Şizotipal kişilik bozukluğu tipik, karakteristik bir bozukluk mudur yoksa arada kalmış bir ifade midir?
Günümüzde aslında üzerinde bir netlik olan tanısal kavram değildir, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanı kriterlerinde (ICD-11) bir klinik bozukluktur, Amerikan Psikiyatri Derneği’nin tanı kriterlerinde (DSM-5) ise A kümesinde kişilik bozukluğu olarak belirtilmektedir. Yine de bu ayrımın klinik ölçme, değerlendirme ve tedavi bakımından önemi yoktur, klinikte mühim olan şizofreniden ayırt edilebilmesidir.
Şizotipal(schizo/typal) kelimesi iki kelimenin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. “Şizo” Yunancada ayrık, yarık anlamındadır, “tipal” kelimesi ise tipik, karakteristik demektir. En yalın haliyle ifade edersek kişinin içsel yani kendi ruhsal dünyasıyla, dış dünyanın yani kendisi dışındaki toplumsal alanın ayrık olması şizotipal kişiliğin belirgin unsurudur. Biraz daha açarsak şizotipal kişi kendi iç dünyasını dış dünyanın gerçekliği gibi algılar dış dünyanın gerçekliğini benimseyememiştir, içselleştirememiştir ve yaşamını iç dünyasının unsurlarına göre sürdürür. Dışarıdan bakıldığında duygu, düşünce ve davranışlarında birtakım belirgin tuhaflıklar ve uyumsuzluklar sezilebilir.
Başlıca Şizotipal Kişilik Belirtileri Şunlardır:
Toplumun genel popülasyonunda %1 ile %3 oranında rastlanır, psikoterapi desteği görmek talebinden ziyade psikiyatri kliniğine başvuruları daha sık görülür. İstikrarlı bir şekilde psikoterapiye katılmaları konusunda belirgin bir oran olmamakla beraber, dış dünyaya uyum ve toplumsal düzenin gerçekliğini benimseme bakımından desteklenebileceklerini belirtmek gerekir.
Kaynaklar;