlekli sandalye kullanması önerilir.
Yaklaşık 6. haftadan sonra doktor kontrolünde ayağa kısmi yük vermeye başlanabilir. Bu dönemde kırık kaynamaya başlarken kemiğin dayanıklılığı kademeli olarak test edilir.
Alçı veya atel çıkarıldıktan sonra hareket kabiliyetini geri kazandırmak için fizik tedavi başlar. Fizik tedavi, topuk ve ayak bileği çevresindeki kasları güçlendirmeyi, eklem esnekliğini artırmayı ve dengeyi geliştirmeyi amaçlar.
Ayak bileğini esnetme ve güçlendirme hareketleri yavaş yavaş yapılır. Bu süreç, kemiğin kaynamasını desteklerken kasların da eski işlevini kazanmasını sağlar.
Genellikle 12. haftadan itibaren, doktor onayı ile tam yük verilmeye başlanır. İlk olarak hafif yükle başlanır ve bacak dayanıklılık kazandıkça tam yüke geçilir. Bu dönemde ağrısız yük verme önemlidir.
Bu dönemde fizik tedavi seansları yoğunlaşarak devam eder. Ayağın tam hareket kabiliyetine kavuşması için denge ve kuvvetlendirme egzersizleri yapılır. Kas gücünü ve dengeyi artıran bu egzersizler, topuğun eski işlevine dönmesine katkı sağlar.
Günlük aktiviteler, fizik tedavi uzmanı ve doktor tarafından belirlenen bir plan çerçevesinde yavaş yavaş yeniden yapılabilir. Yürüme mesafeleri, adım sayıları ve tempo kademeli olarak artırılır.
İyileşmenin büyük bir kısmı tamamlandıktan sonra bacak kaslarının dayanıklılığını ve gücünü artırmak için daha yoğun egzersizler yapılır. Bu dönemde yavaş yavaş koşma, hafif zıplama ve bisiklet gibi aktiviteler eklenir.
Bazı hastalarda topukta hafif bir hassasiyet veya sertlik kalabilir. Bu durumda ayak tabanı egzersizleri ve topuk çevresindeki dokuların esnekliğini artıran özel hareketler yapılır.
Kalkaneus kırığı sonrası tam iyileşme 6 ila 12 ay sürebilir. Bu süreçte doktor, kemiğin doğru kaynadığını ve eklem hareketliliğinin korunduğunu düzenli olarak kontrol eder.
Kalkaneus (topuk) kemiği kırığı sonrası fizik tedavi hareketleri, topuk kemiğinin hareketliliğini, dayanıklılığını ve gücünü geri kazandırmak için özel egzersizlerden oluşur. Fizik tedaviye, doktor ve fizyoterapist tarafından önerilen uygun bir dönemde başlanır ve kırığın durumuna göre egzersizlerin yoğunluğu kademeli olarak artırılır.
İşte kalkaneus kırığı sonrası iyileşme sürecinde yaygın olarak uygulanan fizik tedavi hareketleri:
Nasıl Yapılır: Oturur pozisyonda, ayak bileğini yukarıya (dorsifleksiyon) ve aşağıya (plantar fleksiyon) doğru hareket ettirin. Bu hareketi yaparken ayak parmaklarınızı da yukarı ve aşağı oynatın.
Amaç: Ayak bileği hareketliliğini artırır ve esneklik kazandırır. Ayağın kan dolaşımını düzenler ve ödemin azalmasına yardımcı olur.
Tekrar: Günde 10-15 tekrar ile başlayıp kademeli olarak artırılabilir.
Nasıl Yapılır: Oturur pozisyonda ayağınızı havaya kaldırarak, ayak bileğinizle saat yönünde ve saat yönünün tersine dairesel hareketler yapın.
Amaç: Bilek çevresindeki kasları esnetir ve topuk çevresindeki kasların esnekliğini artırır. Dolaşımı düzenleyerek şişliklerin azalmasına yardımcı olur.
Tekrar: Her yöne 10 kez olmak üzere günde 1-2 set yapılabilir.
