Dayak mı yiyorsunuz? Azarlanıyor musunuz? Size yasaklar mı konuluyor? Eski eşiniz tarafından rahatsız mı ediliyorsunuz? Cinsel ilişkiye mi zorlanıyorsunuz veya paranız zorla elinizden mi alınıyor? Tüm bunların sorumlusu nişanlınız, eşiniz, eski eşiniz mi, çocuklarınızdan biri mi, yoksa ailenizden veya arkadaşlarınızdan biri mi? O halde ev/aile içi şiddete uğramaktasınız.Belki de siz kendinizi suçlu buluyor ve başınıza geldiği için kendinizigüvensiz hissediyor ve utanıyorsunuz. Fakat ev/aile içi şiddet olmamalıdır ve yasaktır. Şiddet bir suçtur.
Ev içi şiddet nedir ve nasıl tanımlanır? Ev içi şiddet uygulayanlarda genelde alttaki belirtiler görülmektedir.
Eğer o (erkek veya bayan olması fark etmez),
Aile içi şiddetten partnere, çocuklara ve yaşlılara yönelik şiddeti anlıyoruz. Şiddet, fiziksel şiddet, cinsel istismar ve psikolojik çökertmeden (tehdit, rahatsız etmek, taciz etmek, maddi açıdan sömürme) oluşabilir. Şiddeti uygulayanlar partner, ex-partner, aile fertleri, akrabalar ve aynı evi paylaşan arkadaşlar olabilir. Sadece karşı cinsler arasında değil, aynı cinsler arası ilişkilerde de aynı durumdan söz edilebilir.
Şiddet her yerde karşımıza çıkar; evde, iş yerinde ya da halka açık yerlerde. Bütün kültürlerde şiddet vardır. Her yaş grubu içerisinde, bütün sınıflarda, meslek gruplarından kişiler arasında, her gelir düzeyinde, köyde ve şehirlerde aile içi şiddet karşımıza çıkmaktadır.
Fiziksel şiddet: Tokat atma, tekme atma, yere yatırıp üzerinde tepinme, saçtan sürükleme, merdivenden aşağı atma, kaynayan yağı veya suyu üzerine boşaltma vs.
Cinsel şiddet: Cinsel ilişkiye zorlama, tecavüz, sert yabancı aletleri kadının cinsel organına zorla sokma, meme uçlarını kesme, kadınlık organını sünnet etme, anne rahmindeki bebeğin kız olduğu öğrenildiğinde daha doğmadan kürtajla alma, kız kaçırma, zorla başkalarının yaptığı cinsel ilişkiye bakmaya zorlama vs.
Duygusal şiddet: Tehdit etme, aşağılama, hakaret etme, mağdurun kendi parasına el koyma, pasaport ya da kimlik kartı gibi kişisel belgelerini yok etme veya elinden alma, eve hapsederek sosyal hayattan mahrum bırakma, telefon etmenin yasaklanması. Sizi ve çocukları tehdit etme, değerli eşyaları kullanılmaz hale getirme, intiharla tehdit etme. Ayrıca aslı olmayan nedenlere dayanarak kişiyi aşağılama ve ikinci plana atma (örneğin: “Pis kokuyorsun”, “hırsızsın”) vs.
Yukarıdaki üç başlık altında toplamış olduğumuz şiddet şekillerinin kombinasyonu da karşımıza sıklıkla çıkmaktadır. Bütün şiddet türleri tehlikelidir ve şiddete uğrayan mağdurlarda genellikle geride bir iz kalır.
Genellikle erkekler şiddeti kullanan taraf, kadın ile çocuklar şiddete maruz kalan taraflardır. Ancak kadınlar da şiddeti kullanan taraf olabilecekleri gibi erkekler de mağdur olabilirler. Araştırmalar gösteriyor ki, şiddete maruz kalan kadınların birçoğu saldırganı zaten tanımaktadır. Saldırgan; bir arkadaş, bir aile üyesi (eş, kayınpeder/kayınvalide), bir tanıdık, komşu ya da patron olabilir. Ancak bu durum, yardım istemeyi veya polise şikayette bulunmayı engellememelidir.
Kadınlara uygulanan şiddet hakkında birçok ön yargı vardır. Bu ön yargılar maalesef kadınların uğradıkları şiddete olan bakış açılarını ve kendilerine olan bakış açılarını etkilemektedir.
Genellikle karşılaşılan ön yargılar:
Hiç kimse kötü muameleyi veya tecavüzü hak etmemektedir. Kadının giyiniş şekli, bakışı, mesleğinin ne olduğuna, kaç yaşında olduğuna veya nereye gittiğine bakılmaksızın bu zarar verici ve vahşi suçlar hep işlenmektedir.
