Meme kanseri, kadınlarda görülme sıklığı bakımından değerlendirildiğinde 1. sırada, kanserden kaynaklanan ölümler dikkate alındığında ise akciğer kanserinden sonra ikinci sıradadır. Her 8 kadından birinde görülen meme kanserine yakalanan hastaların % 5’i hayatını kaybetmektedir.
Eski Yunanlar kanserin vücuttaki fazla sıvıya bağlı olduğunu düşünürken, 18 ve 19. yüzyıllarda doktorlar parazitlerin kansere neden olduğunu düşünmekteydi. Günümüzde bilim insanları, kanser ve genler arasındaki ilişki hakkında oldukça fazla bilgiye sahiptir. Ultraviyole, radyasyon, virüsler ve çeşitli kimyasallar insan vücudundaki genlerde hasara yol açar. Bazı özel genler(onkogenler ve tümör baskılayıcı genler) etkilenirse, kanser gelişir.
Birçok insanda kanser aile öyküsü olmakla birlikte, meme ve yumurtalık kanserlerinin çoğunluğu aslında kalıtsal nedenlere bağlı değildir. Ebeveynlerin genetik yapılarında meydana gelen ve ‘mutasyon’ olarak adlandırılan, daha sonraki nesillere yani çocuklarına geçebilen genetik farklılıklar nedeniyle ortaya çıkan kanserlere ‘kalıtsal kanserler’ denilmektedir. Tüm kanserlerin yaklaşık %10’u kalıtsaldır. Kalıtsal kanserlere neden olan genetik mutasyonların bilinmesi, ileride kanser oluşumu ile ilgili risklerin belirlenebilmesi açısından önemlidir. Dolayısıyla risk saptanan kişilerde kanser taramaları sayesinde erken tanı ile önlem alınabilmesi, kanserin engellenebilmesi sağ kalımın artırılması sağlanmış olur.
BRCA1 ve BRCA 2 genlerindeki mutasyonlar kalıtsal meme ve yumurtalık kanserlerinin en önemli nedenidir. Bu kanserlerin yaklaşık %50-75’i bu iki gendeki mutasyondan kaynaklanmaktadır.
Meme ve/veya yumurtalık kanseri geçmişi olan birçok ailede bilinen genlerle ilişkilendirilmiş bir mutasyon tespit edilememiştir. Bunun nedeni ailesel kanserlerin diğer genlerdeki mutasyonlar, ortak yaşam alanı ve yaşam tarzı gibi çevresel etmenler ile bunların birleşiminden kaynaklanmasıdır.
Kalıtsal meme ve yumurtalık kanserinde genetik risk değerlendirmesi, yalnızca genetik uzmanı hekimler tarafından yapılabilmektedir.
Tümör baskılayıcı genler: Bunlar koruyucu genlerdir. Bu genler normalde hücre bölünme hızını sınırlar, hasarlı DNA’yı tamir eder ve hücre ölümünü kontrol eder. Bu genler mutasyona uğradığında hücreler büyümeye devam eder ve sonunda tümör oluşur. BRCA1, BRCA2 (meme kanseri), ve p53 genlerini içeren 30’a yakın tümör baskılayıcı gen tanımlanmıştır. Tüm kanser vakalarının yaklaşık % 50’sinde p53 geni ya yoktur ya da hasarlıdır.
Onkogenler: Sağlıklı hücreyi, kanseröz hücreye dönüştüren genlerdir. HER2/neu (meme kanseri) ve ras, en yaygın iki onkogendir.
DNA Tamir Genleri: DNA’nın çoğalması esnasında oluşan hataları tamir eder. Tamir edilmeyen hatalar, mutasyona yol açar ve sonunda kanser gelişir. Çeşitli genlerdeki mutasyonlar sonucuna kanser gelişir, ancak kanserlerin pek çoğu belirli bir tip genle ilişkili değildir. Belirli genler, diğer genler veya çevresel faktörlerle tahmin edilemeyen yollarla etkileşerek kanser gelişimine neden olur. Bazı kanser tiplerine duyarlı olan genler tespit edilmiş olup, hasarlı bu genlerin çoğunun belirli organlarda kansere neden olduğu saptanmıştır. Örneğin BRCA1 ve BRCA2 isimli genler meme, yumurtalık ve prostat kanserlerinde, APC, KRAS, MSH2 ve MLH1 genleri barsak kanserinde, VHL geni von Hippel-Lindau sendromu, STK11 geni ise Peutz-Jeggers sendromunda rol almaktadır. TP53 ve RB1 ise birçok ailesel olmayan ve kendiliğinden gelişen kanser ile ilişkilidir.
