Klinik olarak saptanan tüm gebeliklerin %15-20 ‘si kendiliğinden düşükle sonuçlanmaktadır. Anne yaşını da içeren birçok faktör düşük riskini etkilemektedir. 20 yaşın altındaki kadınlarda düşük riski %12 iken 40 yaşının üzerindeki kadınlarda bu risk %26’ya kadar yükselmektedir. Fark edilmeden düşürülen gebeliklerde göz önüne alınırsa aslında kendiliğinden düşük oranları daha yüksektir. Yani bazı gebelikler de adet başlamasından hemen önce kaybedilmektedir.
Bir kez düşük yapan bir kadında bunun tekrarlanma oranı %30 ‘dan azdır. Daha önce kendiliğinden düşük yapan bir kadın daha sonra %80-90 oranında başarılı bir gebeliğe sahip olacaktır.
Ancak bazı kadınlarda çoğul gebelik kayıpları oluşmaktadır. Tekrarlayan gebelik kayıpları 20. haftasından önce ya da fetus ağırlığının 500 gr’dan az olduğu 3 ardışık spontan düşük olarak tanımlanmaktadır. Bu kadınlarda 4 gebelik kaybından sonra düşüğün tekrarlanma riski %54 ‘den fazladır. Tüm kadınların %0 5-1 ‘inde tekrarlayan gebelik kayıpları görülmektedir. Tekrarlayan gebelik kayıplarının birçok nedeni bulunmaktadır. Ancak kadınların %50 ‘sinde hiçbir neden bulunmamıştır. Tekrarlayan düşüklerde tek faktörün değil de genellikle çok sayıda faktörün etkili olduğu düşünülmektedir.
Kromozom bozuklukları kendiliğinden düşüklerin en sık sebebidir. Eğer Fetus oluşmuşsa ilk 3aydaki düşüklerin %60 ‘ından kromozom anormallikleri sorumludur. Oluşan fetus da kromozomlar artmış ya da azalmış olabilir. En sık 13 16 18 21 ve 22 nolu kromozomlarda anormallik izlenir.
Yine ebeveynlere ait kromozom anomalileride tekrarlayan düşüklere sebep olabilir. Tekrarlayan düşükleri olan çiftlerde yapılan araştırmalarda bu oranın % 2-3 olduğu görülmüştür. Ebeveynler genellikle dış görünüm olarak normaldir.
İkinci önemli neden doğuştan ya da kazanılmış anotomik bozukluklardır. Kadında doğuştan var olan anotomik bozukluklar genelde ilk 3 aydan sonra ki dönemde düşüklere sebep olur. Sık olarak rahim içerisinde var olan septalar (perde)çift boynuzlu rahim çift rahim gibi anormallikler izlenir. Yani doğumsal olarak kadın iç genital organları gelişimini tamamlamamıştır.
Bu tür kadınlarda gebelik haftası ilerlese bile genelde sonuçlar kötüdür. Erken doğum fetusta gelişme geriliği ve doğumda bebeğin geliş anormallikleri yaşanmaktadır. Kadınlarda tekrarlayan gebelik kayıplarına sebep olan anotomik bozuklar sonradan kazanılmış da olabilir.
Yumurtalıklardan salgılanan progesteron hormonu rahim içine oturmuş olan gebeliğin devam etmesini sağlar. Eğer bu hormon yetersiz salınırsa tekrarlayan düşüklerle karşılaşabiliriz. Yine iyi kontrol edilmemiş diabet ve tiroid hastalıkları da düşük nedeni olabilir.
Vücudun savunma sistemi ile ilgili bozuklukları da tekrarlayan düşüklere neden olabilir. Genellikle ilk 3 aydan sonra oluşan düşüklere sebep olurlar. Kadının vücudunda ya kendi dokularına karşı ya da oluşmuş embriyoya karşı antikor dediğimiz maddeler üretilir. Bunlar damar içinde tromboz dediğimiz küçük pıhtılara neden olurlar. Sonuçta dokulara yeterince kan gönderilemez. Bu olay fetusun beslenmesini sağlayan plasenta adını verdiğimiz (halk arasında bebeğin eşi olarak bilinir)dokuda oluşunca fetusa giden kan akımı da bozulur. Böylece düşükler oluşur.
Tekrarlayan düşüklerin çok az bir kısmından sorumludur.
Sigara alkol bazı ilaçlar iyonize radyasyon anestezi gazları bazı ağır metaller bazı dermatotolojik preparatlar (özellikle A vitamini içerenler )tekrarlayan düşüklere sebep olabilirler.
Tekrarlayan düşükleri olan kadınların %50-%60 ında ise belirlenmiş bir neden bulunamamıştır.
Tekrarlayan düşüğü olan kadınlarda tanıya gitmek için bazı testlerden yararlanmaktayız.
Daha önce belirttiğimiz gibi tekrarlayan düşükleri olan kadınlarda %50 oranında bir neden bulunamamıştır.
Eğer neden saptanmamışsa nedene yönelik tedavi verilir. Eğer neden saptanmamışsa genellikle destekleyici tedavi önerilir.