Güneş ışınları ciltte ince çizgilerin, kırmızı kılcal damarların, koyu lekelerin oluşmasına ve ton eşitsizliğine neden olabilir. Güneş ışınlarının neden olduğu bu cilt hasarları “fotoyaşlanma” “erken yaşlanma” veya “güneşten zarar görmüş cilt” olarak tanımlanmaktadır.
Güneş hasarlarının çoğu kalıcı olsa da belirtileri azaltılabilir ve cildin doğal onarım mekanizmaları desteklenebilir. Ayrıca cilt kalitesinin artırılmasıyla ileride gelişecek hasarlar önlenebilir.
Cildin rutin aralıklarla takip edilmesi ise oldukça önemlidir. Cilt hasarını belirlemek ve cilt sağlığını korumak için bir uzmana başvurulmalıdır. Kalıcı, kanayan veya değişen lezyonlar ise acil dermatolog muayenesi gerektirmektedir.
Güneşten koruyucu uygulamalara başlanmaması, cilde zarar veren UV (ultraviyole) ışınlarına maruz kalınmasının devamlılığına neden olur.
Günlük kullanılan cilt bakım ürünleri, topikal krem ve jeller, ameliyatsız medikal kollajen uyarıcı peeling, mikro iğneleme, enerji bazlı cihazlar ve en önemlisi de cilt aşıları cilt kalitesinin artırılmasında oldukça etkilidir. Cildi iyileştiren ve görünümünü güzelleştiren bu yöntemler, kişiye özel programlanır. Çünkü herkesin cilt tipi, yaşı, güneşte korunmasız kaldığı süre, alışkanlıkları gibi parametreler farklılık göstermektedir. Ayrıca hiçbir tedavi tek başına etkili değildir. Tamamlayıcı ve bütünsel yaklaşım, tedavinin etkisini ve sürekliliğinin artırılmasını sağlar.
Takvim yaşına bağlı yaş almanın ve foto yaşlanmanın devam eden bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Bu süreçte kollajenleri uyaran lazer, ultrason ve radyofrekans yöntemlerinden faydalanılabilir.
İlerleyen yaşın ve güneşin etkisiyle ortaya çıkan kaş arası çatık çizgiler, kişinin stresli ve endişeli görünmesine neden olan derin yatay çizgiler, göz çevresi çizgileri botoks ve dolgu enjeksiyonları gibi küçük dokunuşlarla yumuşatılabilir.