Tüm insanlar biri anneden diğeri babadan olmak üzere BRCA1 ve BRCA2 genlerinin 2
kopyasına sahiptir. Bu iki genin görevi ise, vücudun farklı bölgelerinde kanser gelişmesinin önlenmesidir.
BRCA1/2 genlerinin fonksiyonlarını düzgün bir biçimde yerine getiremediği durumda ise, meme, yumurtalık, pankreas ve prostat kanserlerinin gelişme riski artmaktadır.
BRCA1/2 mutasyonu olan bireylerde kanser diğer bireylere göre daha erken yaşta ortaya çıkar ve aynı ya da farklı bir organdaki ikincil bir kanser ortaya çıkma riski de daha yüksektir.
Sağlık Destek Sitesi Genetik Kanser Polikliniği, BRCA1/2 testi bu iki genin analizi ile kanser riskini arttıran tüm kalıtsal genetik mutasyonların ortaya çıkmasını sağlamaktadır.
Aşağıdaki kişisel ya da ailesel geçmiş ile ilgili soruların cevaplanması ile genetik testin sizin için uygun olup olmadığı belirlenebilir:
Genetik test yaptıran bir kişi mümkün olan 3 sonuçtan birini elde edecektir: Pozitif, negatif ve yetersiz sonuç (İlişkilendirilmemiş varyant, VUS)
SONUÇ | Açıklama |
Pozitif | · Test edilen genlerden en az birinde mutasyon tespit edilmiştir. · Mutasyon tespit edilen gene özgü olarak ilişkilendirilmiş kanser riskinde artış görülmektedir. · Gene özgü kanser taraması ve önlem için tavsiye edilmektedir. · Tespit edilen mutasyon ya da gene özgü risk taşıyan aile bireylerinde genetik test tavsiye edilmektedir. |
Negatif | · Test edilen genlerden hiç birinde mutasyon ya da genetik değişiklik tespit edilmemiştir. · Kanser riski ailesel ve kişisel geçmişinize bağlıdır. · Kanser taramaları ve önleyici çalışmaların hepsi aile geçmişine bağlı olarak yapılır. · Aile üyeleri için genetik test yapılması uygun olmayacaktır. |
Yetersiz Sonuç | · Genetik bir farklılık bulunmasına rağmen, bu farklılık henüz kanser ile kesin olarak ilişkilendirilmemiştir. · Kanser riski ailesel ve kişisel geçmişinize bağlıdır. · Kanser taramaları ve önleyici çalışmaların hepsi, aile geçmişine bağlı olarak yapılır. · Diğer genler ile birlikte aile örneklerinde çalışma tavsiye edilir. |
BRCA1/BRCA2 Mutasyonu Olan Bir Kişiye Tıbbi Tavsiyeler:
KADIN | Açıklama |
Meme Kanseri ile Mücadele | · Meme kanseri konusunda farkındalık, 18 yaşında başlamalıdır. · 25 yaşından sonra her 6-12 ayda bir klinik meme muayenesi ve her yıl MR görüntüleme ile meme kontrolü yapılmalıdır · 30 yaşından sonra her yıl meme MR’ı ile mamogram çekilmelidir · Tercih edenler için mastektomi (Memelerin tamamen alınması) uygulanabilir · Tamoxifen gibi riski azaltıcı ve kanseri doku oluşumunu önleyici etkileri bulunan ilaçlar alınabilir |
Yumurtalık Kanseri ile Mücadele | · 40 yaşından sonra çocuk düşünmeyen bireyler için yumurtalıklar ve bağlı fallop tüpleri cerrahi olarak çıkarılabilir · 30’lu yaşlardan itibaren her 6 ay da ya da yılda bir transvajinal ultrason ile tarama yapılabilir ve CA-125 adı verilen kan testi yapılabilir. · Riski azaltan ilaçların kullanımı ve risk arttırıcı ilaçların (doğum kontrol hapları) kullanımı kontrol edilebilir. |
ERKEK | Açıklama |
Meme Kanseri ile Mücadele |
|
Prostat Kanseri ile Mücadele |
|
Meme kanseri öyküsü olan hastalarda, hastalık evresine uygun olarak bakım ve klinik takip yapılmalıdır.
Eğer ailede bilinen BRCA1/2 mutasyonu varsa ve sizin testiniz negatif ise, genel meme kanseri taraması yapılması daha uygundur. Eğer ailede diğer kanser türleri varsa, o kanserlere yönelik tarama ve önleyici faaliyetler değerlendirilmelidir.
Sağlık Destek Sitesi Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 1 Ekim 2022
Yayınlanma Tarihi: 25 Nisan 2016
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Dosyalar | ||
---|---|---|
|
DataImage46.
42 b
|