Form devre dışı bırakıldı
Göğüste kitle tespiti durumunda erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri, genel sağlık açısından kritik öneme sahiptir. Herhangi bir anormal durum fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir sağlık profesyoneline başvurulması gerekmektedir.
Göğüste kitle oluşumları, tıbbi açıdan ciddi bir inceleme ve değerlendirme gerektirir. Göğüste tespit edilen kitlelerin çeşitleri, iyi ve kötü huylu olarak ayrılabilir. İyi huylu kitleler benign, kötü huylu kitleler malign olarak ifade edilebilir. Bu kitlelerin yapısı, büyüklüğü, oluşum süresi ve etkilenen dokulara bağlı olarak farklı alt türleri vardır.
Fibroadenomlar, genç kadınlarda sıkça görülen iyi huylu göğüs kitleleridir. Bu kitleler, meme dokusu ile fibröz dokunun birleşiminden oluşur. genellikle yuvarlak, hareketli ve lastik kıvamındadır. Genç yaşlarda hormonal değişiklikler nedeniyle fibroadenomlar daha sık görülür.
Meme kistleri, sıvı dolu keseciklerden oluşan iyi huylu kitlelerdir. Genellikle menopoz öncesi kadınlarda hormon değişikliklerine bağlı olarak gelişirler. Kistler genellikle yumuşak, hareketli ve ağrılı olabilir.
Yağ bezesi (Lipom), yağ dokusundan kaynaklanan iyi huylu kitledir. Yavaş büyüyen, genellikle ağrısız ve yumuşak olan lipomlar, vücudun farklı bölgelerinde oluşabildiği gibi göğüste de meydana gelebilir.
Mastit, meme dokusunda oluşan enfeksiyon nedeniyle ortaya çıkan inflamasyon durumudur. Genellikle emziren kadınlarda görülür ve göğüste ağrılı, sıcak, kızarık bir kitle şeklinde kendini gösterir. Tedavi edilmezse apseleşme meydana gelebilir.
Filoid tümörler, nadir görülen, genellikle iyi huylu olan ancak bazı durumlarda kötü huylu olabilen meme kitleleridir. Bu tümörler hızlı büyüyebilir ve sert, düzgün sınırlı kitleler olarak hissedilir. İyi huylu filoide tümörler yayılım yapmazken, kötü huylu olanlar çevre dokulara yayılabilir.
İntraduktal papillomlar, süt kanallarında gelişen küçük, siğil benzeri büyümelerdir. Genellikle tek taraflı meme başı akıntısı ile kendini gösterir.
Fibrokistik değişiklikler, meme dokusunda hormonal değişikliklerle oluşan iyi huylu kitleler ve doku değişikliklerini içerir. Adet döngüsüyle bağlantılı olarak göğüslerde şişlik, hassasiyet ve kitle hissi oluşabilir.
Meme kanseri, kötü huylu bir kitle olarak göğüste gelişir. Genellikle sert, düzensiz kenarlı ve hareketsiz bir yapıdadır. Göğüste ağrı olmadan da fark edilebilecek bir kitle olabilir ve erken evrelerde belirti vermeyebilir.
Lenfoma, lenf düğümlerinden kaynaklanan bir kanser türüdür. göğüste kitle olarak kendini gösterebilir. Ayrıca başka bir kanser türünün metastazı olarak da göğüste kitleler gelişebilir.
Göğüste kitle fark edildiğinde bu durumu doğru bir şekilde değerlendirmek ve potansiyel bir sağlık sorununun önüne geçmek için tanı süreci başlatılır. Göğüste kitle tanısı, çeşitli görüntüleme yöntemleri ve biyopsi teknikleriyle kesinleştirilir.
Göğüste kitle şüphesi ile başvuran bir hastada ilk adım, doktorun fiziksel muayene yapmasıdır. Fiziksel muayene sırasında doktor, göğüs dokusunu palpasyon yoluyla değerlendirir.
