HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) bir retrovirüs türüdür ve bağışıklık sistemini hedef alarak vücudu enfekte eder. Virüs vücuda girdiğinde bir kuluçka sürecinden geçer. HIV kuluçka süresi genellikle birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişir. Bu virüs özellikle belirli bağışıklık hücrelerine saldırarak vücut savunma mekanizmasını zayıflatır. Virüs vücuda girdikten sonra hedef hücrelere bağlanarak hücre içine girer ve burada çoğalmaya başlar. Özellikle bağışıklık sistemini etkileyen bir virüs olduğu için vücudun hastalıklarla savaşma yeteneğini azalır. HIV ile ilk temas sonucu vücuda giren virüs, bağışıklık sistemi tarafından fark edilir ve birkaç hafta süren halsizlik, kırgınlık, ates, kas ağrısı gibi hafif semptomlara neden olan akut enfeksiyona yol açabilir. Ardından uzun bir süre semptom görülmeyen bir süreç olan kronik evreye ilerler. Bu evre boyunca hastalar virüsü taşıdıklarından habersizdirler. Fakat bulaşıcılık devam eder. Bu süre zarfında virüs vücutta yavaşça çoğalır ve bağışıklık sistemini zayıflatır. Sonuçta AIDS'e (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu) yol açabilir. HIV evreleri, tanı ve tedavi süreçlerinde önemli bir rol oynar bu nedenle düzenli sağlık kontrolleri ve erken tanı büyük önem taşır. AIDS aslında bir hastalık değildir. Bağışıklık sisteminin ciddi şekilde hasar gördüğü HIV’in son aşamalarındaki bir durumu tanımlar.
Anti-HIV pozitif terimi bir kişinin vücudunda HIV enfeksiyonuna karşı antikorların bulunduğunu ifade eder. Yani bu kişi geçmişte ya da yakın zamanda HIV’e maruz kalmış ve bağışıklık sistemi virüse karşı antikor üretmiştir. Anti HIV pozitifliği belirlemek için kullanılan testler kan örneği alınarak yapılır. “Anti HIV kaç olmalı?” sorusunun test yaptıran kişiler tarafından merak edilmektedir. Fakat bunun bir değeri yoktur. Bu testler vücutta HIV'e karşı üretilen antikorları saptayarak pozitif veya negatif sonuç verir. Pozitif bir test sonucu kişinin geçmişte HIV ile temas ettiğini gösterir. Tarama testi pozitif sonuç verdiğinde, kişinin gerçekten HIV pozitif olup olmadığını doğrulamak amacıyla yapılır.
HIV enfeksiyonu başlangıçta belirgin olmayan veya hafif semptomlarla ortaya çıkabilir. Fakat virüs ilerledikçe bağışıklık sistemi üzerinde ciddi etkiler bırakabilir. Başlıca HIV enfeksiyonu belirtileri şunlardır:
HIV belirtileri kadın ve erkek arasında benzerlik gösterse de bazı farklılıklar da olabilir. Kadınlarda sık görülen belirtiler arasında vajinal mantar enfeksiyonları ve üreme sistemi problemleri bulunurken, erkeklerde üretra enfeksiyonları ve prostat sorunları daha belirgin olabilir.
HIV belirli vücut sıvıları yoluyla bulaşan bir virüstür. Bu nedenle vücut sıvılarının bulaştığı her durum virüsün yayılması için yeterlidir. HIV bulaşma oranı korunmasız cinsel ilişki sıklığı, enfekte kişinin viral yükü, tedavi durumu, korunma yöntemleri gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Bu faktörlerin kombinasyonu bulaşma riskini etkiler ve kişiden kişiye farklılık gösterir. HIV virüsü bulaşma yolları şunlardır:
HIV testi kişinin vücudunda HIV virüsünün varlığını veya yokluğunu belirlemek amacıyla yapılan bir tıbbi testtir. Herhangi bir korunmasız cinsel ilişki sonrasında, özellikle partnerin HIV durumu belirsizse veya bilinmiyorsa test yaptırmak önemlidir. İlişki sonrası mümkün olan en kısa sürede test yapılması, erken teşhisi sağlayabilir. Aynı zamanda herhangi bir enjektör batması durumunda da testin yapılması önemlidir. Gebelik planlama sürecinde olan kişiler veya hamilelik düşünen çiftler de HIV testi yaptırarak bebeklerini olası bir HIV durumundan koruyabilirler. Eğer HIV belirtileri görülüyorsa da vakit kaybetmeden test yaptırmak önemlidir.
