Aminoterapi uygulamaları, yaşlanmanın ciltteki olumsuz etkilerini azaltmak için yapılıyor. Son yıllarda birçok isimle adlandırılan bu uygulamalar sayesinde cildin belirli bir süre daha parlak ve gergin görünmesi amaçlanıyor. Sağlık Destek Sitesi Kayseri Hastanesi Dermatoloji Bölümü Uzmanları, aminoterapi konusunda bilinmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Aminoterapi daha sık ve daha genç bir cilt dokusuna kavuşmak için yapılan uygulamalardır. Anti-aging uygulamalarında yaşlanmayı durdurmak için çeşitli yöntemlere başvurulmaktadır. Aminoterapide ise amaç cilt hücrelerini tedavi ederek yenilenmesini sağlamaktır. Cilt altındaki protein yapılarının yeniden sentezlenmesini ve yenilenmesini sağlamak için yapılmaktadır. Hyalüronik asit ve amino asitler (glisin, prolin, lizin, lözin, alanin ve valin) cilt altındaki orta dermis tabakasına enjekte edilmektedir.
Vücutta yeteri kadar amino asidin olmaması nedeniyle cilt elastikiyetini kaybetmekte, yaşa bağlı olarak sarkmalar ve kırışıklıklar ortaya çıkmaktadır. Uygulama sonrasında ise kolajen üretimi hızlanacağı için ciltteki kırışıklıklar ve sarkmalar toparlanmakta ve cilt daha parlak görünmektedir. Proteinlerin yapı taşı olan aminoasitler, vücudun toplam ağırlığının %20’sini oluşturmaktadır. İnsan vücudundaki tüm yapı ve fonksiyonlarda amino asitler önemli rol oynamaktadır. Ancak bilimsel etkileri ve uzun vadedeki faydaları henüz net değildir. Aminoterapi uygulamaları mucize veya muhteşem olarak görülmemelidir.
İnsan cildi belirli bir yaşa kadar ihtiyacı olan vitamin, mineral ve aminoasitleri düzenli bir şekilde üreterek yenilenmektedir. Ancak belirli bir yaştan sonra vücut bu maddeleri üretmediği için ciltte yenilenme olmamakta ve yaşlanma süreci başlamaktadır. Cildin temel yapı taşı olan hyalüronik asit, kolajen ve elastin vücutta yaşa bağlı olarak eksildiğinde cilt; esnekliğini, rengini ve parlaklığını kaybetmektedir. Cilt yaşlandıkça pigment hücreleri lekelenmeye ve su kaybetmeye başlamaktadır. Özellikle yaşlı ciltlerde nemsiz ve kuru cilt tipi ortaya çıkmaktadır. Kuruyan cilt yıpranarak kırışmaya başlamaktadır. Bu döngüden kurutulabilmek için cilt hücreleri tedavi etmek adına yapılan tüm işlemler aminoterapi uygulamalarıdır.
Aminoterapi olarak bilinen uygulamaları açıklarken çok sık karşımıza çıkan matriksi de anlatmak gerekmektedir. Matriks vücudun en küçük canlı birimi olan hücrenin yaşadığı doğal alanın ismidir. Nasıl dünyada ekolojik çevre bozulduğunda sistemin tamamı bozuluyorsa, hücreler arası bozulma sonucunda da matriksde de değişim olacaktır. Yaşa bağlı ve dış etkenler sayesinde matrikste ortaya çıkan değişim cilde yansıyacaktır. Gençleştirme uygulamalarında temel amaç matriksi iyileştirmektedir. İşte aminoterapinin yanı sıra enerji bazlı cihazlar ve mezoterapi uygulamaları da matriksi yenilemek için yapılmaktadır.
Matriks üç temel unsurdan oluşmaktadır. Kolejen, elastin ve hyaluronik asittir. Bunları vücuttaki oranını artırmak için yapılan çalışmaların tamamına aminoterapi uygulamaları denilmektedir.
Aminoterapi, yaşlanmaya bağlı olarak çıkan etkileri yok etmek için yapıldığı için cildinde kırışma, sarkma ve renk değişiminden şikayetçi herkese yapılabilmektedir. Ancak 20 yaşın altına yapılmaması gerekir.
Günümüze kadar yapılan uygulamalarda yan etkisinin olmadığı düşünülmektedir. Ancak aminoterapiyi yaparken cildin kesinlikle iyi naliz edilmesi gerekir. Bağışıklık sisteminin bir alerjen ile tetiklenmesi sonucu ortaya çıkabilecek cilt alerjisi söz konusuysa bu tür uygulamaların yapılmaması gerekir. Ayrıca uygulamada iğne kullanıldığı için kısa süreli morluk ve kızarıklıklar olabilmektedir.
Etkisinin kısa sürede ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ortala 7-10 gün arasında etkisi ortaya çıkmaktadır. Etkisinin 6 aya kadar devam ettiği bilinmektedir. Gençleşme uygulamalarından olan altın iğne, lazer ve botoks ile kombine olarak yapıldığında etkisi kısa sürede belli olmaktadır.
Aminoasitler cilde bir iğneyle verilmektedir. İğneler 4-6-13 mm inceliğinde ve 26-30 Gauge kalınlığında olabilmektedir. Uygulama öncesinde anestezik bir kremle yüz kısmı uyuşturulmakta ve böylelikle acı düzeyi düşmektedir.
Cildin yapısına göre seans sayısı belirlenmelidir. 1-4 seans arasında haftada bir yapılması tavsiye edilmektedir.
Aminoterapi uygulamalarının gebelere yapılmasında bir sakıncanın olmadığı düşünülmektedir. Ancak bu uygulamaları yaptırmak için gebelik sonrasını beklemekte yarar vardır.
Sağlık Destek Sitesi Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 13 Aralık 2024
Yayınlanma Tarihi: 16 Eylül 2021
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Dosyalar | ||
---|---|---|
|
DataImage87.
42 b
|