Form devre dışı bırakıldı
Meme kanseri genel olarak kadınlarda oluşan bir kanser türü olmakla birlikte, genetik yatkınlığı olan, ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan erkeklerde görülme ihtimali de vardır. Meme kanseri tedavisinde başarı oranını belirleyen en önemli etmen kanserin teşhis edildiği evredir.
Bu nedenle erken teşhis hastalığın tedavisinde oldukça önemli bir yere sahiptir.
Kadınların düzenli olarak meme kanseri taraması yaptırması, belirtileri takip etmesi ve belirtilerin oluşması durumunda gerekli tetkikleri yaptırması erken teşhisi kolaylaştıran yöntemlerdir.
Bu anlamda kadınlar tarafından sıklıkla meme kanseri belirtileri araştırılırken, meme kanseri kol ağrısı yapar mı sorusu sorulur.
Meme dokusunda oluşan kanserli hücrenin kontrolsüz bir şekilde büyüyerek çoğalması ve diğer hücrelere yayılması durumunda meme kanseri oluşur. Meme kanseri genel olarak süt kanallarında ya da süt bezlerinde meydana gelir.
Tüm dünyada kadınlarda en sık rastlanılan kanser türü meme kanseri olup, nadir olarak erkeklerde de görülür. Genel olarak 40 - 50 yaş arası kadınlar risk grubunda bulunsa da, genç kadınlara görülmesi de olasıdır.
Meme kanseri oluştuğunda yalnızca meme dokusunda bulunur. Ancak hastalığın tedavi edilmemesi ya da teşhisin geç konulması durumunda lenf düğümlerine veya çevre organlara metastaz yapabilir.
Bu durumda kanserin evresi ilerler ve tedavisi daha uzun süreç gerektirir. Bu nedenle meme kanseri belirtileri görüldüğünde acilen uzman doktora başvurmak ve gerekli tetkikleri yaptırmak önem taşır.
Özellikle 50 yaş üstü kadınlarda sık rastlanılan meme kanseri belirtileri hastalığın evresine bağlı olarak değişkenlik gösterir. "Meme kanseri kol ağrısı yapar mı" sorusu meme kanserinden şüphelenen kadınlar tarafından sıklıkla sorulur. Meme kanseri belirtileri şu şekilde sıralanabilir;
Sert Kitleler: Meme kanserinin en yaygın ve tipik belirtisi memede, koltuk altında elle dokunulduğunda hissedilen sert kitlelerdir. Bu genellikle ağrı oluşmaz ancak nadiren hassasiyet görülebilir.
Meme Başı Değişimleri: Meme kanserinin en bariz belirtileri arasında memedeki fiziki değişimler gelir. Bunlardan bir tanesi de meme başında meydana gelebilecek meme başının içe çökmesi, şekil bozukluğu gibi değişimlerdir.
Meme Cildinde Değişiklikler: Memede oluşan tümörlü hücreler memeyi doğrudan etkileyerek meme cildinde değişimlere yol açabilir. görülebilir. Meme cildinde oluşan kızarıklıklar, pullanma ve çukurlaşma gibi çeşitli değişiklikler kanser belirtisidir.
Şişlikler: Meme çevresinde ya da koltuk altında oluşan şişlikler kanserin yayılış gösterdiğinin belirtisi olabilir.
Ağrı: Memede oluşan ve hissedilen sert kitleler genellikle ağrısız olur. Ancak bazı durumlarda meme bölgesi ya da koltuk altı bölgesinde ağrı oluşma ihtimali vardır. Dolayısıyla da kanser belirtileri arasında sayılır.
Diğer Belirtiler: Meme kanseri belirtileri genel olarak memede ele gelen sert kitleler, meme başı değişiklikleri, meme cildinde değişiklikler, şişlikler ve ağrılardır. Ancak bazı kanser türlerinde baş ağrısı, yorgunluk, kilo kaybı, kol ağrısı ve gece terlemelerinin görülmesi olasıdır.
Bu belirtilerin biri dahi kanser belirtisi olabilirken, kanserle ilişkili olmama ihtimali de vardır. Ancak bu belirtilerin oluşması durumunda erken teşhis için doktor kontrolüne gitmek ve gerekli tetkikleri yaptırmak gerekir.
Meme kanserinin en tipik belirtileri memede oluşan sert kitleler, meme cildinde ve başında oluşan değişiklikler, şişliklerdir. Ancak hastalığın ilerlemesiyle ek belirtiler oluşması da mümkündür. Baş ağrısı, yorgunluk, kilo kaybı, kanser belirtileri arasındadır.
Meme kanseri kol ağrısı yapar mı sorusuna şu şekilde yanıt vermek mümkündür. Hastalığın ileri evrelerinde kanserli hücrenin lenf düğümlerine yayılım göstermesi durumunda koltuk altı ve kol bölgesinde şişlik, hassasiyet ve ağrı oluşabilir. Bu nedenle ilerleyen ve lenf düğümlerine metastaz yapan meme kanseri kol ağrısı yapar.
