Bağımlılık, kişiye olumsuz ve zararlı sonuçları olmasına rağmen bir maddeyi kullanmak istemesi veya bir aktiviteyi gerçekleştirmek istemesini içeren kronik beyin yapısında değişim oluşturan bir hastalıktır. Bağımlılık kişinin kötü kararlarında veya irade eksikliğinden kaynaklanmaz, çünkü bağımlılık ile beynin kimyasında değişiklikler meydana gelir. Kişinin sağlığını ve genel yaşam kalitesini önemli bir şekilde düşürebilir. Bu yüzden bağımlılık belirtileri gösteren kişinin yardım istemesi veya çevresinden yardım teklifi alması önem taşır.
Bağımlılık çeşitleri 2 farklı grupta incelenir. Bunlar alkol, madde bağımlılıkları (alkol, madde kullanım bozuklukları) ve alkol, madde dışı bağımlılıklar (davranışsal bağımlılıklar) olarak adlandırılır. Madde bağımlılıkları reçeteli ilaçlar veya ilaç olmayan maddeler ile gerçekleşebilir. Kafein, esrar, alkol, nikotin, boya incelticiler, uyku hapları bunlara örnek olarak verilebilir. Bu maddeler her ne kadar birbirlerinden farklı olsalar da hepsi beynin ödül merkezini uyararak kişiye haz duygusunu verir.
Madde dışı bağımlılıklar beynin ödül merkezini uyaran bir hareket veya aktivite ile ortaya çıkabilir. Bağımlılık yapabilecek davranışlar arasında yemek yemek, kumar, alışveriş, hırsızlık, diyet, oyun oynamak vb. olabilir.
Bağımlılığın oluşumu karmaşık bir beyin kimyasından geçer ve tek bir nedeni yoktur. İnsanlar doğaları gereği ödül aramak isterler ve bulduklarında motive olurlar. Genellikle ödüller sağlıklı durumlardır. Örneğin sevilen biriyle vakit geçirmek normalde vücutta mutluluk hormonu (dopamin) salgılar. Ancak bir de ödül merkezini etkileyen bazı zararlı maddeler ya da aktiviteler vardır. Kişi bir madde kullandığında beyninde büyük dopamin yükselmeleri görülür. Sonrasında vücut hayati davranışlar yerine (yemek yemek, çalışmak), dopamin seviyesini en çok yükselten maddeleri aramak ister. Artık kişi düşük dopamin seviyesi sağlayan sevdiklerinizle vakit geçirmek yerine madde arayışında olur. Maddeler kullanıldıkça beynin kimyasını değiştirir ve etkilere karşı duyarsızlaşma olur. Bu yüzden daha yüksek dopamin salgılatan madde arayışına geçilir. Bazı maddelerin yoksunluk belirtileri o kadar fazladır ki, bağımlı kişi kullanmaya devam edebilmek için yoksunluk belirtilerinin arkasına sığınmaya çalışır.
Bağımlılarda zamanla haz ve kesitten sorumlu ana alan olan limbik sistem ve davranışların kontrolünden sorumlu olan beyin yapısı bozulur. Bu nedenle bağımlılık kronik bir hastalıktır.
Bağımlılık sebepleri genellikle genetik, psikolojik faktörler ve çevresel faktörler ile ilişkilendirilir.
Bağımlılığın belirtileri maddeye/ aktiviteye ve kişiden kişiye göre değişiklik gösterir, ancak genel olarak her bağımlıda görülebilecek belirtiler şunlardan oluşabilir:
Bağımlılık tedavisi çok yönlü bir tedavidir. Kişinin ihtiyacına göre değişiklik gösterir. Tedavi sırasında yoksunluk belirtileri sürekli görülebileceği için hastanın sürekli bakım altında olması gerekir. Kullanılan tedaviler arasında detoksifikasyon, terapiler ve ilaç bulunur. Bunlar hastanın ihtiyacına göre bir arada veya ayrı ayrı olarak yapılabilir.
Detoksifikasyon alınan maddenin bırakılmasıyla vücuttan atılması tedavisidir. Bu tedavi bağımlılığa karşı büyük bir adımdır. Eğer hastanın isteği varsa gözetim altında tutulmadan da bu tedavi gerçekleştirilebilir. Terapilerle ise ortaya çıkmış herhangi bir psikolojik rahatsızlığın tedavisi yapılabilir.
Terapi aynı zamanda yoksunluk ile nasıl başa çıkabileceğini, alkolsüz, maddesiz yaşama nasıl devam edilebileceğini hastaya öğretir. Pek çok terapi türü vardır. Terapinin türü hastanın durumuna göre psikiyatrist tarafından belirlenir. Grup terapileri 1920’lerden bu yana bağımlılık terapisinde ön sıralardadır. Paylaşım grupları(AA/NA) ya da psikodrama gibi tedavi grupları şeklinde olabilir. İlaç ile tedavi beynin değişen kimyasını etkileyerek eski haline getirmeye yardımcı olabilir. Aynı zamanda yoksunluk semptomlarını hafifletebilir. Opioid, alkol veya tütün içerikli ilaçlar reçete edilebilir.
Bağımlılık geliştirme riskini azaltabilmek için bazı adımlar atılabilir. Öncelikle kişi aile geçmişinde böyle bir durum olup olmadığını sorgulamak ile işe başlayabilir. Eğer böyle bir durum söz konusu ise risk ile ilgili konuşabilmek için uzman bir doktora başvurması gerekebilir. Bir diğer konu ise bağımlılık yapıcı ilaçlardan kaçınmak veya reçeteliyse doktorunuzun önerdiği kadar kullanmaktır. Reçeteli bir ilaca bağımlılık geliştirdiğini düşünen kişilerin doktorlarıyla bu konu hakkında konuşmaları önerilir. Stres hayattaki kaçınılmaz duygulardan bir tanesidir. Ancak insan stresli zamanlarda ne yapacağını doğru seçemeyebilir. Bu yüzden genellikle ilk bağımlılık yapıcı maddeler bu anlarda kullanılmaya başlanır. Stresle mücadele etmemizi sağlayan müzik, resim, yazmak, okumak gibi aktiviteler üretmek, başarı gibi doğal hazları geliştirmek uygun olacaktır.
Yakın çevresindeki birinin bağımlı olması diğer kişiler için de bir stres ve üzüntü kaynağıdır. Sevdiğinize yardım edebilmek için yapılabilecekler şunlar olabilir:
Kaynakça
https://www.healthdirect.gov.au/what-is-addiction