Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Kaygılı İnsanların Sık Kullandıkları İfadeler

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 22:13    Güncellendi: 18.02.2025 22:13
KAYGILI İNSANLARIN SIK KULLANDIKLARI İFADELER

Kaygısı olmayan bir insan yoktur. Fakat kaygı bazı insanların hayatlarını yönetir. Verecekleri kararları; insanlarla ilişkilerini; gelecekle ilgili düşüncelerini; işte performanslarını; ailedeki rollerini ve iletişim becerilerini aksatır; bu şikayetler; belirtiler dikkate alınmazsa psikiyatrik problemlere dönüşebilir.
Kaygılı insanların sık kullandıkları ifadeler; bizlere altta yatan duygu ve düşünceleri anlamamıza yardımcı olur. O ifadelerden bazıları;


1) Ve Eğer...


Eğer ifadesi; belirsizlik ve gelecekteki olası olumsuz senaryolar; kurgular hakkında endişeleri yansıtır. Kaygılı insanlar genellikle en kötü senaryoları düşünme eğilimindedirler. Yaşamları kurgu ve bu kurguların gerçekleşmesi durumunda yapacaklarını düşünmekle geçer. Bu düşünce sistemi ve olumsuz duygu durumu nedeniyle yaşamdan zevk alamaz; anı yaşayamaz hale gelirler. Adeta bu insanlar için zevk almak zihinlerinde kötü bir şeymiş gibi kodlanır. Çünkü iyi bir şeyler yaşamak ardından kötü senaryoların geleceğinin sanki işareti gibi yaşantılanır ve böyle algılanır. Bu yapıda insanlar için adeta ‘Mutsuzlukta olsa bildiğim mutsuzluk’ ifadesi belirsizlikten ne kadar uzak durmaya çalıştıklarının; belirsizliğin hayatlarında ne kadar önemli bir endişe kaynağı olduğunun ispatıdır. (Belirsizlik herkesi etkileyen bir durumdur burada bahsettiğimiz bu durumun bazı insanların hayatında çok daha geniş yer kaplaması ve yoğun endişeye neden olmasından söz ediyorum).
Belirsizlik bir sonsuzluk ; belirsizlik bir kara delik; belirsizlik sonsuzluğa giden bir bulanıklık.

2)’’Kontrol edememek; kontrol edemiyorum’’



Kontrol kaybı ve durumları yönetememe duygusunu ifade eder. Kaygı genelde kontrol edilemeyen durumlar karşısında artar.


Bu kontrol duygusunun kişiden kişiye ve yoğunluktan yoğunluğa derecesi ve anlamı değişebilir. Kimi insan dağılmamak ve dağıtmamak için kontrollü olmaya ve kontrol edebilmenin önemli fonksiyonuna işaret eder. Hayatlarında kontrol edebiliyor olmak sanki benliklerinin dağılmasını önlemek ve yaşamda kontrolsüz davranmaya karşı kontrollü olmayı bir ‘’emniyet kemeri’’ gibi kullanmak isterler. Hatta bu kontrol edebilme duygusunu yoğun yaşayan insanlar; yalnızlığı bile tercih edip kontrol edilebilecek durumları; ilişkileri en aza indirmeye çalışırlar. Yani kontrol edebilmek için yalnızlık bile tercih edilebilir.
Kaygılı insanlar için kontrolün onlarda olması hayatı ; yaşamı belirli kılar. Yani kontrollü olmak sanki sürekli aydınlıkta kalmalarını sağlar. Kontrolsüzlük ya da kontrol edememek karanlıkta; belirsizlik içinde yaşamak gibidir.
Kontrol edebilme duygusu bu yapıda insanlar için kontrol büyük bir hakimiyet ve büyük bir güç olarak tanımlanır.

3)’’Her şey kötüye gidiyor.’’


Bu ifade ; genel bir olumsuz bakış; karamsar; karanlık düşünce ve umutsuzluk hissinin yoğunluğuna işaret eder.


Kaygılı insanlar; olayları; durumları karamsar bir şekilde yaşantılarlar. Bütün kötülük ve olumsuzluklar onları bulur. Ve bunun böyle olduğuna dair kanıtlar toplarlar. Farkında olmadan mutlu oldukları anlarda bile kendilerini baltalamanın bir yolunu bulurlar. Güzel bir şey yaşadıklarında ya da hayatlarında güzel bir şeyler olduğunda olumsuz duygu ve düşünceler hemen harekete geçer ve o andaki olumlu durumu; olumlu duygu durumunu engeller.


Burada adeta kehanet doğrulanır olumlu duygunun hemen ardından olumsuz bir yaşantı devreye girer inancı pekişir.


4)’’ Yetersizim!’’


Kaygı; kişinin yeteneklerine; yapabileceklerine karşı inancını zayıflatır. Yetersizlik duygusu; kişinin yetersiz olduğunun değil; sadece yetersiz hissetmesidir. Herkesin yapabildikleri; yeterli olduğu; becerdiği; uzmanlaştığı; ustalaştığı durumlar vardır Herkesin muhakkak yeterli olduğu ve diğerlerinden daha iyi olduğu bir şeyler vardır. Fakat kaygı yapabilecek durumda olsanız bile; yapamayacağınızı ve yeterli olmadığınızı hissetmenizi sağlayan bir duygudur.


Yetersizlik hissi; iş hayatında; özel hayatta ve kişinin kendisiyle ilişkisinde sürekli performans kaygısı yaşamasına; geri planda kalmasına; sorumluluk alma durumlarında kaçınmasına ve neticede hayatta ilerlemesine engel olur. Hayatını durdurur. Oysaki hiç kimse tam donanımlı ve tamamıyla yeterli olarak dünyaya gelmez.
Yetersizlik hissi kişinin belli bir zaman sonra kaygının artması ile öfkeli bir insana dönüştürür ve kendisinin de istemediği fakat engel olmadığı pasif agresif bir davranış sergilemeye bazen de bu öfkenin dışa vurumuna engel olamaz hale gelir. Yani yetersizlik hissi >çaresizlik>kaygı> pasif ya da aktif öfke> suçlu hissetme gibi bir kısır dönüye dönüşür.

5) ‘’Yapmam gereken çok şey var.’’


Kaygı içsel bir duygudur. Kaygı kişide çok fazla yüklenmişlik; düşünsel yoğunluk ve yoğun bir duygusal baskı oluşturur. Adeta kafanın içinde durdurulmayan düşüncelere neden olur. Planlama; hesaplama; tedbir alma ve adeta olaylara ve durumlara karşı bir adım önde olmak zorundaymış gibi bir his yaratır. Ve dışsal uyaranları da aşırı bir hassasiyetle algılamalarına ve bu da yoğun bir strese sebep olur ve içsel kaygı dışsal stresle bir araya gelir ve birbirine karışır. Kaygılı insanlar sorumluluk hissini derinden hissetmekle birlikte bu aşırı gelişmiş sorumluluk duygusu da çok ağır bir yük gibi hissedillir. Dışsal beklentileri en iyi şeklide karşılamak zorunda olan kaygılı kişi; beklentileri karşılama konusunda da yetersizlik hissetmeye başlar ve bu sorumluluklar altında ezilir ve bunalır hale gelir. Ve kaygı ataklarına sebep olur. Kaygı atakları korkuya dönüşmeye başlar. Bir zamanlar içsel olan şey artık dışsal korku haline gelmeye başlamış ve gerçekten de yapamam korkusu yapamama davranışına dönüşmüştür