Ayrıca meme kanseri tedavisinden sonra da kol ağrısı şikayeti oluşabilir. Meme kanseri ameliyatıyla lenf nodlarının, meme dokusunun alınması hareket kısıtlılığına neden olarak kolda ağrı oluşturabilir.
Meme kanseri evreleri tedavi planında belirleyici olan en önemli etkendir. Evreler arası geçiş hastalığın yayılımına göre olup, sıfır evreden dördüncü evreye kadar sınıflandırılır. Meme kanseri evreleri şu şekilde sıralanabilir;
Evre 0: Hastalığın "in situ" evresi olarak bilinen 0 evresinde kanserli hücre yalnızca meme dokusundadır ve hastalığın erken dönemidir. Hastalığın erken dönemi olması, kanserli hücrenin kontrol altına alınmasını, yayılımının önlenmesini sağlayan önemli bir etkendir.
Evre 1: Birinci evre kanser hastalığında oluşan tümörlü hücrenin boyutu 2 santimden daha büyük değildir ve henüz lenf düğümlerine, diğer dokulara ve organlara yayılım göstermemiştir. Ancak hastalık bu evredeyken genel olarak belirti vermediğinden kontrol taramalarında şans eseri tespit edilebilir.
Evre 2: Kanser hastalığının ikinci evresinde tümör boyutunda büyüme görülür ve tümörün boyutu 2 santimetre ile 5 santimetre arasındadır. Bu evrede tümörlü hücrenin büyümüş olmasının yanı sıra lenf düğümlerine yayılıma da rastlanabilir. Bu evre genel olarak hastaların memelerindeki sert kitleyi hissettikleri evredir.
Evre 3: Bu evrede kanserli hücreler lenf düğümlerine ve çevre dokulara yayılma göstermiştir. Ancak henüz uzak organlara metastaz yapmamıştır.
Evre 4: Dördüncü evre kanserin diğer organlara yayıldığı ve hastalığın ilerleme gösterdiği evredir. Bu evrede tedavi planı hastanın genel sağlık durumuna ve hastalığın yayılım gösterdiği organlara göre planlanır.
Meme kanseri tedavi planını belirleyen en önemli etmen hastalığın evresidir. Ayrıca hastalığın türü ve hastanın genel sağlık durumu da tedavi planını etkileyen etmenler arasındadır. Meme kanseri tedavisinde uygulanabilecek tedavi yöntemleri şu şekilde sıralanabilir;
Cerrahi Müdahale: Hastalığın genel olarak erken teşhis edilmesi durumunda uygulanan ve kanserli hücrenin memeden alındığı işlemdir. Bazı durumlarda memenin tamamen alınması gerekebilir.
Cerrahi müdahaleden önce, sonra ya da bağımsız olarak kanser hastalığı tedavisinde kemoterapi uygulanır. Kemoterapi uygulamasında amaç ilaçlarla kanserli hücrenin çoğalmasını engellemek ve mevcut kanserli hücreyi öldürmektir.
Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak yapılan tedavide kanserli hücrelerin öldürülmesi amaçlanarak noktasal atış yapılır. Cerrahi müdahaleden sonra ya da bağımsız olarak uygulanabilir.
Hormon Tedavisi: Hormon reseptör pozitif meme kanseri türlerinde hormon tedavisi uygulanabilir. Burada amaç östrojen ve hormonlarının etkisini azaltmak ve kanserin ilerlemesini önlemektir.
Hedefe Yönelik Tedavi: Kanser hücrelerinin yok edilmesi için özel geliştirilmiş ilaçlarla uygulanan tedavi yöntemidir. Bu yöntemin amacı vücudun bağışıklık sisteminin kendisini koruyarak kanserli hücreyi kendisinin yok etmesidir. Bu nedenle bağışıklık sistemi çeşitli ilaçlarla desteklenerek tedavi sağlanır.
Meme kanseri özellikle kadınlarda sıklıkla görülen bir kanser türü olduğundan kişisel önlemler almak önemlidir. Hastalığın birçok nedeni bulunur. Bu nedenlerden en önemlisi ise genetik yatkınlıktır.
Tüm kadınların ama özellikle 50 yaş üstü lan ve ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan kadınların meme kanserinden korunmak için önlemler alınması gerekir.
Düzenli olarak egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve kilo kontrolüne dikkat etmek, alkol ve sigara kullanmamak kanser riskini azaltan etkenler arasındadır.
Meme kanseri risk grubu olarak 50 yaş üstü kadınlar gösterilir. Ancak özellikle ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan kişilerin genç yaşta da hastalığa yakalanma riski bulunur. Bu nedenle 50 yaş üstü kadınların ve genetik yatkınlığı olan kadınların yaşa bakmaksızın kontrollerini yaptırması önemlidir.
Evet, genel olarak kadınlar risk grubunda olsa da erkeklerin de meme kanseri olma ihtimali bulunur. Ailesinde meme kanseri olan erkekler diğerlerine göre daha yüksek oranda risklidir.
"Hamilelik Belirtileri Rehberi" içeriğimizi okumak için:
🤰🏻 Hamilelik Belirtileri Nedir? Hamilelik Belirtileri Nelerdir?
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.