Kimyasal gebelik, hamileliğin 5. haftasından önce gebeliğin düşükle sonuçlanmasıdır. Biyokimyasal gebelikte yumurta döllenir, embriyo oluşur, embriyo rahime yerleşir fakat bu tutunma tam olarak gerçekleşemediği için gelişimi durur ve hamilelik düşükle sonuçlanır. Hamilelik testleri adet görülmeden üç gün öncesine kadar hamilelik hormonlarını algılayabilecek düzeydedir. Dolayısıyla kadınlarda ortaya çıkma ihtimali olan kimyasal gebelik teşhisi de oldukça kolay bir şekilde tespit edilebilmektedir.
Kimyasal gebelik, hamileliğin ilk beş haftasında döllenmiş yumurtanın rahme tutunamadan kaybedilmesiyle sonuçlanan erken bir düşüktür. Kimyasal gebelik kromozomal anormallikler, rahim içi sorunlar ve hormonal dengesizliklere bağlı olarak ortaya çıkar. Birçok kadın kimyasal gebelik sonrasında yeniden hamile kalabilir.
Genellikle kimyasal gebelik, adet gecikmesi fark edilmeden veya yalnızca hafif bir gecikmeyle birlikte yaşanabilir. Evde yapılan gebelik testleri sonuçları pozitif olarak görülebilir. Fakat kısa bir süre içerisinde kanama başlayarak regl döngüsü tekrar başlar.
Tekrarlayan kimyasal gebelik durumlarında ise doktora danışmak önemlidir.
Kimyasal gebelik, yumurtanın rahme tutunmasından hemen sonra veya gebeliğin beşinci haftasından önce düşük olması durumudur. Genellikle fetüsün olağan gelişimini engelleyecek kromozomun anormal gelişiminden kaynaklanır. Kromozom anormalliği dışında bazı faktörler kimyasal gebelik riskini de artırabilmektedir.
Kimyasal gebeliğe neden olan faktörler şöyle sıralanabilir:
Hamilelik testi pozitif çıkan kadında kanama olduğunda kimyasal gebelik ile ilişkili olabileceği gibi bu gebelik ile ilişkili olmayabilir. Bu yüzden hamilelik testi pozitif çıkan kadınlarda bir kanama görüldüğü zaman doktora danışılması önerilir.
Eğer kimyasal gebelik birden fazla kez yaşandıysa bu durum kadının normal gebe kalmasına engel olmaz. Çünkü bu gebelikler düşük olarak değerlendirilmemektedir. Adetini düzenli olarak gören bir kadının adet döngüsü 10 günün üzerinde geciktiği zaman hamilelik testi yaptırmalı ve uzman hekime danışmalıdır.
Bu gebelikte yaşanan düşüğü diğer düşük durumlarıyla karıştırmamak gerekir. Diğer yöntemlerle ortaya çıkan düşükler 20 haftadan önce yaygın bir şekilde görülür ve hamileliğin her döneminde ortaya çıkabilir. Kimyasal gebelik sürecinde ise kadınlar gebe kaldıktan oldukça kısa bir süre sonra yani hamileliğin ilk 5 haftasında erken düşük yaşarlar.
Bu dönemde kadınlarda hamileliği tespit edebilmek için kan testi yapılarak HCG testinin pozitif çıktığı görülür. Bu gebelik çok erken geliştiği için hamile olan kadınların birçoğu düşük yaptığının farkına varmaz. Bu gebelik hamilelik belirtileri göstermeden sonlanabilir. Bu gebeliği yaşayan kadınlarda, normal süreçte yaşanan gebeliğe göre daha ağır ve daha geç gelen bir adet dönemi ortaya çıkar. Bu gebelikte, ultrasonda görülecek kadar büyük bir gebelik kesesi bulunmaz. Ayrıca kandaki beta HCG testinin normalde yükselme eğilimi göstermesi gerekirken yükselme göstermediği ve düşme eğiliminde olduğu belirlenir.
