Sabahları yorgun uyanıyor, kendinizi hala uykulu hissediyorsunuz. Uyandığınızda odada kimsenin olmadığını fark ediyor, aile bireylerinizi onları uyutmadığınızdan şikayet ederken buluyorsunuz. Ama tüm bunlara rağmen halen horladığınızı kabul etmiyorsunuz. Bilmelisiniz ki; horlama aslında bir kusur ya da utanılacak bir durum değildir. Çünkü horlama, özellikle yetişkinlerde görülen, genellikle pek önemsenmeyen fakat mutlaka tedavi edilmesi gereken bir uyku bozukluğudur. Sağlık Destek Sitesi Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Doç. Dr. Yezdan Fırat, horlama ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Yaşın ilerlemesi ile birlikte horlamanın da görülme sıklığı artmaktadır. Bu oran 60 yaşın üzerindeki kadınlarda %73, erkeklerde %84’e kadar ulaşmaktadır.Uykuda solunum sıkıntısı ve horlama şeklinde kendini gösteren, uykuda solunum durmalarına neden olan klinik tabloya “Tıkayıcı uyku apnesi hastalığı” adı verilmektedir. Uyku laboratuvarında yapılan, “Polisomnografi” denilen testle horlamanın tanısı konulmaktadır.
Basit horlama, hastanın çevresindekilere rahatsızlık veren bir problem olmasına karşın, “uykuda solunum bozuklukları” denilen hastalık grubunda, hastalarda ciddi sağlık problemlerine, kalp ve akciğer hastalıklarına ve hatta ani ölüme neden olabilecek bir tablo ile karşı karşıyayız demektir. Bu nedenle horlamanın sıklığı, süresi ve hastanın uykudaki genel durumu mutlaka takip edilmelidir.
Horlama yakınması olan hastadan yatak arkadaşı veya aile fertleri ile beraber ayrıntılı hikaye alınmalıdır. Yatma ve uyanma zamanı, uyku sırasında vücudun pozisyonu, horlamanın geçtiği bir pozisyon olup olmadığı, uykuda nefes kesilmesi veya apne varlığı ile abartılı horlama varlığı sorgulanmalıdır.
Uyku bozukluğu tanısında kullanılan belirleyici yöntemlerden biri olan “Epworth uykululuk skalası”na göre; hastaya “okurken, televizyon izlerken, topluma açık yerlerde otururken, arabada yolculuk yaparken, biri ile sohbet anında, öğle yemeği sonrası sakince otururken ve kırmızı ışıkta beklerken uyuklama veya uykuya dalma ihtimaliniz nedir?” soruları sorularak cevapları alınır. Hastalık öyküsünde apne tespit edilenler, yukarıdaki bulgulardan bir veya birkaçını içerenler için kesin tanı yöntemi uyku testi; yani “Polisomnografi”dir.
Hafif ve orta düzeyde uyku apnesi olup, bölgesel darlık saptanan hastalarda esas tedaviyi tıkayıcı organın cerrahi tedavisi oluşturur. Bölgesel tıkanıklığın saptandığı patolojiye göre; bademcik ameliyatı, burun orta bölmesinin düzeltilmesi, burun etlerinin küçültülmesi, yumuşak dam
ağın gerginleştirilmesi, küçük dilin küçültülmesi, dil kökünün küçültülmesi gibi cerrahi işlemler yapılır. İleri düzeyde uyku apnesi olup üst hava yolunda bölgesel darlığı olmayan hastalarda esas tedaviyi CPAP (Continue positive airway pressure) denilen, temelde hastaya pozitif basınçlı hava solumasını sağlayan cihazlar oluşturur. Bu cihazı hastanın maske ile her uyku sırasında burun yoluyla tatbik edip kullanması gerekir.
Sağlık Destek Sitesi Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 17 Nisan 2023
Yayınlanma Tarihi: 30 Ocak 2012
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Dosyalar | ||
---|---|---|
|
DataImage51.
42 b
|