Miyokard enfarktüsü olarak da adlandırılan kalp krizi, kalp kasının bir kısmı yeterince kan almadığında oluşur.
Kalp krizinin en sık belirtisi, göğüs ağrısı veya göğüste rahatsızlık hissidir. Göğsün ortasında veya sol tarafında birkaç dakikadan uzun süren veya aralıklı tekrarlayan ağrı; rahatsız edici baskı, sıkışma, dolgunluk gibi hissedilebilir.
Nadiren;
Kalp krizi, bazen hiçbir belirti göstermeyebilir. Özellikle yaşlılarda ve şeker hastalarında kalp kirinizin belirti göstermemesi daha yaygın bir durumdur.
Kalp krizi her yaşta ortaya çıksa da yaşla birlikte görülme sıklığı artmaktadır. 45 yaşının üzerinde erkekler, 55 yaşının üzerindeki kadınlar daha genç bireylere göre kalp krizi açısından daha fazla risk altındadır.
Kalp krizi belirtileri ve belirtilerin ciddiyeti bireyden bireye farklılık gösterebilir. Bazı kişilerde şiddetli göğüs ağrısı olurken bazı bireylerde çok hafif bir ağrı olabilir veya hiç belirti göstermeyebilir. Kadın ve erkekler arasında belirtiler benzerdir. Ancak kadınlarda;
Kalp krizi, bir veya birden fazla koroner damar denilen kalp damarlarının tıkanması sonucu meydana gelmektedir. Koroner damarlar, yıllar içinde kanda dolaşan kolesterol ve yağların damar duvarında birikmesi sonucunda daralmaya başlar ve damar sertliği (ateroskleroz) oluşur. Bu durum da kalp krizine neden olabilir.
Koroner damar hastalığının oluşumuna neden olan risk faktörleri, aynı zamanda kalp krizinin de risk faktörleridir.
Kalp krizinin risk faktörleri şunlardır:
Covid-19 enfeksiyonu sonrasında kalp damarlarının pıhtı ile tıkanması sonucu oluşan kalp krizi nadirdir. Ancak Covid-19 enfeksiyonu sonrasında;
Covid-19 enfeksiyonu sonrasında;
Kalp krizinden sonra kalp dokusu her dakika daha fazla hasarlanır. Bu nedenle kan akışını hızlı bir şekilde eski haline getirmek, kalp hasarını önlemeye yardımcı olur.
Kalp krizi tedavisinde, ilaç tedavisiyle birlikte koroner anjiografi ile tıkalı damar tespit edilerek ardından tıkalı damarı açmak için stent veya koroner arter bypass cerrahisi gibi seçeneklerden hasta için uygun olanına başvurulur.
Damar sertliğine neden olan risk faktörlerinin kontrol altına alınması kalp kriz riskini de azaltır. Aile öyküsü, yaş, cinsiyet gibi risk faktörlerini değiştirmek mümkün değildir. Ancak yaşam şeklinde yapılacak bazı değişiklikler, kalp hastalıklarına yakalanma riskini dolayısıyla da kalp krizi riskini azaltacaktır.
Ayrıca;
Düzenli kardiyoloji kontrolleriyle kalp krizine neden olabilecek koroner kalp hastalığının erken tanısı yapılabilmektedir. Risk faktörlerinin düzenli yapılan biyokimyasal testlerle farkına varılması ve tedavi edilmesi, hipertansiyonun tanı ve tedavisi kalp krizini önlemede oldukça önemlidir.
Unutmayalım hayatı güzel yapan sağlıklı bir yaşamdır. Bu nedenle kalbimizi koruyalım ve ona iyi bakalım.