Eğer erkekler isterlerse, cinsel arzuları ne kadar güçlü olursa olsun, yinede cinsel isteklerini kontrol altında tutabilirler. Hiçbir arzu bir başkasına şiddet uygulama hakkını vermez. Şiddet cinsel arzulardan değil, genellikle kontrol, yönetme, acı verme ve aşağılama arzusundan kaynaklanmaktadır. Birçok cinsel şiddet kişinin kontrolünü kaybetmesinden değil, bunu kasıtlı yapmasından dolayı ortaya çıkmaktadır.
Bir erkek ailenin normal bir üyesidir. Hangi sebepten olursa olsun, şiddet uygulanması kabul edilemez bir davranıştır. Anlaşmazlıklar konuşularak çözülmelidir, şiddet kullanarak değil.
Tesadüfen yanlış bir ailede bulunmanızdan veya kaderinizden dolayı şiddete uğramazsınız. Kadın veya erkeğin şiddet kurbanı olması Kura’nın hiçbir yerinde yazmaz ve Allah’ta böyle bir şeyi asla istemez. Kura’nın hiçbir yerinde kadınlara şiddet uygulanabilir diye yazmadığı gibi aksine ‘bir kadına çok değerli, hemen kırılacak bir bardak gibi davranılmalı’ diye yazmaktadır.
Şiddet; kişide çok etki bırakır. Maruz kalan kişilerde zarar verilmiş ve aşağılanmışlık duygusu bırakır. Mağdurlarda şaşkınlık duygusu da ortaya çıkabilir. Herkes şiddetin sonucunda farklı tepkiler gösterebilir.
• Mağdur saldırganı suçlaması gerekirken aksine kendini suçlu hisseder. Örneğin ‘ben böyle yapmasaydım…o bana şiddet uygulamazdı…!’ gibi düşünür. Ama hiç kimsenin başka birisine şiddet uygulama hakkı yoktur. Saldırgan taraf her zaman suçludur.
• Bazı kadınlar kendilerinin başına böyle bir şey geldiği için utanırlar.
• Yine bazı kadınlar bu şiddet olayından sonra tekrar şiddete uğrama olasılığından, sokağa çıkmaktan, dokunulmaktan, erkeklerden korkarlar.
• Mağdurlar gece korkunç rüyalardan, uykusuzluktan, iştahsızlıktan şikayetçi olabilir ve bunların yanında ayrıca vücudunu kirli ve kendini hasta hissediyor olabilirler.
Eğer siz de ev/aile içi şiddete maruz kalıyorsanız bunu başkalarıyla paylaşmanız elbette kolay bir şey değildir. Ama kendi başınıza da bu sorunu çözmek çok zor olabilir. Birisi ile konuşmaktan korkuyor olabilirsiniz, ya da utanıyor, belkide bu durumdan kendinizin sorumlu olduğunu düşünüyorsunuzdur. Yine de bu korkuyu atıp paylaşmayı ve başka birisi ile konuşmayı denemelisiniz. Bu kişi; kendi etrafından güvenebileceğiniz, ailenizden birisi ya da sizi anlayabileceğine, dinleyebileceğine inandığınız yakın çevrenizden birisi olabilir.
Ayrıca bir danışmandan yardım alabilirsiniz. Konuşmak rahatlamanızı sağladığı gibi, yapabileceklerinizi gözden geçirmenizi sağlayacaktır. Ne yapacağınıza karar vermeniz çok önemli olduğu gibi, aynı zamanda çok da zordur. Bu konu hakkında özel olarak teorik ve pratik düzeyde eğitim görmüş bir kişiyle konuşmanız size yardımcı olabilir. Bu danışman/psikolog sahip olduğunuz imkanları anlamanıza yardımcı olacaktır.
Eğer eşiniz ya da birlikte olduğunuz arkadaşınız saldırgan davranışlarda bulunuyorsa bu davranışlarını değiştirmek için onu da bir terapiye motive edebilirsiniz. Bu terapilere katılan kişilerin saldırgan davranışlarında azalmaya yönelik değişiklikler olduğu kadınlar tarafından gözlenmiştir.
Aynı zamanda birlikte de terapiye girebilir, eşinizle birlikte de bu şiddete “dur” diyebilirsiniz.
Şiddeti normal bir durum olarak görmemelisiniz ve hiçbir zaman da kabullenmemelisiniz. Çocuklardan dolayı ya da ekonomik olarak bağımlı olmanız bir şey yapılamaz demek değildir. Şiddeti durdurmak için şimdi adımlar atabilirsiniz.