Kimyasal gebeliğin en önemli belirtisi kadınlardaki adet döneminin gecikmesidir. Bu yüzden kadınlar kimyasal gebelik yaşadıklarını anlamayabilirler. Kimyasal gebelik yaşayan kadınlar erken dönemde test yaptırdıkları zaman sonuç pozitif çıkar ve daha sonra birkaç hafta içerisinde bu sonuç negatif şekle dönüşür. Adet gecikmesi ile birlikte bu gebelikte en sık rastlanan belirtiler şunlardır:
Bu dönemde ortaya çıkan hafif lekelenmeler, yerleşme kanaması ile karıştırılmaması gerekir. Pozitif bir gebelik durumunda ortaya çıkan kanama embriyonun rahime tutulduğu dönemde meydana gelir. Bu süreçte burada bulunan kan damarları yırtılabilir. Bu da kan akışına yol açar. Bu lekelenmeler kahverengi ya da pembe renktedir.
Hamile kaldıktan 10-14 gün sonra bunlar normal olarak kabul edilen kanamalar arasında yer alır. Bunların yanı sıra, bu gebeliği yaşayan kadınlarda bu belirtilerden başka göğüs hassasiyeti, mide bulantısı, yorgunluk gibi hamilelik belirtileri görülmez. Çünkü bu gebelikte hamilelik pozitif çıkmasına rağmen hormon seviyeleri düşüktür. Bu yüzden de bu belirtiler ortaya çıkmaz. Bu gebeliği yaşayan kadınlar ruhsal olarak endişe ve üzüntü hissederler.
Kimyasal gebelik yaşayan kadınların herhangi bir tedaviye ihtiyacı yoktur. Kimyasal gebeliği yol açan diyabet, tiroid gibi bir sorun varsa bunun tedavi edilmesi gerekir. Bu sorunlar tedavi edildikten sonra hamilelik şansı artar. Bu gebeliği yaşayan kadınlarda adet döngüsü normale döndüğünde hamile kalmayı yeniden düşünebilirler.
Kimyasal gebelik yaşayan kadınlarda bu gebelikten sonra fiziksel olarak herhangi bir hasar genellikle ortaya çıkmaz. Fakat nadir olarak bu gebelik yaşayan kadınlarda adet kanamasının ağır geçmesi ile birlikte bir kan kaybı ortaya çıkabilir. Bu durumda uzman hekime danışarak anemi için uygun tedavi yöntemleri bulunması gerekir. Bu yüzden kadınların adet kanamalarını dikkatli bir şekilde gözlemlemeleri tavsiye edilir.
Kimyasal gebelik, hamileliğin ilk beş haftası içerisinde embriyonun rahme tutunmadan ya da tutunmasından kısa bir süre sonra düşer. Bazı durumlarda kadınlar, adetlerinin birkaç gün geciktiğini fark eder ancak ardından normalden biraz daha yoğun veya farklı bir kanama yaşayabilir. Bu sebeple kimyasal gebelik, regl döngüsündeki bir gecikme veya düzensizlik olarak algılanabilir.
2 kez kimyasal gebelik yaşayan kadınlar tekrar hamile kalarak, sağlıklı bir gebelik sürecine sahip olabilir. Fakat tekrarlayan kimyasal gebeliklerde altta yatan nedeni araştırmak ve buna yönelik tedavi şekli uygulamak gerekir.
Kimyasal gebelikte beta HCG seviyesi kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Başlangıçta yükselen HCG seviyesi, embriyonun gelişememesi nedeniyle kısa sürede düşüşe geçebilir. Düzenli kan testleri sayesinde HCG seviyesinin düşmesi takip edilerek kimyasal gebelik teşhisi konulabilir.
Kimyasal gebelik, adet gecikmesi, pozitif gebelik testi ve birkaç gün içinde başlayan kanama ile kendini gösterir. Kanama, normal regl kanamasına benzer fakat bazen daha yoğun, pıhtılı veya daha uzun sürebilir.
Kimyasal gebelik kanaması genellikle 3 -7 gün arasında sürebilir. Kanamanın süresi ve yoğunluğu, kişiye bağlı olarak değişir. Bazı kadınlar hafif lekelenme yaşarken bazıları daha yoğun bir kanama görebilir.
Sağlık Destek Sitesi Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 29 Ocak 2025
Yayınlanma Tarihi: 3 Şubat 2023
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Dosyalar | ||
---|---|---|
|
DataImage37.
42 b
|