Bu sayede kitle varsa:
Ayrıca hastanın hormonal durumu da değerlendirilir. Yaşam alışkanlıkları gibi faktörler tanı sürecinde etkili olabilir. Fiziksel muayene, tanının ilk adımı olmakla birlikte tek başına yeterli değildir. Bu nedenle daha ileri tetkikler gereklidir.
Göğüste kitle tanısında, görüntüleme yöntemleri kesin ve detaylı bilgi sağlar. Mamografi, meme dokusunun röntgen ışınları kullanılarak incelenmesini sağlar. Meme kanserinin erken tanısında özellikle etkili bir yöntemdir. Düşük dozda radyasyon kullanılarak meme dokusu ayrıntılı şekilde görüntülenir.
Ses dalgaları kullanılarak meme dokusu görüntülenir. Ultrason, özellikle mamografi ile kullanıldığında daha net sonuçlar verir. Kistleri ve solid (katı) kitleleri ayırt etmede oldukça etkilidir.
MR, yüksek çözünürlüklü görüntüler sağlar. özellikle mamografi veya ultrasonla tanı konulamayan durumlarda tercih edilir. MRI, meme dokusundaki anormal oluşumları ayrıntılı bir şekilde gösterir ve meme kanseri şüphesi durumunda güvenilir bir yöntemdir.
Eğer görüntüleme yöntemleri sonucunda şüpheli bir kitle tespit edilirse biyopsi yapılması gerekebilir. Biyopsi, kitleden küçük bir doku örneği alarak laboratuvar ortamında inceleme yapılması işlemidir.
Biyopsi ile alınan doku örnekleri, patoloji laboratuvarında incelenir. Bu incelemelerde hücrelerin şekli, yapısı ve organizasyonu değerlendirilir. Patologlar, kitlenin kanser olup olmadığını, eğer kanserse hangi tür olduğunu belirler. Kanserin türüne göre tedavi şekillenir.
Göğüste kitle tedavisi, kitlenin tipine, büyüklüğüne, yerleşim yerine, yayılım gösterip göstermediğine ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir. Tedavi seçenekleri, iyi huylu ve kötü huylu kitlelere göre farklılık gösterir.
İyi huylu kitleler genellikle hayatı tehdit etmez ve bazı durumlarda tedaviye gerek kalmayabilir. Ancak büyük, rahatsızlık veren ya da estetik açıdan sorun yaratan kitleler için bazı tedavi yöntemleri uygulanabilir:
Kötü huylu kitleler daha agresif tedavi yöntemleri gerektirir. Meme kanserinde cerrahi müdahale, kitlenin çıkarılması için ilk tercih edilen yöntemdir. Ya sadece kanserli kitle ve çevresindeki küçük bir doku çıkarılır ya da kanserin yayılımına bağlı olarak tüm meme dokusu alınabilir. Radikal mastektomide meme dokusu ile çevresindeki lenf düğümleri de çıkarılabilir.
Yüksek enerjili ışınların kullanım amacı kanserli hücreleri yok etmektir. Cerrahi işlemlerin ardından destekleyici amaçla kullanılır.
Kemoterapi, kanserli hücrelerin gelişimini durdurmak ya da tamamen yok etmek için kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. Bu tedavide ilaçlar kullanılır. Cerrahi öncesi ve sonrası uygulanabilir.
Bazı meme kanseri türleri hormonlara bağımlıdır. Hormon tedavisi, bu hormonların kanser üzerindeki etkilerini engelleyerek tümörün büyümesini durdurur.
Göğüste kitle ameliyatı, meme dokusunda tespit edilen kitlelerin cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Bu operasyonun yapılmasına kitlenin türü, boyutu ve yayılımına bakıldıktan sonra karar verilir.
Eğer kitle kötü huyluysa, yani kanser teşhisi konulmuşsa, kitleyi çevreleyen sağlıklı dokularla birlikte tamamen çıkarmak amacıyla cerrahi operasyon yapılır. Bu tür operasyonlar kitlenin boyutuna ve yayılımına göre değişebilir.