Nasıl Yapılır: Oturur pozisyonda, ayak parmaklarınızı aşağı ve yukarı doğru esnetin. Daha sonra, bir havluyu veya küçük bir nesneyi ayak parmaklarınızla kavramaya çalışın.
Amaç: Ayak parmaklarının gücünü ve esnekliğini artırır. Ayak tabanı kaslarını güçlendirir ve parmakların kontrolünü sağlar.
Tekrar: Günde 10-15 tekrar ile başlanabilir.
Nasıl Yapılır: Bir sandalyeden veya duvardan destek alarak ayağınızın topuk kısmını kaldırarak parmak ucunda durmaya çalışın. Yavaşça topuğunuzu yere indirin ve hareketi tekrarlayın.
Amaç: Ayak bileğini ve baldır kaslarını güçlendirir. Kalkaneus kemiğine destek sağlayan kasların güçlenmesine katkı sağlar.
Tekrar: Günde 10 tekrar ile başlayarak zamanla 2-3 sete kadar artırılabilir.
Nasıl Yapılır: Merdiven basamağının kenarında ayak parmaklarınız üzerinde durun ve topuklarınızı aşağıya indirin, ardından parmak ucunda yükselin.
Amaç: Topuk kaslarını güçlendirir ve dengeyi destekler. Topuk kemiğinin gücünü artırır ve adım atma hareketini kolaylaştırır.
Tekrar: Günde 10 tekrar ile başlanabilir ve kondisyon arttıkça tekrar sayısı artırılabilir.
Nasıl Yapılır: İlk başta kısa mesafelerde, kademeli olarak artırarak yürüyüş yapın. İlerleyen dönemde yürüyüş mesafesi ve hızı artırılabilir.
Amaç: Ayak bileği ve topuğun hareketliliğini artırır, kemiğin yük taşıma kapasitesini geliştirir. Günlük işlevselliği kazanmada yardımcı olur.
Tekrar: Gün içinde birkaç kez kısa mesafeli yürüyüşlerle başlanarak mesafe ve süre artırılır.
Bu egzersizler kalkaneus kırığı sonrası iyileşme sürecinde topuk kemiğinin güçlenmesine, ayağın esneklik kazanmasına ve denge sağlanmasına katkıda bulunur. Fizik tedavi sürecinde egzersizlerin şiddeti ve sıklığı, doktor ve fizyoterapistin rehberliğinde kademeli olarak artırılmalıdır.
Topuk kırığı (kalkaneus kırığı) eğer yerinden oynamamış ve stabil ise alçıya alınabilir. Alçı, kırığın sabit kalmasını ve kemiğin düzgün kaynamasını sağlar. Ancak parçalı veya yer değiştirmiş kırıklarda cerrahi müdahale gerekebilir.
Topuk kırığı alçısı genellikle 6-8 hafta boyunca kalır. Kemik kaynamaya başladıktan sonra doktor kontrolünde alçı çıkarılır ve rehabilitasyon sürecine geçilir. Tam iyileşme süresi kırığın durumuna göre değişebilir.
Kalkaneus fraktürü, topuk kemiği olarak bilinen kalkaneus kemiğinin kırılması durumudur. Yüksekten düşme veya ağır darbe gibi yüksek enerjili travmalar sonucu meydana gelir. Kırık, parçalı veya yer değiştirmiş şekilde olabilir ve ciddi durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir.
Kalkaneus ağrısının geçmesi için dinlenme, ayağa yük vermeme ve ağrı kesici ilaç kullanımı önerilir. Ayrıca soğuk kompres uygulamak şişliği ve ağrıyı azaltabilir. Uzun süreli ağrı varsa fizik tedavi veya doktor önerisiyle ortopedik ayakkabı kullanımı faydalı olabilir.
Kalkaneus kemiği, ayağın arka kısmında yer alan ve topuk bölgesini oluşturan kemiktir. Bu kemik, vücudun ağırlığını taşıyan en büyük ayak kemiklerinden biridir ve ayağın yerle temasını sağlar.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.