Testin ne zaman yapılması gerektiğine dair en doğru kararı doktorunuz verebilir. Antikor testleri genellikle 23-90 gün içinde pozitif sonuçlar verebilir. Fakat bazı durumlarda bu süre uzayabilir. Antijen-antikor testleri son maruziyetten 18-45 gün içinde, nükleik asit testleri ise son maruziyetten 10-33 gün içinde pozitif sonuç verebilir. Fakat bu süreler kişiden kişiye değişebilir. Önemli olan, en kısa sürede doktorunuz ile iletişime geçmeniz ve doktorunuzun kontrolünde en uygun zamanda testleri yaptırmanızdır.
HIV testi, HIV enfeksiyonunu tespit etmek veya dışlamak için yapılan bir tıbbi testtir. Kan alımı bir iğne aracılığıyla kol damarından yapılır. Fakat bazı durumlarda tükürük veya idrar örneği de kullanılabilir. Tarama testi sonuçları aynı gün içinde alınabilir. Pozitif bir sonuç alındığında sağlık profesyonelleri kişiye uygun tedavi seçenekleri ve destek hizmetleri hakkında bilgi verirler. Temelde yapılan HIV testleri şunlardır:
En yaygın HIV testi vücudun HIV'e karşı ürettiği antikorları tespit eden kan testidir. Bu testte ELISA (Enzyme-Linked Immunosorbent Assay) adı verilen yöntem kullanılır. Pozitif bir HIV ELISA testi daha fazla doğrulama için Western blot veya immunoblot gibi testlere yönlendirilmeyi gerektirebilir.
HIV enfeksiyonunun kür sağlayacak bilinen bir tedavisi yoktur. Ancak, gelişen bilim ve teknolojiyle birlikte enfeksiyonun kontrol altında tutulması için önemli aşamalar kaydedilmiştir. Bu amaçla uygulanan tedavi, antiretroviral ilaçlar kullanılarak gerçekleştirilir. Antiretroviral ilaçlar HIV'in vücutta çoğalmasını durdurarak veya yavaşlatarak bağışıklık sistemini destekleyebilir. Bu ilaçlar kombinasyon halinde kullanılır. HIV tedavisi, bireysel ihtiyaçlara ve virüsün özelliklerine göre özelleştirilir. Tedavi planı bir enfeksiyon hastalıkları uzmanı tarafından belirlenir ve düzenli olarak gözden geçirilir.
Tedavi sürecinde önemli olan faktörlerden biri virüs yüküdür. Virüs yükü vücuttaki HIV miktarını ölçer. Tedavi ile birlikte virüs yükü negatifleştirilebilir. Takip edilen diğer parametre ise CD4 sayısıdır. CD4 sayısı bağışıklık sisteminin güçlülüğünü ölçer. Tedavi genellikle bu sayıyı artırmayı hedefler. Fakat antiretroviral ilaçlar bazı yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkiler genellikle hafiftir ancak yaşam kalitesini ya da laboratuvar parametrelerini bozacak şiddette olursa tedavi revizyonu gerekebilir.
HIV enfeksiyonuna maruziyet olacaksa ya da olursa temas öncesi veya sonrası korunma için bazı ilaçlar kullanılabilir. PrEP (pre-exposure prophylaxis), HIV enfeksiyonu riski taşıyan kişilerin HIV'e karşı korunması amacıyla önceden alınan bir ilaç tedavi yöntemidir. Cinsel yolla bulaşma riski yüksek olan kişilere, HIV pozitif bir partneri olan kişilere ve iğne paylaşımı riski altında olan bireylere önerilebilir. PEP (post-exposure prophylaxis) ise potansiyel bir HIV maruziyetinden sonra alınan acil bir korunma yöntemidir. Maruziyetin ardından mümkün olan en kısa sürede (en geç 72 saat içinde) başlanmalıdır ve ortalama 28 gün boyunca devam ettirilmelidir.
Henüz HIV aşısı gibi bir korunma yöntemi bulunmadığı için HIV testleri enfeksiyonun erken tespiti ve tedaviye başlanması açısından hayati öneme sahiptir. HIV konusunda endişeleriniz varsa bir sağlık kurumundan randevu oluşturarak gerekli kontrollerinizi en kısa sürede gerçekleştirmelisiniz.
https://hivinfo.nih.gov/understanding-hiv/fact-sheets/hiv-testing
https://www.plannedparenthood.org/learn/stds-hiv-safer-sex/hiv-aids
https://dph.georgia.gov/epidemiology/georgias-hivaids-epidemiology-section/what-hiv-and-aids
https://www.healthdirect.gov.au/hiv-infection-and-aids
https://www.healthline.com/health/hiv-aids/early-signs-hiv-infection
https://www.medicalnewstoday.com/articles/316019
https://emedicine.medscape.com/article/211316-overview
https://www.hiv.gov/hiv-basics/hiv-testing/learn-about-hiv-testing/hiv-testing-overview/