Lümptektomi sadece kitlenin ve çevresindeki küçük bir doku alanının çıkarıldığı işlemdir. Bu yöntem genellikle erken evre kanserler veya iyi huylu kitleler için tercih edilir.
Mastektomi ise göğüs dokusunun tamamının çıkarılması işlemidir. Gelişmiş kanser vakalarında ya da çoklu kitlelerin varlığında tercih edilir. Bazı durumlarda, cerrahlar koruyucu mastektomi adı verilen bir yöntemle meme derisini koruyarak meme rekonstrüksiyonu için zemin hazırlayabilirler.
Göğüs kitle ameliyatı sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir. Ameliyat sonrası taburculuk süreci birkaç gün içinde başlayabilir. Bazı vakalarda bu sürede uzama görülebilir.
Ameliyatın hemen ardından hastalar genellikle ağrı, şişlik ve hassasiyet hissederler. Bu belirtiler normaldir. Cerrahi müdahaleye vücudun verdiği tepkilerdir. Ameliyat bölgesinde dikişler ve bandajlar bulunur. Bazı durumlarda drenaj tüpleri yerleştirilir; bu tüpler ameliyat sonrası sıvı birikimini önlemek için kullanılır.
Ameliyat bölgesinin temiz tutulması ve enfeksiyon riskine karşı dikkat edilmesi oldukça önemlidir. Dikişlerin alınması veya eriyen dikişlerin kaybolması birkaç hafta sürebilir.
Ameliyat sonrası cerrah, yara iyileşmesini takip etmek için belirli aralıklarla kontrol randevuları verir. İyileşme sürecinde yara bölgesinde kızarıklık, akıntı veya şiddetli ağrı gibi olağandışı belirtiler fark edilirse hemen doktora başvurulmalıdır.
Göğüste kitle ameliyatından sonra özellikle kol hareketleri sınırlı olabilir. Çünkü meme dokusu ile kollar arasında sinir ve kas bağlantıları bulunur. Ameliyatın ardından birkaç hafta boyunca ağır kaldırma, kolu aşırı yukarı kaldırma gibi hareketlerden kaçınılmalıdır.
Göğüste kitle ameliyatı, özellikle meme kanseri tedavisi sonrası yapılan mastektomi gibi büyük operasyonlar, hastalar üzerinde psikolojik olarak etkili olabilir. Vücudun şekil değiştirmesi, göğsün bir kısmının veya tamamının alınması, hastalarda duygusal zorlanmalara neden olabilir. Psikolojik anlamda destek almak fayda sağlayabilir.
Cerrahi işlemin ardından iyileşme süreci 8 haftayı bulabilir. Bu süre boyunca hastalar doktor kontrollerine gitmeli, önerilen yaşam tarzı değişikliklerini yapmalı ve herhangi bir komplikasyon olup olmadığını takip etmelidir.
Özellikle kanser tedavisi geçiren hastalar için ameliyat sonrası dönemde kemoterapi, radyoterapi veya hormon tedavisi gibi ek tedaviler uygulanabilir. Bu tedaviler, tümörün yayılımını engellemek ve kanserin tekrarını önlemek amacıyla yapılır.
Göğüste kitle şüphesi olan kişiler, genellikle genel cerrah veya meme hastalıkları uzmanına başvurmalıdır. Ayrıca bir onkolog veya meme radyologu da tanı ve tedavi sürecinde rol oynayabilir.
Bu oluşumlar iyi huylu olabilir veya tehlikeli olabilir. İyi huylu kitleler genellikle sağlık riski oluşturmazken kötü huylu kitleler sağlık açısından risklidir ve tedavi gerektirir.
Göğüste bulunan bir kitle, kanser olup olmadığını belirlemek için tıbbi değerlendirme ve testler gerektirir.
Göğüste bulunan kitlelerin temizlenmesi cerrahi müdahale ile yapılır. İyi huylu kitleler genellikle ameliyatla çıkarılırken kötü huylu kitleler için cerrahi, radyoterapi ve/veya kemoterapi gibi tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.