Çocuk Ve Ergenlerde Sanal Dünya/ Teknoloji Bağımlılığı
Konuşacak; paylaşacak arkadaş bulamayan çocuk bu ihtiyacını klavye aracılığıyla gidermeye çalışır. Hangi yaş ve cinste olduğunu bilmediği kişiyle yüz yüze olmamanın verdiği cesaretle sohbeti derinleştirir. Aldatır ve aldatılır aslında. Herkese sınırsız açık iletişim siteleri; mahremiyet duygusunu ortadan kaldıran; özeli adeta genele indiren yönleriyle ilişkinin en hassas boyutunu yok ederler. (Prof. Dr. Mücahit Öztürk)
Altın kuralımız; Çocuklarımızda internet ve teknoloji bağımlılığını baştan önlemek için temel felsefemiz şu olmalı 0-3 yaş arası sıfır teknoloji ilkesi ile hareket etmek gerekmektedir.
Teknoloji bağımlılığı; kişinin ekran karşısında kontrolünü kaybetmesi ve ekran dışında vakit geçirdiğinde yoksunluk belirtileri hissetmesidir.
Çocuk ve ergenlerde ekran bağımlılığı belirtileri; çocuğun ekranı bırakamaması; geç saatlere kadar bu eyleme devam etmeye çalışması; bazen uykuya geçmekte zorlanması; uykuya karşı direnmesi ve hala oyun oynamaya devam etmek istemesidir. Ekran başındayen yemek yemeyi unutup; dersini yapmayı veya tuvalete gitmeyi ertelemesiyle sonuçlanabilmektedir.
Çocuklarda Teknoloji Bağımlığının Belirtileri Nelerdir?
Çocuklarda teknoloji bağımlılığında özellikle yoğun ekran maruziyetine kalan bir çocukta yaşa göre farklı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Çocuklarda teknoloji bağımlılığı da küçük yaşta bu şekilde alışkanlıklarla ortaya çıkabilmektedir.
Özellikle çocuklarda teknoloji bağımlılığı; 0-3 yaş döneminde bulunduğu ortamda yoğun televizyon; tablet ya da bilgisayar ekranı izlemiş bir çocukta;
• Dil ve konuşma becerilerinde gerilik meydana gelebilir;
• Çocuk her seslenildiğinde dönüp bakmayabilir.
• Çocuk büyüdükçe dikkat eksikliği; öfkesini kontrol etmekte zorlanma meydana gelebilir.
• Çocuğun ebeveynleri ile ya da arkadaşları ile ilişkisini olumsuz etkileyebilir ya da derslerinde başarısızlık; ödev yapmak istememe; yazı yazmaktan sıkılma şeklinde tezahür edebilir.
Çocuklarda teknoloji bağımlılığı; ergenlik döneminde içe kapanma; teknoloji dışı etkinliklere katılmak istememe; aile ve arkadaş ilişkilerinde bozulma görülebilmektedir.
Teknolojinin ortaya çıkmasını kolaylaştırabildiği bu belirtiler dışında teknolojinin kendi de bir bağımlılık yaratma ihtimali ile riskli bir durumdur. Çocuklarda teknoloji bağımlılığı çocuğun geleceğini etkileyebilecek riskli bir durumdur.
Amerikan Psikiyatri Birliği DSM-5 klavuzunda İnternette oyun oynama bozukluğunu ileri dönemde artma ihtimali görülen ve üzerinde araştırma yapma ihtiyacı bulunan rahatsızlıklar sınıflanmasında belirlemiştir.
Bu rahatsızlık; özellikle 12-20 yaşları arasında görünmektedir. Bu durum ergenlik döneminde çocukların yoğun şekilde; kimi zaman arkadaşları kimi zaman sanal ortamda karşılaştığı insanlarla beraber; internet ortamında oyun oynadığı; oynamazlarsa şiddetli tepkiler gösterdikleri ve bu oyunlar nedeniyle sosyal; akademik faaliyetlerinin aksadığı bir rahatsızlıktır.
Kişinin kendi bunu bir rahatsızlık olarak görmeyebilir; hayatının etkilendiğini anlatılsa dahi fark etmeyebilir. Çocuklarda teknoloji bağımlılığı her yaş gurubu için ciddi bir rahatsızlıktır.
Kimi zaman çocukta altta yatan başka bir psikiyatrik rahatsızlık bulunur.
Örneğin;
• Depresyon
• Dikkat eksikliği
• Anksiyete
• Kaygı bozukluğu
• Takıntılar gibi bir rahatsızlığın varlığı
• Sosyal uyumsuzluklar
• Arkadaşları ile yaşadığı problemlerin varlığı çocuğu internette daha fazla oyun oynamaya yöneltebilir.
Yakın zamanda ofisime danışmanlık hizmeti için gelen bir aile ile bu konu üzerinde çalıştım. Genel olarak 13 yaşındaki çocuklarının dikkat eksikliği;okulda başarısızlık; sosyal ilişkilerden geri çekilerek sanal dünyada çok fazla vakit geçirme şikayetleri belirtildi. Anne baba ve çocuklarla birlikte ve ayrı ayrı olarak yapmış olduğum görüşmeler sonucunda çocuğun teknoloji bağımlılığının altından çok yönlü sorunlar olduğu anlaşıldı. Anne baba şiddetli geçimsizlik ile bitmiş bir evliliği sürdürmeye çalışıyorlardı. Çocuklar anne ve baban psikolojik-fizyolojik şiddet görüyorlardı. Bu olumsuz yaşam içinde çocuk; kendi deyimi ile gerçek dünyadan kaçmak-izole olmak için oyun dünyasına kaçtığını ve zihninin içindeki rahatsız edici seslerden; psikolojik buhranlardan; ailesinde olanları duymaktan kaçmayı böylelikle sağladığını belirtmişti .Gerçek dünya uyaranları ve aile içi güven ortamı sağlıklı değil ise çocuk kaçmayı sanal dünyaya doğru yaptığını somut olarak bu örnekte görüyoruz. Sanal dünyasında kahraman olmayı başaran çocuk soyut dünyanın fantazilerine kaçarak kırılmış benliğine yan bir yalancı avatar yaratarak kendisini ayakta tutmaya çalışıyordu. Oyun ve benzeri sanal aktiviteler salt haz verici olduğu için bağımlılığa döndüğü gibi acıdan kaçmak içinde bir alternatif dünyayı çocuk ve ergenlere sunmakta.
Aile içi iletişimin sağlıklı olması. Demokratik anne baba tutumları; sürekli eleştirilmeyen- sürekli yüksek performans beklentisi ile yormayan; dinleyeci-destekleyici ebeveyn tutumları bu durumun bağımlılığa dönüşmemesinde etkendir. Zor çocuklarda keskin kurallar koyulara; sınırlar oluşturularak bu durumun üzerine gidilmesi diğer bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sağlıklı iletişim kanallarının olduğu aile ortamı çocuk gelişimi için son derece önemlidir.
Uzman Klinik Psikolog Osman İLHAN
Saygı Ve Sevgilerimle.